๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Hadisleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 31 Temmuz 2010, 05:43:54



Konu Başlığı: Kısas Fima Dünen Nefs
Gönderen: Zehibe üzerinde 31 Temmuz 2010, 05:43:54


Kısas Fima Düne’n-Nefs
 

Öldürme dışında kalan organ kesme, yaralama gibi cinayetlere "kısas dûne'n-nefs" denilmektedir. İslâm hukuku bu gibi tecavüzleri de önlemek, tecavüze uğrayanın duygularım teskin edecek ağır müeyyidler koymuştur. Kısasın uygun ölçüde gerçekleşmesi mümkün olan kesme ve yaralamada kısası vacip kılmış, mümkün olmayan yerlerde diyeti emretmiştir.

Katl'in, müctehidlerden kimine göre beş, kimine göre üç, kimine göre de iki kısım olduğuna değinmiş ve gerekli açıklamayı yapmış bulu­nuyoruz. Kısas,'diyet, keffaret ve af gibi müeyyide ve uygulama safha­ları üzerinde durduk, kısaca bilgiler vermiş olduk. Kati olayını bir k-üll sayarsak yaralama ve organ kesme ve koparmayı içine alan "cerh" ve "secc"i de bu küllün birer cüz'ü olarak vasıflandırabiliriz.

îslâm hukukunda bu bölüme de yeterince ağırlık verilmiştir. Her türlü şüphe ve tereddüde mahal kalmayacak şekilde geniş bir değerlen­dirme yapılmıştır.

el-Kısas fıma dûne'n-nefs, genellikle iki kısma ayrılır:

a) Eklem yerinden kesilen parmak, el, kol, ayak, diş, kulak ve âîi gibi sınırı ve Ölçüsü belli olan uzuvlar...

b) Sınır ve ölçüsü tam olarak belirleneraiyen ve o bakımdan kısas uygulamasının dışında kalan kesme, kırma ve yaralama...

Birinci kısma giren cinayetlerde kısas uygulanır. İkinci kısma gi­renlerde ise diyet takdir edilir.

Yaralamada sadece kemik görülecek şekilde bir durum varsa kısas uygulanır. Çünkü kemiğe varıncaya kadar kesmekte denklik sağlamak mümkündür. Bunun dışında kalan yaralamalarda nisbet ve ölçüyü aynen belirlemek, ona göre kısas uygulamak mümkün değildir. Böylece bu gibi cinayetlerde «erş» adı altında diyet cari olur. [67]

 

İlgili Hadisler
 

Enes (r.a.) den yapılan rivayete göre, halâsı Rübeyyeâ cariyenin ön dişini kırmıştı. (Rübeyyeâ'nın çevresi) o cariyeden affedilme­sini talep ettiler razı olmadılar. Erş (belli nisbette diyet) ver­meyi teklif ettiler, onu da kabul etmediler. Bunun üzerine Resû-lüllah'a (s.a.v.) başvurdular, ama cariyenin yakınları mutlaka kısas istediler. Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz de kısası emretti. Bunun üzerine Enes b. Nadr (r.a.) şöyle dedi: «Ya Resûlallah! Rübeyyeâ'nın ön dişini kıracak mısın? Hayır seni hak ile gön­derene yemin ederim ki, onun Ön dişi kırılmayacaktır...» Resû­lüllah (s.a.v.) ona: «Ya Enes! Allah'ın kitabı kısası (emrediyor)» buyurdu. Bu uyarı üzerine Rübeyyeâ'nm adamları kısasa rıza gösterdiler. Derken cariyenin adamları affedip kısastan vaz­geçtiler. Bu güzel sonuç üzerine Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyur­du: «Allah'ın Öyle kulları vardır ki, bir şey hakkında Allah'a yönelip yemin ederlerse, Allah onlara muvafakat eder (arzuları-nı= yerine getirir).» [68]                                                 

 

Mezheb İmamlarının Görüş ve İstidlalleri
 

Kemik kırma hususunda kısas uygulanmaz. Secc (belirli bir diyet) ödenir. Ancak diş bir istisna teşkil eder. Zira dişte misliyle kıyas mümkündür. Diğer kemiklerde mümkün değildir. Nitekim Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz: «Kemik hususunda kısas yoktur» buyurmuştur. Ayrıca Ömer, îbn Mes'ûd (Allah ikisinden de razı olsun) kemik olarak sadece dişte kısas uygulanır demişlerdir.

O halde vurup adamın dişinin kökünden kopup çıkmasına yol açan kimsenin dişi kısasen kökünden çekip çıkarılır. Dişin kırılmasına yol açan darbeden dolayı da kemiği keser özellikle bir aletle kısasen fai­lin dişi kesilir.

Bu mezhebe göre organ kesme ve yaralama hususunda kadınla er­kek, hür ile köle ve köle ile köle arasında kısas uygulanmaz. Çünkü bunlar eşit düzeyde değillerdir. Secc (yani diyet) alınır.

Yukarıdaki genel kaide çerçevesinde dili veya tenasül aletini ke­sen kimse hakkında kısas uygulanmaz. Diyet alınır. Çünkü aynı Ölçü ve şekilde kesmek mümkün değildir. Müslümanla zimmî arasında kısas uygulanır.

Cinayete maruz kalan kişi kısasla erş (yaralama diyeti) arasında muhayyerdir. İkisinden birini seçip talep edebilir, [69]

Kulağı olduğu gibi dibinden kesip koparan hakkında kısas uygu­lanır. Çünkü nıümaselet (benzeyiş) sağlanabilir. Kulağın bir kısmı hakkında da kısas uygulanabilir. Kerhî de aynı görüştedir. Vurup kıran ve­ya kökünden kokmasına yol açan adamın dişi küçük, cinayete maruz kalanın ki büyülç olsa bile bu hususta büyüklük ve küçüklüğe bakıl­maksızın kısas uygulanır. Ancak kırılan veya kökünden koparılan han­gi diş ise fiili işleyenin de ancak o dişi kısasen kırılır veya kökünden çekilip alınır. [70]

Kırık dişe karşı sağlam diş kısasen alınmaz. \ma sağlam diş karşılığında kırık diş kısasen alınabilir. Bu noksanlıktan dolayı ayrıca bir erş talep edilmez. İmam Mâlik ile Hanbelîlerden bir çok fakihler de aynı görüştedirler. [71]

b)  Şâfîilere göre, vurup dişi olduğu gibi kökünden çıkaran kişi hakkında kısas uygulanır. Kırmaktan dolayı kısas uygulanmaz. Erş takdir edilir.

Dişleri henüz dökülmemiş küçük çocuğun vurup dişinin düşme­sine yol açmaktan dolayı hemen tanzim gerekmez. Beklenir o dişin ye­rinde sağlam bir diş- çıkarsa kısas gerekmez. Ama bozuk bir diş çıkarsa kısas gerekir. [72]

c) Hanbelilere göre de dişten dolayı kısas gerekir. Çünkü mü-maselet (benzeyiş) mümkündür. İlim adamlarının bu meselede ittifakı vardır. Sağlam diş karşılığında kırık diş kısasen alınır. Ancak noksan­lıktan dolayı erş gerekir mi? Bu hususta iki farklı görüş ortaya çık-rııştır. Dai'be neticesi yerinden kopup ayrılan dişin yerine yenisi çıka­caksa, o takdirde kısasa gerek yoktur. Erş takdir edilir. Ama yeni çıkan diş noksan çıkar veya eğri biçimde biterse ona göre erş tanzim edilir.

Darbe neticesi diş kökünden kopmaz da kırıhrsa, bundan dolayı da kısas gerekir. Nitekim Rübeyyeâ hadîsi buna açık biçimde delâlet et­mektedir. Kulak hakkındaki hüküm de böyledir. Zira kulaktan kopan kısma mümasil olarak kesmek mümkündür.

Ağızda fazladan çıkan bir diş hakkında, cinayeti işleyenin de onun gibi fazla biten dişi varsa kısas yapılır, yoksa erş takdir edilir. [73]

d) Mâlikîlere göre de dişte kısas gereklidir. Tamamının çıkıp düşmesinde hüküm böyle olunsa, kırılmasında da kısas uygulanır. [74]

 

Tahliller
 

687 no'lu Rübeyyia hadîsi sahîh olup istidlal ve ihticaca salihtir. Böylece diş hakkında kısasın vacip olduğu anlaşılıyor. Diğer kemiklerde ise kısas uygulanmaz. Çünkü mümaselet mümkün değildir. [75]


Konu Başlığı: Ynt: Kısas Fima Dünen Nefs
Gönderen: Mehmed. üzerinde 20 Şubat 2019, 17:55:05
Esselamu aleyküm Rabbim bizlerin ilmini artırsın Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Kısas Fima Dünen Nefs
Gönderen: Ceren üzerinde 21 Şubat 2019, 10:10:37
Esselamu aleykum. Rabbim bizleriher konuda islama tabi yaşayan kullardan eylesin inşallah. ..