> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Ahkam Hadisleri > İslam ve Spor
Sayfa: [1] 2 3   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İslam ve Spor  (Okunma Sayısı 14526 defa)
28 Temmuz 2010, 17:27:03
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 28 Temmuz 2010, 17:27:03 »



İslam ve Spor
 


Spor, İngilizce bir kelimedir. Türkçemizde daha çökmeden eğitimi ve bazan da bununla birlikte eğlence de sağlayan yarışma anlamına ge­lir.

islâm, her yanı ve yönüyle insanın kalbine, ruhuna, bedenine ve günlük hayatının her bölümüne yönelen son dindir. O bakımdan evren­seldir ve kalıcıdır.

Dinimiz her vesileyle beden ve ruh sağlığımızı korumamızı emred­er. Bunun için kalbimizi, kafamızı ve ruhumuzu geliştirmemizi emret­miştir. Böylece beden eğitimiyle vücudumuzu geliştirip korumamız için birçok emir ve tavsiyeler, hüküm ve kurallar koymuştur.

Her şeyden önce günde beş vakit namaz, çok düzenli, sistemli ve dengeli bir hareket getirmekte, organlarımızın hemen hepsinin işlevini daha rahat yerine getirmesini kolaylaştırmakta, yormadan kasları geliştirmekte, kireçlenmeyi, yıpranmayı, uyuşukluğu önlemektedir. An­cak unutmamalıyız ki, namaz sadece bunun için farz kılınmış değildir. Bu kutsal ibâdet bir yandan ruhumuza bol gıda vermekte, kalbimizi te­mizlemekte, vicdanımızı arındırıp geliştirmekte, sinir sistemimizi düzeltmekte, bizi Allah'a daha çok yaklaştırmakta ve günlük hayatımızı denge ve düzene sokmamızı ilham etmekte, dünya ile âhiret, ruh ile beden, madde ile mâna arasında sağlam bir köprü oluşturmaktadır.

Yüce dinimiz, beden eğitiminde namaz kılmamızla da yetinmeme-mizi, birtakım sportif hareketlerde bulunmamızı tavsiye etmiştir. Zira Allah'a, ahiret gününe, Kur'ân'a ve Hz. Muhammed'e (a.s.) dosdoğru imân eden her mü'minin ruhuyla, bedeniyle gelişmiş bir kişi olması, hayatına hareket ve canlılık kazandırması vacibtir. Resûlüllah (a.s.) bu­nun için mü'minin vücutça da gelişmesini teşvik etmiştir. [1]

Yapılan ciddi araştırmalar neticesinde beden eğitiminin birçok ya­rarları olduğu anlaşılmış ve o bakımdan bütün dünya ülkelerinde spora geniş yer verilmiştir. Ancak bunun faydah olanıyla zararlı olamm.birbi-rinden ayırıp ona göre bir yol izlemek gerekir. Aksi halde sırf amaçsız bir heyecandan öteye geçmez ve bu uğurda milyarlarca saatler boş yere akıp gider; gençlerin çok kıymetli enerjileri hedefini bulmamış olur.

Beden eğitimi vücudun çeşitli dokularına, organlarına kuvvet ka­zandırır. Tabii bu düzenli ve seviyeli olduğu takdirde böyledir. Kasların çalışmasını kolaylaştırır, onlara düzen ve güç verir. Kemikleri sıkı tutar, beden biçimsizliklerini Önler. Kasların iyi çalışması üzerine solunu­mun çapı genişler. Durgun haldeyken ancak 3,5 litre hava alabilen akciğerler 5-6 litre hava almaya başlar. Vücûda giren oksijen artar, kan dolaşımı hızlanır, damarlar rahat çalışır. Şüphesiz beden hareketleri­nin kalb üzerindeki etkileri de çok önemlidir. Sportif hareketler netice­sinde kalb damarlara her defasında 120 santimetre kübe kadar kan gönderebilir. Beden hareketi yapmayanlarda ise bu miktar 50-60 san­timetre küp'ü geçmez.

Ancak yaşa göre hareketi ayarlamak çok önemlidir. Gençlerin ' hem beş vakit namazla birlikte seviyeli birtakım sportif hareketlerde bulunması çok lüzumludur. Yaşlılarda ise beş vakit namazla birlikte bir de günde bir saat kadar yürümek oldukça faydalıdır.

İbâdetle ve bazı beden eğitimiyle ilgili hareketlerle sağlam, denge­li, iyi çalışan bir vücut, insanı birçok tasalardan, üzüntülerden kurtarır. insanı hayata bağlar.

Böylece beden eğitiminin hem ruh, hem de zihin faaliyetleri üzerinde çok olumlu tesiri söz konusudur.

Bunun için Resûlüllah (a.s.): "Çocuklarınıza atıcılık ve yüzücülük öğretin" buyurmuştur. Kendisi de gençliğinde Rükâne ile güreş müsabakası yapmış ve ünlü güreşçi Rükâne'yi birkaç defa yen­miştir. Aynı zamanda Hz. Aişe validemizle evlendikten sonra birkaç defa koşu yaptığını sahîh kaynaklarımız haber vermektedir.

islâm Dini spor konusunda daha çok atıcılığa, yüzücülüğe, at koşuculuğuna ve koşuya yer vermiş ve bunu kumar oyununun dışında tutmuştur. Zira spordan maksat, ruh, akıl, zihin ve beden gelişmesini sağlamak, bedeni kuvvetlendirip sağlıklı bir ömür yaşamaktır. [2]

 

Konuyla İlgili Hadisler
 

Ebû Hüreyre (r.a.) den yapılan rivayette, adı geçen, Resûlüllah'ın (a.s.) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Yarış ancak deve, at ve ok ile olur." [3]

îbn Ömer (r.a.) dan yapılan rivayette, Resûlüllah (a.s.), iyiccş beslenip geliştirildikten sonra sıcak bir odaya konulup iyice terlemesini sağlayarak vücudundaki suyu dışarı atılmış idmanlı atlar arasında Hafyâ'dan tâ Senniyetü'l-Vedâ'a ve belirtilen şekilde beslenmeyip idman edilmeyen atlar arasında ise, Seniy-etü'l-Vedâ'dan tâ Benî Züreyk Mescid'ine kadar yarış tertipledi." [4]

Bu,hari'nin rivayetine göre, Hafyâ ile Seniyyetül-Veya arası altı mil; Seniyyetü'1-Vedâ' ile Beni Züreyk Mescidi arası bir mil mesafede idi.

îbn Ömer (r.a.) dan yapılan rivayette, adı geçen şöyle demiştir: "Peygamberimiz (a.s.) atlar arasında yarış yaptırır ve yaşı yarışa elverişli olanlara üstünlük tanırdı." [5]

Enes (r.a.) den yapılan rivayette, kendisine soruldu:

-  Resûlüllah (a.s.) zamanında (at veya deve) yarışı yapar mıydınız? Resûlüllah (a.s.) de (at veya deve) yarışı yapar mıydı?

- Evet. Allah'a andolsun ki, Resûlüllah (a.s.), adı Sebha olan at üzerinde yarış yaptı ve atı diğer ihsanların atlarını geçti. Bu­nun üzerine Resûlüllah (a.s.) sevindi ve o atını beğendi, diye ce­vap verdi. [6]

Yine Enes (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle, demiştir: "Resûlüllah'ın (a.s.) Adbâ' adında bir devesi bulunuyordu. Yarışta onun önüne geçen olmazdı. Sonra yarışa çok elverişli bir deve üzerinde bir bedevi geldi ve yarışta Resûlüllah'ın (a.s.) devesini geçti. Bu olay müslümanlara pek ağır geldi ve hayretle­rini ifade ederek: "Adbâ'nın önüne geçildi, Adbâ müsabakayı kaybetti!" dediler. Bunun üzerine Resûlüllah (a.s.) şöyle buyur­du: "Cenâb-ı Hak üzerine bir haktır ki, dünyada ne kadar bir şeyi yükseltirse, mutlaka onu aşağı indirir." [7]

 

Hadislerin Işığında Müctehidlerin İstidlal ve İhticacları
 

a) Hanefîlere göre, müsabaka (yarışma) nın caiz olabilmesi için birtakım şartların gerçekleşmesi söz konusudur:

1- Yarışmanın şu dört şeyden biriyle yapılması,

Deve, at, ok ve ayak... Hanefîlerin müsabakayı bu dört şey ile sınırlamaları pek isabetli değildir. Zira günümüzde artık ok atıcılığı bir eğlence olsun diye yapılmaktadır. Oysa ok yarışma İslâm, savaşta çok lüzumlu olduğu için yer vermiş bulunuyor. O halde ateşli silâhlarla yarış bugün ok yarışının yerini almış bulunuyor. Binicilik, at ve deve yarışı da öyle. Bu iki hayvan da savaşlarda çok iş görmekte idiler. Günümüzde artık atların savaşlarda kullanılması yok denecek kadar azalmıştır. Bununla beraber biniciliği öğrenmekte, bu hususta yarışlara katılmakta bir sakınca yoktur. Ayak koşusuna gelince, Resûlüllah'ın (a.s.) Hz. Aişe validemizle koşup yarıştığı sahîh rivayetlerle sabit olmuştur..

2- Yarış için ödül koymanın tek taraftan olması,

İki taraf da ödül veya belirlenen bir miktar mal veya para ortaya koyar ve kazananın bu ödül veya mal ve parayı alması kararlaştırılırsa, bu kumara dönüşür ve İslâm'a göre haram olur. Ancak yarışacak iki kişi arasında bir üçüncü şahıs girer de "ikinizden kim kazanırsa ona şu kadar ödül veririm" derse, bu kumar kapsamına girmez ve caiz olur. [8]

b) Şâfiîlere göre, müsabaka ve münadale (at, deve ve benzeri şeyle yarışmak ve bir de ok atıcılıkta yarışmak) sünnettir. Buna karşılık olarak bir şey almak helâldir.

Atıcılıkta ok söz konusu olduğu gibi, savaşta işe yarayan her ale­tle, meselâ mızrak, taş, mencînik gibi aletlerle de yarışmak caizdir.

Bunun gibi at, fil, merkeb ile yarışmak da caizdir. Satranç ve ben­zeri oyunlarla yarışmak caiz değildir.

Müsabaka için tek taraflı olmak şartiyle ortaya konan mal veya para miktarının belli olması ve bilinmesi şarttır, iki taraftan birinin bir mal ve para koyması caiz olduğu gibi, müsabakaya katılmayan bir üçüncü şahsın, müsabakaya katılanlardan kazanana belli bir mal veya para vermesi de caizdir. [9]

Anlaşıldığı üzere, bu konuda Hanefîlerle Şâfiîler arasında pek az fark bulunuyor. Hanefîler müsabakayı dört şey ile sınırlarken Şâfiîler bu sınırı hayli geniş tutmuşlardır.. Şüphesiz Şâfiîlerin bu tarz içti­hadında isabet vardır.

c) Hanbelîlere göre de, müsabaka sünnet ve icma' ile sabit olmuştur ve caizdir. Bir ivaz karşılığı müsabaka ancak şu üç şeyde caiz olur: At, deve ve atıcılık. Zira bu üçü de savaşlarda işe yaramaktadır.

Ancak müsabaka bu üç şeyle sınırlı değildir. Binek hayvanları, özellikle at, ayak, gemi, mızrak ve diğer alet ve hayvanlarla müsabaka caizdir.

Müsabaka genel anlamda ikiye ayrılır:

a) Bir ivaz olmaksızın yapılan müsabaka,

b) Bir ivaz ile yapılan müsabaka...

ivazdan maksat, iki taraftan birinin bir mal veya para ortaya koy­ması veya üçüncü bir şahsın kazanacak olana bir mal veya para vaadet-mesidir.

Bu mezhebe göre, ivaz karşılığı müsabaka her şeyde değil, sadece şu üç şey ile yapıldığında caizdir: At, deve ve ok... Bunların dışında savaş için gerekli olan diğer şeylerle müsabaka caizse de bir ivaz karşılığı caiz değildir. [10]

 

Tahliller ve Rivayetler
 

319 no'lu Ibn Ömer hadîsi hakkında Ebû Dâvud ve el-Münzirî bir görüş beyân etmemişlerdir. Ibn Hibban bu hadîsi sahîhlemiştir. Zaten Ebû Davud'un susması, onun sıhhatına delâlet eden bir karine olarak bulunuyor. Hadîs at yarışının cevazına açık delil olarak bulunuyor.

320 no'lu Enes hadîsini Ahmed b. Hanbel tahrîc etmiş ve ricalinin hepsi sikadır. Aynı zamanda hadîsi Dâremî, Dârekutnî ve Beyhakî de tahrîc etmişlerdir.

321 no'lu Enes hadîsi de sahîh olup istidlale salihtir. Resûlüllah'm (a.s.) deve ve at yarışlarını teşvik etmesiyle birlikte bazan kendisinin veya devesinin de yarışlara katıldığı olmuş...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İslam ve Spor
« Posted on: 19 Nisan 2024, 12:53:28 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İslam ve Spor rüya tabiri,İslam ve Spor mekke canlı, İslam ve Spor kabe canlı yayın, İslam ve Spor Üç boyutlu kuran oku İslam ve Spor kuran ı kerim, İslam ve Spor peygamber kıssaları,İslam ve Spor ilitam ders soruları, İslam ve Spor önlisans arapça,
Logged
22 Haziran 2014, 21:51:35
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« Yanıtla #1 : 22 Haziran 2014, 21:51:35 »

Her şeyde olduğu gibi sporu da abartmamak lazım hele de ibadetlerimize ve günlük görevlerimize engel olacak durumdaysa.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

22 Haziran 2014, 23:11:30
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 22 Haziran 2014, 23:11:30 »

Esselamu aleyküm.Spor yapmak vücuda çok yararlı,sağlıklıdır.Ama ibadeti aksatmayacak şekilde,harama girmeyecek şekilde.Aslın da günde 5 vakit namaz kılmak zaten spor yapmak gibidir.Ruhen ve bedenen seni rahatlatır.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

22 Haziran 2014, 23:53:15
Rüveyha
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.764


« Yanıtla #3 : 22 Haziran 2014, 23:53:15 »

Ve aleykümüsselamEvet günlük aktivitelerimiz, bizleri Rabbimizden uzaklaştırmamalı..Ama kapanmaya engel olmasaydı, çok iyi bir yüzücü olmayı çok isterdim..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

01 Nisan 2015, 13:23:23
MELİKE 7D

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 333



« Yanıtla #4 : 01 Nisan 2015, 13:23:23 »

Spor, İngilizce bir kelimedir. Türkçemizde daha çökmeden eğitimi ve bazan da bununla birlikte eğlence de sağlayan yarışma anlamına ge­lir.islâm, her yanı ve yönüyle insanın kalbine, ruhuna, bedenine ve günlük hayatının her bölümüne yönelen son dindir. O bakımdan evren­seldir ve kalıcıdır.Dinimiz her vesileyle beden ve ruh sağlığımızı korumamızı emred­er. Bunun için kalbimizi, kafamızı ve ruhumuzu geliştirmemizi emret­miştir. Böylece beden eğitimiyle vücudumuzu geliştirip korumamız için birçok emir ve tavsiyeler, hüküm ve kurallar koymuştur.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1] 2 3   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes