๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Hadisleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 20 Ağustos 2010, 15:48:46



Konu Başlığı: Rüku Sücud Ve Refi İçin Tekbir Getirmek
Gönderen: Zehibe üzerinde 20 Ağustos 2010, 15:48:46
Rüku’, Sücud Ve Refi’ İçin Tekbir Getirmek
 

Ayakta kıraati bitirdikten sonra rükû'a eğilmek istendiğinde Allahu Ekber denilerek tekbir getirmek, rükû'dan kalkıldığı zaman yine Allahu Ekber deyip tekbîr getirmek, secdeye gidildiğinde, sec­deden kalkıldığında da Allahu Ekber deyip tekbir getirmek sünnet­tir. Bu, namazın her bölümünde Allah'ın büyüklüğünü kalbden dile aktarmak suretiyle kendi aczimizi ve küçüklüğümüzü ifade etmek ve tam bir mahviyet içinde namazı eda etmenin açık belirtisidir.

Konuyla ilgili hadîsler:

İbn Mes'ûd (r.a.)’den yapılan.rivayette, demiştir ki:

"Resülüllah (a.s.) Efendimiz'in, namazda her kalkıp doğrulma­sında, her eğilmesinde ve her ayakta durması ve oturmasında tekbîr getirdiğim gördüm."[155]

İkrime (r.a.)’den yapılan rivayette, İbn Abbas'a şöyle dediğini haber vermiştir:

"Batha'da ahmak bir şeyhin yani yaşlı bir adamın arkasında öğ­le namazını kıldım. Namazda 22 tekbîr getirdi; secdeye vardığında, başını kaldırdığında tekbîr getiriyordu." Bunun üzerine İbn Abbas (r.a.) şöyle dedi:

"İşte o, Ebu'l-Kasım Efendimizin (a.s.) namazı­dır."[156] 

Ebû Musa (r.a.)’den yapılan rivayette, demiştir ki:

"Resülüllah (a.s) Efendimiz bize hitapta bulunarak sünnetimi­zi bize açıkladı namazımızı bize öğretti, o sebeple şöyle buyurdu:

"Namaz kıldığınız zaman saflarınızı doğrultun, sonra sizden biri önü­nüze geçip imam olsun. İmam tekbîr getirince siz de tekbîr getirin, imam okumaya başlayınca siz susun, okumayın. İmam Gayri'l-Mağdubi Aleyhim Vala'd-Dâllîn deyince, siz âmîn deyin, Al­lah sîzin âmin demenizi ve duanızı kabul eder. İmam tekbîr getirip rükû'a varınca siz de tekbîr getirip rukûâ varın. Çünkü imam sizden önce rükû' yapar ve sizden önce başını kaldırır."

Resülüllah (a.s.) Efendimiz devamla buyurdu ki:

"İşte bu ona karşılıktır (yani imamın dediğine karşılık sizin aynı şeyi söylemenizdir). İmam, semiallahü limen hamidehü deyince, siz, Allahümme Rabbena Leke'l-Hamd deyin ki, Allah sizi işitir  (dediğinizi kabul buyurur). Çünkü Allah Teâlâ, Peygamberinin diliyle şöyle de­miştir: Allah kendisine hamd edenleri işitip kabul eder.

İmam tekbîr getirip secdeye varınca, siz de tekbîr getirip secde­ye varın. Çünkü imam sizden önce secdeye varır ve sizden önce ba­şını kaldırır."

Resülüllah (a.s.) Efendimiz devamla buyurdu ki:

"İşte bu ona karşılıktır (yani imamın dediklerine karşılık sizin aynı şeyleri söylemenizdir. Oturma durumu olunca, sizden her birinizin ilk sözü: Et-Tahiyyatü Et-Tayyibatü Essalavatü Lillahi, Es-Selamü Aleyke Eyyühe'n-Nebiyyü Ve Rahmetü'llahi Ve Berekatühü, Es-Selamü Aleyn Ave Alâ İbadillahi's-Sâlihîne, Eşhedü Ellâ İlahe İllâllahu Ve Eşhedü Enne Muhammed'den Abdühü Ve Resûlühü."[157]

Hadislerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:

1- Namazda her rekâtte rükû'a eğilirken, secdeye varılırken, secdeden kalkılırken Allahu Ekber deyip tekbîr getirmek sünnettir. Böylece her rekâtte, iftitah Tekbîri dışında beş tekbir getirilir.

2- Namazda safları düzgün bir hizada tutmak sünnettir.

3- İki veya daha fazla müslüman birarada bulunur da namaz vakti girerse, onlardan okumasını en iyi bilen birinin imam olması, diğerlerinin de ona uyması sünnettir.

4- İmam tekbîr getirince, ona uyanların da tekbîr getirmesi, İftitah Tekbiri ise farz, diğer tekbirler ise sünnettir.

5- İmam Fatihayı bitirince cemaatin de âmîn demesi sünnettir.

6- Rükû'dan kalkılınca İmam Semi’ Allahu Limen Hamîdehü deyince cemaatin Allahümme Rabbena Lekel'hamd demesi sünnettir.

Hadislerin ışığında müctehit imamların görüş, istidlal ve ihticacları:

a) Hanefîlere göre:

Namazda îftitah Tekbîri dışında beş yerde tekbîr getirmek sünnettir: Rükû'a varılırken, secdeye gidilirken, secdeden kalkılırken, ikinci secdeden ayağa kalkılırken..[158]

Ancak bu mezhebe göre, bayram namazlarında ikinci rekâtte Fatiha ve sûre okunduktan sonra ardarda getirilen üç bayram tek­birinden sonra rükû'a varmak üzere getirilen tekbir vâcibdir. Çün­kü orada vâcib olan bayram tekbirlerine tabi kılınarak aynı hükmü alır.

b) Şafiîlere göre:

İftitah Tekbiri dışında her rekâtte beş tekbir getirmek sünnettir: Rükû'a varılırken, secdeye gidilirken, birinci secdeden kalkılırken, ikinci secdeye varılırken ve ikinci secdeden kıyama kalkılırken..[159]

c) Hanbelîlere göre:

Namazda belirtilen beş yerde de tekbîr getirmek vâcibdir. An­cak imama rükû'da yetişen kimsenin rükû' için getirdiği tekbir sün­nettir. O bakımdan imama rüku'da yetişen kimse sadece İftitah Tek­bîri alıp rükû'a giderse, namazı sahih ve caiz olur.[160]

Kudreti yeten kimseye rükû'a varmanın vâcib olduğunda üm­metin icma'i söz konusudur. İlim ehlinin çoğuna göre, rükû'a tekbîr ile başlamak da vâcibdir. Aynı zamanda her eğilip kalkıldığında da tekbîr getirmek böyledir.[161]

d) Mâlikîlere göre:

İftitah Tekbiri dışında beş yerde tekbîr getirmek sünnettir.[162] Sahnûn'un yaptığı rivayette ise, İmam Mâlik'in belirtilen beş yerde tekbîr getirileceğini söylediği açıklanmış, ancak bu tekbirlerin sün­net veya vâcib olup olmadığı hakkında bir beyanda bulunulmamış­tır.[163]

Diğer rivayetler, yorumlar ve tahliller:

Tirmizî'nin yaptığı rivayete göre, Resûlullah (a.s.) Efendimiz namazda her eğildiğinde ve her kalktığında tekbîr, getirirdi.

Nesâî'nin Ebu İshak'tan, onun da Abdurrahman b. Esved'den, onun da Alkame'den ve yine Esved'in İbn Mes'ûd'dan yaptığı riva­yette, deniliyor ki:

"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz her eğildiğinde, başını kaldırdığında, oturduğunda ve ayağa kalktığında tekbîr getirirdi. Ebubekir ile Ömer (r.a.) da öyle yaparlardı."

Tirmizî bu hadîs için hasen ve sahih demiştir. Ayrıca aynı ha­disi Ahmed b. Hanbel ve İbn Ebi Şeybe ve İshak b. Rahuye ile Daremî kendi müsnetlerinde; Taberânî ise, Mu'cem'inde rivayet etmişler­dir. Ancak bunların rivayeti şu lâfızla belirlenmiştir:

"Peygamber (a.s.) Efendimiz namaza kalkınca, ayakta durduğu zaman tekbîr getirirdi, sonra rükû'a varınca da tekbîr getirirdi. Sonra Semi'allahu Limen Hamidehü deyip rukû'dan kalkarak belini doğrultunca Rabbena Leke'l-Hamd derdi. Sonra secde için eğilince tekbîr getirir, secdeden başını kaldırınca yine tekbîr getirir, sonra tekrar sec­deye eğilince tekbîr getirir, sonra secdeden başını kaldırınca yine tekbîr getirirdi. Sonra da bunu namazın her rekâtinde namazı biti­rinceye kadar yapardı. İkinci rekâtin sonunda oturup et-Tehiyyattan sonra kalkınca yine tekbîr getirirdi."[164]

Buhari bu rivayeti şu fazlalıkla nakletmiştir:

"İşte bu Resûlül­lah (a.s.) Efendimizin vefat edinceye kadar kıldığı namazdır."

Ayrıca Buharî ve Müslim'in Ebû Hüreyre'den Ebu Seleme'nin şöyle rivayet ettiğini nakletmişlerdir: Ebu Hüreyre halka namaz kıldırırken ne kadar eğilse ve başını kaldırsa tekbîr getirirdi. Nama­zı bitirince de şöyle demiştir:

"Sizden en çok Resûlüllah'ın (a.s.) namazına benim namazım benzemektedir."

İki şeyhin Ebû Hüreyre'den yaptıkları bir diğer rivayette, Ebu Hüreyre (r.a.) ne kadar eğilir ve başını kaldırırsa tekbîr getirirdi. Kendisine, "bu ne tekbîrlerdir ya Ebâ Hüreyre?!" diye sorduğumuz­da şu cevabı verdi:

"Şüphesiz ki bu, Resûlüllah'ın namazıdır."[165]

İmam Mâlik'in el-Muvatta'da İbn Şihab ez-Zührî'den, onun da Ali b. Hüseyin b. Ali b, Ebî Tâlib'den yaptığı rivayete göre:

"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz namazda ne kadar eğilse ve başını kaldırsa tekbîr getirirdi ve O, Aziz ve Celîl olan Allah'a kavuşuncaya kadar hep böyle yapardı."[166]

785 nolu İbn Mes'ûd hadîsinin bir benzerini Buharî ile Müslim İmrân bin Husayn'den rivayet etmişlerdir ve yine bunun bir benzerini Ebû Hüreyre'den rivayet ettiklerini görmekteyiz. İmam Ahmed ve Nesâî ise, İbn Ömer'den, İbn Ebî Şeybe, Ebu Mâlik el-Eş'âri’den rivayet etmişlerdir. Ayrıca Ebu Dâvud, Ahmed, Nesâî ve İbn Mâce, Vâil b Hücür'den rivayet etmişlerdir. Böylece hadîsin birçok tariklerle rivayet edilmesi, onun hem sıhhatına, hem meşhur derecesine yaklaştığına delâlet etmektedir.

Böylece namazda rüku’dan kalkıldığı dışında diğer her eğilmede ve kalkmada tekbîr getirmenin meşruiyeti ortaya çıkmış oluyor. O bakımdan İmam Nevevî Müslim Şerhinde diyor ki:

"Bu, bugün de, geçen asırlarda da üzerinde icma' vâki olan dinî hükümlerden biri­dir."[167] Nitekim dört halîfe ve tabun devrinde de namaz aynı şekilde belirtilen tekbîrlerle kılınmıştır. el-Beğavî, Şerhu's-Sünne'de diyor ki:

"Ümmet bu tekbîrlerin meşruiyeti üzerinde ittifak etmiştir."

786 nolu İkrime hadîsinde 22 tekbîr söz konusu edilmiştir ki, bu dört rekâtli namazda gerçekleşir, şöyle ki: İftitah Tekbîri dışında her rekâtte beş tekbîr yer almaktadır. Bir de ikinci rekâtin celsesin­den kalkıldığı zaman bir tekbir getirilir, böylece İftitah Tekbîriyle birlikte 22'ye ulaşmış olur.

787 nolu Ebu Musa hadîsinde safların düzgün tutulmasıyla ilgili emrin nedb üzere olduğunu yine Nevevî söylemiştir.

Sizden biriniz imam olsun, emrine gelince, bunun üzerinde fark­lı görüşler ortaya çıkmıştır: Kimine göre, nedeb, kimine göre vücub ifâde eder. Diğer bazı ilim adamları da sünnet olduğuna delâlet eder, demişlerdir. İleride bu konuya geniş yer verileceğinden burada üze­rinde durmak istemiyoruz.

"Tilke bi-tilke" yi "Bu ona karşılıktır yani imamın dediğine kar­şılık sizin aynı şeyi söylemenizdir." şeklinde yorumlamıştık. Ancak bazı ilim adamları bu cümleyi değişik şekilde tefsir etmişlerdir. Şevkanî diyor ki:

"İmam sizden az önce rükû'a eğilir, siz de rükû'dan, ondan biraz sonra başınızı kaldırırsınız, böylece sizin rükû'nuz za­man itibariyle, onun rükû'una denk gelmiş olur. Secdelere de gidil­diğinde aynı durum meydana gelir ve bir denkleşme gerçekleşir."[168]

Rükû'dan kalkıldığında Semi'allahü Lîmen Hamidehü'nun manası, Allah hamdinizi kabul eder, demektir.[169]

 

Çıkarılan Hükümler:
 

1- Namazda her rekâtte beş yerde tekbîr getirmek sünnettir.

2- İftitah Tekbîri getirmek farzdır.

3- İmam Mâlik'e göre, belirtilen yerlerde getirilen beş tekbîr vâcibdir.

4- Birinci oturuştan kalkıldığında da tekbîr getirmek sün­nettir.

5- Dört rekâtli bir namazda 22 defa tekbîr getirilir. Bunlar­dan biri farz, diğerleri, üç imama göre, sünnet; İmam Mâlik'e göre ise, vâcibdir.

6- Tekbir, Allahü Ekber sözüyle söylenir. Buna yakın ta­zim ifade eden sıfatlarla da söylenebileceğine cevaz verilmiştir.


Konu Başlığı: Ynt: Rüku Sücud Ve Refi İçin Tekbir Getirmek
Gönderen: Sevgi. üzerinde 25 Ağustos 2015, 04:07:50
Hadislerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:

1- Namazda her rekâtte rükû'a eğilirken, secdeye varılırken, secdeden kalkılırken Allahu Ekber deyip tekbîr getirmek sünnettir. Böylece her rekâtte, iftitah Tekbîri dışında beş tekbir getirilir.

2- Namazda safları düzgün bir hizada tutmak sünnettir.

3- İki veya daha fazla müslüman birarada bulunur da namaz vakti girerse, onlardan okumasını en iyi bilen birinin imam olması, diğerlerinin de ona uyması sünnettir.

4- İmam tekbîr getirince, ona uyanların da tekbîr getirmesi, İftitah Tekbiri ise farz, diğer tekbirler ise sünnettir.

5- İmam Fatihayı bitirince cemaatin de âmîn demesi sünnettir.

6- Rükû'dan kalkılınca İmam Semi’ Allahu Limen Hamîdehü deyince cemaatin Allahümme Rabbena Lekel'hamd demesi sünnettir.

Rabbim bizleride Peygamberimizin sünnetine uyanlardan eylesin inşaAllah Amin ecmain.


Konu Başlığı: Ynt: Rüku Sücud Ve Refi İçin Tekbir Getirmek
Gönderen: Ceren üzerinde 29 Ağustos 2015, 21:11:49
Aleykümselam.Peygamber efendimizin sünnetini uygulayan ve namazı hakkıyla kılan kullardan olalım inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Rüku Sücud Ve Refi İçin Tekbir Getirmek
Gönderen: Sefil üzerinde 29 Ağustos 2015, 21:49:42
Esselamu aleykum;  İnşaallah bu sünneti yerine getiren namazını dosdoğru kılan hayırlı kullardan olur kurtuluşa erenlerden oluruz .
Allah razı olsun