๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Hadisleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 29 Temmuz 2010, 06:18:01



Konu Başlığı: Savaşta Müşriklerden Yardım Beklemek
Gönderen: Zehibe üzerinde 29 Temmuz 2010, 06:18:01
Savaşta Müşriklerden Yardım Beklemek
 

Cenâb-ı Hak, müşriklerle savaşmayı, küfür ve nifakı durdurmak için savaşa her an hazır olmayı emretmiş ve bunu müslümanlara farz kılmıştır. Savaşan müslüman -bir kavim veya ülkeye düşmana karşı yeterli kuvvetleri yoksa diğer müslüman kavim ve ülkelerin yardım et­mesi, gerektiğinde bilfiil savaşa katılmaları vâcibdir. Şüphesiz müslümanlar bir tek ümmettir; küfür de bir tek millettir.

Savaşan müslümanlarm düşmana karşı müşriklerden, müna­fıklardan, kitap ehlinden yardım istemesi ve yardım görmesi caiz mi­dir? Yardımı istenen gayr-i müslimler zimmî iseler yardımları bekle­nebilir. Zimmî değillerse, bu husustaki hadîsler farklı bilgi vermekte­dirler. Resûîüllah (s.a.v.) Efendimiz'in müslümanlara destek sağlamak üzere savaşa katılmak için gelen müşrike "Biz bir müşrikten elbette yardım istemeyiz" diye cevap vermesi, savaşta müşriklerden yardım is­temenin veya yardım etmek isteyenlerin bu isteğini kabul etmenin caiz olmadığını göstermektedir. Bunun aksine bize kadar ulaşan sahih rivayetlerden Resûîüllah (s.a.v.) Efendimiz'in Hayber'in fethinde yahu-dilerden bir grup insanın yardımını talep etmiş ve yardımına katılanlara elde edilen ganimetten pay ayırmıştır. Ayrıca Huneyn savaşında İslâm'a girmemiş olan Safran b. Umeyye'nin yardımcı olma dileğini kabul ettiği bilinmektedir.

O halde bu konuyla ilgili hadîs ve siyer kitaplarındaki rivayetlerin tamamım biraraya getirdiğimizde, savaş emrinin verildiği ilk dönemde Resûîüllah (s.a.v.) Efendimiz herhangi bir müşrikten yardım istemeyi, yardım etmek isteyen bir müşrikin bu isteğini kabul etmeyi uygun görmemiştir. Sonra buna ruhsat verildiği anlaşılıyor. [71]

 

İlgili Hadisler
 

Hz. Aişe (r.aj dan yapılan rivayette, adı geçen diyor ki: 'Hesûlüllah (s.a.v.) Efendimiz (savaşmak üzere) Bedir mev­kiine doğru çıkıp hareket etti. Harretü'l-vebere mevkiine ge­lince (müşriklerden) cesaret, kahramanlıkla anılan bir adam gelip Resûlüllah'a ulaştı ve şöyle dedi:

- "Sana (savaşta) uymak ve seninle birlikte isabette bulun­mak için geldim!" Resûîüllah (s.a.v.) Efendimiz sordu:

- "Allah'a ve Resulüne imân ediyor musun?1* O da:

- "Hayır" diye cevap verince, Resûîüllah (s.a.v.) ona:

- "Dön git. Ben bir müşrikten asla yardım istemem" buyur­du.

Hz. Aişe (r.a.) devamla diyor ki: "Sonra bir süre geçti ve Resûîüllah (s.a.v.) Şecere mevkiine gelmiş oldu. Derken o adam yine gelip Resûlüllah'a yetişti ve önce söylediğini tekrar söyledi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) Efendimiz ona ilk önce dediği gibi cevap verdi: "Geri dön git. Ben bir müşrikten asla yardım istemem" buyurdu. Adam ayrılıp gitti ve sonra yine el-Beyda mevkiine gelip peygambere ulaştı ve önce dediğini tek­rar söyledi. Resûîüllah (s.a.v.) da ona önce dediğini tekrar söyledi: "Allah'a ve Peygamberine imân ediyor musun?" O da "Evet imân ediyorum" diye cevap verince Peygamber (s.a.v.) Efendimiz ona: "Haydi (bizimle beraber) yürü" diye buyurdu. [72]

Hubeyb 6. Abdirrahman'dan, o da babasından ve dedesinden rivayet etmiştir. Dedesi şöyle demiştir: "Peygamber (s.a.v.) Efendi-miz'e geldiğimde savaşa hazırlanıyordu. Ben ve kavmimden bir adam -ki henüz müslüman olmamış idik- dedik ki: "Kavmimizin bir savaşa hazır olması durumunda onlarla birlikte bizim hazır olmamamızdan utanıyoruz!" Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) bize sordu; 'İslâm'a girdiniz mi?" Biz de: "Hayır..." diye cevap verdik. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) Efendimiz şöyle buy­urdu: "Biz müşriklere karşı (savaşırken) müşriklereden yardım istemeyiz." Bu red cevabı üzerine bizler İslâm'a girdik ve Pey­gamber (s.a.v.) Efendimizle beraber savaşa hazır olduk. [73]

Enes (r.a.) den yapılan rivayete göre, Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Müşriklerin (yaktığı) ateşle aydınlanmayın ve yüzüklerinizin üzerine Arapça (Muhammedün Resûlüllah) yazıp nakşetmeyin." [74]

Zî Mahber'den (r.a.) yapılan rivayette adı geçen şöyle demiştir: Rasulullah (s.a.v.) Efendimizin şöyle buyurduğunu duydum: "ileride Rumlarla barış anlaşması yapıp siz ve onlar hep birlikte önünüz (veya arkanız) daki düşmanla savaşacaksınız." [75]

Zührî'den yapılan rivayete göre: Peygamber (s.a.v.) Efendimiz Hayber'de Hayber savaşı esnasında yahudilerden bir kısım adamlardan yardım istedi ve (savaşta elde ettiği ganimetten) onlara pay ayırdı." [76]

 

Müctehidlerin Görüş, Yorum ve İstidlalleri
 

Dört mezhep imamlarına göre, müslümanlarla birlikte savaşa katılmak isteyen müşriklere imam (emîr veya onun yetkili kıldığı ku­mandan) izin verirse onlardan yardım sağlamak caizdir.

Böylece müctehid imamlara göre bu yetki tamamıyla devlet başkanına veya onun yetkili kıldığı kumandana aittir.

Ancak savaş neticesinde elde edilen ganimette, yardımcı olmak maksadıyla savaşa katılan müşriklere pay ayırıp verme hususunda fa­rklı görüşler ortaya çıkmıştır:

a) İmam Ebû Hanîfe, İmam Mâlik ve İmam Şafiî'ye göre müşrikler ehl-i cihad olmadıkları için ganimetten onlara pay ayrılmaz da köleye verilen az şey nisbetinde bir şey verilir.

b) İmam Ahmed, İmam Evzâî, İmam Sevrî ve İshak'a göre, müslümana ayrılıp verilen sehim nisbetinde onlara da verilir. îmam Âhmed'den yapılan bir diğer rivayette ise, onlara sehîm verilmez. An­cak birinci rivayetin daha sahîh olduğu tesbit edilmiştir. [77]

 

Tahliller ve Rivayetler
 

83 no'lu Hz. Aişe hadîsi sahîhtir. Ancak ilim adamlarının çoğuna göre mensuhtur, yani hükmü kaldırılmıştır.

84 no'lu Hubeyb hadîsini aynı zamanda Şâfıî ve Beyhakî tahrîc etmişlerdir. İbn Hacer de bunu Telhiste nakletmiş ancak bir görüş be­yan etmemiştir. Mecmeu'z-Zevâid'de ise Ahmed ve Taberânî'nin tahri­rinden geçen ricalin hepsinin sika olduğu belirtilmiştir.

Bu hadis de Hz. Aişe hadîsim desteklemekte ve kuvvet ka­zandırmaktadır. Ancak onun gibi hükmü kaldırılmış bulunuyor.

85 no'lu Enes hadîsinin Nesâfnin tahrîc isnadında Ezher b. Râşid bulunuyor ki bu zat zayıftır. Ebû Hatim onun meçhul olduğuna dikkat çekmiş ve İbn Maîn de onun zayıf olduğunu belirtmiştir. [78]. Geriye kalan ricalin ise hepsi sikadır.

"Müşriklerin yaktıkları ateşle aydınlanmayın" sözünden maksat, savaş ve benzeri hususlarda müşriklerden az bir şey de olsa yardım is­temeyin demektir. "Yüzüklerinize Arapça yazı nakşetmeyin" den mak­sat, yüzüklerinizin üzerine (Muhammed'ün Resûlüllah) ibaresini nakşetmeyin demektir. Zira bu ifade ancak Resûlüllah'm (s.a.v.) yüzüğüne nakşedilmiş bulunuyor ki, aynı zamanda resmî mühür hüviyetinde idi.

86 no'lu Zî Mahber hadîsini aynı zamanda îbn Mâce tahrîc etmiş bulunuyor. Ebû Davud'un  rivayet senedinde yer alan ricalin hepsi ri-cal-i sahîhtir. O bakımdan hadis istidlale sâlih görülmüştür.

87 no'lu Zührî hadîsini Tirmizî murselen tahrîc etmiştir. Bu kav­ramdan maksat, senedinden bir sahabinin düştüğüdür. Zührî'nin murselen rivayet ettikleri hadîsler genellikle zayıf kabul edilmiştir. [79]Bu mealde bir hadîsi imam Şafiî, Hasan b. Ammare tarikiyle rivayet etmiştir. Beyhakî bu tarikle yapılan rivayetin zayıf olduğuna dikkat çekmiştir.

Buharı ve Müslim'in tahrîc ettikleri hadîste şöyle deniliyor: "Başında miğfer bulunan bir adam Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'e gele­rek şöyle dedi: "Savaşayım mı, yoksa İslâm'a girip müslüman mı olayım?" Efendimiz ona: "Önce islâm'a gir, sonra savaş..." Adam da önce İslâm'a girdi ve arkasından düşmana karşı çıkıp savaştı, çok geçmeden öldürüldü. Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz: "Az bir amel çok bir mükâfat!" diye buyurdu.

Bu hadîs, savaşta müşriklerden yardım kabul edilmeyeceğine delil sayılmamıştır. Çünkü Resûlüllah'a (s.a.v.) başvuran müşrik savaşmakla islâm'a girmek arasında bir tercîhte bulunmak istediğini ifade etmek istemiş, Efendimiz de gayet tabii olarak islâm'a girmesini ve öylece savaşmasını emretmiştir. [80]

 

Çıkarılan Hükümler
 

1- Savaşta münafık ve müşriklerin yardımını kabul etmek caizdir.

2- Nitekim Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz ünlü münafık Abdullah b. Ubeyy b. Selûl'ün savaşa katılmasına engel olmamıştır.

3- Münafık ve müşriklerin savaşa katılıp müslümanlara yardım etmeleri teklifini baştaki İslâm emiri veya kumandanı kabul edip etme­mekte serbestir. Maslahat görürse kabul eder. Bir hile ve ihanet sezerse reddedip geri çevirir.

4- Savaşa katılan münafıklara da elde edilen ganimetten pay veri­lir.

5- Savaşa katılan müşriklere ise cihad ehli olmadıkları için onlara pay verilmez de kölelere verildiği gibi az bir şey verilir.

6- İmam Ahnıed, Evzâî ve Sevrfye göre, onlara da müslümanlara verilen pay nisbetinde pay verilir.

7- İleride müslümanlarla rumların sulh anlaşması yapacakları ve birleşerek bir düşmanla savaşacakları haberi, Resûlüllah (s.a.v.) Efen-dimiz'in geleceğe yönelik mucizevî haberlerinden biridir.

8- Bu haber, müslümanların gayr-i müslim bir milletle sulh anlaşması yapıp düşmana karşı birlikte harekete geçmelerinin caiz olduğuna delâlet etmektedir. [81]


Konu Başlığı: Ynt: Savaşta Müşriklerden Yardım Beklemek
Gönderen: Mehmed. üzerinde 08 Şubat 2019, 13:56:59
Esselamu aleyküm Rabbim bizleri Allah yolunda cihad edenlerden eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Savaşta Müşriklerden Yardım Beklemek
Gönderen: Ceren üzerinde 08 Şubat 2019, 14:20:42
Esaelamu aleykum. Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim. ..