๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Hadisleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 17 Ağustos 2010, 06:53:14



Konu Başlığı: Ölü Kabre Konulunca Besmele Çekmek Ve Kabri Düzeltmek
Gönderen: Zehibe üzerinde 17 Ağustos 2010, 06:53:14
Ölü Kabre Konulunca Besmele Çekmek Ve Kabri Düzeltmek
 

Allah'a inanan ve O'na döneceğinden şüphe etmeyen kimse hayatı boyunca her iş ve davranışında, her konu ve meselede Al­lah'ı anmayı ihmal etmez. Çünkü kalpler ancak Allah'ı anmakla yatışır ve huzura kavuşur. Aynı zamanda iç disiplini de bu düşünce atmosferi içinde gerçekleşebilir.

O bakımdan ölen din kardeşimizi nasıl yıkarken Allah'ın is­mini anarak başlıyor ve yine o isimle yıkamayı tamamlıyorsak, namazını kılarken, kabre götürürken ve defnederken de hep Al­lah'ın ismini anıyor ve böylece hem kendimizden, hem de ölen kardeşimizden şeytanı uzaklaştırıyor, rahmet meleklerini yak­laştırıyoruz.

 

Konuyla İlgili Hadisler
 

İbn Ömer (r.a.) den yapılan rivayete göre, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz ölüyü kabre korken: "Bismillahi ve ala milleti Rasulillah'i" derdi. Diğer bir lafızla: "ve ala sünneti Rasulillah'i" derdi.[227]

Ebu Hüreyre (r.a.) den yapılan rivayete göre, "Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bir cenazenin namazını kıldıktan sonra onun kabrine geldi ve baş tarafından üç defa küçük taş veya toprak parçalarını alıp kabrin içine attı."[228]

Sufyan et-Temmari'den yapılan rivayete göre, adı geçen, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'in kabrini müsennem (yüksekçe, tümsekçe) bir halde görmüştür.[229]

el-Kasım'dan yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir:

"Hz. Aişe (r.a.) validemizin yanına girdim ve ona şöyle de­dim:

"Ey anam! Allah için benden yana Rasulüllah (s.a.v.) ile Onun iki yakın arkadaşı (Ebu Bekir ile Ömer)in kabirlerini aç (üzerlerindeki örtüyü kaldır)." O da bu üç kabrin üzerindeki örtü veya perdeyi kaldırdı: Kabirler ne yüksek idi, ne de yere yapışık, aynı seviyede idi. Küçük çakıl taşlı kırmızı toprağa yakın bir görünümdeydi."[230]

Cafer b. Muhammed'den o da babasından yaptığı rivayete göre, Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz, oğlu İbrahim'in kabri üzerine su serpti ve küçük çakıl taşları koydu."[231]

Enes (r.a.) den yapılan rivayete göre, "Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, ashabdan Osman b. Maz'un'un (r.a.) kabrine büyükçe bir taş alamet olsun diye dikti."[232]

Cabir (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle haber vermiştir:

"Peygamber (s.a.v.) Efendimiz kabrin kireçle sıva ve badana yapılmasını ve kabir üzerinde oturmayı, üzerine bina yapmayı yasakladı."[233]

Diğer bir lafızla şöyle denilmiştir:

"Kabirlerin kireçle sıvanıp badana yapılmasını, üzerine yazı yazılmasını, üzerine bina yapılmasını ve basılmasını yasakladı."

 

Hadislerin  Işığında Müctehid İmamların Görüş Ve İhticacları
 

a) Hanefilere göre: Ölü kabre konulurken, onu koyup yerleştiren kimsenin "Bismillahi ve ala milleti Rasulillahi" demesi sünnettir. İmam Ebu Hanife bu sünnetin şu lafızla denilmesini be­lirtmiştir: "Bismillahi ve fi sebilillahi ve ala milleti Rasulilla­hi"

Kabir biraz tümsekçe (balık sırtı gibi) yapılır. Dört köşe yapılmaz. Bu tümsekliğin de bir karış veya biraz fazla olması sünnete daha uygundur. Bunun gibi kabri kireçle sıvamak veya badana yapmak, üzerine bina oturtmak ve birtakım alametler koymak mekruhtur. İmam Ebu Yusuf’a göre, kabrin üzerine yazı yazmak da mekruhtur.

Aynı zamanda kabir, içinden çıkan toprakla örtülür, hariçten toprak ilave edilmez. Ancak çıkan toprak yetmezse, o tak­dirde hariçten ilave etmekte bir sakınca yoktur. Kabrin üzerine su serpmekte bir sakınca yoktur. Ebu Hanife'ye göre: Kabre basmak, üzerine oturmak, üzerinde uyumak, üzerinde küçük, büyük abdest bozmak mekruhtur. Bunun gibi, kabir üzerinde namaz kılmak da mekruhtur.[234]

b) Şafiilere göre: Ölü defnedilirken üzerinde bir örtü tutu­lur. Kabre indirilirken "Bismillahi ve ala milleti Rasulillahi" demek müstehabdır. Ölünün kabirde altına bir şey, halı, kilim ve benzeri yaygı serilmez. Toprak çok gevşek ve kaygan olmadığı tak­dirde ölüyü tabut içinde gömmek mekruhtur. Gece defnetmekte bir sakınca yoktur.

Kabri kireçlemek, üzerine bina yapmak, yazı yazmak mek­ruhtur.

Kabrin üzerine su serpmek ve üzerine küçük çakıl taşları koymak, baş ucuna bir taş dikmek veya bir tahta yerleştirmek ise menduptur.[235]

c) Hanbelilere göre: Ölü kabrine konurken "Bismillahi ala milleti Rasulillahi" demek ve ölen kadın ise defin esnasında üstünde bir örtü tutularak defninin sağlanması müstehabdır.

Kabrin içine üç defa arada az toprak ve küçük çakıl taşı alıp atmak da müstehab sayılmıştır. Kabir yerden bir karış yükseltilir ve balık sırtına benzer şekilde tümsek tutulur. Böyle yapmak da sünnettir.

Kabre ateşe dokunmuş bir cisim (tuğla ve benzeri şeyler) ko­nulmaz. İmam Ahmed'e göre tahta da konulmaz. Tabutla birlikte defnetmek müstehab değildir. Kabrin üzerine su serpmek ve alamet olsun diye bir taş ve tahta dikmekte bir sakınca yoktur.[236]

d) Malikilere göre: Kabri biraz tümsek tutmak, yerle bir düz tutmaktan efdaldır. Kabri kireçlemek, yani kireçle sıva ye ba­dana yapmak, üzerinde bina inşa etmek mekruhtur.[237]

 

Tahliller Ve Diğer Rivayetler
 

736 nolu İbn Ömer hadisini aynı zamanda İbn Hibban ile Hakim tahric etmişlerdir. Ancak hadisin merfu' ve mevkuf olduğu üzerinde farklı tesbitler ortaya çıkmıştır: Darekutni ve Nesaî mev­kuf olduğuna ağırlık verirken, başka muhaddisler onun merfu' olduğunu belirtmişlerdir.

Bu babda İbn Hibban, Şaid tarikıyla Katade'den merfuan; Bezzar ve Taberani ise, İbn Ömer'den ve bir benzerini İbn Mace, İbn Ömer'den merfuan rivayet etmişlerdir. Ancak bunun is­nadında Hammad b. Abdirrahman el-Kelbi bulunuyor ki, bu zat meçhuldür.[238] Ebu Hatim de onun zayıf olduğuna değinmiştir.[239]

Bu babda bir diğer hadisi Hakim ile Beyhaki, Ebu Ümame (r.a.) den şu lafızla rivayet etmişlerdir: "Rasulüllah'in (s.a.v.) kızı Ümmü Gülsüm kabre konulunca, Rasulüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Sizi topraktan yarattık, sizi oraya döndüreceğiz ve tekrar oradan çıkaracağız. Bismillah! ve fi sebilillahi ve ala milleti rasulillahi"

Bu hadisin senedi zayıftır, İbn Hacer de aynı görüştedir.

737 nolu Ebu Hüreyre hadisine gelince: Ebu Hatim el-Ilel'de onun batıl olduğunu; Hafız İbn Hacer "onun isnadının zahiri sa­hihtir" demiştir. Böylece İbn Hacer'in tesbit ve görüşü ağırlık ka­zanmıştır.

Bu mealde bir hadisi Ebu Davud'un oğlu rivayet etmiş ve sahihlemiştir.

Diğer yandan Bezzar ve Beyhaki Amir b. Rebi'a (r.a.) den şunu rivayet etmişlerdir:

"Osman b. Mez'un defnedildiğinde, Rasulüllah onun namazını kıldı ve dört tekbir getirdi, son­ra kab rine üç defa toprak alıp attı ki o sırada onun kabri­nin baş ucunda ayakta duruyordu." Bezzar bu rivayete şunu da eklemiştir:

"Ve emretti de onun kabri üzerine su serpildi."

740 nolu Cafer hadisi murseldir, yani senedinden bir sahabi düşmüştür. Aynı hadisi Beyhaki, Said b. Mensur'dan mursel ola­rak tahric etmiştir.

Bu babda yine Beyhaki'nin Cabir'den yaptığı rivayette deni­liyor ki:

"Rasulüllah (s.a.v.) Efendimizin kabrine su serpildi. Suyu serpen ise, Bilal b. Rebah'dır..."

Rivayetin sonunda şu ifadeye yer verilmiştir:

"Suyu, baş kısmından başlayıp ayak kısmına kadar (düzenli şekilde) serpti." Ancak bu rivayetin isnadında Vakıdi bulunuyor ki, onun rivayetine pek itibar edilmez.

Ancak başta İmam Ebu Hanife ve İmam Şafii olmak üzere birçok fakih ve müctehidler kabrin üzerine su serpmenin meşru’ olduğunu belirtmişlerdir.

741 nolu Enes hadisini aynı zamanda İbn Adiy tahric etmiştir. Taberani de el-Evsat'da Enes'den başka bir isnadla ri­vayet etmiştir ki, bu isnadda zaaf vardır.

Bu konuda Ebu Davud'un Muttalib b. Hantab'dan yaptığı ri­vayette şöyle denilmiştir:

"Osman b. Mez'un vefat ettiğinde cenaz­esiyle çıkıldı ve defnedildi. Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz bir taş getirilmesini emretti. Getirmeye giden adamın taşı kaldırıp ge­tirmeye gücü yetmedi. Bunun üzerine Rasulüllah (s.a.v.) kalktı, kollarını sıvadı ve taşı kaldırıp getirdi, Osman'ın baş ucuna dik­tikten sonra şöyle buyurdu:

"Bu taşla kardeşimin kabrini belirliyorum ve ehlimden ölenleri de bundan böyle onun yanına defnedeceğim."

Hafız İbn Hacer bu rivayetin isnadının hasen olduğunu be­lirtmiştir.

742 nolu Cabir hadisini İbn Mace, İbn Hibban ve Hakim tah­ric etmişlerdir. Bu babda Müsned-i Firdevs'de İbn Mes'ud'dan (r.a.) yapılan rivayette buyuruluyor ki:

"Ölü devamlı surette ezan sesini işitir, ancak kabri sıvandığı zaman duymaz olur."

Hafız İbn Hacer bu hadisin isnadının batıl olduğunu belirt­miştir.[240] Çünkü bu, Muhammed b. Kasım et-Taykani'den ri­vayet edilmiştir ki bu zat hadis uydurmakla tanınmıştır. Hakim de onun hadis uydurduğuna dikkat çekmiştir.[241]

İmam Şafii ile Hasan el-Basri bu rivayetlere pek itibar etme­mişler ve bizzat Rasulüllah'ın (s.a.v.) kabrinin yerden bir karış yüksek tutulduğunu ve arsadan alınan kırmızımsı bir çamurla sıvandığını delil olarak göstermişlerdir.

Sıvanıp badana yapılması dışında kalan hükümlere muhale­fet eden olmamıştır. O bakımdan kabir üzerine oturmak, üzerine bina yapmak ve süslü, yaldızlı cümleler yazmak mekruh sayılmıştır.

 

Çıkarılan Hükümler:
 

1- Ölüyü kabre indirirken besmele çekmek ve rivayet edilen "Bismillahi ve ala milleti Rasulillahi" cümlesini demek sünnettir.

2- Ölünün baş ucundan yana yerden az toprak veya küçük çakıl taşları alıp kabre atmak ve bunu üç defa tekrarlamak müstehabdır. Bunları atarken ilgili şu ayetleri okumakta bir sakınca yoktur.[242]

3- Defin esnasında kefenin açılma ihtimali göz önüne alınarak, özellikle defnedilen kadın ise, üzerine örtü tutmak müstehabdır.

4- Definden sonra kabrin üzerine su dökmek ve çakıl taşlarını kabrin üzerine koymak da müstehab sayılmıştır.

Kabrin üzerine su dökerken baş kısmından başlamak tav­siye edilmiştir.

6- Kabir en çok yerden bir karış veya ondan biraz fazla yüksek tutulur ve balık sırtı şekline sokularak düzenlenir. Böyle yapmak sünnete daha muvafıktır. Bununla beraber kabrin etrafına taş dizmek ve kaybolmaması için o taşları sıvamaya cevaz verenler olmuştur.

7- Kabrin çok yüksek tutulması, mermer ve betondan yapılması mekruhtur. Çünkü İslam, kabrin üstüne değil, altına önem verir.

8- Zaruret yokken kabirleri çiğnemek, kabirlerin üzerine oturmak tahrimen mekruhtur.

9- Kabrin üzerine kümbet yapmak, bina oturtmak da mek­ruhtur. Buna daha çok şekle önem veren kimseler heveslenir.

10- Kabirden çıkan toprağı yine kabri düzenlemede kullan­mak müstehabdır. İhtiyaç olmadığı takdirde hariçten toprak geti­rip kullanmamak daha uygun olur.

11- Ölüyü defnederken, onun için rahmet ve mağfiret dile­mek, kabir sualinin kolay geçmesi için dua etmek meşru'dur.

12- Ölü defnedilirken oturmak veya ayakta durmakta bir sakınca yoktur. Ancak defin işiyle meşgul olanlara yardımcı olmak sünnettir.


Konu Başlığı: Ynt: Ölü Kabre Konulunca Besmele Çekmek Ve Kabri Düzeltmek
Gönderen: Sefil üzerinde 06 Eylül 2015, 19:47:08
Esselamu aleykum ; Kabir ve definle alakali yeni yeni öğrendiğim bilgiler inşaallah tatbik etmek ve ümmetin istifadesine de sunmak duasıylâ...
Allah razi olsun


Konu Başlığı: Ynt: Ölü Kabre Konulunca Besmele Çekmek Ve Kabri Düzeltmek
Gönderen: Ceren üzerinde 06 Eylül 2015, 19:50:12
Aleykümselam.Rabbim bizleri hayırla,Müslüman olarak ölmeyi nasip etsin bizlere.Şafilere göre oku kabre indiğinde üstüne besmele çekilir ve dua edilir...