Konu Başlığı: Kadının Can ve Azasına Taalluk Eden Diyet Gönderen: Zehibe üzerinde 30 Temmuz 2010, 18:21:18 Kadının Can ve Azasına Taalluk Eden Diyet
Türkçemizde "kan bahası" diye tercüme edilen "diyet" öldürmeden dolayı kan,bahası hakkında kullanıldığı gibi, bir azayı kesmek, yaralamak veya koparmak veyahut bir azanın hassasını yok etmek gibi cinayetlerde verilmesi gereken meblağ hakkında da kullanılmaktadır. Ancak bu anlamda "akl" kavramına da yer verilmiştir. Fıkıh ve hadîs metinlerinde bazan "diyet", bazan da "akl" olarak geçmektedir. Bir de "erş" kavramı kullanılıyor ki, bu da daha çok kesme ve yaralamayla ilgili baha ve meblağ hakkında müsta'meldir. Bunun gibi, yine aynı hususlarla ilgili kesme ve yaralamadan dolayı ödenecek meblağ hakkında "akl" de kullanıldığı vakidir. Sonuç olarak diyebiliriz ki, diyet, akl ve erş eşanlamlı kelimelerdir. Bazan da aralarında nüans söz konusu olabiliyor. Nitekim aşağıdaki hadîslerde kadının azasına karşılık "erş" değil de "akl" kullanılmıştır. [228] İlgili Hadisler Amr b. Şuayb'den rivayet edilmiş, o da babasından ve dedesinden rivayet etmiştir, Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Kadının aklı (diyeti) erkeğin diyetinin mislidir. Bu erkeğin diyetinin üçte biri nisbetine ulaşıncaya kadar böyledir." [229] Rabi'a b. Abdirrahman'dan yapılan rivayete göre, adı geçen, Saîd b. Müseyyeb'e şöyle sormuştur: "Kadının parmağından dolayı ne kadar diyet gerekir?" O da "On deve" diye cevap vermiştir. Sonra "İki parmağından dolayı ne kadar?" diye sordum diyor. O da: "Yirmi deve" diye cevap veriyor. Sonra "Üç parmağından dolayı ne kadar?" diye sordum diyor. O da: "Otuz deve" diye cevap veriyor. "Peki dört parmağından dolayı ne kadar?" diye sordum diyor. O da: "Yirmi deve..." diye cevap veriyor. Bunun üzerine râvî, ben ona: "Yaralanması çok olup musibeti artınca diyeti noksanlaşıyor mu?" diye sordum. Saîd b. Müseyyeb şöyle dedi: "Sen yoksa Iraklı mısın?" dedi. Ben de: "Konular üzerinde durup düşünen bir âlim veya öğrenmek isteyen bir cahil..." diye cevap verdim. Saîd b. Müseyyeb bana: "Kardeşimin oğlu, bu sünnettir, (yani sünnette böyle beyan edilmiştir)" dedi. [230] Bu Konuda Mezheb İmamlarının Görüş ve Îctihadları a) Hanefîlere göre, gerek can, gerekse organdan dolayı kadının diyeti erkeğin diyeti kadardır. Hem bu mesele hakkında Hz. Ali'den (r.a.) hem mevkuf, hem de merfu' rivayetler vardır. [231] b) Şâfiîlera göre, kadının canından dolayı diyeti erkeğin diyetinin yarısıdır. Bu da elli deveden ibarettir. Böylece öldürülen kadın için diyet taktir edilince elli deve olarak belirlenir. Bunun gibi kadının yaralanmasından, azasının kesilmesinden dolayı gereken diyet de erkeğin yaralanma veya azasının kesilmesinden dolayı gereken diyetin yarısıdır. Diyet olarak mutlaka devenin belirlenmesi şart değildir. Nitekim Hz Ömer (r.a.) deve yerine kasabada yaşayanlar için bin dînar, gümüş olarak da oniki bin dirhem taktir etmiştir. Buna göre, kadının altın olarak diyeti beşyüz dînar, gümüş olarak da altı bin dirhemdir. Badiyede yaşayanlar için diyet olarak deve taktir edilir. Zira onların en mebzu ve geçerli malı devedir. [232] c) Hanbelılere göre de kadının canından dolayı diyeti erkeği] diyetinin yansıdır. Kadının yaralanma veya azasının kesilmesinden do layı diyeti erkeğin diyetine eşittir. Ancak bu nisbet erkeğin diyetinii üçte birine ulaşıncaya kadar böyledir. Üçte birini aşınca ai'tık onui diyeti erkeğin diyetinin yarısı kadardır. Nitekim bu Ömer, İbn Ömer, Zeyd b. Sâbit'den rivayet olun muştur. Allah hepsinden razı olsun. Saîd h. Müseyyeb, Ömer b. Abdila siz, Urve b. Zübe^r, Zührî, Katade, el-A'rec, Rebi'a ve imam Mâlik'in nezhebi de böyledir. Daha doğrusu Medine âlimlerinin görüş, tesbit ve ctihatları bu anlamdadır. [233] İmam Şâfıî Önceleri bunun sünnet olduğunu düşünerek ona göre eti hadım ortaya1, koymuştu. Sonra bunun Medine âlimlerine ait bir îörüş ve tesbit olduğunu öğrenince ilk kavlinden vazgeçip gerek can, *erek yaralanma ve aza kesmeden dolayı kadının diyetinin erkeğin diyetinin yarısı olduğunu belirtmiştir. [234] Tahliller ve Rivayetler 807 no'lu Amr hadîsi İsmail b. Iyaş tarikiyle İbn Cüreyc'den ve o pa Amr'den rivayet etmiştir. İbn Huzayme bunu sahihi emiştir. [235] İbn Kesir ise îmail b. Iyaş üzerinde durarak şöyle görüş beyan etmiştir: Bu zat Şamhlar'dan rivayet ettiğinde kendisine itibar edilir, başkalarından rivayet ettiğinde itibar edilmez. Ancak İsmail, İbn püreye'den rivayet etmiş bulunuyor ki, İbn Güreye Şamlı değildir. O bakımdan İbn Huzayme bu rivâyöti sahih lemistir. [236] Böylece hadisle istidlal edilebilir. Bu babta, Muâz b. Cebel (r.a.) den yapılan rivayette, Resûlüllah (s.a.v.) şöyle buyurduğu bildirilmektedir: "Kadının diyeti erkeğin diyetinin yarısıdır..." Beyhakî bunun isnadının sabit olmadığına dikkat çekmiştir. Aynı zamanda Beyhakî'nin Hz. Ali (r.a.) den yaptığı rivayette, Hz. Ali'nin şöyle dediğini belirtmiştir:"Kadınm diyeti her hususta (can ve azalarda) erkeğin diyetinin yarısıdır..." Bu İbrahim en-Nahâî'nin Hz. Ali'den yaptığı bir rivayettir ki isnadında inkıta' (kopukluk) bulunuyor. Saf d b. Müseyyeb'in dört parmak dolayısıyla yirmi deve diyetin gerektiğini söylemesi hayli yorumlara sebep olmuştur. Çünkü kadının azasından ve aldığı cariha (yara) dan dolayı gereken diyetler, erkeğin diyetinin üçte birine, yani otuz üç deve nisbetine ulaşıncaya kadar erkeğin diyetiyle eşittir. Bu nisbeti bulunca, bu defa kadının diyeti erkeğin diyetinin yarısına düşer. Birçok ilim adamı ise, otuz üçü aşan nisbet yarıya düşer, tamamı değil. Böyle olmakla beraber bu rivayetle sadece Medine fakihîeri amel etmişlerdir. Çünkü İmanı Şafiî'nin de tesbitine göre, bu Resûlüllah'm bir sünneti değil Medineli'lerin sünnetidir. Hem rivayet murseldir. O bakımdan hüccet olmava elverişli değildir. (815). îbn Rüşd ise Bidayetü'l Müctehid'de diyor ki: "İbn Mes'ûd, Osamn, Şürayh ve ilim adamlarından bir cemaate göre, kadının cerahat (yaralanma ) hususundaki diyeti erkeğin yar al a nnı asındaki diyet gibidir. Ancak kemiğe varıncaya kadar başta meydana gelen yaralanma bundan müstesnadır. Zira bundaki diyet kadın hakkında yarıya düşmektedir." Özetleyecek olursak, diyebiliriz ki: Hanefîlere, Şâfiîlere ve İbn EM Leylâ, îbn Şübrüme, Leys ve Sevrî'ye göre kadının diyeti az olsun çok olsun erkeğin diyetinin yarısıdır... Zira gerek konunun baş kısmındaki hadîs, gerekse onu kuvvetlendiren diğer rivayetler bu anlamda ağırlık kazanmaktadır. [237] Çıkarılan Hükümler 1- Hanefîlere göre, diyet hususunda erkekle kadın arasında fark yoktur. Cana karşılık can, dişe karşılık diş... İki cinsi kapsamına almaktadır. . 2- Şâfiîlere göre, gerek can, gerek aza, gerekse yaralanma hususlarmda kadının diyeti erkeğin diyetinin yarısıdır. 3- Hanbelîlere göre, can hususunda kadının diyeti erkeğin diyetinin yarısıdır. Aza ve yaralama hususlarında ise, erkeğin üçte birine kadar olanında kadının diyeti erkeğin diyetine eşittir. Üçte bir nisbetini aşınca kadının diyeti yarıya düşüyor. Mâlikiler de aynı görüştedirler. [238] Konu Başlığı: Ynt: Kadının Can ve Azasına Taalluk Eden Diyet Gönderen: Mehmed. üzerinde 16 Şubat 2019, 13:18:57 Esselamu aleyküm Rabbim bizlerin ilmini artırsın Rabbim paylaşım için razı olsun
|