๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => 7 Hadis İmamının İttifak Ettikleri Hadisler => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 19 Mart 2011, 15:53:39



Konu Başlığı: Kasâme
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 19 Mart 2011, 15:53:39
2. Kasâme [187]

 

230. Sehl ibn Ebi Hasme (r.a)tan rvayet edilmiştir:

Abdullah b. Sehl ile Muhayyisa b. Mes'ud b. Zeyd, Hayber'e gittiler. Hayber, o sırada sulh halinde idi. Bunlar, (orada) işlerini görmek için birbirlerinden ayrıldılar. Muhayyisa, işlerini görüp Abdullah ibn Sehl'in yanına geldiğinde onu kanlar içinde ölü buldu. Onu (Hayber'e) gömüp Medine'ye geldi.

Abdurrahman b. Sehl, Huveyyisa ve Muhayyisa, Resulullah (s.a.-v)'in yanına geldiler. Yaşça onların en küçükleri olan Abdurrahman konuşmak isteyince, Resulullah (s.a.v) (ona):

Büyük (konuşsun), büyük' buyurdu.

Bunun üzerine Abdurrahman sustu. Diğerleri konuştu. Resulullah (s.a.v):

(Sizden elli kişi) yemin verebilirseniz, öleninizin yada arkadaşınızı (n kanını) hak edersiniz?' buyurdu. Onlar:

Ey Allah'ın resulü! Nasıl yemin edelim! (Arkadaşımız öldürdüklerine diar) ne şahit olduk ve ne de gördük' dediler. Resulullah (s.a.v):

O zaman Yahudilerden elli kişi, (arkadaşınızın kendileri tarafından öldürülmediğine dair) yemin etsinler!' buyurdu. Onlar:

Ey Allah'ın resulü! Kafir bir kavmin yeminlerini nasıl kabu! edelim?1 dediler.

Bunun üzerine Resulullah (s.a.v), ölen kimsenin diyetini kendi yanından verdi.[188]

Yine konu ile ilgili bir rivayette, Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

Sizden elli kişi, onlardan bir adam aleyhine yemin eder ve adam, tamamen size verilir [189] (buyurdu). Onlar:

(Görmediğimiz bir iş konusunda) nasıl yemin ederiz!1 dediler. Resulullah {s.a.v):

O zaman Yahudilerin kendilerinden elli kişi, (adamınızın kendileri tarafından öldürülmediğine dair) size yemin etsinler!' buyurdu. Onlar:

Ey Allah'ın resulü! Onlar, kafir bir kavim' dediler.

(Hadisin ravisi) der ki: Artık Resulullah (s.a.v), (ölen) o adamın diyetini, kendi yanından verdi. [190]

Yine konu ile ilgili başka bir rivayette, şu ifade yer almaktadır:

Peygamber (s.a.v), onlara:

Onu öldüren kimse üzerine bir delil getireceksiniz?1 buyurdu. Onlar:

Bizim bir delilimiz yoktur?' dediler. Peygamber (s.a.v):

O zaman Yadudiler, (arkadaşınızı, kendilerinin öldürmediklerine dair) yemin ederler' buyurdu. Onlar:

Biz, Yahudilerin yeminlerini kabul etmeyiz' dediler.

Bunun üzerine Peygamber (s.a.v), ölen kişinin kanını, geçersiz kılmayı istemeyip onun diyeti olmak üzere zekat develerinden yüz tanesini (onlara) verdi.[191]

Yine konu ile ilgili diğer bir rivayette şu ifade yer almaktadır:

Abdurrahman ve Mes'ud'un iki oğlu olan Huveyyisa ile Muhayyisa Peygamber (s.a.v)'in yanına geldiler.[192]

Yine konu ile ilgili başka bir rivayette şu ifade yer almaktadır:

Ensar'dan Harise oğulları (kabilesi)nden Abdullah b. Sehl b. Zeyd deni-le bir kimse, Muheyyisa b. Mes'ud b. Zeyd adı verilen amcası oğluyla birlikte [193] (Resulullah'm yanma) gittiler.[194]

Konu ile ilgili diğer bir rivayet, Sehl ibn Ebi hasme ile Râfi' b. Hadîc'ten nakledilmiş bu rivayetin içerisinde şu ifade yer almaktadır:

"Daha sonra (Peygamber'in diyet olarak kendi yanından onlara verdiği yüz devenin durumunu görmek için) bir gün onlann deve ağılına girmiştim. Bu develerden bir dişi deve, beni ayağıyla tepmişti.[195]

Yine konu ile ilgili başka bir rivayette, Sehl ibn Ebi Hasme, ri gelenlerinden bazı adamlardan naklen şöyle der:

Abdullah ibn Sehl iie Muhayyisa, başlarına gelen bir Hayber'e çıkmışlardı. Az sonra Muhayyisa gelip Abdullah ibn Sen   düğünü ve bir kuyuya yada bir çukura atıldığını haber verdi.  hudilere gidip:

Vallahi, onu siz öldürdünüz' dedi. Yahudiler:

Vallahi, onu biz öldürmedik' dediler.                                 

Daha sonra dönüp kavminin yanma geldi. Bunu, onlara sonra kendinden büyük olan kardeşi Huveyyisa ve Abdurrahm birlikte geldiler. Muhayyisa konuşmaya davrandı. Hayber'de  t» idi. Fakat Resulullah {s.a.v), yaşı kast ederek, Muhayyisa'ya:

Büyük (konuşsun), büyük [196] buyurdu.

Bunun üzerine Huveyyisa konuştu. Sonra Huveyyisa konuştu. Resu-lullah (s.a.v):

Ya arkadaşınızın diyetini verirler yada savaşa hazır olduklarını bize bildirirler' buyurdu.

Resulullah (s.a.v), bu hususta onlara mektup yazdı. Yahudiler:

Vallahi, onu biz öldürmedik' diye cevap yazdılar. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v); Huveyyisa, Muhayyisa ve Abdurrahman b. Sehl'e:  (Sizden elli kişi) yemin verebilirseniz, arkadaşınızın kanını hak edersiniz?' buyurdu. Onlar:

Hayır1 dediler. Resulullah (s.a.v):

O zaman Yahudilerden elli kişi, arkadaşınızın kendileri tarafından öldürülmediğine dair) size yemin etsinler!' buyurdu. Onlar:

Onlar, Müslüman değildirler' dediler.

Bunun üzerine Resulullah (s.a.v), ölen kimsenin diyetini kendi yanından verdi. Onlara, yüz dişi deve gönderip (bu develer) onların ta evlerine/yurtlarına kadar götürüldü.

(Hadisin ravisi) Sehl: 'Gerçekten beni onlardan kızıl bir dişi deve tepti dedi. [197]

Bu hadis(in bu şekildeki metinlerin)i; Buhârî ile Müslim rivayet etmiştir. Yine Müslim'in bir rivayetinde şu ifade yer almaktadır:

Resulullah (s.a.v), ölen kimsenin diyetini yanından verdi.

Sehl: 'Gerçekten o diyet develerinden birisi ağılda beni tepti' dedi.[198]

Buna benzer daha önce geçen bir rivayet daha var. Bu rivayetin içerisinde şu ifade yer almaktadır:

Resulullah (s.a.v), (onların) bu (hali)ni görünce, ölen kimsenin diyetini kendisi verdi.[199]

Yine konu ile ilgili bir rivayette, Hz. Peygamber (s.a.v)'in şu ifadesi yer almaktadır:

Büyüğünü büyük bil yada (konuşmaya)  en büyük olan  başlasın! [200]

Ebu Dâvud ise, Sehl ibn Ebi Hasme ile Râfi' b. Hadîc rivayetini uzunca bir şekilde nakletmiştir. Hadisin lafzı şu şekildedir:

Muhayyisa b. Mes'ud ile Abdullah b. Sehl, Hayber tarafına gitmişlerdi. (İşlerini görmek için) hurmalıkta birbirlerinden ayrılmışlardı. Abdullah b. Sehl öldürüldü. Yahudileri, (onu öldürmekle) itham ettiler. Kardeşi Abdurrahman b. Sehl ve amcasının oğullan Huveyyisa ile Muhayyisa, Resulullah (s.a.v)'in yanına geldiler.

Onların en küçüğü olduğu halde, kardeşinin başına gelen şey konusunda Abdurrahman konuşfmak iste)di. Resulullah (s.a.v):

Büyük konuşsun, büyük yada büyük olan (konuşmaya) başlasın buyurdu.                                                                                           

Bunun üzerine Huveyyisa ile Muhayyisa, arkadaşlannın (=amca oğullarının durumu) hakkında konuştular. Resulullah (s.a.v):

Sizden elli kişi, onlardan bir adam aleyhine yemin ederse, onun diyeti (size) verilir' buyurdu. Onlar:

Görmediğimiz bir şey ile ilgili nasıl yemin edelim?' dediler. Resulullah (s.a.v):

O halde Yahudiler, kendilerinden elli kişinin yeminiyle size karşı yemin etsinler1 buyurdu. Onlar:

Ey Allah'ın resulü! Onlar, kafir kimselerdirler. (Onların yeminlerine nasıl güvenebiliriz?)' dediler.

Bunun üzerine Resulullah (s.a.v), öldürülen kimsenin diyetini kendi yanından verdi.

Sehl: 'Daha sonra (Peygamber'in diyet olarak kendi yanından or verdiği yüz devenin durumunu görmek için) bir gün onların deve ağılına mistim. Bu develerden bir dişi deve, beni ayağıyla tepmişti' dedi.

Hammâd'da, bunu ve bunun benzerini söyledi.

Ebu Dâvud: 'Bu hadisi, Bişr ibnü'l-Mufaddal ile Mâlik, Yahya b. S; den rivayet ettiler. Yahya, bu rivayette, Resulullah (s.a.v)'in:

Elli defa yemin edip arkadaşınızın veya ölenin kanını hak esiniz1 dediğini rivayet etti.

Fakat Bişr, 'Kan' (ifadesini) anmadı. [201]

Yine Ebu Davud'un bir rivayetinde, şu ifade yer almaktadır:

Resulullah (s.a.v), ölen kimsenin diyeti (için onlara), zekat develerim yüz tane verdi. [202]

Yine Ebu Davud'un Abdurrahman b. Büceyd'den yaptığı başka bir r yeti şu şekildedir:

Vallahi, Sehl (b. Ebi Hasme) hadiste vehme kapıldı. Şüphesiz ki Resulullah (s.a.v), Yahudilere:

Aranızda Öldürülmüş birisi bulundu, onun diyetini verin' diye mektup) yazdı. Onlar da, elli kez:

Onu biz öldürmedik ve öldüreni de bilmiyoruz1 diye Allah'a yer ederek (cevap) yazdılar.

(Hadisin ravisi) derki: Resuluİlah (s.a.v), ölen kimsenin diyeti (için onlara), yanındaki (zekat develerinden) yüz dişi deve verdi. [203] Nesâî'nin rivayetinin sonunda ise şu ifade yer almaktadır:

Resuluİlah (s.a.v), ölen kimsenin diyeti (için onlara), zekat develerinden [204] yüz tane verdi.[205]

Yine Nesâî, Sehl b. Ebi Hasme ile Râfi' b. Hadîc'den yaptığı rivayeti, Ebu Davud'un bu konuda naklettiği rivayete benzer bir şekilde nakletmiştir.[206]

Yine Nesâî'nin bir rivayetinin başında Kardeşi (Abdurrahman b. Sehl) ve amcasının oğullan Huvey-yisa ile Muhayyisa" ifadesi ve sonunda ise, Gerçekten o diyet develerinden birisi bizim ağılda beni tepti" ifadesi yer almaktadır.[207]

Yine Nesâî'nin bu konu ile ilgili değişik rivayetleri vardır, Tirmizî'de, bu hadisi, Sehl b. Ebi Hasme ile Râfi' b. Hadîc yolundan gelen rivayete benzer bir şekilde nakletmiştir. Bu rivayetin sonunda şu ifade yer almaktadır:

Resulullah (s.a.v), (onların) bu (hali)ni görünce, ölen kimsenin diyetini kendisi verdi. [208]


[187] Kaseme" kelimesi sözlükte; güzel yüzlülük ve yemin gibi anlamlara gelmektedir. Terim olarak ise mezheplere göre farklılık gösterir.

Hanefilere göre; katili bilinmeyen ve üzerinde öldürme izleri bulunan bir maktulün bulunduğu yer halkından elli kişinin usulüne göre yemin etmeleridir.

Buna göre bir köyde, kasabada yada mahallede yada mahallelere ses ulaşacak bir mesafede yada birisinin mülkünde bîr ölü bulunsa ve bu ölünün üzerinde darb izi, bıçak ve kurşun yarası gibi öldürme alameti olsa ve katili bilinmese, o yerin halkından elli kişiye: "Bu adamı ben öldürmedim ve Öldüreni de bilmiyorum" diye yemin ettirilir. İşte buna, Kasâme denilir. Yemin ettikleri zaman diyeti verirler, kısastam kurtulurlar. Yemin etmeyen çıkarsa, yemin edinceye kadar hapsedilir, (ç)

[188] Buhârî, Diyât 22, Sulh 7; Müslim, Kasâme 1-6 (1669); Ebu Dâuud, Diyât 8 (4520, 4523); Tirmizî, Diyât 22 (1422); Nesâî, Kasâme 4; İbn Mâce, Diyât 28 (2677); Ahmed b. Han-bel, 4/2, 3

[189] Hadis, Kasâmenin meşru olduğuna delildir. Bütün Isfam alimleri, Kasâmenin meşru oluşunda ittifak etmekle birlikte uygulaması yönünden bazı farklı görüşlere sahiptirler, (ç)

[190] Müslim, Kasâme 2 (1669)

[191] Buhârî,Dîyât22

[192] Buhârî, Edeb 89, Cizye 12

[193] Huveyyisa ile Muhayyisa, iki kardeştirler. Öldürülen Abdullah'ın amcasının oğullarıdırlar. Abdurrahman ise, öldürülen Abdullah'ın kardeşidir. Bunlar, öldürülenin kardeşi olan Abdurrahrnan'dan daha büyüktürler. Dolayısıyla konuşmaya ilk önce başlamak İstemişti. (Ç)

[194] Müslim, Kasâme 4 (1669)

[195] Buhârî, Edeb 89; Müslim, Kasâme 2 (1669)

[196] Bu hadisten anlaşıldığına göre; seviyelerinin eşit olduğu yerlerde söz hakkı büyüklere verilir. Fakat küçük, büyüklerden daha bilgili ve daha faziletli ise küçüğün söz almasında bir sakınca yoktur, hatta küçük tercih edilir. Bu hususta şöyle bir olay meydana gelmiştir:

"Ömer b. Abdulaziz, halife olunca, huzuruna Irak'tan bir heyet gelir. Aralarında bir genç söze başlamak isteyince, Ömer b. Abdulaziz:

- 'Büyüğün konuşsun' der. Bunun üzerine genç:

- 'Ey Müminlerin emiri! Mesele (=büyüklük) başla değil] eğer öyle olsaydı Müslümanların arasında senden daha çok yaşlıları vardı. Onların halife olması gerekirdi1 deyince, Ömer b. Abdulaziz:

- 'Doğru söyledin. Konuş. Allah senden merhametini esirgemesin' dedi, (ç)

[197] Müslim, Kasâme 6 (1669)

[198] Müslim, Kasâme 4 (1669)

[199] Müslim, Kasâme 1(1669) 2356   

[200] Müslim, Kasâme 2 (1669)

[201] Ebu Dâvud, Diyât 8 (4520)

[202] Ebu Dâvud, Diyât 8 {4523}

[203] Ebu Dâvud, Diyât 8 (4525)

[204] Zekat mallarının kümlere verileceği Kur'an'da bildirilmiş olup bunların içerisinde faili meçhul cinayetin diyeti yoktur.

Bazı alimler, bu ifadenin, ravinin bir hatası olduğunu söylerken, bazıları da Resulullah (s.a.v)'in bu develeri kendilerine zekat olarak verilen fakirlerden satın alarak diyet ödediğini söylerler. Nevevî (ö. 676/1277}, ikinci görüşü benimsemiştir.

Ayrıca Resulullah {s.a.v)'in bu develeri satın alırken bedelini kendi şahsi malından yada hazineden ödemiş olması da mümkündür, (ç)

[205] Nesâî, Kasâme 4

[206] Nesâî, Kasâme 4

[207] Nesâî, Kasâme 4

[208] Tirmizî, Diyât 22 (1422)


Konu Başlığı: Ynt: Kasâme
Gönderen: Sevgi. üzerinde 16 Aralık 2022, 06:39:32
Esselamü Aleyküm bu bilgileri bizlerle paylaşan kardeşlerimizden Allah razı olsun inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Kasâme
Gönderen: Mehmed. üzerinde 21 Aralık 2022, 18:13:26
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun