> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Ahkam Hadisleri > Muharrem ve Aşura Orucu
Sayfa: [1] 2 3 4   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Muharrem ve Aşura Orucu  (Okunma Sayısı 16215 defa)
16 Ağustos 2010, 06:07:25
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 16 Ağustos 2010, 06:07:25 »



Muharrem Ve Aşura Orucu
 

Bilindiği gibi, Muharrem ayı, kamerî ayların birincisidir. Ta­rih boyunca bu ayda birtakım önemli olayların meydana geldiği ri­vayet edilir. Her şeyden önce Rasulüllah (s.a.v.) efendimiz bu aya önem vermiş ve onu ibadetle süsleyerek gereken ilgiyi göstermiştir.

Zamanın kutsallığı, içinde cereyan eden olaylara nisbetledir. O bakımdan Muharrem ayında tecelli eden ilahi gufran ve rah­metten nasibimizi almak istiyorsak, bu hususta Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz'in sünnetine göre amel etmemiz söz konusudur.

 

Konuyla İlgili Hadisler
 

"Rasulüllah (s.a.v.) Efendimizden soruldu:

"Ramazandan sonra hangi oruç daha üstündür?" Rasulüllah (s.a.v.) soruyu sora­na şu cevabı verdi:

"Allah'ın (mübarek saydığı) muharrem ayı..."[263]

İbn Abbas (r.a.) dan yapılan rivayete göre, kendisinden aşura orucu sorulduğunda şöyle demiştir: "Rasulüllah (s.a.v.) Efendim­izin tuttuğu hiçbir günün orucunun diğer günler üzerinde bir üstünlüğünü arzu (ve beyan) ettiğini bilmiyorum, an­cak bu (aşura) günün orucu müstesna... Hiç bir ayın da (ibadet ve prucunu) diğer aylardan üstün olduğunu arzu (ve beyan) ettiğini bilmiyorum, ancak ramazan ayı müstesna..."[264]

Hz. Aişe (r.a.) dan yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir:

"Aşura günü öyle bir gündür ki, Kureyş cahiliye döneminde o gün oruç tutardı. Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz de o gün oruç tutardı. Medine'ye (hicret edip) gelince, o gün (yine) oruç tuttu ve insanlara o gün oruç tutmalarını emretti. Ramazan orucu farz kılınınca, Efendimiz bu defa şöyle buyurdu:

"Artık isteyen aşura orucunu tutar, isteyen bırakır."[265]

Seleme b. Ekva' (r.a.) den yapılan rivayette diyor ki:

"Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz Eslem kabilesinden bir adama şöyle duyuruda bulunmasını emretti: "Kim bugün birşeyler yemişse, günün geri kalan kısmında (hürmeten) bir şey yemesin. Kim de bir şey yememişse oruç tutsun. Çünkü bugün aşura günüdür."[266]

Alkame'den yapılan rivayete göre, el-Eş'as b. Kays, Ab­dullah (b. Ömer) in yanına girdiğinde onun aşura günü ye­mek yediğini görüyor ve soruyor:

"Ya Eba Abdirrahman! Bugün şüphesiz aşura günüdür." Hz. Abdullah ona şöyle diyor:

"Ramazan orucunun farziyeti ile ilgili emir inmeden önce bu oruç tutuluyordu. Ramazan orucunun farziyeti hakkındaki emir inince bu artık terkedildi. Eğer oruçlu değilsen (otur) sen de yemek ye."[267]

İbn Ömer'den yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir:

"Doğrusu cahiliye devri halkı aşura orucunu tutuyor­lardı. Aynı zamanda Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz ve müslümanlar da ramazan orucu farz kılınmadan önce bu orucu tutuyorlardı. Ramazan orucu farz kılınınca, Ra­sulüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdu:

"Şüphesiz aşura günü, Allah'ın günlerinden bir gündür. Artık dileyen o gün oruç tutar."

O bakımdan İbn Ömer (r.a.) ancak tutmakta olduğu nafile oruçlar aşuraya denk gelirse, o günü de oruçlu geçirirdi. [268]

Ebu Musa (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir:

"Aşura günü, Yahudilerin ta'zim gösterdiği bir gündür ki onlar bu günü bayram edinirlerdi. Bunun üzerine Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz bizlere: "Sizler de bugün oruç tu­tun!" diye buyurdu."[269]

İbn Abbas (r.a.) dan yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir:

"Peygamber (s.a.v.) Efendimiz (Medine'ye) geldiğinde, Yahudilerin aşura günü oruç tuttuklarını gördü ve bunun üzerine onlara sordu:

"Bu nedir (bugün hangi gündür?)" Onlar da:

"Bugün salih bir gündür ki Cenab-ı Hak Musa'yı ve İsrailoğullarını düşmanlarından kurtarmıştır. O bakımdan Musa Peygamber bugün oruç tutmuştur" diye ce­vap vermişler. O sebeple Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz:

"Musa'ya (yakınlıkta) ben sizden daha haklı bir düzeyde bulunuyorum" buyurdu ve aşura günü oruç tuttu, oruç tu­tulmasını emretti." [270]

Muaviye b. Ebi Süfyan'dan yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir:

"Rasulüllah (s.a.v.) Efendimizden işittim, buyurdu ki:

"Şüphesiz şu aşura gününde oruç tutmanız size farz kılınmamıştır. Ben oruçluyum, kim arzu ederse oruç tutab­ilir, kim de arzu ederse iftar edebilir." [271]

 

Hadislerin Işığında Müctehidlerin İstidlalleri
 

a) Hanefîlere göre: Muharrem'in onuncu gününü dokuzun­cu günüyle birlikte oruçlu geçirmek sünnettir. Yalnız onuncu gününde oruç tutmak mekruhtur.[272]

b) Şafiilere göre: Muharrem'in onuncu ve dokuzuncu günleri oruç tutmak sünnettir.[273]

Aynı zamanda dört haram aylarında da oruç tutmak menduptur.[274] Muharrem de o dört aydan biridir.

Bilindiği gibi, haram ayları dörttür; üçü ardarda gelir, biri ise münferiden gelir. Ardarda gelen üç ay: Zilkade, Zilhicce, Mu­harrem. Münferiden geleni ise, Receb'dir. Hanefîlere göre, bu ay­larda oruç tutmak mendup değildir.

c) Hanbelilere göre: Aşura günü oruç tutmak müstehabdır. Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz dokuzuncu günde de oruç tutardı. O bakımdan Muharrem'in dokuz ve onuncu günleri oruç tutmak müstehabdır. Nitekim Ata'dan yapılan rivayete göre, Rasulüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Dokuz ve onuncu günleri oruç tutun, yahudilere benzemeyin!"[275]

Zira yahudiler Muharrem'in sa­dece onuncu gününde oruç tutarlardı.

Aşura orucuyla ilgili emir, yani Rasulüllah'ın (s.a.v.) "sizler de bugün oruç tutun" mealindeki emri, vücup için değil, tavsiye anlamındadır.

d) Malikilere göre: Bu mezhebin görüş ve ictihadı da Hanbeli Mezhebine uygundur. Onlara göre de Muharrem'in dokuz ve onuncu günleri oruç tutmak, aynı zamanda Muharrem ayını daha çok oruç ve benzeri ibadetlerle geçirmek müstehabdır. [276]

 

Tahliller Ve Diğer Rivayetler
 

Yukarıdaki hadislerin sıhhati ittifak halindedir. Bazılarında aşura orucunun vacip olduğu anlamı kendini hissettiriyorsa da, 1205 nolu sahih hadis bunun vacîp olmadığını net şekilde ortaya koymaktadır.

Ve bütün bu rivayetlerden, tetavvu' oruçlarının en üstününün ve en faziletlisinin Muharrem ayında tutulan oruç olduğu anlaşılıyor. Tirmizi'nin Enes (r.a.) den rivayet ettiği: "Rasulüllah’dan (s.a.v.) soruldu: Ramazandan sonra hangi oruç daha üstündür? Efendimiz cevap verdi: "Ramazana ta'zim olsun diye Şaban ayında tutulan oruç" mealindeki hadise gelince, bu iki rivayet arasında bir muaraza olduğu inti­baını veriyor.                                                       

Ancak Tirmizi'nin bu hadisinin isnadında Sadaka b. Musa bulunuyor ki, bu zatın kaviy olduğu söylenir. Nitekim İbn Main onun zayıf olduğunu söylerken, Nesai'den de bu anlamda bir tesbitin ortaya konduğunu görüyoruz. Ebu Hatim ise onun hakkında şöyle demiştir:

"Hadisleri yazılabilir, ancak kaviy değildir." [277]

Böylece tetavvu' (nafile) oruçlardan, Muharrem orucunun daha faziletli olduğu ağırlık kazanıyor.

Bu konuda Tirmizi'nin rivayet ettiği bir hadis de bu sonucu kuvvetlendirmekte ve şüpheleri gidermektedir. Şöyle ki: Hz. Ali (r.a.) den yapılan rivayete göre, Rasulüllah'a (s.a.v.) soruldu veya bir adam Ondan sordu:

"Ya Rasulallah! Ramazan ayından sonra hangi ayda oruç tutmamı emredersin?" Bunun üzerine Efendimiz ona şöyle buyurdu:

"Eğer ramazan ayından sonra oruç tutmak istiyorsan, muharrem ayında oruç tut. Çünkü bü ay Allah'ın ayıdır; onda bir gün vardır ki, Allah bir kavmin tevbesini kabul buyurmuştur ve bir kavmin de tevbesini kabul buyuracaktır."[278]

Bununla beraber, Şaban ayının faziletiyle ilgili rivayetler daha çoktur ve Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz daha çok o ay üzerinde durmuştur. İlim adamlarının araştırmasına göre, Ra­sulüllah (s.a.v.) Efendimizin Muharrem'in faziletiyle ilgili beyan­larının daha çok ömrünün son yıllarına rastlattığı söz konusudur. Böylece önce Şaban ayına ağırlık verirken, aldığı işaret üzerine bu ağırlığı Muharrem'e çevirip teksif etmiştir. Çünkü İslam kültüründe, bu ayın ayrı bir yeri ve önemi vardır. Bu ay aynı zamanda kameri ayların birinci ayı, yani yıl başıdır.

1199 nolu Hz. Aişe hadisiyle tarihi bir olaya atıf yapılıyor. Şüphesiz, gerek Hz. İbrahim'in Hanif Dininin izleri, gerekse Nuh peygamberin gemisinin selametle yol alıp Muharrem'in onunda Cudi'de karar kılması rivayeti araplar arasında az-çok bilinmek­teydi. O bakımdan cahiliye devrinde Kureyş kabilesinin de Mu­harrem'in onuncu gününde kendi ölçülerine göre oruç tuttukları olmuştur. İslam dini, cahiliye devrine ait bütün kötü, çirkin ve za­rarlı adetleri kaldırırken, faydalı olanlarına pek dokunmamıştır. Bu da o faydalı olanlardan biri olabilir.

Aşura kelimesi "aşire" den ma'duldür. Bu şekle sokulması mübalağa ve ta'zîmi yansıtmaya yöneliktir.

Hz. Aişe hadisi, aşura orucunun sünnet veya müstehab olduğuna kesin biçimde delalet etmekte ve "vaciptir" diyenlerin görüşünü reddetmektedir.                       

Böylece Rasulüllah (s.a.v.) Efendimizin Medine'ye hicret et­meden önce de aşura orucunu tuttuğu ağırlık kazanmakta ve Me­dine'ye hicretinden birkaç ay sonra yahudilerin de o gün oruç tut­tuğunu görünce, onuncu güne dokuzuncuyu da ekleyerek iki gün oruç tutmuş ve ashabına da bunu tavsiye etmiştir.

İbn Abbas (r.a.) dan yapılan rivayette ise, bu konu şöyle açıklanmaktadır:

"Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz aşura gününde oruç tutup ve oruç tutulmasını emrettiği zaman, ashab-ı kiram şöyle dedi:

"Ya Rasulaliah! Bu öyle bir gündür ki, yahudi ve nasara da ona ta'zim göstermektedir; (bu hususta bize neyi tavsiye eder­sin?)" Bunun üzerine Rasulüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"İnşaallah gelecek yıl olunca dokuzuncu günü de oruç tu­tarız."

İbn Abbas (r.a.) devamla diyor ki:

"Önümüzdeki yıl gelmeden Rasul...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Muharrem ve Aşura Orucu
« Posted on: 29 Mart 2024, 11:08:45 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Muharrem ve Aşura Orucu rüya tabiri,Muharrem ve Aşura Orucu mekke canlı, Muharrem ve Aşura Orucu kabe canlı yayın, Muharrem ve Aşura Orucu Üç boyutlu kuran oku Muharrem ve Aşura Orucu kuran ı kerim, Muharrem ve Aşura Orucu peygamber kıssaları,Muharrem ve Aşura Orucu ilitam ders soruları, Muharrem ve Aşura Orucuönlisans arapça,
Logged
25 Ekim 2014, 13:46:16
Rüveyha
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.764


« Yanıtla #1 : 25 Ekim 2014, 13:46:16 »

Esselamu Aleyküm ve  Rahmetullah ve Berakatuhu.Mevlam razı olsun kardeşim..Rabbim inşaAllah ilmimizi artırsın.Amel etmeyi de nasip etsin..İnşaAlah gafletten kurtulup , Efendimizin sünnetlerine hakkıyla uygularız..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

25 Ekim 2014, 16:37:50
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 25 Ekim 2014, 16:37:50 »

Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşan kardeşimizden.Rabbim bizleri bu ayda her günümüzü ibadetle geçiren,Rabbim huzurunda bağışlanan Müslümanlardan eylesin inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

25 Ekim 2014, 16:54:46
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« Yanıtla #3 : 25 Ekim 2014, 16:54:46 »


1- Muharrem ayını oruç ve ibadetle süslemek müstehabdır.

2- Muharrem ayının onuncu günü, aşura günüdür. Yalnız bu günde oruç tutmak mekruhtur. İlim adamlarının çoğunun görüş ve tesbiti bu doğrultudadır.

3- Müharrem'in dokuz ve onuncu günleri oruç tutmak, sünnet veya müstehabdır.

4- Aynı zamanda Müharrem'in dokuz, on ve onbirinci günleri oruç tutmak da müstehabdır.

5- Aşura orucu vacip değildir.

6- İslam birçok konuda olduğu gibi, aşura orucu konusunda da kitap ehlinden ayrılıp kendine has bir sünnet meydana getir­miştir.

7- Böylece hükmü kaldırılan konularda kitap ehline uy­mamız; diğer konularda onları taklîd etmemiz caiz değildir. Ancak Kur'an'la Tevrat'ta aynı hükme yer verilmiş veya Tevrat'taki bir hüküm nakledilip hadisle bizim için de geçerli olduğu belirtil­mişse, o takdirde bu sakınca söz konusu değildir.

8- Muharrem ayında bundan başka pazartesi ve perşembe günleri oruç tutmanın ayrı bir fazileti vardır.

9- Muharrem ayında hayır ve hasenatı çoğaltmamız, geniş rahmete ve gufrana kapı açar.

10- Bu ayda Cenab-ı Hak, tevbe edip dönüş yapanların tevbesini daha çok kabul buyurur.

11- Bu ayda tutulan oruçtan ve yapılan, ibadetten dolayı ge­ride kalan bir yılda işlenen küçük günahların bağışlanacağı umu­lur. Kul hakkı hariç büyük günahların da bağışlanacağı söz konu­sudur.

İnşaallah bu hükümler doğrultusunda mübarek bir ay geçirmek duasıyla ...

allah razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

25 Ekim 2014, 17:01:49
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #4 : 25 Ekim 2014, 17:01:49 »

Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan.Evet muharrem orucuda,aşure orucuda sünnet ve önemli oruçlardır.Rabbim hepimize tutmayı nasip etsin inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2 3 4   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes