๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Hadisleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 18 Ağustos 2010, 06:23:06



Konu Başlığı: Korku Namazı
Gönderen: Zehibe üzerinde 18 Ağustos 2010, 06:23:06
Korku Namazı
 

"Korku Namazı"ndan maksat, savaş günlerinde düşman saldırısı veya bir canavar ve benzeri bir tehlike söz konusu olduğu vakit namazlarının -sünnette belirtilen şekilde- kılınmasıdır.

Dinimiz hem tehlikeli anlarda tedbir almayı emreder, hem de vakit namazlarının kılınması hususunda birtakım kolaylıklar sağlar. Korku namazının kendine has eda şekli vardır. Ancak fa­rklı rivayetlerden dolayı bu hususta farklı görüş ve ictihadlar ortaya çıkmıştır.

 

İlgili Hadisler:
 

Salih b. Havvati'den yapılan rivayete göre: Zatü'rreka' günü Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz ile birlikte namaz kılanlar olmuştu. Şöyle ki: Bir grup Peygamber (s.a.v.) ile birlikte saf bağladı, bir diğer grup düşmana karşı durdu. Peygamber (s.a.v.) kendisine uyan o bir gruba bir rek'at kıldırdı ve kendisi ayakta durdu. Onlar ise kendi kendilerine namazı kılıp ta­mamladılar. Sonra ayrılıp düşmana karşı durdular ve daha önce düşmana karşı durup bekleyen grup geldi, Peygam­ber (s.a.v.) kalan rek'ati onlarla birlikte kıldı (onlara kıldırdı) ve sonra onlar kendi kendilerine namazlarını ta­mamlayıp Peygamberle birlikte selam verdiler."[11]

İbn Ömer (r.a.) dan yapılan rivayete göre: Adı geçen diyor ki: Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz iki gruba ayırdığı askerlerden bir gruba bir rek'at namaz kıldırdı, diğer grup düşmana karşı durdu. Namaz kılan grup ayrıldı ve arkadaşlarının yerine geçip düşmana karşı durdu. Diğer grup geldi ve Peygamber (s.a.v.) onlara bir rek'at kıldırdıktan sonra ken­disi selam verdi. Sonra da o ve diğer grup bir rek'at daha kılarak namazlarını tamamladılar."[12] Böylece her grup, Peygamber (s.a.v.) ile birlikte birer rek'at kılmış oldu.

Cabir (r.a.) den yapılan rivayette, diyor ki:   

"Resulüllah (s.a.v.) Efendimizle birlikte korku na­mazına hazır oldum. O bizi iki safa ayırdı ve arkasına aldı. Düşman ise bizimle kıble arasında bulunuyordu. Peygam­ber (s.a.v.) tekbir getirdi, biz de onunla birlikte tekbir ge­tirdik. O ruku'a vardı, biz de hep birlikte ruku'a vardık. O başını ruku'dan kaldırdı, biz de hep birlikte başımızı kaldırdık. Sonra secde için eğildi, arkasındaki saf da eğildi. Diğer saf ise düşmanın karşısında ayakta durdu. Peygam­ber (s.a.v.) ve arkasındaki saf secdelerini tamamlayınca diğer gerideki saf secdeye eğildi ve ayağa kalktılar. Sonra diğer saf öne geçti ve önde olan saf arkaya geçti. Sonra Peygamber (s.a.v.) ruku'a vardı, biz de hep birlikte ruku'a vardık. Sonra o ruku'dan başını kaldırdı, biz de hep bir­likte kaldırdık. Sonra o ve birinci rek'atte geride duran saf secdeye eğildiler. Geride kakın saf ise kalkıp düşmana karşı durdu. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz o öne geçen saf ile secdeyi tamamlayınca, diğer gerideki saf secdeye eğildi de secde ettiler. Sonra Peygamber (s.a.v.) Efendimiz selam verdi, biz de hep birlikte selam verdik."[13]

Cabir (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen diyor ki:

"Biz Resulüllah (s.a.v.) Efendimizle birlikte Zat-i Rika'da bulunuyorduk. Namaz için duruldu; Resulüllah (s.a.v.) bir grup ile iki rek'at namaz kıldıktan sonra, o grup geri çekildi, diğer grup geldi, Resulüllah (s.a.v.) onlara da iki rek'at namaz kıldırdı. Böylece Hz. Peygamber dört rek'at kılmış oldu; o iki grup ise iki rek'at kılmış oldular."[14]

Bu konuda İmam Şafii ile Nesai'nin el-Hasan'dan, onun da Cabir'den yaptığı rivayete göre, şöyle deniliyor:

"Peygamber (s.a.v.) Efendimiz (savaş günlerinde) ashabından bir gruba iki rek'at namaz kıldırıp selam verdi. Sonra diğer gruba iki rek'at namaz kıldırıp selam verdi."

Hasan’dan, onun da Ebu Behre (r.a.) den yaptığı rivayette, Ebu Behrenin şöyle dediği nakledilmiştir:

"Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz bize korku namazı kıldırdı: Ashabının bir kısmına iki rek'at kıldırdıktan son­ra selam verdi. Sonra onlar geri çekildi ve diğer kısım gelip onların yerine geçti ve Resulüllah (s.a.v.) onlara da iki rek'at namaz kıldırdıktan sonra selam verdi. Böylece Pey­gamber (s.a.v.) dört rek'at , ashabı ise iki rek'at kılmış ol­dular."[15]

Ebu Hüreyre (r.a.) den yapılan rivayete göre, şöyle demiştir:

"Necd gazası yılında idi, Resulüllah (s.a.v.) Efendimi­zle birlikte korku namazı kıldım. Resulüllah ikindi na­mazına kalktı, bir grup da onunla birlikte kalktı. Diğer bir grup düşmana karşı durup arkaları kıble tarafına dönük bulunuyordu. Peygamber (s.a.v.) (namaz için) tekbir getir­di, kendisine uyan grup ile düşmana karşı duran grup da tekbir getirdiler. Sonra Peygamber (s.a.v.) ruku'a vardı, ar­kasındaki grup da ruku'a vardı. Sonra Peygamberimiz (s.a.v.) secdeye vardı, düşmana karşı duran grup onunla birlikte secde etti, diğeri ise ayakta durup düşmanı gözetledi. Sonra Peygamber (s.a.v.) secdeden kalktı, onunla birlikte secdeye varanlar da kalktılar ve düşmana karşı gittiler, düşmana karşı durup bekleyen grup geldi, rüku' ve secde yaptılar. Resulüllah (s.a.v.) ise bulunduğu hal üzere bekliyordu. Sonra o grup secdeden kalktı. Peygamber (s.a.v.) tekrar ruku'a vardı, onlar da onunla birlikte ruku'a vardılar. Peygamber (s.a.v.) secde etti, onlar da onunla bir­likte secde ettiler. Sonra düşman karşısında beklemekte olan grup geldi rüku' ve secde yaptılar. Resullah (s.a.v.) ve yanında olanlar oturmuş vaziyette bekliyorlardı. Sonra sel­am verme durumuna gelindi. Peygamber (s.a.v.) selam ver­di, onların hepsi de onunla birlikte selam verdi.

Böylece hem Resulüllah (s.a.v.), hem de ona uyan iki ayrı grup ikişer rek'at namaz kılmış oldular."[16]

İbn Abbas (r.a.) dan yapılan rivayete göre, şöyle demiştir:

"Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz Zî-Kaared'de namaz kıldı, oradaki insanlar onun arkasında iki saf oluşturdular: Bir saf Peygamber'e uymak üzere tam arkasında dururken, diğer saf düşmana karşı durdu. Peygamber (s.a.v.) Efendi­miz, arkasında durup kendisine uyan grubla birlikte bir rek'at namaz kıldı. Sonra bunlar kalkıp diğer grubun ye­rine geçtiler, o diğer grup geldi, Peygamber (s.a.v.) onlarla birlikte bir rek'at namaz kıldı ve artık o iki grup da geriye kalan bir rek'ati kaza etmediler."[17]

Salebe b. Zehdem (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir:

"Biz, Saîd b. As (r.a.) ile birlikte Taberistan'da bulu­nuyorduk. O bize şöyle sordu:

"Sizden kim Resulüllah (s.a.v.) Efendimizle birlikte korku namazı kıldı?"               .

Bunun üzerine Hz. Huzayfe (r.a.) ona:

"Ben kıldım", diye cevap verdi ve şöyle anlattı:

"İki gruptan her birine bir rek'at kıldırdı ve onlar he­rhangi bir rek'ati kaza etmediler (yani bir rek'atle yetindil­er)[18]

Yine İbn Abbas (r.a.) dan yapılan rivayete göre, şöyle demiştir:

"Cenab-ı Hak sizin Peygamberinize hazarda (eyleşik bulunulan halde ) dört rek'at, seferde ise iki rek'at ve korkulu vakitlerde bir rek'at farz kılmıştır."[19]

Bu rivayetlerin sıhhat dereceleri üzerinde durmadan her bi­rinin korku namazı hakkında delalet ettikleri farklı hüküm ve manaları belirtmemizde yarar vardır:

1- Korku namazı iki rek'attir; bir rek'ati imamla, bir rek'ati de imamsız olarak kılınmıştır.

2- Peygamber (s.a.v.) korku namazının iki rek'atini de sözü edilen iki grup cemaata imam olup kıldırmıştır.

3- Peygamber (s.a.v.) Efendimiz korku namazım her gruba ikişer rek'at olarak kıldırmış ve böylece kendisi dört rek'at olarak kılmıştır.

4- Korku namazını Peygamber (s.a.v.) iki rek'at olarak kılmış, ona uyan gruplar ise bir rek'at olarak kılmışlar ve kalan bir rek'ati ise imamsız kılmışlardır. Bundan, korku namazının bir rek'at olduğu anlaşılıyor.

5- İbn Abbas'ın (r.a.) ifadesiyle, korku namazı bir rek'at olarak farz kılınmıştır.

Görüldüğü gibi, bu beş rivayet ve hüküm arasını birleştirmek ve öylece sağlıklı bir hüküm çıkarmak lüzumu ortaya çıkıyor. Bunu da daha çok müctehid imamların ictihad, istidlal ve ihticaclarını gözden geçirdikten sonra belirtmekte fayda vardır:

a) Hanefilere göre: Seferi halde imam iki rek'at olarak kılar. Eyleşik halde ise dört rek'atliler dört rek'at olarak, üç rek'atli üç rek'at olarak, sabah farzı da iki rek'at olarak kılınır ve düşman korkusu sebebiyle rek'atlerde bir eksiltme söz konusu ol­maz.

Bu durumda imam kendisine uyacak olan cemaati iki saffa ayırır: Bir saffı düşmana karşı durmak üzere görevlendirir, diğer saffı arkasına alıp -yolculuk halinde iseler- onlara bir rek'at kıldırır ve onlar ayrılıp düşmana karşı dururlar, diğer saf gelip beklemekte olan imama uyarak onunla birlikte kalan bir rek'ati kılar. Sonra ayrılıp düşmana karşı dururlar ve diğer saf gelip ka­lan bir rek'ati kıraatsiz olarak kılarlar ve ayrılıp düşmana karşı dururlar, diğer saf gelip kalan bir rek'ati kıraatsiz olarak kılıp namazlarını tamamlamış olurlar. [20]

Böylece imam da, cemaat de seferi halde düşman korkusu baş gösterdiği vakitlerde dört rek'atli namazları ikişer rek'at, diğer namazları aynen kılarlar.

b) Şafiilere göre: Korkulu vakitlerdeki duruma ve şartlara göre "korku namazı" dört şekilden biriyle kılınır:

1- Düşman kıble cihetinde ise, imam, namaz kılacakları iki saffa ayırır da onlara namaz kıldırır: Her iki saf da imamın ar­kasında yerlerini alırlar. İmam secde edince bir saf imamla bir­likte eğilip onunla iki secdeyi ifa eder; diğer saf ayakta düşmana karşı durur. O saf imamla birlikte secdeden kalkınca imamla bir­likte ayakta dururlar, diğer saf secdeleri yerine getirir ve kalkıp onlara lahik olurlar. İlk gözetlemede bulunan saf ikinci rek'atte imamla birlikte secdeye varıp onları yerine getirirken, diğer saf ayakta gözetlemede bulunur. İmam teşehhüde oturunca, gözetlemede olan saf secdeye eğilir ve iki secdeyi yaptıktan sonra imama yetişip onlar da teşehhüde otururlar ve hep birlikte teşehhüdü yerine getirip selam verirler. Bu, Usfan denilen mev­kide Resulüllah'ın (s.a.v.) kıldırdığı korku namazıdır.

2- Düşman kıble cihetinden başka bir tarafta ise, imam yine orduyu iki saffa ayırır ve her biriyle ayrı olarak namaz kılar.

Bu, Resulüllah'ın (s.a.v.) Batn-î Nahl'de kıldırdığı korku na­mazıdır.

3- Düşman yine kıble cihetinden başka bir tarafta ise, imam orduyu iki saffa ayırır: Bir saf düşmana karşı durup gözetlemede bulunurken diğer saf imamla birlikte bir rek'at kılar, ikinci rek'ate kalkılınca o saf ikinci rek'ati imamsız olarak kıldıktan sonra düşmana karşı gözetleme yerine gidip durur, diğer saf, ayakta beklemekte olan imama gelerek tabi olur. İmam onlara bir rek'at kıldırır ve teşehhüde oturunca onlar kalkıp ikinci rek'ati kendi başlarına kılıp tamamlar ve teşehhüdde beklemekte olan imama lahik olup onunla beraber selam verirler.

Bu da Resulullah (s.a.v.) Efendimizin Zatü'r-reka' mevkiinde kıldırdığı bir diğer korku namazıdır.

4- Savaş başlar da ortalık karışır veya başlamak üzere olur da korku ve endişe had safhaya varırsa, artık mü'minler ister süvari, ister yaya olarak nasıl imkan bulurlarsa öylece namaz­larını kılarlar. Bu durumda kıbleden sapmaları söz konusudur ki, mazur sayılırlar. Rüku’ ve secde imkanı bulamadıkları takdirde baş işaretiyle onları yerine getirirler.[21]

c) Hanbelîlere göre: Korku namazı kitap ve sünnet ile sabit olmuştur.

Düşman ile aynı hizada bulunuyorlarba, imam orduyu iki gruba ayırır; bir grubu gözetlemede bulunmak üzere düşmana karşı gönderir, diğer guruba bir rek'at namaz kıldırır ve o grup ayrılıp düşmana karşı gözetleme yerine geçer, gözetlemede bulu­nan grup gelir de ayakta beklemekte olan imama uyar ve onunla birlikte bir rek'at namaz kılar. Her grup imamla bir rek'at kıldıktan sonra geri kalan bir rek'ati kendi başına kılar ve teşehhüdde beklemekte olan imama uyup selam verir.

Korku konusu namazın rek'atlerini azaltmaya tesir etmez. Yani seferi halde iseler dört rek'atli farzları iki rek'at, eyleşik halde iseler dört rek'at olarak kılarlar.[22]

d) Malikilere göre: Bu mezhep imamlarının görüş ve ictihadları, Hanbeli imamlarının görüş ve ictihadıyla aynıdır.[23]

 

Tahliller Ve Diğer Rivayetler
 

520 no'lu Salih b. Havvat hadisi sahihtir. O bakımdan İmam Şafii, İmam Malik, Ebu Sevr ve diğer bazı ilim adamları bununla istidlal ve ihticac etmişlerdir.

Nitekim Ali b. Ebî Talib, İbn Abbas, İbn Mes'ud, İbn Ömer, Ebu Hüreyre, Zeyd b. Sabit, Ebu Musa ve Sehl b. Ebî Hayseme'nin de mezhepleri budur, Allah hepsinden razı olsun.

521 no'lu İbn Ömer hadisi sahihtir. Müctehidlerin çoğu bu hadisle de istidlal etmişlerdir. Bu hadis, korku namazının sadece iki rek'at olduğuna delalet etmiyor, seferi halde bulundukları için iki rek'at kıldıkları anlaşılıyor. Böylece imamın her taifeye bir rek'at kıldırması ve geriye kalan bir rek'atin her taifenin kendi başına kılarak namazlarını tamamlamaları söz konusu oluyor.

522 no'lu Cabir hadisinin isnadı üzerinde duranlar olmuşsa da, ilim adamlarının çoğuna göre sahihtir. Burada secde konusu farklı biçimde yer almıştır. O bakımdan müctehidlerin çoğu bu­nunla istidlal etmemişlerdir.

523 no'lu Cabir hadisinin de isnadının sahih olduğu belirtil­miştir.  Ancak  seferi  halde  bulundukları  halde  dört  rek'at kılmaları üzerinde hayli durulmuştur: Müctehidlerin önemli bir kısmına göre, onun iki rek'ati farz, iki rek'ati sünnettir. Nitekim 523 no'lu el-Hasan rivayeti de bunu kuvvetlendirmektedir. Gerçi İbn Kattan, Ebu Bekir'in korku namazı vuku' bulduktan bir müddet sonra İslam’a girdiğini ve o sebeple bu rivayetin malul bulunduğunu söylemişse de, Hafız İbn Hacer bu tesbiti hadisin sıhhatına te'sir eden bir illet olarak görmemiştir. Nitekim İmam Şafii bu hadislerle istidlal etmiştir.

Ebu Cafer et-Tahavî yukarıda iki hadiste belirtilen korku namızının dört rek'at kılındığı şeklindeki hükmün neshedildiğini, yani bu hükmün kaldırıldığını belirtmişse de bunu isbat eder an­lamda bir delil ortaya koyamamıştır.[24]

525 no'lu Ebu Hüreyre hadisi hakkında Ebu Davud ve el-Münzeri susup birşey söylememişlerdir.  Nesai, "Bunun isnadındaki ricalin hepsi sahihtir." diyerek hadisin istidlale salih bulunduğunu belirtmiştir. Ebu Davud ise, bu hadisi ayrıca diğer bir tarikten sevkederek almıştır. Ancak isnadında Muhammed b. İshak bulunuyor ki, bu zat hakkında söylenenler pek şöhret bul­muştur.[25]

526 nolu İbn Abbas hadisini Nesai tahlil ederken ricalinin sahih olduğunu belirtmiş ve Hafız İbn Hacer bununla ihticac edip üzerinde bir söz, bir hüküm beyan etmemiştir.[26] Aynı zaman­da İbn Hibban da bu hadisi sahihlemiştir.

527 nolu Salebe hadisinin isnadındaki ricalin hepsi sahihtir. Bununla beraber Ebu Davud, el-Münzeri ve İbn Hacer bu rivayet üzerinde bir görüş beyan etmemişlerdir.

528 nolu İbn Abbas hadisi üzerinde durulmuş ve bu bâbda Nesai'nin Cabir'den, Bezzar'ın İbn Ömer'den yaptıkları rivayetin isnadının zayıf olduğu tesbit edilmiştir. Bu ikisinin rivayet ettiği hadis şöyledir:

"Korku namazı ne yönde olursa olsun, hangi tarzda bulunulursa bulunulsun bir rek'attir."

 

Çıkarılan Hükümler
 

1- Korku  namazı, düşmana  karşı  çıkılıp  tehlike  baş gösterdiği günlerde veya vakitlerde kılınır.

2- Seferi durumda iseler, diğer seferi hallerde olduğu gibi dört rek'atli farzları iki rek'at olarak kılarlar. Sabah ve akşam na­mazı ise, kısaltma yapılmadan aynen kılınır.

3- Eyleşik durumda iseler, hiçbir namazda kasr (kısaltma) yapılmaz.

4- Seferi halde imam orduyu veya beraberinde bulunan bir­liği iki gruba ayırır, bir grup düşmana karşı gözetleme durumuna geçer, diğer grup imama uyup bir rek'at kıldıktan sonra ya geri kalan bir rek'ati kendi başlarına kılıp öylece düşmana karşı dura­rak gözetleme vaziyeti alırlar ya da o rek'ati kılmadan gözetleme yerine geçip beklerler. İkinci grup ayrılıp kendilerini ayakta bek­lemekte olan imama uyarak onunla birlikte bir rek'at kıldıktan sonra ayrılırlar, bu durumda birinci grup gibi, ya kalan bir rek'ati, kendi başlarına kılıp öylece düşmana karşı vaziyet alırlar, ya da kılmadan gidip vaziyet alırlar ve ikinci grupla birlikte oturmakta olan imama uyup birlikte selam verirler.

5- Eyleşik durumda iseler, imam her gruba iki rek'at kıldırır ve geri kalan iki rek'ati onlar kendi başlarına kılıp tamamlarlar.

İmam ile birlikte selam verme imkanları varsa ona göre bir ayarlama yaparlar. O imkan yoksa, kendi başlarına kıldıkları iki rek'atten sonra selam verirler.

6- İmam ile birlikte kılma imkanları olmadığı takdirde herkes yalnız başına imkan bulduğu şekilde kılar.

7- Rüku ve secde etme imkanı olmadığı vakitlerde baş işaretiyle bunları yerine getirir. Ayakta durup kıraati o vaziyette yerine getirmek mümkün olmadığında yürüdüğü halde bu rüknü eda eder.

Bu hususta müctehid imamların farklı ictihadları vardır. Onları bundan sonraki kısımda belirteceğiz.


Konu Başlığı: Ynt: Korku Namazı
Gönderen: Ceren üzerinde 08 Haziran 2018, 03:57:10
Esselamu aleykum. Korku durumunda peygamber efendimizin sünnetine tabi kalarak korku namazinamazını kılan ve allaha sığınıp feyzini gören kullardan olalim inşallah. ...


Konu Başlığı: Ynt: Korku Namazı
Gönderen: Sevgi. üzerinde 09 Haziran 2018, 04:18:55
Aleykümüsselam korku namazı savaştan önce veya bir şeyden korktuğumuzda kılınan namazdır kılmamızda büyük fayda vardır inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Korku Namazı
Gönderen: Mehmed. üzerinde 09 Haziran 2018, 19:25:48
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun Rabbim bizleri Peygamberimiz in sünnetlerinden ayırmasın