๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Hadisleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 17 Ağustos 2010, 07:07:17



Konu Başlığı: Ölen Kimse Üzerine Sesli Ağlamak Mekruhtur
Gönderen: Zehibe üzerinde 17 Ağustos 2010, 07:07:17
Ölen Kimse Üzerine Sesli Ağlamak Mekruhtur
 

Ölüm olayı ezelde planlandığı üzere değişmeyen kanunlar­dan biridir. Her canlı mutlaka ölümü tadacaktır. Hem sonsuz hayatın yolunda doğum bulunduğu.gibi ölüm de bulunuyor. Aynı zamanda ölümden sonra yeniden dirilme de aynı yolun basamak­larından biridir. Bu bakımdan ölüm yok olup meçhule karışmak değil, kalıcı bir hayatın kapısından girmenin bir tezahürüdür.

Ölüm olayı bazı kişilerin başına gelip bazılarının ondan kur­tulması söz konusu olamıyacağına göre, ölen yakınımız için elbetteki içimiz yanacak, gözlerimiz yaşaracaktır. Zira bu duygu biz in­sanların mayasına zerkedilmiştir, onu bütünüyle söküp atmamız mümkün değildir. Ancak bu duygumuzu sınırlı tutmamız, sesli ağlamaktan kaçınmak, feryad-u figandan uzak kalmakla gerçekleşir. Aksine bir tutum ve tavır hem bizi günahkar edebilir, hem de ölenimizin ruhunu sıkabilir.

 

Konuyla İlgili Hadis Ve Rivayetler
 

İbn Mes'ud (r.a.), Peygamber (s.a.v.) Efendimizin şöyle buyur­duğunu haber vermiştir:

"Ölüm haberini (şatafata kaçarak, çevreyi telaşlandırarak) etrafa yaymaktan sakının! Çünkü böyle yapmak cahiliyet devri amelindendir."[182]

Huzayfe (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir:

"Ben öldüğümde, ölüm haberini hiç kimseye duyurmayın. Çünkü gerçekten böyle yapmanızın na'y (ölüm hab­erini çevreyi telaşa vermek) suretiyle duyurmanız ola­cağından endişe etmekteyim. Çünkü Rasulüllah'ın (s.a.v.) na'yi men'ettiğini kendisinden işitmiş bulunuyorum."[183]

İbrahim'den yapılan rivayete göre, şöyle demiştir:

"Adam öldüğü zaman, onun ölüm haberini dostlarına, arkadaşlarına duyurmakta bir sakınca yoktur. Mekruh olan şekli ise, cahiliye devrinde olduğu gibi meclisleri dolaşıp, "Ben falanın ölüm haberini veriyorum" deyip (çevreyi rahatsız etmektir)."[184].

Enes (r.a.) den yapılan rivayete göre, Rasulüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"(Mute savaşını Medine'de minber üzerinde kalp gözüyle izlerken) Sancağı Zeyd aldı, ona (ölüm darbesi) isa­bet etti. Sancağı Cafer aldı. Ona da (ölüm darbesi) isabet etti. Arkasından sancağı Abdullah b. Revaha aldı. Ona da (ölüm darbesi) isabet etti."

Bu sırada Rasulüllah'ın gözlerinden yaş akıyordu.

"Sonra sancağı Halid b. Velid bir emirlik söz konusu olmaksızın eline aldı ve fetih ondan yana gerçekleşti."[185]

 

Hadislerin Işığında Müctehid İmamların İhticacları
 

a) Hanefilere göre: Ölenin ev halkının kendi evlerinde ta'ziyeleri kabul etmek için üç gün oturmalarında bir sakınca yok­tur. Bunun gibi kendi semtlerindeki mescidde de üç gün bulunabi­lirler. Ölüm olayından dolayı yas tutup kapı eşiğinde oturmak mekruhtur. Yüksek sesle ağlamak ise caiz  değildir. Sessiz ağlamak  kalp  yufkalığının eseridir ki bunda bir sakınca görülmemiştir. Erkeklerin yas alameti olarak siyah elbise giyin­meleri mekruhtur. Kadınların giymesinde bir sakınca yoktur.[186]

b) Şafiilere göre: Ölüm olayından dolayı ta'ziyede bulun­mak sünnettir. Bu hem defninden önce, hem de sonra üç gün içinde  yerine  getirilir.  Ölenin,  ölmek üzere  olanın  üzerine ağlamakta bir sakınca yoktur. Ancak onun haslet ve faziletini sayıp dökerek ağlamak mekruhtur.

Ölüm olayını hem namazının kılınması, hem de başka hu­suslar için çevreye duyurmakta bir sakınca yoktur. Ancak cahiliyet devrindeki ilan şekli mekruhtur.[187]

c) Hanbelilere göre: Bağırıp çağırmaksızın, yaka yırtmaksızın, saç ve sakalı yontmaksızın ağlamakta bir sakınca yoktur. Ölen kişinin birtakım meziyetlerini sesli bir hava içinde sayıp dökmek mekruhtur. Hem böyle yapmak, sesli ağlamak gibi, ölünün kabirde sıkıntı çekmesine sebep olur. Ölüm olayını ölenin yakınlarına duyurmakta bir sakınca görülmemiştir.[188]

d) Malikilere göre: Ölüm olayını yüksek sesle etrafa duyur­mak mekruhtur. Ama normal bir anlatımla haber vermekte bir sakınca yoktur.[189]

 

Tahliller Ve Diğer Rivayetler
 

691 nolu İbn Mes'ud hadisinin isnadında Ebu Hamze Meymun el-A’ver bulunuyor ki, bu zat hadis ehline göre kavi değildir.[190] Tirmizi'ye göre, bu hadis gariptir.

692 nolu Huzeyfe haberinin isnadı hasendir.

693 nolu İbrahim'in haberini kuvvetlendirir anlamda Muhammed b. Sirinden bir rivayet yapılmıştır ki, adı geçen şöyle demiştir:

"Ölüm olayını, ölenin yakın dost ve arkadaşlarına duyurmakta bir beis (sakınca) bilmiyorum."[191]

Bu rivayetleri kuvvetlendiren bir diğer olay, Rasulüllah'ın (s.a.v.) Habeş Kralı Necaşi'nin ölüm haberini, ashabına duyur­masıdır. Sonra da ashabına: "Sizden biri ölünce herhalde bana ha­ber verin!" diye tenbih etmesi söz konusudur.

İbn el-Arabi, "Bütün bu ve benzeri rivayetlerden şu üç duru­mu çıkarmak mümkündür" diyor;

1- Ölenin ölüm haberini ev halkına, yakınlarına, ve salih kişilere duyurmak,

2- Böbürlenmek  için  birçok kimselerin toplanmasını sağlamaya yönelik duyuruda bulunmak.

3- Sesli şekilde ağlayıp çevreyi haber etmeye çalışmak ve kendisini acındırmak...

Birinci durum mübahtır, hatta müstehabdır denilebilir. İkinci ve üçüncü durum mekruhtur. Buna tahrimen mekruh diye­biliriz.

Sonuç olarak hak mezheplerin hemen hepsine göre, gusül, tekfin, namaz ve taşıyıp defnetmek için ölüm olayını çevresine duyurmakta bir sakınca yoktur. Ashab ve Tabiin zamanında da bu tarz duyurmalar olmuştur.

 
Çıkarılan Hükümler
 

1- Ölüm  olayını, ölenin yakınlarına, dost ve arkadaşlarına haber vermekte bir sakınca yoktur.

2- Kapı kapı, sokak sokak, mahalle mahalle dolaşıp dellalın yaptığı gibi ölüm olayını sesli bir şekilde haber vermek mekruh­tur.

3- Kişinin ölen yakınını, dostu için ağlayıp göz yaşı akıtmasında bir sakınca yoktur.

4- Sesli ağlayıp feryad etmek, saç sakalı yolmak, yakayı yırtmak ise haramdır.

5- Böbürlenmek için birçok kimselere haber salıp büyük kalabalık oluşturmaya çalışmak mekruhtur.

6- Taziye kabul etmek için üç gün evde veya mescidde otur­makta bir sakınca görülmemiştir. Gurbette olmayanlar üç gün içinde taziyetlerini gelip bildirirler. Gurbette olanlar ne zaman dönerlerse, gidip taziye verebilirler.


Konu Başlığı: Ynt: Ölen Kimse Üzerine Sesli Ağlamak Mekruhtur
Gönderen: Ceren üzerinde 10 Mart 2018, 17:29:02
Esselamu aleyküm.Ölen kimse üzerine sesli ağlamak isyan etmek dinen yasaklanmıştır ve mekruh sayılmıştır.Ölümü veren Rabbime hamd eden ve bizi günaha sokacak bu mekruh davranışlardan uzak kalan kullardan olalım inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Ölen Kimse Üzerine Sesli Ağlamak Mekruhtur
Gönderen: Sevgi. üzerinde 11 Mart 2018, 02:17:47
Aleykümüsselam bir kişi öldüğünde onun arkasından sesli olarak ağlamak mekruhtur ölüm bir yok oluş değil yeniden başlangıçtır inşaAllah