> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Ahkam Hadisleri > Kısasın Sübutu Ya Katilin İkrarı Veyahut İki Adamın Şehadetiyle Gerçekleşir
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kısasın Sübutu Ya Katilin İkrarı Veyahut İki Adamın Şehadetiyle Gerçekleşir  (Okunma Sayısı 1342 defa)
31 Temmuz 2010, 05:39:57
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 31 Temmuz 2010, 05:39:57 »



Kısasın Sübutu Ya Katilin İkrarı Veyahut İki Adamın Şehadetiyle Gerçekleşir
 

İslâm hukukunda suç ve ceza hususunda suçlunun suçunu ikrar etmesi yeterli kabul edilir. Suç zanlısı suçunu ikrar ve itiraf etmediği taktirde olayı gören iki şahide ihtiyaç vardır. Aksi halde suç sabit ol­maz.

Ancak şahitlerin ikisinin de erkek olması şart mıdır, yoksa bir er­kek iki kadın da olabilir mi? Mesele mezhepler arasında ihtilaflıdır. [117]

 

İlgili Hadisler
 

Râfi' b. Hadîc'den (veya Hudayc) yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir: "Ansardan bir adam Hayber'de maktul (öldürül­müş) olarak bulundu. Bunun üzerine o nun velîleri toplanıp Resûlüllah (s.a.v.) Efendimize geldiler ve durumu haber verdi­ler. Peygamber (s.a.v.) onlara: "Arkadaşınızın öldürülmesine şehadette bulunacak iki şahit size gerekir" buyurdu. Onlar da: "Ya Resûlallah! Orada müslümanlardan hiçbir kimse yoktur. Orada olanlar yahudilerdir ki bundan daha büyük suç işlemeye cesaret ederler" diye cevap verdiler. Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz onlara: "Öyle ise siz oradaki yahudilerden elli kişi seÇip onlara yemin ettirin" buyurdu. Onlar da "Biz o yahu-dilerin yeminine razı olmayız" deyince Resûlüllah (s.a.v.) Efen­dimiz öldürülen o adamın diyetini beytülmaldan yüz deve vere­rek karşıladı. [118]

Ebû Dâvud değişik lafızlarla ve az farklı cümlelerle rivayet etmiş bulunuyor. Birinci rivayette öldürülen zatın Sehi olduğu ve ona bedel Resûlüllah'm zekât develerinden yüz tane diyet olarak verdiği belirtil­mektedir.

Diğer rivayetleri ise tahlil kısmında açıklamış bulunuyoruz...

Amr b. Şuayb'den, o da babasından ve dedesinden yaptığı rivayete göre, İbn Muhayyesete el-Asğar Hayber kapılarında maktul ola­rak bulundu. Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz "onu kimin öldürdüğüne dair iki şahit ikame edin, ben de katili boynuna ip bağlı olduğu halde size teslimini sağlayayım" buyurdu. Onlar da: "Ya Resûlallah! Biz nereden iki şahit bulup ikame edebili­riz" diyerek şahitlerinin bulunmadığını beyan ettiler. Sedece Hayber'in kapılarında maktul olarak rastlandı. Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.v.) onlara: "Kasamet cihetiyle onlardan elli kişiye yemin edersin" buyurdu. O da: "Ya Resûlallah! bilme­diğim bir şeye karşı nasıl yemin edebilirim" diye cevap verdi. Peygamber (s.a.v.) ona: "Sen yahudilerden elli kişinin kasamet cihetiyle yemin etmesini talep et" diye buyurdu. Adam, "Ya Resûlallah! Nasıl yemin etmelerini isteyelim ki onlar yahu-diler" dedi. Bunun üzerine Resûlüllah maktulün diyetini onlar üzerine taksim etti ve yarısını da kendisi karşılamak suretiyle onlara yardımcı destek oldu. [119]

 

Mezheb İmamlarının İstidlalleri
 

a) Hanefîlere göre, katlin isbatı için ya suç zanlısının ikrar ve itirafı, ya iki şahidin şehadette bulunması gerekir. Aksi halde suç sabit olmaz ve zanlı serbest bırakılır.

Vârislerden biri babalarının katilinin kim olduğuna dair açık bir delil ve belge ortaya korken vârislerden biri hazır olmadığı için onun gelmesi beklenir ve o geldikten sonra hüccet yeniden ikisinden de iste­nir. İkisi ortaya koydukları hüccetle katilin babalarını kasden bilerek öldürdüğünü isbat edince kısas gerekir. Ancak hazır olmayan vâris lönünceye kadar birinci varisin ortaya koyduğu hüccete istinaden katil lapsedilir. Bu, îmam Ebû Hanîfe'ye göredir. İmameyn'e göre, hazır ol-nayan vâris gelince artık hüccet iade edilemez, o hüccete dayanılarak sısasen öldürülmesi gerekli olur.

Katil, hazır olmayan vârisin kendisini affettiğine dair bir delil ve belge ortaya koyduğu taktirde -hazır olan vâris de o hazır olmayan vârisin hasmı ise kaved (kısas) düşer ve diyet gerekir.

Katle şahit olanların ifadesi birbirini tutmaz, zaman veya mekân veyahut suç aleti hakkında farklı bilgi verirlerse veya şahitlerden biri "neden öldürüldüğünü bilmiyorum" derse ikisinin de şahitliği hükümsüz kalır. Zira öldürme tekerrür etmiyeceğine göre, bir yerde .işlenen öldürme cinayeti, aynen başka bir yerde işlenmiş gibi olur ki bu ımümkün değildir.

Böylece katile ilgili şehadette iki şahidin ifadesinin aynı olması, zaman, mekân ve alet üzerinde ittifak halinde bulunmaları şarttır.

Maktulü (a) öldürdü diye iki kişi şehadette bulunur, başka iki kişi de onu (a) değil (b) öldürdü diye şehadette bulunur ve maktulün velîsi' de (a) ile (b) nin öldürdüklerini iddia ederse her iki şahitlik de hükümsüz kalır. [120]           

b) Şâfiîlere göre, kısası gerektiren hüküm ancak katilin ikrarı veya âdil iki erkeğin şehadetiyle gerçekleşebilir. Diyet ise ya ikrarla veyahut iki erkek veya bir erkek iki kadının şahitliğiyle sübut bulup hükme bağlanır.

Şahidin olayın meydana geldiği yeri ve mesafe olarak miktarını beyân etnjesi gerekir.

İki adam diğer iki adam aleyhine şehadette bulunup maktulün o iki kişi tarafından öldürüldüğünü beyân eder, aleyhlerine şehadette bu­lunan iki.|kişi de şahitlikte bulunan o iki kişinin katil olduklarına dair şehadetteijbulunurlarsa, maktulün velisi ilk o iki kişiyi tasdik ederse onlar hakkında kısas hükmü gerçekleşir. Onları değil diğer iki kişiyi tasdik eder veya hepsini tasdik eder- veyahut hepsini yalanlarsa şahitlik hükümsüz kalır.

Şahitljer zaman, mekân, suç aleti ve öldürme şekli üzerinde ihtilâf eder, ifadeleri birbirini tutmazsa, şahitlikleri hükümsüz kalır. [121]

Kısasın ikrar ile sübutu ve bununla ilgili hadisler.

Vâil b. Hücr (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir:                                 

"Peygamber (s.a.v.) Efendimizle beraber oturuyordum. Derken bir adam başka bir adamı boynuna taktığı enlice urgan­la çekip getirdi ve şöyle dedi: "Ya Resûlallah! Bu adam bediim kardeşimi öldürdü." Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz boynuna en­lice urgan takılan adama sordu: "Bunun kardeşini öldürdün mü?" Onu çekip getiren adam hemen söze karıştı ve şöyle dedi: "Eğer Öldürdüğünü itiraf ötmezse, ona karşı beyyin ikame ede­rim!..." Bunun üzerine o adam: "Evet öldürdüm" dedi. Peygam­ber (s.a.v.) ona: "Nasıl Öldürdün?" diye sorunca o şu cevabı ver­di: "Benle o, ikimiz bir ağaçtan odun ediniyorduk. Derken söv­dü, bana ağır sözler söyledi, o kadar ki beni öfkelendirdi ve ben de balta ile başının bir tarafına vurup Öldürdüm." Peygamber (s.a.v.) ona: "Kendini (kısastan kurtarman) için ona vereceğin bir şeyin var mı?" diye sorunca o şu cevabı verdi: "Benim şu üzerimdeki elbisemle elimdeki baltamdan başka bir malım yok­tur". Peygamber (s.a.v.) ona: "Bir baksan ya senin kavmin seni satın alırlar" buyurdu. O da: "Kavmime göre ben verecekleri inaldan daha değersizim" diye cevap verince, Resûlüllah (s.a.v,) onun boynuna takılı olan enlice urganı fırlattı ve onu getirene: "İşte sen ve arkadaşın!... diyerek (nasıl karar vereceğini ona bıraktı). Adam da onu çekip   aldı ve arkasını dönüp gidince

Peygamber (s.a.v.) eğer onu öldürecek olursa, o da onun gibi olur..." buyurdu. Bunun üzerine adam geri döndü ve şöyle dedi: "Ya Resûlallahî Sizin (eğer onu öldürürse onun gibi olur) buyur­duğunuz bana haber verildi. Ben onu sizin eniriniz üzerine tut­tum!... Peygamber (s.a.v.) ona: "Sen istemez misin bu adam hem senin, hem de arkadaşın (kardeşin) in günahını yüklensin?" diye sordu.

Bunun üzerine  adam:  "Ey Allah'ın Peygamberi!...     (Râvî diyor ki adamın evet dediğini sanıyorum). Ve adam "Bu böyledir" dedi elindeki urganı attı ve katili serbest bıraktı. [122]

Diğer bir rivayette ise olay şu lafızlarla nakledilmiştir:

"Bir adam bir Habeşlî'yi alıp Peygamber (s.a.v.) Efendi­mize getirdi ve şöyle dedi: "Doğrusu bu benim kardeşimi öl­dürdü..." Peygamber (s.a.v*) ona: "Onu nasıl öldürdün?" diye sordu. O da: "Başına balta ile vurdum, öldürmek istemiyordum (ama öldü)" diyerek cevap verdi. Peygamber (s.a.v.) onun diyeti­ni ödeyecek kadar malın var mıdır?" diye sordu. Adam: "Hayır, yoktur" dedi. Peygamber (s.a.v.) ona: "Ne dersin seni göndersem de insanlardan isteyip diyetini toplasan..," diye sordu. O şu ce­vabı verdi: "Hayır olmaz..." Peygamber (s.a.v.) ona: "Senin efen­dilerin sana onun diyetini verseler ya" buyurdu. O yine "Hayır, o da olmaz..." dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) onu getiren adama: "Al bunu götür" buyurdu. Adam da onu öldürmek üzere alıp dışarı çıktı. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz: "Eğer onu öldürecek olursa onun gibi olur" buyurdu. Bu söz o adama ulaşınca (geri dönüp geldi) ve "İşte öldürmek istediğim adam. Onun hakkında dilediğinizi emrediniz" dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (s.a.v.): "Onu bırak da hem Öldürdüğü adamın, hem de kendi günahını yüklensin de cehennem ehlin­den olsun..." buyurdu. [123]

Her iki hadîs de -şartlar ve ortam elverdiği taktirde- katil ve caniyi bağışlamanın çok güzel bir haslet olduğuna delâlet etmektedir. Ancak bu affetme yetkisi münhasıran öldürülenin vârislerine, velîlerine aittir. Devlet başkanının veya şûra'nm böyle bir yetkisi yoktur. [124]

 

Tahliller
 

720 no'lu Râfi* hadîsinin ricali rical-i sahihtir. Ancak Hasan b. Ali b. Râşid üzerinde durulmuşsa da ilim adamlarının çoğuna göre, sika olduğu belirlenmiştir. [125]

Ebû Dâvud bu hadîs hakkında bir görüş beyan etmemiştir. Bu da hadîsin sahîh olduğunu göstermektedir. Böylece katili meçhul olan öldürme olayında önce iki erkek şahidin kim tarafından öldürüldüğüne dair ittifak halinde şehadette bulunmaları gerekiyor. Tek şahitle suçun sübut bulmayacağı dolaylı şekilde anlatılmış oluyor. Sonra da mak­tulün ölü olarak bulunduğu semt halkından elli kadarının katilin kim olduğunu bilmediklerine dair yemin ettirilmeleri söz konusudur ki bu kasame hükmüne girmektedir.

Faili meçhul öldürülme olayının yahudilerin eyleştiği bölgede ce­reyan etmesi kasamenin uygulanmasını zorlaştırdığından ve esasen yahudilerin yeminlerine itiber edilmeyeceğine göre, diyet askıda kal­masın diye Resûlüllah (s.a.v.)...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kısasın Sübutu Ya Katilin İkrarı Veyahut İki Adamın Şehadetiyle Gerçekleşir
« Posted on: 19 Nisan 2024, 21:27:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kısasın Sübutu Ya Katilin İkrarı Veyahut İki Adamın Şehadetiyle Gerçekleşir rüya tabiri,Kısasın Sübutu Ya Katilin İkrarı Veyahut İki Adamın Şehadetiyle Gerçekleşir mekke canlı, Kısasın Sübutu Ya Katilin İkrarı Veyahut İki Adamın Şehadetiyle Gerçekleşir kabe canlı yayın, Kısasın Sübutu Ya Katilin İkrarı Veyahut İki Adamın Şehadetiyle Gerçekleşir Üç boyutlu kuran oku Kısasın Sübutu Ya Katilin İkrarı Veyahut İki Adamın Şehadetiyle Gerçekleşir kuran ı kerim, Kısasın Sübutu Ya Katilin İkrarı Veyahut İki Adamın Şehadetiyle Gerçekleşir peygamber kıssaları,Kısasın Sübutu Ya Katilin İkrarı Veyahut İki Adamın Şehadetiyle Gerçekleşir ilitam ders soruları, Kısasın Sübutu Ya Katilin İkrarı Veyahut İki Adamın Şehadetiyle Gerçekleşirönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes