> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Ahkam Hadisleri >  Secdenin Şekli Ve Keyfiyeti
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Secdenin Şekli Ve Keyfiyeti  (Okunma Sayısı 31018 defa)
20 Ağustos 2010, 15:41:57
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 20 Ağustos 2010, 15:41:57 »





Secdenin Şekli Ve Keyfiyeti
 


Kulun Allah'a en yakın bulunduğu an, secdede olduğu zaman­dır. Çünkü secde, kulluğun en yüksek mertebesi, teslimiyet ve mah­viyetin en açık belirtisi, kula kul olmamanın en belirgin belgesidir. O bakımdan Resûlüllah (a.s.) Efendimizin secde durumu ve sureti, tek ve değişmeyen ölçüdür. Çünkü O, kulluğun da en üst derecesin­de bulunuyordu.

İlgili hadîsler:

Vâil b. Hücür (r.a.)’den yapılan rivayette, demiştir ki:

"Resûlüllah (a.s.) Efendimizi secde ederken gördüm, iki dizini iki elinden önce yere koyuyordu ve secdeden kalkınca da ellerini diz­lerinden önce kaldırıyordu."[244]

Ebu Hüreyre (r.a.)’den yapılan rivayette, Resûlüllah (a.s.) Efendimizin şöyle buyurduğunu haber vermiştir:

"Sizden biri secde ettiği zaman deve çöker gibi çökmesin; önce ellerini yere koysun, sonra dizlerini..."[245]

Abdullah b. Buhayne (r.a.)’den yapılan rivayette, demiştir ki:

"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz secde ettiği zaman, koltuklarının be­yazlığı gözükecek şekilde kollarını açardı."[246]

Enes (r.a.)’den yapılan rivayette, Peygamber (a.s.) Efendimiz’in şöyle buyurduğunu haber vermiştir:

"Secdede mu'tedil olun; siz­den biriniz kollarını, köpeğin dirseklerini yere yaydığı gibi yayma­sın."[247]

Ebu Humayd, Resûlüllah'ın (a.s.) namazının sıfatı hakkında şöyle demiştir:

"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz secde ettiği zaman, iki uyluğu arasını biraz açık tutar, göbeğinden hiçbir şeyi uylukları üzerine yüklemezdi."[248]

Yine Ebu Humayd'den yapılan rivayette, demiştir ki:

"Peygamber (a.s.) Efendimiz, secde ettiğinde burnunu ve alnı­nı iyice yere koyup üzerinde sağlamca tutardı. Ellerini (dirseklerini) yanlarından biraz açık tutar, ellerini omuzları hizasına gelecek şe­kilde yere koyup o vaziyette tutardı."[249]

Hadîslerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:

1- Secdeye eğilirken önce dizleri, sonra elleri yere koymak sünnettir.

2- Secdeden kalkarken önce elleri, sonra dizleri kaldırmak sünnettir.

3- Secdeye eğilirken deve çöker gibi çökmek, yani önce elleri, sonra dizleri yere koymak mekruhtur.

4- Secdede kolları yanlardan biraz açık tutmak sünnettir.

5- Secdede kolları, dirsekleri yere yaymak mekruhtur.

6- Secdede uyluk arasını biraz açık bulundurmak ve göbeği uyluklardan biraz ayırıp arada açıklık bırakmak sünnettir.

7- Uylukları bitiştirmek ve göbeği uyluklar üzerine yüklemek mekruhtur.

8- Secdede burnu ve alnı yere koymak sünnettir. Yalnız alnı yere koymak vâcibdir.

9- Secdede elleri omuz hizasına gelecek şekilde yere koymak sünnettir.

Hadîslerin ışığında müctehit imamların görüş, tesbit, istidlal ve ictihatları:

a) Hanefîlere göre:

Namazın sünnetlerinden biri de secdeye eğilirken önce dizleri, sonra elleri yere koymaktır. İmam Mâlik ile İmam Şafii'ye göre, ön­ce elleri, sonra dizi yere koymak sünnettir. Hanefîler 863 nolu (Malikîlerle Şafiiler, Ebu Hüreyre 1864 nolu) hadisiyle istidlal etmişler­dir. Konuyla ilgili diğer rivayetler ise, Hanefîlerin görüşünü kuvvetlendirmektedir.[250]

Secdeye gidilirken önce alnını, sonra burnunu yere koymak, ba­zısına göre önce burnunu, sonra alnını yere koymak sünnettir. Böy­lece secdede hem burnu, hem alnı yere koymakta birleştirmek sün­nettir. Çünkü yedi aza üzerine secde edilmekle emredilmiştir. İmam Şafii'ye göre, alnı yere koymak vâcib olduğu gibi, burnu da koymak vaciptir. Şafiî bu meselede şu hadisle istidlal etmiştir:

"Alnını yere dokundurduğu gibi, burnunu da yere dokundurmayanın Allah na­mazını kabul etmez."[251]

Secdede elleri kulak hizasına gelecek şekilde yere koymak sün­nettir. Çünkü yapılan sahih rivayette, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz secde ettiğinde ellerini kulakları hizasına gelecek şekilde yere koyar­dı, denilmektedir.[252]

Secdede itidal üzere olup dirsekleri yere yaymamak sünnettir. Hanefîler 866 nolu Enes hadîsiyle istidlal etmişlerdir. İmam Mâlik ise, nafile namazda dirsekleri yere yaymakta bir sakınca görmemiş­tir. Farz namazda ise, öyle yapmak namazı bozar.

Bütün bunlar erkekler hakkındadır. Kadınlara gelince, onlar secdede dirseklerini yere yayarlar, göbeklerini uylukları üzerine ko­yarlar.[253]

b) Şâfiîlere göre:

Secdeye gidilirken önce dizler, sonra eller yere konulur, bunun gibi önce alnını, sonra burnunu yere koyar. Bu tertibin aksini yap­mak ise mekruhtur.[254]

Görüldüğü gibi, İmam Kâsânî, el-Bedayi'de Şâfiîlerin görüş ve ictihadını biraz farklı şekilde yansıtmıştır. Oysa bu mezhepte en yetkili fakîhlerden biri olan Minhac müellifi Şerefüddin Yahya en-Nevevî, Kâsânî'nin hilâfına, secdeye Hanefîlerde olduğu gibi, önce diz­leri, sonra elleri yere koymanın sünnet olduğunu belirtmiştir. Ka­naatimce Yahya en-Nevevî'nin tesbiti daha sahihtir.

Secdede elleri omuzlar hizasına gelecek şekilde yere koymak sünnettir. Eller de parmaklar bitişik halde kıbleye yönelik olarak tutulur. Dizler de birbirinden açık vaziyette tutulur ve göbek uyluk­lardan, kollar da yan taraflardan açık tutularak aralarında boşluk bırakılır. Kadınlar ise, bunun aksini yaparlar.[255]

Yahya en-Nevevî'nin tesbitinin isabetini el-Ümm'deki beyânda görüyoruz. İmam Şafiî diyor ki: "Secdeye gidilirken önce dizler, sonra eller yere konulur. Onun gibi, iki elden sonra yüz yere konu­lur. Bunların aksini yapmak mekruhsa da namazı iade etmeyi ge­rektirmez. Aynı zamanda yanılma secdesine de gerek yoktur."[256]

c) Hanbelîlere göre:

Secdeye gidilirken önce dizleri, sonra elleri, sonra da alnı yere koymak mezhebin meşhur kavline göre, müstehabdir. Nitekim Müs­lim b. Yesar en-Nahaî, es-Sevrî ve İmam Şafiî de aynı görüştedirler. İmam Ahmed'den bir başka rivayette ise, ellerini dizlerinden önce yere koyar, şeklindedir. Nitekim İmam Mâlik'in tesbit ve ictihadı bu doğrultudadır. İmam Mâlik bu meselede Ebû Hüreyre (r.a.)’den yapılan şu rivayetle istidlal etmiştir:

"Sizden biri secde ettiği zaman ellerini dizlerinden önce yere koysun ve deve çöker gibi, çökmesin."[257]

Hanbeliler ise bu meselede Vâil b. Hücür hadîsiyle istidlal etmiş­lerdir. Nitekim konunun baş kısmında 863 numarayla o hadîsi nak­letmiş bulunuyoruz. el-Hattabî de bu konuda şöyle demiştir: Bu, Ebû Hüreyre hadîsinden daha sahihtir.[258]

Ebu Saîd'den yapılan rivayette, demiştir ki:

"Bizler önceleri na­mazda secdeye varırken dizlerden önce elleri yere koyardık. Son­ra ellerimizden önce yere koymakla emrolunduk." Şüphesiz ki bu, birinci şeklin neshedildiğine delâlet etmektedir. Aynı zamanda el-Esrem de Ebu Hüreyre'nin hadîsini şu lâfızla rivayet etmiştir:

"Sizden biriniz secde ettiğinde önce dizlerini, sonra ellerini yere koysunda deve çöker gibi çökmesin."[259]

Ayrıca burun dışında diğer bütün zahirî azalar üzerine secde etm­ek vaciptir. Çünkü burnun yere konulması hakkında farklı görüş ve ictihatlar vardır. Çoğu şu hadise dayanarak burnun yere konulmasının vâcib olmadığını istidlal etmişlerdir:

"Yedi aza üzerine secde etmekle emrolundum: İki el, iki diz, iki ayak ve alın...."[260]

Secdede kolları, dirsekleri yere yaymayıp yüksekçe tutmak, karınla uyluk arasında açıklık bırakmak sünnettir. Nitekim. Resûlüllah'ın (a.s.) böyle yaptığı sahih rivayetle sabit olmuştur. Hanbeliler bu meselede Enes ile Ebu Humayd hadîsleriyle istidlal etmişlerdir.

Secdede elleri omuz hizasına gelecek şekilde yere koymak müstehabdır.[261] Aynı zamanda secdede iki diz ve iki ayak arasını açmak da müstehabdır. Bu meselede de Ebû Humeyd hadisiyle istidlal etmişlerdir.[262]

d) Mâlikilere göre:

Yukarıda yer yer Mâlikîlerin görüş ve ictihatlarını kısmen de olsa açıklamış olduk. Ancak Salmun'un yaptığı nakilerden birkaç parça vermekte yarar, görüyoruz. Şöyle ki: İmam Mâlik'e soruldu, "adam namazda secdeye vardığında göbeğini uyluklarından ayrı tutup arada bir boşluk meydana getirir mi?" O da, "evet, öyle yapar ancak fazla miktarda arayı açık tutmaz, mutekarip bir tefrîç yapar." Ona, "Farz namazda dirsekleri uyluklar üzerine koymak caiz midir?" diye sorulunca, şöyle demiştir:

"Hayır, caiz değildir, bu ancak nafile namazlar da caiz olabilir, o da secde çok uzun tutulduğu için.."

Yine İmam Mâlik:

"Adamın secdede dirseklerini yere yaymasını mekruh görüyorum" demiştir.[263]

Konuyla ilgili diğer rivayetler, yorumlar ve tahliller:

Ebu Cafer et-Tahavî secdenin suret ve keyfiyeti hakkında 20 ka­dar rivayet tesbit edip sıralamıştır. Biz onlardan birkaç tanesini teberrüken kitabımıza naklediyoruz.

Nâfi'in İbn Ömer'den (r.a.) yaptığı rivayete göre, İbn Ömer secdeye eğildiği zaman dizlerinden önce ellerini yere koyardı ve şöy­le derdi:

"Peygamber (a.s.) Efendimiz böyle yapardı..."

A'rac'ın buna benzer bir rivayeti Ebû Hüreyre (r.a.)’den yap­tığı tesbit edilmiştir ki, Ebû Hüreyre (r.a.) de secdeye giderken ön­ce ellerini yere koyar ve Peygamber (a.s.) Efendimiz'in böyle yap­tığını söylerdi. Hadis şu lâfızla rivayet edilmiştir:

"Sizden biriniz secde ettiği zaman, deve çöker gibi çökmesin, ama önce ellerini, son­ra da dizlerini yere koysun."

Böylece secdeye gidildiğinde elleri dizlerden önce koymanın sün­net olduğunu söyleyenler, bu rivayetlerle ihticac etmişlerdir.

Onların hilâfına ictihatta bulunup ellerden önce dizlerin yere konulmasının sünnet olduğunu söyleyenler ise, şu hadîs ve rivayet­lerle istidlal ve ihticac etmişlerdir :

Abdullah b. Sa'd'ın dedesinden, onun da Ebû Hüreyre'den (r.a.) yaptığı rivayette, Ebu Hüreyre demiştir ki:

"Resûlüllah (a.s.) Efen­dimiz secde ettiği zaman ellerinden önce dizlerini yere koyardı.."

Rebi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Secdenin Şekli Ve Keyfiyeti
« Posted on: 24 Nisan 2024, 16:28:02 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Secdenin Şekli Ve Keyfiyeti rüya tabiri, Secdenin Şekli Ve Keyfiyeti mekke canlı, Secdenin Şekli Ve Keyfiyeti kabe canlı yayın, Secdenin Şekli Ve Keyfiyeti Üç boyutlu kuran oku Secdenin Şekli Ve Keyfiyeti kuran ı kerim, Secdenin Şekli Ve Keyfiyeti peygamber kıssaları, Secdenin Şekli Ve Keyfiyeti ilitam ders soruları, Secdenin Şekli Ve Keyfiyeti önlisans arapça,
Logged
20 Haziran 2014, 18:59:59
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #1 : 20 Haziran 2014, 18:59:59 »

Esselamü aleykum ve rahmetullah; bilgiler için Mevlam razı gelsin..detaylı bir şekilde çok güzel açıklamışsınız...
Mevlam secdelerimizi ve rükularımızı edeb ile yapabilmeyi nasip eylesin inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

20 Haziran 2014, 20:07:24
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 20 Haziran 2014, 20:07:24 »

Ve aleykümselam.Belki de bir çoğumuzun yapmış olduğu yanlışlar.Rabbim paylaşan kardeşimiz den razı olsun inşallah.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes