๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Hadisleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 25 Ağustos 2010, 06:22:30



Konu Başlığı: Pisliği Çitilemek
Gönderen: Zehibe üzerinde 25 Ağustos 2010, 06:22:30


 
Pisliği Çitilemek, Su İle Yıkayıp Sıkmak Sonra Da Kalan Eserini Afv Kapsamına Almak

 

Konu, daha çok elbise veya bir ev eşyasına dokunan pisliğin asıl, ne ile temizlenmesiyle ilgilidir. İslâm ahkâmı günlük hayatı­nızın her bölümüyle yakından alâkadardır ve her safhasıyla içicedir. Resûlüllah'ın (a.s.) sünneti hayatımızın rehberi ve değişmeyen ustasıdır (ölçüsüdür).

Temizlik hususunda nasıl bir duyarlık gösterildiğini tekrar etmemize gerek yoktur. Şimdi bu kısımda elbiseye dokunan ayhali kanı ve benzeri bir pisliğin nasıl ve ne ile giderileceği işlenecektir, önce istidlal, ihticac ve ictihad için mesned kabul edilen hadîs-i şerifi naklediyoruz:

"Ebubekir kızı Esma (r.a.)'dan yapılan rivayette diyor ki: Bir kadın Peygamber (a.s.) Efendimiz'e gelerek dedi ki:

"Bizden birinin elbisesine ayhali kanından dokunuyor, ne yapmalıyız?" Efendimiz ona şöyle buyurdu: "Kazıyıp atarsın, sonra su ile çitilersin, sonra da üzerine (bol) su dökersin ve onunla namaz kılarsın."[95]

Hadîs-i Şerifin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:

1- Kan ve benzeri pislikler daha çok su ile temizlenir.

2- Diğer bütün pislikler kan mesabesindedir.

3- Bazı pislikler sadece çitilemekle veya toprağa sürtmekle de temizlenebilir.

4- Ayhali kanı Müslümanların icma'ıyla necistir.

5- Ayhali kanı az bile olsa afv kapsamına alınmamış, temiz­lenmesi emredilmiştir.

6- Namaz kılmak için elbisenin ve namaz kılınan yerin her­halde kan ve diğer pisliklerden temiz olması şarttır.

7- Ayhali kanını temizlemede toprağa sürtmekle temizlik ha­sıl olmaz.

8- Ayhali kanını ve diğer pislikleri (köpek salyası müstesna) yıkayıp temizlemede belli bir sayı belirlenmemiştir. O bakımdan temizleninceye kadar yıkanır.

9- Ayhali olan kadının elbisesine kan dokunmamışsa, mutla­ka o elbiseyi yıkaması gerekmez.

Konuyla ilgili müctehid imamların ve diğer ilim adamlarının ictihad, istidlal ve ihticacları:

a) İmam Ebû Hanîfe'ye ve İmam Ebû Yusuf'a göre, kan ve di­ğer necis şeyler temiz ve temizleyici su ile yıkanıp giderileceği gi­bi, gülsuyu ve sirke gibi temiz sıvılarla da yıkanıp temizlenebilir. Pisliği gidermede mutlaka su kullanmak şart değildir. Aynı za­manda temizliğin sadece su ile yapılması   hakkında bir delil de mevcut değildir.[96]

b) Diğer üç mezhebin imamlarına göre, necaset temiz ve te­mizleyici bir su ile yıkanıp paklanır.

c) Hanefilere göre, diğer necis olan şeyler de kan gibidir.

d) Mâlikilere göre de öyle...

e) Hanbelilere göre necis olan şeylerin hepsi en az yedi defa su ile yıkanır.

f) Ayhali kanının necis olduğunda dört mezhep müttefiktir, muhalefet eden olmamıştır. Elbiseye dokunmadığı takdirde elbiseyi yıkamak şart değildir.

g) Hanefîlere göre, gerek ayhali kanı, gerekse diğer pislikler bir elin ayasını aşacak ebadda olmazsa, namaza engel teşkil etmez. Bununla beraber yıkanması evlâdır.[97]

h) Diğer üç mezhebe göre, necasetin azı da, çoğu da namaza engeldir. Ancak gözle farkedilmeyecek kadar küçük zerreler halin­de beden ve elbiseye sıçrayanlar afv kapsamına girer.

i) Hanefî'lere göre, necis olan.şey, bir kapta yıkanıyorsa, üç defa yıkanır ve her defasında suyu dışarı sıkılır. Akar suda yıkanıyorsa, necaset zail olduğu takdirde bir defa kâfi gelir. Bununla beraber üç defa tekrarlamak âdete uyma bakımından uygun olur.

j) imam Şafii'ye göre, elbiseye veya başka bir eşyaya doku­nan pislik, gözle görülmeyen cinsten ise, bir defa yıkamakla temiz­lenir. Köpek ve domuz salyası müstesna, onun herhalde bir defası toprakla olmak üzere yedi defa yıkanması gerekir.[98]

k) İmam Ebû Hanife'ye göre, elbise veya benzeri bir eşyaya dokunan pislik iyice yıkandıktan sonra renk olarak izi kalırsa, bu afv kapsamına girer, çıkarılması gerekmez. Hadîste de bu husus açıklanmıştır.

ı) İmam Şafii'ye göre, eser giderilmedikçe temizlenmiş sayıl­maz.[99]

m) İmam Mâlik'e göre, necis olan şey temiz su ile yıkanır da çıkan su temiz akmaya başlarsa, temizlenmiş sayılır. İsterse bu bir defada gerçekleşmiş olsun fark etmez. Ancak necasetin tadını mutlaka gidermek gerekir. Aksi halde elbise necis kalır. Renk ve ko­kusu ise çıkmadığı ve meşakkat arzettiği takdirde zarar vermez. (Yani ma'fuvat kapsamına girer).[100]

n) Hanbelîlere göre, necis olan şeyin rengi, kokusu ve tadı giderilinceye kadar en az yedi defa yıkanır. Her defasında müm­kün olduğu takdirde leğen dışına çıkarılıp sıkılır.[101]

İmam Ebû Hanife göre kan ve benzeri pisliklerin su ile temizle­nebileceği gibi temiz olan gülsuyu ve sirke gibi sıvılarla da temizle­nebilir. Burada sıvıları temizleyici olma cihetiyle suya kıyas etmiş­tir, böylece menatta birleşiyor, demektir. Diğer imamlar kıyasa baş vurmayıp nassın zahirine bağlı kalmışlardır.

Necis olan elbise veya benzeri bir eşyanın üç defa yıkanmasını söyleyen Ebû Hanîfe, hem şu hadîse kıyas etmiş:

"Sizden biri uy­kudan uyanınca elini su kabına sokmadan önce üç defa yıkasın, çünkü elinin nerede gecelediğini bilemez..."[102]

Hem de gâlib-i âdete uymuştur.

Diğer üç imam ise, nassın zahirine bağlı kalıp hüküm vaz'etmişlerdir. Yukarıda onların ictihad ve görüşlerini nakletmiş bulu­nuyoruz.

Ayhali kanını temizlemeyle ilgili  diğer rivayetler:

Ebû Davud'un yaptığı rivayette ise az değişik bir ifadeyle şöyle tesbit edilmiştir:

"Bir kadın Peygamber (a.s.) Efendimiz'e gelerek dedi ki:

"Biz­den birinin elbisesine ayhali kanından dokunuyor, ne yapmalıyız?" Efendimiz ona şöyle buyurdu: "Onu kazıyıp at, sonra (su ile) çitile, sonra da üzerine su dök."

Yine Ebû Davud'un tesbit ettiği bir başka rivayette, Peygam­berimiz (a.s.) ona şöyle buyurmuştur: "Elbisesinde kan görürse, onu su ile yıkayıp çitilesin. Görmediği kısmın ise üzerine su döksün ve o elbiseyle namaz kılsın..."

İbn Ebî Şeybe'nin yaptığı rivayette ise kadının sorusuna şu ce­vap verilmiştir:

"(Su ile) çitile ve yıka, o elbiseyle namaz kıl!"

Bütün bu rivayetler elbiseye dokunan pisliğin temizlenmesinin gereğine delâlet etmektedir. İmam Beyhaki ise kendi Sünen'inde, Hanefîlere karşı bu hadisle istidlal ederek, pisliğin ancak su ile temizleneceğini  savunmuştur.[103]

Hadîslerin sıhhat derecesi üzerinde durulmamıştır. Hepsi de aynı hükmü taşımaktadır. Bunların dışında farklı bir hükme delâleten şu hadis rivayet edilmiştir:

Ümmu Kays bint Muhsin (r.a.), Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'den elbiseye dokunan ayhali kanından sormuş, Peygamberimiz (a.s) da ona şöyle buyurmuştur:

"Taş ile kazıyıp çıkar ve sonra da su ve sidir ile yıka!"

İbn Kattan bu hadîsin isnadının son derece sıhhatli olduğunu ve herhangi bir illetin mevcudiyetini bilmediğini belirtmiştir.[104]

Hadîs iki ayrı şeye delâlet ediyor: Taş ile kazımak ve suya si­dir (yaprağı kurutulur ve dövülerek yıkama suyuna karıştırılan bir ağaç)  katıp öylece yıkayıp temizlemek.

Bütün bu az farklı rivayetler, temizliğin çeşitli yönlerini ve yöntemlerini ifade içindir. Resûlüllah (a.s.) bunu dar bir çerçeve için alıp dondurmamış, iyi bir temizliğin sağlanması için farklı telkinlerde bulunmuştur. Ama su ile temizlik başta gelmektedir...

 
Çıkarılan Hükümler:

 

1- Kan ve benzeri pislikler, üç mezhebe göre temiz ve temizle­yici su ile yıkanıp paklanır. Hanefî mezhebine göre, diğer temiz sı­vılarla da temizlik sağlanabilir.

2- Galiz ve hafif pislik diye ikiye ayrılır. İmam Ebû Hanîfe hafif pislik konusunda çok hafifletici  hükümler getirmiştir. Galiz pislik hakkında ise yine diğerlerine nisbetle bir kolaylık ortaya vaz­ederek dirhem miktarı ve miskal ağırlığı gibi iki ölçü takdir etmiş­tir. Onun buradaki dayanağı Hz. Ömer'in baş parmağını göstere­rek, soru sorana verdiği şu cevaptır:

"Şu tırnağım büyüklüğünde pislik namaza engel değildir..."[105]

Diğer mezhepler böyle bir ayrım yapmamış, pisliğin azı ve ço­ğu diye kısımlara iltifat etmemişlerdir. Onlara göre, elbise ve be­dene dokunan pislik ne miktar olursa olsun, mutlaka yıkanıp te­mizlenmesi gerekir. Ancak göz ile görülemiyecek kadar küçük zer­recikler halinde olanlar bir istisna teşkil eder.

3- Ayhali kanının bir dirhem miktarı, necise de olsa namaza engel değildir. Bu hüküm ikinci maddede belirttiğimiz gibi, Ebû Hanife'nin ictihadıdır. Diğer üç mezhebe göre, mutlaka necistir, azı ve çoğu söz konusu değildir. Bunda icma' vardır.

4- Elbiseye veya namaz kılınan yere veya bedene dokunan necaset namaza engel teşkil eder. Ebu Hanîfe'nin yukarıdaki icti­hadı müstesna, yani ona göre dirhem miktarını aşmadığı takdirde öyledir. Diğer üç mezhep ayhali kanını mutlaka namaza engel bir necis kabul etmişlerdir, azı ve çoğu fark etmez, demişlerdir.


Konu Başlığı: Ynt: Pisliği Çitilemek
Gönderen: Ceren üzerinde 07 Şubat 2019, 15:11:15
Esselamu aleykum. Kıyafete bulaşan pislik su ile yıkanıp giderildikten sonra namaza ibadet etmeye engel olmaz.Rabbim razı olsun paylasimdan kardeşim. ..