๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Hadisleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 24 Ağustos 2010, 18:18:07



Konu Başlığı: Müslümanın Ölüsü de Kılı da Teri De Necis Değildir
Gönderen: Zehibe üzerinde 24 Ağustos 2010, 18:18:07
Müslümanın Ölüsü De, Kılı Da, Teri De Necis Değildir

 

İnsan mükerrem yaratılmıştır. Çamuru Allah'ın kudret eliyle yuğralup şekillendirilmiş ve meleklerin ona secde etmesi emredil­miştir.

"And olsun ki biz, Adem oğullarını aziz, şerefli ve saygın kıl­dık..."[173]

Mealindeki âyet insanın diğer canlılardan ne kadar üstün kılındığını; Allah katında şerefli bir yerinin bulunduğunu göstermektedir. Aynı zamanda insan, Allah'ın yeryüzündeki halîf esidir.

Gerçek bu olunca, küfür, nifak ve isyan onun ruhunu karartıp saygınlığını zedeler, kalbini karartıp mânevi saydamlığını giderir. İmân, ahlâk ve ibâdet onun saygınlığını, Allah katındaki şeref ve itibarını artırır, hattâ onu meleklerden üstün kılar.

Kendini Allah'a kul olma düzeyine getirip, İslâmiyet çatısı al­tına giren bir mü'minin ölüsü de dirisi gibi temizdir İlim adamları­nın çoğu bu görüştedir. Onlar için mesned kabul edilen hadîsler ise şöyledir:

Az yukarıda Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in şu sözünü naklet­miştik:

"Müslüman necis olmaz."

İmam Buhari ve İbn Abbas (r.a.), "Müslüman diri iken de ölü iken de necis olmaz" demişlerdir.

Enes b. Mâlik  (r.a.)'den yapılan rivayette diyor ki:

"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz Cemre'ye taş atıp kurbanını kestikten sonra tıraş oldu. Önce sağ tarafını berbere uzattı, berber onu tıraş etti. Sonra Ebû Talha'yı çağırdı kesilen kılları ona verdi. Sonra da sol tarafını uzattı ve "tıraş et!" diye buyurdu. Berber onu da tıraş etti ve (Pey­gamberimiz (a.s.) kesilen kılları) Ebû Talha'ya vererek şöyle bu­yurdu:

"Bunu insanlar arasında taksim et!.."[174]

Yine Enes (r.a.)'den yapılan rivayette demiştir ki:

"Haccam (hacametle kan alan kimse), Peygamber (a.s.) Efendimiz'in başını tıraş etmek istediğinde Ebû Talha (r.a.), Resûlüllah'­ın (a.s.) başının iki tarafından kendi eliyle saç aldı ve onu Ümmu Süleym'e getirip verdi.

Enes veya Ebû Talha diyor ki: Ümmu Süleym, Resûlüllah'ın başından alınan kılları kendine ait güzel kokuya karıştırırdı.[175]

Enes b. Mâlik (r.a.)'den yapılan rivayette demiştir ki:

"Ümmu Süleym (r.a.) sahtiyan döşeğini serip hazırlar, Resû­lüllah (a.s.) Efendimiz günortası o döşek üzerinde uyurdu. Kalkın­ca, Ümmu Süleym onun terinden, kılından alıp bir şişede toplar, sonra onları misk karışık güzel kokusuna yerleştirirdi."[176]

Râvi devamla diyor ki: "Enes b. Mâlik'e vefat hazır olunca (ölmek üzere iken) Ümmu Süleym'in o macun haline getirdiği ve içinde Peygamber (a.s.)'ın teri ve kılı bulunan güzel kokuyu, kefen ve bedenine sürülmek üzere hazırlanan diğer güzel kokuya katıl­masını vasiyet etti."

Hudeybiye sulhuyle ilgili hadîste Misver b. Mahreme ve Mervan b. Hakem'den yapılan rivayette (deniliyor ki): "Ürve b. Mes'ûd, Resûlüllah'ın (a.s.) yanından kalkınca Ashabının ona neler (na­sıl ilgi ve saygı) gösterdiğini gördü ki, ağzından bir ıslaklık çıkma­ya görsün mutlaka ona yarışırcasına acele koşuyorlardı, kılların­dan bir kıl düşmeye görsün, mutlaka onu alıyorlardı."[177]

Osman b. Abdillâh b. Mevheb (r.a.)'den yepılan rivayette  de­miştir ki:

"Ev halkımız beni içinde su bulunan bir bardakla Ümmu Sele­me'ye (r.a.) gönderdiler, gümüşten mamul çıngırağa benzer bir şey getirdi ki, içinde Resûlüllah (a.s.) Efendimizin kılından bulunuyor­du. Öyle ki, insana göz değdiği veya bir şey dokunduğu zaman, Üm­mu Seleme'ye bir kap gönderilirdi, o da o gümüş kabı onun içine so­kup hareket ettirir ve sonra o kimse ondan içerdi. Gümüş kaba dik­katle baktığımda içinde kızıl renkte kıllar gördüm."[178]

Abdullah b. Zeyd (r.a.)'den -ki o ezan sahibidir- yapılan ri­vayette (deniliyor ki): Kurban kesilen yerde Resûlüllah'ın (a.s.) yanında hazır bulunmuştu. Kureyş'ten bir adam da oradaymış. Peygamber (a.s.) kesilen kurbanları taksim ediyor, ona da, arkada­şına da bir şey isabet etmiyor (o kurbandan). Sonra Resûlüllah (a.s.) Efendimiz başını kendine ait bir elbise içine tıraş ediyor, ondan Ab­dullah'a veriyor ve bir kısmını da bazı adamlara dağıtıyor. Tırnak­larını kesip ondan Abdullah'ın arkadaşına veriyor.

Abdullah b. Zeyd diyor ki:

"Şüphesiz ki Resûlüllah'ın saçının telleri yanımızda kına ve ketem (mersin yaprağına benzer boyalı bir bitki) ile boyanmıştır."[179]

Hâdîs-i Şeriflerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmakta­dır:

1- Tıraş olurken sağ taraftan başlamak müstehabdır.

2- İnsan kılı temizdir, düştüğü sıvıyı necis yapmaz.

3- Resûlüllah (a.s.) Efendimizin kılıyla teberrük olunurdu. (Bereket sayılırdı) Çünkü maddî ve manevî yapısı ilâhî tecelliye, Melek Cibril'in nefes ve kokusuna mazhardı.

4- Arkadaşlara hediye dağıtırken az çok eşitliği gözetmek müstehabdır.

5- İnsan ölünce kılları necis olmaz. Bu cumhura göredir. Şâfiîlere göre necis olur.

6- İnsan teri de temizdir, düştüğü ve bulaştığı sıvıyı necis yap­maz.

7- Yeme içme dışında süs için veya kıymetli bir şeyi muha­faza için gümüş kap kullanmak caizdir.

Hadîslerin ışığında müctehid imamların istidlal, ihticac ve görüşleri:

a) Hanefîler insan ölüsü hakkında ikiye ayrılmışlar, bir kısma göre, "necaset-i hubs", bir kısmına göre "necaset-i hades"dir.[180]

İkincilerin görüşü ağırlık kazanmıştır. Çünkü Resûlüllah (a.s.) Efendimiz, Ashab-ı Kiram'dan vefat eden Osman b. Maz'ûn'un (r.a.) yüzünü, alnını öpmüştür. Eğer ölü necis olsaydı, o mübarek, dudaklarını ona dokundurur muydu?

Buna rağmen bu mezhebin ileri gelenlerine göre, cenaze yıkan­madan yanında, başucunda Kur'ân okumak mekruhtur. Çünkü yı­kanmadan önce üzerinde herhangi bir necaset bulunabilir.[181]

Yine bu konuda ikinciler şu hadisle istidlal etmişlerdir:

"Ölü­lerinizi necis saymayın, çünkü mü'min ne diri, ne de ölü iken necis olur."[182]

Aynî, Buharî şerhinde, Nevevî Müslim şerhinde diyorlar ki:

"Müslüman'ın ölüsünün de, dirisinin de temiz olduğu hakkında bu hadîs büyük bir asıl (temel dayanak) dır. Müslümanın dirisinin te­miz olduğu icma' ile sabit olmuştur. O kadar ki anasından düşük olarak çıkan ıslak cenin bile temizdir. Ölüsüne gelince, bu neca­set-i hadesle yorumlanır. Çünkü insanın kerametine binaen ölüsü necis sayılmaz.[183] Nitekim yıkanınca hadesle ilgili pislik üzerin­den kalkıyor ve temiz kabul ediliyor."

Ayrıca bu konuda Hanefî imamlarının farklı görüşlerini ve da­yandıkları delilleri görmek isteyenlere Kasânî'nin (H. 587-M.1191) Bedayi'u's-Sanayi Fi Tertibi’ş-Şerayi'  1/299'u tavsiye ederiz.

b) Şâfiîlere göre de henüz yıkanmadık ölü üzerine Kur'ân okunmaz. Çünkü bu durumda necis sayılır. Şeyhülislâm Ebu Yahya Zekeriya el-Ansarî, Fethülvahhab şerhinde diyor ki:

"Ebû Davut ve İbn Hibbân'ın rivayet edip sahih kabul ettikleri, (ölüleriniz üze­rine yâsîn  okuyunuz!) mealindeki  hadîsten  maksat, henüz ölmeyen ama ölmek üzere bulunanlardır. Çünkü ölü üzerine (yı­kanmadan) Kur'ân okunmaz."[184]

c) Maliki ve Hanbeli imamlarına göre de, ölü yıkanmadan üzerine Kur'ân okunmaz. Böylece dört mezhebin bu hususta gö­rüş birliği vardır.[185]

İnsan kılına gelince:

a) Cumhur-i ulemâya göre, müslüman  ölmekle kılları necis olmaz.

b) Şafii'lere göre, necis olur.

İnsan terinin temiz olduğu da ittifakla kabul edilmiştir. Bu hu­susta icma' vardır.[186]

Hadîslere dayalı edille-i ahkâmı işleyen Buluğu'1-merâm'da ise bu konuya hemen hemen yer verilmemiş, sadece Beyhakî'nin riva­yet ettiği ve Ahmed b. Hanbel'in İbn Abbas hadîsiyle nesholunduğunu bildirdiği şu hadîsi nakletmiştir:

"Size ölünüzü yıkadığınız zaman, onu yıkamaktan dolayı gusül yoktur. Çünkü sizin ölünüz temiz ölür. Pis değildir. O halde ellerinizi yıkayıvermek size yeter."[187]

 
Çıkarılan Hükümler:

 

1- İnsan kılı temizdir. Ölüsünün de kılı aynı hükme girer.

(Şafiî'lere göre ölen kimsenin kılı necistir).

2- İnsan teri temizdir, içine düştüğü sıvıyı necis yapmaz.

3- İnsan ölüsü yıkanmadıkça  necaset-i hades sayılır. O ba­kımdan üzerine Kur'ân okunmaz.

4- Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in kılında, terinde ve ağız ıs­laklığında feyiz ve bereket, rahmet ve ilâhî inayetin tecellisi vardı, o bakımdan onunla teberrük edilirdi. Diğer insanların bu tür şeyleriyle teberrük edilmez; başkalarını Resûlüllah'a bu konuda kıyas etmemiz doğru olmaz.

 


Konu Başlığı: Ynt: Müslümanın Ölüsü de Kılı da Teri De Necis Değildir
Gönderen: Ceren üzerinde 08 Haziran 2018, 03:53:22
Esselamu aleykum. Ölen müslüman kişinin kılı  da teride necis değildir.ama ölen kişi yikanmadigi sürece üzerine kur an okunmaz.Rabbim razı olsun paylasimdan kardeşim. ..