Konu Başlığı: Kan Hakkı, Erkek ve Kadın Bütün Varislerin Hakkıdır Gönderen: Zehibe üzerinde 31 Temmuz 2010, 05:40:27 Kan Hakkı, Erkek ve Kadın Bütün Varislerin Hakkıdır
Öldürülen bir müslümanm kan hakkı iki şeyden biriyle gerçekleşir: Kısas ve diyet... Kısas, bilindiği gibi maktulü kasden bilerek öldüren katil hakkında misilleme olarak uygulanan bir haktır. Diyet ise, vârislerden biri veya birkaçı kısastan vazgeçtikleri taktirde ortaya çıkan malî bir ceza ve tazminattır. Rivayetlerin zahiri delâletinden, katili mirasçılardan birinin olsun affetmesiyle kısasın düşeceği anlaşılıyor. Diğer vârislerin buna itiraz hakları pek yoktur. Tıpkı İslâm ülkesine sığınmak isteyen bir harbîye bir müslümanm emaıı vermesi, bütün müslümanlarm veya o müslümanm bağlı bulunduğu ordunun da eman vermesi demektir. Kısası affetme hususu da böyle... [106] İlgili Hadisler Amr b. Şuayb'den, o da babasından ve dedesinden yaptığı rivayete göre, Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz, kadından yana mevcut olan asabesinin âkile olarak diyetini vermelerini ve kadına ancak, farz sahibi vârislerinden arta kalana asabelerinin vâris olmalarını; kadın birini öldürecek olursa onun diyetinin vârisleri arasında (taksimen ödenmesini) ve vârislerinin kadının katilini öldürmelerini (yani öldürülmesi talebinde bulunmalarını) hükmetti."[107] Hz. Aişe (r.aj dan yapılan rivayete göre, Resûlütlah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdu: "Maktulün velîlerine gereken kendilerinden biri kavedi affedince (vazgeçince) diğerlerinin de kaved almaktan vazgeçmeleridir, isterse kaved (kısas)ı affeden kadın olsun (fark etmez)..," [108] Mezheb İmamlarının Görüş ve İstidlalleri a) Hanefîlere göre, kısas cinayetin bir gereğidir. Yani cinayetten dolayı vacip olan bir haktır. Bu hak maktule aittir. Ancak o hayatta olmadığından vârisleri onun yerine geçer ve bu hususta müşterek sayılırlar. Bu, imameynin görüş ve içtihadıdır, jmam Ebû Haııîfe'ye göre, bu hak vârislerden herbiri hakkında kemal yoluyla sabit olur. Tıpkı nikâh velayeti ve eman tanıma vâleyeti gibi. O bakımdan vârislerden biri kısastan vazgeçip katili bu hususta affederse, diğerleri de affetmiş sayılırlar. Ancak vârislerden bir kısmı hazır değilse, hazır olanlar kjısasm hemen uygulanmasını talep edemezler. Zira hazır- olmayanın ikatili affedeceği veya affettiği söz konusu olabilir. O bakımdan kısasın uygulanması için ergen olan- bütün vârislerin hazır olması şarttır. Kısasın-yerine getii'ilip uygulanmasında vârisin vekîl tutması da caizdir. Ancak müvekkilinin de hazır olması şarttır. İmânı Ebû Yusuf ile İmam Şafiî'ye göre, ergen olmayan vâi'isin ergen olmasına kadar kısas geciktirilir. [109] b) Şâfiîlere göre, sahîh olan şu ki, kısasın sübutu Bütün varislere aittir. Bunlar ister farz sahibi, ister asabe.olsunlar farketmez. Hazır olmayan vârisler beklenir; -ergen olmayan ve aklî dengesi bozuk olan vârisin ergen ve aklî dengeâinin düzelmesine kadar katil bekletilir. Ancak katil kendi haline bırakılmaz hapsedilir. Hazır olmayan vâris gelinceye, ergen olmayan vâris ergen oluncaya kadar katil kefaletle de salıverilmez. ' Buhunla beraber vârislerden biri kalkıp katili öldürecek olursa, mazhebin en zahir kavline göre ona kısas uygulanmaz. Ancak diğer vârisler jonuıı yani caninin terekesinden diyet nisbetini bir hisse olarak ayırırlar Vârislerden biri, diğer bir vâris kısastan vazgeçip katili affettikten sonra hemen davranıp katili öldürecek'olursa, o taktirde onun hakkında kısas; uygulanır. Ancak bu hükmü kadı verir. [110] c) Haııbelîlere göre de kısası affetmenin cevazı kitap ve sünnetlfe sabit olmuştur. Böylece kısas hakkı neseb ve sebeb yoluyla bütün vârislere aittir. Kadın, erkek, küçük ve büyük bu hakka sahiptirler. Vârislerden biri affedecek olursa kısas düşer ve diğer vârislerden herhangi birinin buna müdahalesine yol \yoktur. İlim adamlarından çoğunun görüş ve içtihadı budur. Nitekim Ata', Nahaî, Hammad, Sevrî, Ebû Hanîfe de böyle ictihadda bulunmuşlardır. el-Hasan, Katade, Zührî, İbn Şübrüme, Leys ve Evzâî'ye göre, kadın Vârislerin affetme hakkı yoktur. Medineli bazı ilim adamlarına göre, kısas ortak varislerden birinin ,affetmesiyle sakıt olmaz. [111] d) Mâlikîlere göre, kadın vârisin affetme hakkı yoktur. [112]. Hem bu mezhebe göre sadece kısası affetme hakkı asabeye hastır. Aynı zamanda maktulün velisi için vacip olan sadece kısası talep etmek, değilse diyetsiz affetmektir. Meğerki katil bu durumda diyet vermeye rıza göstere...[113] Böylece İmam Mâlik'e göre, oğlanlar ve erkek kardeşler yanında kızların ve kızkardeşlerin kısastan vazgeçme hususunda söz söyleme hakları ve yetkileri yoktur. Kısasın uygulanmasına veya affedilmesine erkekler karar verir. [114] Tahliller 712 no'lu Amr b. Şuayb hadîsinin isnadında Muhammet b. Râşid ed-Dimeşk'i bulunuyor. Bu zatın'sıka olduğunu söyleyenler bulunduğu gibi, hakkında konuşanlar da eksik değildir. Amr'm rivayet ettiği hadis metin olarak hayli uzuncadır. Buraya ondan ancak bir bölürn nakletmiş bulunuyoruz. Bu hadîslerle istidlal edenler beş hüküm çıkarmışlardır: 1- Kadın katil olduğu taktirde ödenmesi gereken diyet asabaları tarafından karşılanır. 2- Diğer hısımlar ancak kadına, onun vârislerinden arta kalana vâris olabilirler. Kadının veresesinden maksad, asabalarıdır. 3- Kadın öldürülecek olursa alınacak aklesinin (taktir edilecek diyetin) vârisleri arasında taksimi ger.ekir. 4- Kadın kasden öldürülmüşse, vârisleri kısas uygulanmasını isteyebilirler; 5- Aynı zamanda kadın hatâen birini öldürürse, taktir edilen diyetin vârislerinin pay durumlarına göre tahsili cihetine gidilir. Böylece kısas ve akile konusunda vâris bulunan kadınların da affetme ve. kısası uygulama haklan söz konusudur. 713 no'lu Hz. Aişe hadîsinin isnadında Hısn b. Abdurrahman bulunuyor ki, bazıları bunu İbn Muhsin olarak belirlemişlerdir. Ebû Hatim, bu zattan Evzâî'den başka birinin rivayet ettiğini bilmiyorum demiştir. Bununla beraber Amr b. Şuayb hadîsiyle birbirini kuvvetlendirmekte olup istidlale sâlih görülmüştür. Nitekim İmam Şafiî ve İmam Ebû Hanîfe ile arkadaşlarına göre, maktulün kadın-erkek bütün vârisleri -ister neseb, isterse sebeb yoluyla vâris olsunlar- kısas ve diyet hususlarında hak sahipleri ve söz sahipleridir. İmam Mâlik ile Zührî ise hu hususta sadece maktulün asabesi hak sahibi ve söz sahibidir demişlerdir. İbn Sirîn'e göre sadece neseb cihetiyle vâris olanlar hak ve söz sahibidirler. O bakımdan zevciyet ölüm olayıyla sona ermekte ve sebep cihetiyle vâris olanların söz sahibi olmadıkları ortaya çıkmaktadır. Ancak İbn Sirîn'in bu görüş ve içtihadına pek itibar edilmemiştir. [115] Çıkarılan Hükümler 1- Kısas cinayetin bir gereğidir. Kitap, sünnet ve icma' ile sabit olmuştur. 2- Kısas hakkı aslında maktule (Öldürülene) aittir. Ama o hayatta olmadığı için vârisleri onun bu hakkım kullanmaktadır. 3- Vârislerden biri katili affedip kısastan vazgeçerse, diğerleri de affetmiş sayılır. 4- Vârislerden bir kısmı hazır değilse, hazır olanlar kısasın hemen uygulanmasını talep edemezler. Bir ihtimal hazır olmayan vâris kısastan vazgeçebilir. 5- Ergen olmayan çocukların kısasın uygulanması için ergen olmaları beklenmez. Bu, Ebû Hanîfe'nin görüşüdür. 6- İmam Şâfıî ile İmam Ebu Yusuf a göre", çocukların ergen olması beklenir. Ancak geçecek süre katil tutuklu olarak gözaltına alınır. 7- Kısasın sübutu ister farz sahibi, ister asabe olsun bütün vârislere aittir. 8- Aklî dengesi bozuk olan vârisin aklî dengesi düzelinceye kadar kısas hükmü uygulanmaz. Ancak sözü edilen vârisin düzelme şansı yoksa o taktirde hüküm geciktirilmez. Bu, Şafiî'ye ait bir görüştür. 9- Bu arada vârislerden biri kalkıp katili öldürecek olursa, hakkında kısas uygulanmaz. Bu da İmam Şafiî'nin görüşüdür. Ancak diğer vârisler caninin terekesinden diyet nisbetini bir hisse olarak ayırırlar. 10- Vârislerden biri katili affedip kısas hükmünden vazgeçer ve sonra da bir diğer vâris kalkıp katili öldürürse, o vâris hakkında kısas uygulanır. Ancak bu hükmü hâkim verir. 11- Kısas hakkı gerek neseb, gerekse sebeb cihetiyle olsun bütün vârislerin hakkıdır. Bu daha çok Hambelîlerin görüşüdür. 12- Kadın, erkek, küçük ve büyük bütün vârisler bu hakka sahiptirler. 13- İmam Mâlik'e göre, kadın vârisin kısası affetme yetkisi yoktur. 14- Yine bu imama göre, kısası affetme yetkisi sadece erkek asabeye aittir. 15- Kısastan vazgeçilip diyet talep edildiği taktirde, katilin rizası şarttır. Bu, daha çok İmam Ebû Hanîfe'nin ve îmam Mâlik'in görüşüdür. 16- Öldürülenin erkek kardeşleri ve bir de dedesi varsa, bunlardan biri katili affedecek olursa, kısas düşer. Bu, daha çok îmam Mâlik'in görüşüdür. 17- Öldürülenin anabir kardeşinin affetme yetkisi yoktur. Bu da îmam Mâlik'in kavlidir. 18- Öldürülenin kızları ve bir de erkek kardeşleri bulunur da erkek kardeşleri katili affetmek isterlerse, İazlar buna engel olabilirler ve kısasın uygulanmasını sağlayabilirler. 19- Kızlar katili affeder, ama erkek kardeşler kısas isterlerse, erkek kardeşlerin talebi dikkate alınır kısas uygulanır. Bu İmam Mâlik'in kavlidir. [116] Konu Başlığı: Ynt: Kan Hakkı, Erkek ve Kadın Bütün Varislerin Hakkıdır Gönderen: Ceren üzerinde 16 Şubat 2019, 21:19:45 Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun bizlere bu bilgileri sunan kardesimizden...
Konu Başlığı: Ynt: Kan Hakkı, Erkek ve Kadın Bütün Varislerin Hakkıdır Gönderen: Mehmed. üzerinde 17 Şubat 2019, 15:29:02 Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun
|