๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Hadisleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 17 Ağustos 2010, 07:15:24



Konu Başlığı: İstiska (Yağmur Dileme) Namazı
Gönderen: Zehibe üzerinde 17 Ağustos 2010, 07:15:24
İstiska (Yağmur Dileme) Namazı
 

Yağmur yağması, bulutların oluşup yağmur yüklenerek in­direcek duruma gelmesi şüphesiz ki birtakım fiziki kanunlara ve bilinen sebeplere dayanmaktadır. Ancak unutmamak gerekir ki bu kanunlar ve sebepler kendi haline bırakılmamıştır. Şart ve or­tam oluştuğunda yağmur yağması normal kabul edilirse de bazı hallerde her şeye rağmen yağmur yağmamakta ve kuraklık sürmektedir. Zira kainatta "tabii olaylar" denilen hemen her hadise ilahi plan ve programa göre cereyan eder veya ona göre gerçekleşir. Gelişigüzel, sebepsiz, illetsiz, plansız ve programsız hiçbir olayın meydana gelmesi düşünülemez. Sebep ve illetleri ila­hî programa göre harekete geçiren görevli melekler vardır. Böylece bir olayın meydana gelmesini sağlayan sebepler ve illetler mevcut olunca, onları bağlı bulundukları kanunlar ve program doğrultusunda harekete geçiren melekler de ilahi irade düzeyinde hizmete katılırlar.

Ayrıca yağmurun oluşmasını sağlayan sebep ve illetler oluşmayabilir ve uzun süre yağmur yağmayıp ihtiyaç had safhaya gelebilir. Şüphesiz bu olayda da görevli meleklerin varlığını unut­mamak gerekir.

O bakımdan gerek sebeplerin oluşturulması, gerekse o se­bepleri harekete geçirip yağmur yüklü bulutların meydana gelme­si için her şeyi kudretinin tasarrufu altında bulunduran Allah'a'el açıp dua etmek, nemli gözlerle dilekleri O'nun kapısına sunmak da kulluğumuzun gereği ve imanımızın bir başka belirtisidir.

Bunun için Allah'ı ve O'nun cari kanunlarını, melekleri ve görevlerini en iyi bilen Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz kuraklık baş gösterdiğinde tam tezellûl, teslimiyet ve mahviyet içinde çıkıp to­plu halde namaz kılmayı, dilekte bulunmayı tavsiye bu­yurmuştur. Zira bu durumda ilahi rahmet harekete geçip kul­larından yana tecelli eder.

 

Konuyla İlgili Hadisler
 

Hz. Aişe (r.a.) dan yapılan rivayette, demiştir ki:

"Halk yağmur yağmamasından ve kıtlık tehlikesi söz konusu olduğundan dolayı Rasulüllah'a (s.a.v.) baş vurup hallerini arzettiler. Bunun üzerine Rasulüllah (s.a.v.) min­berin açık havadaki namazgaha çıkarılmasını emretti ve yağmur namazı, duası için oraya çıkılacağı bir günü vadetti. O gün gelince Rasulüllah (s.a.v.) güneş doğmaya başlayınca çıktı, minber üzerinde oturdu, tekbir getirip Aziz ve Celil olan Allah'a hamd ettikten sonra şöyle buyur­du:

"Sizler ülkenizde kıtlık ve sıkıntı baş gösterdiğinden şikayetçi oldunuz ve sizden yana yağmur yağmasının za­manının geciktiğini ifade ettiniz. Oysa Cenab-ı Hak O'na dua etmenizi emretmiş ve ettiğiniz takdirde onu kabul buy­uracağını da vaadetmiştir."                             

Rasulüllah (s.a.v.) bunları belirttikten sonra şöyle başladı:

"Hamd alemlerin Rabbı Allah'a mahsustur. O Rahman ve Rahim'dir. Hesap ve ceza gününün yegane sahibi ve ma­likidir. O'ndan başka ilah yoktur. Allah dilediğini yapar.

Allahım! Sen Allah'sın, Senden başka ilah yoktur, an­cak Sen varsın. Sen ganîsin, biz ise fakirleriz. Üzerimize yağmur indir; indirdiğini bize kuvvet ve bir süreye kadar yetecek çizgiye ulaştır."

Sonra Rasulüllah (s.a.v.) ellerini kaldırdı ve o kadar yükseltti ki koltuklarının beyazlığı göründü. Sonra ar­kasını halka döndürdü ve üstündeki üstlüğünü veya hırkasını tersine çevirdi ki, elleri henüz yukarıya kalkık bulunuyordu. Sonra yüzünü halka döndürdü ve minberden indi iki rek'at namaz kıldı. Bunun üzerine Cenab-ı Hak bir parça bulut ortaya çıkardı, derken şimşek ve yıldırım bir­birini izledi; sonra da Allah'ın izniyle bulut yağmur indirm­eye başladı. Rasulüllah (s.a.v.) mescid'e gelmeden sel ak­maya başladı. Rasulüllah (s.a.v.) halkın bir örtü altına girmek için acele koştuklarını görünce dişleri görünecek şekilde güldü ve şöyle buyurdu:

"Şehadet ediyorum ki, Al­lah herşeye kadirdir, O'nun gücü her şeye yeter ve ben de O'nun kulu ve rasulüyüm."[54]

Ebu Hüreyre (r.a.) den yapılan rivayette, demiştir ki:

"Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz bir gün yağmur duasında bulunmak üzere çıktı ve bize ezansız, ikametsiz iki rek'at namaz kıldırdı. Sonra bize hutbe okudu ve Aziz, Celil olan Allah'a dua etti, yüzünü kıbleye çevirip ellerini kaldırmış bir halde duasına devam etti. Sonra sırtındaki hırkasını tersine çevirdi: Sağını soluna, solunu sağına getirdi."[55]

Abdullah b. Zeyd (r.a.) den yapılan rivayette, demiştir ki:

"Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz namazgaha çıktı ve yağmur dileme duası yaptı. Üstündeki hırkasını, kıbleye yönelirken çevirdi ve hutbeden önce namaza başladı. Son­ra yine kıbleye yönelerek dua etti."[56]

Yine Abdullah b. Zeyd (r.a.) den yapıları rivayette diyor ki:

"Rasulüllah'ı (s.a.v.) yağmur duası ve namazı için dışarıya çıktığı gün gördüm. Arkasını halka döndürdü, kıbleye yöneldi ve dua etmeye başladı. Sonra bu arada hırkasını tersine çevirdikten sonra iki rek'at namaz kıldı ve kıraati aşikar olarak yerine getirdi."[57]

İbn Abbas (r.a.) dan istiska namazından soruldu. O da şöyle dedi:

"Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz mütevazı, mütezellil, mütehaşşi' ve mutazam' bir halde çıktı, bayramda olduğu gibi iki rek'at namaz kıldı, ama sizin bu hutbenizi yapmadı."[58]

Enes (r.a) den yapılan rivayette diyor ki:

"Ömer b. Hattab (r.a), kuraklığa uğrayıp sıkıntıya düştükleri zaman, Abbas b.Abdilmuttalib (r.a) ile tevessülde bulunup yağmur dileğinde bulunarak şöyle duada bulundu:

"Allahım! Şüphesiz ki biz sana, Peygamberin (s.a.v) ile tevessülde bulunuyoruz, bize yağmur indirerek kuraklığı gider. Allah'ım! Doğrusu biz, Peygamberin am­cası ile tevessülde bulunuyoruz, bizi yağmura kavuştur." Böylece onlara yağmur yağar ve kuraklık kalkardı."[59]

eş-Şa'bî (r.a) diyor ki:

"Ömer (r.a) dışarı çıkıp yağmur dileğinde bulundu, fakat istiğfarı fazla artırmadı (kısa kesti). Bunun üzerine kendisine:

"Biz senin yağmur dileğinde bulunduğunu göremedik!" denildi O da şöyle dedi:

"Ben gök mecâdîhi (meteorolojik olaylar) ile yağmur dileğinde bulundum ki, o olaylarla (onların oluşmasıyla) yağmur iner." Sonra da o, şu ayeti okudu:

"Rabbınızdan bağışlanma diley­in; çünkü mutlaka O, çok bağışlayandır.. Gökten üzerinize faydalı yağmur -gönderir." Artık Rabbmıza istiğfar edip tevbede bulu­nun.."[60]

Enes (r.a) diyor ki:

"Resulüllah (s.a.v) Efendimiz yağmur dilediğinde elle­rini yukarıya kaldırdığı kadar hiçbir şeyde kaldırmazdı. Gerçekten O, koltuğunun altındaki beyazlık görününceye kadar ellerini yükseltirdi."[61]

Müslim şu rivayeti de nakletmiştir:

"Peygamber (s.a.v) elinin dış kısmıyla göğe doğru işarette bulunarak yağmur dileğinde bulundu."

Enes (r.a) den yapılan rivayette, diyor ki:

"Cuma günü bedevilerden biri geldi ve şöyle dedi:

"Ya Resulellah! Davarlar helak oldu, çoluk çocuk da helak oldu, insanlar da helak oldu." Bunun üzerine Resullah (s.a.v) Efendimiz ellerin kaldırıp dua etti, insanlar da Onunla birlikte ellerini kaldırıp dua ettiler. Biz henüz (Mescid'den) dışarı çıkmamıştık ki, yağmura nail olduk."[62]

İbn Abbas (r.a) dan rivayette, diyor ki:

"Bedevilerden biri Peygamber (a.s) Efendimize geldi ve şöyle dedi:

"Ya Resulellah! Öyle bir kavmin yanından ge­liyorum ki, hiçbir çoban onlara zad (yiyecek, azık) hazırlayamıyor ve hiçbir erkek davar kuyruğunu oyna­tamıyor. (İnsanlar aç, davarlar cılız kaldı)." Bunun üzerine Resulüllah (s.a.v) minbere çıktı, Allah'a hamd ettikten son­ra şöyle duada bulundu:

"Allah'ım! Bize, bizi şiddetten kurtaracak, sonu övgüye değer olacak, bol çayır ve ürün bitir­ecek, her tarafı kapsayacak, bol su sağlayacak, hemen yağacak, gecikmeyecek bir yağmurla bizi sula."

Bu duayı yaptıktan sonra minberden indi. ona her gelen mutlaka şöyle diyordu:

"Gerçekten ihya olunduk.."[63]

Amr b. Şuayb (r.a)den, o da babasından ve dedesinden yaptığı rivayette, diyor ki:

"Resulüllah (s.a.v) Efendimiz yağmur dileğinde bulununca şöyle dua ederdi:

"Allah'ım! Kullarını ve hayvanlarını sula (suya kavuştur). Rahmetini yay; ölü beldeni ihya eyle (dirilt)."[64]

Muttalib b. Hantab (r.a) den yapılan rivayette, diyor ki:

"Peygamber (s.a.v) Efendimiz yağmur söz konusu olunca şöyle dua ederdi:

"Allah'ım! Rahmete vesile olan yağmurla bizi sula, aza­ba sebep olan yağmurla bizi sulama. Bela ve yıkıntıya yol açan; boğulmaya sebep olan bir yağmurla bizi sulama. Al­lah'ım tepeler, engebeli yerler, ağaçlıklar üzerine yağdır. Allah'ım, çevremizi de kapsayacak şekilde indir, sadece bi­zim üzerimize değil."[65]

Abdullah b. Zeyd (r.a) den yapılan rivayette diyor ki:

"Resulüllah (s.a.v) Efendimizi bizim için yağmur dileğinde bulunurken gördüm, duasını hayli uzun tuttu ve dileklerini çokça dile getirdi. Sonra kıbleye döndü, hırkasını çevirdi, (astarını yüz tarafına veya sağını soluna, solunu sağına getirdi); insanlar da Onunla beraber hırkalarını tersine çevirdiler."[66]

 

Fakih İmamların İstidlal Ve İhticacları
 

a) Henefîlere göre: İstiskâ konusunda cemaat halinde na­maz kılınmaz. Dileyen yalnız başına kılabilir. Çünkü yağmur isteğinde bulunmak için daha çok dua ve istiğfar edilir. İmam Muhammed'e göre: İmam veya onun vekil olarak belirlediği kimse cemaate iki rek'at namaz kıldırır, cuma namazında olduğu gibi iki rek'at olarak kılınır.

İmam Muhammed bu konuda İbn Abbas (r.a) hadisiyle is­tidlal etmiştir. İmam Ebu Hanife ise daha çok Nuh Suresi 10. aye­tle ihticac etmiştir.

İstiska namazı ezansız ve ikametsiz kılınır. Birinci rek'atte Sebbih İsme Rabbîke, ikinci rek'atte Hel Etâke Hadîsü'l Gaşiye surelerim okumak müstehabdır.[67]

b) Şafiilere göre: İstiskâ namazı, ihtiyaç duyulduğunda kılınır ve sünnettir. Kuraklık devam ettiği takdirde ikinci ve üçüncü defa kılınabilir.

İstiskâ için toplanıp namaz kılmaya hazırlanırken, yağmur yağmaya başlarsa, artık namaz kılmaya gerek kalmaz, şükür ve dua edilir. Ancak diğer sahih kavle göre, yine de mü'minler namaz kılarlar. Yağmur dileğinde bulunmadan önce imam cemaate üç gün oruç tutmalarını tavsiye edip tevbe etmelerini, iyilik ve hayır yapmak suretiyle Allah'a yakınlık sağlamalarını ve işledikleri haksızlıktan kurtulmak için hak sahiplerini razı etmelerini bildi­rir ve öylece namaz ve dua için şehir dışına çıkılır, yani üç gün oruç tutulduktan sonra dördüncü günü çıkılır. Herkes mümkün olduğu kadar eski, yamalı elbise giyinir ve beraberlerinde çocukları, yaşlanmış zatları da çıkarırlar.

İstiskâ namazı, bayram namazı gibi iki rek'attir. Bayramda olduğu gibi hutbe okunur, ancak tekbir değil bol istiğfar edilir. Dua edilirken, hırka, ceket, pardesü gibi elbise ters döndürülür. Resulüllahtan (s.a.v) rivayet edilen dua ve istiğfar yapılır, ayrıca istenildiği kadar duaya devam edilir.[68]

c) Hanbelilere göre: İstiskâ namazı müekket sünnettir. Kuraklık başlayıp sıkıntı baş gösterince tam mahviyet ve teslimiyet havası içinde mütevazi bir eda ile çıkılır, imam halka iki rek'at namaz kıldırır. Bu namaz için belli bir vakit yoktur. İhtiyaç duyul­duğu zaman çıkılır ve cemaat halinde kılınır.

Bazılarına göre, bayram namazında olduğu gibi, birinci rek'atte yedi, ikinci rek'atte beş tekbir getirilir. Bu aynı zamanda İbn Hazm ve Davud ez-Zahîrî'nin mezhebidir.

İstiskâ namazı ezansız ve ikametsiz kılınır. Namazdan sonra hutbe okunur, sonra kıbleye yönelik bir halde dua yapılır. Bu ara­da hırka ve benzeri elbisenin sağı soluna, solu da sağına getirilir. Eller fazla kaldırılarak duaya devam edilir, ve arada sık sık istiğfarda bulunulur.

İmam Ahmed'e göre de, hutbeye tekbir ile başlanır ve bol istiğfarda bulunulur.

Namaz kılınıp dua edildiği gün yağmur yağmazsa, ikinci ve üçüncü günler de çıkılıp namaz kılınır ve dua edilir.[69]

d) Malikilere göre: İstiskâ namazı hem cemaat halinde, hem de münferiden kılınabilir. Cemaatle kılınması şart değildir.   

Bu namaz ancak güneş doğup ortalığı aydınlattığı zaman kılınır. Başka vakitlerde kılınmaz. Namazdan sonra hutbe oku­nur, iki hutbe arasında oturulur. Açık havada kılındığı takdirde minber çıkarmaya gerek yoktur. İmam bir değneğe dayanarak hutbe okur. Namazda kıraati aşikar okumak sünnettir, bir yıl içinde birkaç defa istiskâ namazı kılmakta bir sakınca yoktur.

İstiskâ namazı iki rek'attir. Birinci rek'atte Sebbih İsme Rabbike'l-A'lâ, ikinci rek'atte Ve'ş-Şemsi Ve Duhâhâ sure­si okunur. Hutbe bitince kıbleye yönelinir ve dua edilir ve başka imam olmak üzere cemaatin hepsi hırka veya üstlüklerini ters çevirirler. İmam ayakta dua ederken, cemaat oturmuş halde du­aya katılır. Ne namazda, ne de hutbede tekbir getirilmez. Kıraat aşikar olarak yerine getirilir.[70]

 

Tahliller Ve Diğer Rivayetler
 

563 nolu Hz. Aişe hadisini aynı zamanda Ebû Avâne, İbn Hibban ve Hakim tahric etmişlerdir. İbn Seken ise bunu sahihlemiştir. Ebu Davud: "Bu garip bir hadistir ve isnadı ceyyiddir" demiştir.                   

Böylece bu hadis, istiskâ namazına güneş doğarken çıkmanın müstehab olduğuna ve cemaat halinde çıkıldığının meşruiyetine; önce dua ve istiğfarda bulunulacağına, sonra iki rek'at namaz kılınacağına delalet etmektedir. Aynı zamanda istis­kâ duası yapılırken hırka veya üstlüğü tersine çevirmenin sünnet olduğunu göstermektedir.

564 nolu Ebu Hüreyre hadisini Ebu Avane ve Beyhaki tah­ric etmişlerdir. el-Hilafiyat'ta bu hadisin  ravilerinin sıkat (güvenilir) kimseler olduğu belirtilmiştir.

Hutbenin namazdan önce mi, sonra mı okunacağı hakkındaki rivayetler farklıdır. Konumuzu oluşturan Ebu Hüreyre hadisi ile Enes'in ve Abdullah b. Zeyd'in hadisi hutbenin namazdan sonra okunduğuna delalet etmektedir.

İbn Abbas ile Hz. Aişe hadisleri ise, Peygamberin namaz­dan önce hutbe okuduğuna delalet etmektedir.

Ancak rivayetleri biraraya getirdiğimizde, ashabın anlatım tarzından bu ihtilafın kaynaklandığı ve sonuç olarak Rasulüllah'ın önce duaya başlayıp istiğfarda bulunduğu, sonra iki rek'at na­maz kıldığı ve arkasından hutbe irad ettiği anlaşılır.

Hadislerin tamamı, istiskâ namazının meşruiyetine delalet etmektedir. Ebu Hanife dışında bu görüşe muhalefet eden ol­mamıştır.

567 nolu İbn Abbas hadisini aynı zamanda Ebu Avane, İbn Hibban, Hakim, Darekutni ve Beyhaki tahric etmişlerdir. Ebu Avane ile İbn Hibban bunu sahihi emişlerdir.[71]

İmam Şafii bu hadise dayanarak, istiska namazında tekbir getirmenin meşru’ olduğunu söylemiştir.

Diğer yandan bu hadis istiskada hutbe okumanın meşru’ ol­madığına delalet etmektedir.

568 nolu Enes rivayeti, istiska duasında Rasulüllah ile Onun yakınlarının şefaatini dileyerek tevessülde bulunmakta bir sakınca olmadığına delalet etmektedir.

571 nolu Enes hadisi, istiska duasının cami ve mescidlerde de meşru' olduğuna delalet etmekte, aynı zamanda cami ve mescidlerde sadece dua ve istiğfarla yetinmekte bir sakınca bulun­madığını göstermektedir.

572 nolu İbn Abbas hadisinin isnadındaki ricalin hepsi sa­hihtir. Ebu Avane de bunu tahric etmiştir. Hafız İbn Hacer bu ha­disi naklettikten sonra bir şey söylemeyip susmuştur.

Aynı zamanda cami ve mescidde istiska duası için minbere çıkmanın meşruiyetine delalet etmektedir.

573 nolu Amr b. Şuayb hadisini Ebu Davud muttasıl olarak, İmam Malik mursel olarak rivayet etmiştir. Yani Ebu Davud'a göre, senedinde kesiklik yoktur. İmam Malik'e göre, senedinden bir sahabi düşmüştür.

574 nolu Muttalib hadisi ise, murseldir, yani senedinden bir sahabi düşmüştür. Ancak lafızlarının çoğu sahihayn'de zikredil­miştir.

Böylece hadis, istiska duasını daha kapsamlı ve umumi an­lamda yapmanın sünnet veya müstehab olduğuna delalet etmek­tedir.

575 nolu Abdullah b. Zeyd hadisinin aslı Buhari'dedir. Aynı zamanda birtakım farklı lafızlarla da rivayet edilmiştir.

İstiska duasını uzun tutmanın ve kıbleye yönelik bulun­manın, aynı zamanda hırka veya üstlüğü tersine çevirmenin meşruiyetine delalet etmektedir.

Bu son birkaç hadiste istiska namazından söz edilmemişse de, daha önceki sahih hadislerde bu namazdan açık şekilde bahse­dilmiş ve meşruiyeti kesinlik kazanmıştır.

 

Çıkarılan Hükümler
 

1- İstiska namazı iki rek'attir ve sünnettir.

2- İstiska namazında Fatiha ve zamm-ı sûre aşikar okunur.

3- İstiska namazı münferiden kılınabileceği gibi, cemaat ha­linde de kılınabilir.

4- İstiska namazı için ezan ve ikamet meşru kılınmamıştır.

5- Birinci rek'atinde Sebbih İsme Rabbîke, ikinci rek'atinde Ve'ş-Şemsî Ve Duhâhâ surelerini okumak müstehabdır. Başka sureler de okunabilir.

6- Namazdan sonra hutbe okunur. Hutbede sık sık istiğfar edilir.

7- Hutbeden sonra imamın kıbleye yönelmesi, sırtındaki ce­ket ve benzeri elbiseyi tersine çevirmesi, ellerini iyice kaldırıp dua etmesi ve duasını uzatması sünnettir.

8- İstiska duası, umuma teşmili dikkate alınarak yapılır.

9- Şafiilere göre, şehrin dışına çıkılmadan önce üç gün oruç tutmak, hayır ve iyilikte bulunmak, yapılan haksızlıkları gider­mek ve öylece çıkmak sünnettir.

10- Eski elbiseyle çıkmak ve yaşlıları, çocukları da çıkarmak müstehabdır:

11- Şafiilere göre, davarları da çıkarmak müstehabdır.

12- Birinci gün yağmur yağmadığında, ikinci ve üçüncü günler de aynı şeye devam edilmesi müstehab veya sünnettir.


Konu Başlığı: Ynt: İstiska (Yağmur Dileme) Namazı
Gönderen: Ceren üzerinde 13 Haziran 2018, 04:22:59
Esaelamu aleykum. Yağmur dileme namazi iki rekat ve sunnettir.Rabb bizleri yagmur duasını peygamber efendimizin sünnetine tabi kalarak yapan ve feyzine rahmetien erisen kullardan eylesin. RABBİM razi olsun bilgilerden kardeşim. ..


Konu Başlığı: Ynt: İstiska (Yağmur Dileme) Namazı
Gönderen: Mehmed. üzerinde 13 Haziran 2018, 17:24:31
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri Peygamberimizin yaptıklarını yapan yapmadıklarını yapmayanlardan eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun.


Konu Başlığı: Ynt: İstiska (Yağmur Dileme) Namazı
Gönderen: Sevgi. üzerinde 14 Haziran 2018, 04:21:22
Aleykümüsselam yağmur yağaması için namaz kılınıp dua edilebilir herşey Allah ın dilemesi ile olur inşaAllah