Konu Başlığı: İhtiyari Ve İztirari Hallerde İkindi Vaktinin Evveli İle Sonunu Belirlemek Gönderen: Zehibe üzerinde 21 Ağustos 2010, 08:57:24 İhtiyari Ve İztirari Hallerde İkindi Vaktinin Evveli İle Sonunu Belirlemek
İkindi namazının vakti hakkında farklı ictihad ve ihticacları daha önce nakletmiş bulunuyoruz. Konunun önemine binâen biri ihtiyarî, diğeri iztirari hallerde bu namazın ilk vakti ile son vakti hakkında birtakım rivayetler, tesbitler ve görüşler söz konusudur. Onları nakletmek suretiyle mes'eleye açıklık getireceğiz. İlgili hadîsler: Abdullah b. Amir (r.a.)'dan yapılan rivayette, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Öğle namazının vakti, ikindi vakti hazır olmadığı (girmediği) süre devam eder. İkindi namazının vakti, güneş sararmadığı süreye kadardır. Akşam namazının vakti, ufuktaki kızıllığın yayılması sakıt olmadığı (kaybolmadığı) süreye kadardır. Yatsı namazının vakti, gece yarısına kadardır. Sabah namazının vakti, güneş doğmadığı sürecedir."[62] Enes (r.a.)'den yapılan rivayette, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'den şunu işittiğini söylemiştir: "İşte o münâfıkın namazıdır, oturur da güneşi gözler, tâki şeytanın iki boynuzu anasında olunca (doğmak ve batmak üzere iken) kalkıp (kuş gibi) gagasını yere vurup kaldırır da dört rek'at namaz kılar ve Allah'ı pek az anar."[63] Ebû Musa (r.a.)'den yapılan rivayette, Peygamber (a.s.) Efendimiz'e bir soru soran geldi de namaz vakitlerinden sordu. Peygamberimiz hiçbir sözle ona cevap vermedi ve fecir açıldığı zaman Bilâl'e emretti, o da sabah namazı için ikamet getirdi ki, neredeyse insanlardan bir kısmı bir kısmını tamıyamıyordu, (ortalık henüz karanlık idi). Sonra güneş gökkubbesinin ortasından batıya meyledince öğle namazı için ikamet getirmesini emretti. Sonra emretti ikindi namazı için ikamet getirdi ki, güneş henüz yüksekte idi. Sonra güneş batınca da akşam namazı için ikamet getirmesini emretti. Şafak kaybolunca da yatsı namazı için ikamet getirmesini emretti. Sonra ertesi gün sabah namazını geciktirdi, o kadar ki sözcü "güneş doğdu veya doğmak üzeredir" dedi. Öğle namazını geciktirdi, öyle ki, bir gün önceki ikindi vaktine yakın bir zamanda kıldı. Sonra ikindi namazını geciktirerek kıldı, o kadar ki, namazı bitirince sözcü, güneş iyice kızarıverdi. Sonra akşam namazını ufuktaki kızıllık kaybolmasına az kalıncaya kadar geciktirdi. Diğer bir rivayette: Kızıllık kaybolmadan akşam namazını kıldı. Yatsı namazını geciktirdi, öyle ki gecenin ilk üçte biri oldu. Sonra sabah olunca soru soranı çağırdı ve şöyle buyurdu: "Vakit, şu ikisinin arasıdır."[64] Hadislerin açık delâletinden anlaşılan hükümler: 1- Öğle namazının vakti, ikindi vakti girinceye kadar devam eder. 2- İkindi namazının vakti, güneş sararıncaya kadar sürer. Ondan sonra kerahet vakti başlar, o günün ikindi namazını kılmamış olan kerahetle kılmış olur. 3- Akşam namazının vakti, ufuktaki kızıllığın yayılıp henüz kaybolmadığı zamana kadar devam eder. Ondan sonra ortaya çıkan beyazlığın kaybolmasına kadar devam edip etmiyeceği ihtilâf konusudur. 4- Yatsı namazının vakti, gece yarısına kadardır. Bu, afdal olan süredir. Ondan sonra fecir doğuncaya kadar devam eder. 5- Sabah namazının vakti, güneş doğuncaya kadar sürer. 6- İkindi namazını zaruret olmadığı halde güneş sararıp gözün fer'ini almayacak duruma gelinceye kadar geciktirmek mekruhtur. Buna "münafık namazı" denir. Sabah namazını da yine zarurî bir hal yokken güneş doğmasına az kala bir zamana geciktirmek mekruhtur. 7- Öğle namazı, güneş batıya meyledince (zeval vaktini aşmaya başlayınca) kılınır. 8- İkindi namazı, güneş henüz yüksekte iken (her şeyin gölgesi bir mislini bulunca) kılınır. 9- Akşam namazı, güneş ufukta batınca kılınır. 10- Yatsı namazı, ufukta beliren kızıllık kaybolunca kılınır. 11- Sabah namazı, güneşin doğmasına az bir süre kalıncaya kadar kılınır. 12- Öğle namazı, her şeyin gölgesi bir misline yaklaşıncaya kadar kılınabilir. 13- İkindi namazı, güneş kızarıp sararıncaya kadar kılınabilir. 14- Akşam namazı, ufuktaki kızıllık kaybolmaya yüztutarken kılınabilir. 15- Yatsı namazı gecenin ilk üçte biri geçinceye kadar geciktirilip kılınır. 16- Her namaz için iki vakıtta kılınması gösterildikten sonra, her namazı o iki vaktin ortasında kılmak afdaldır. 17- İhtiyari hallerde ikindi namazını, her şeyin gölgesi bir misliyle iki misli ortasındaki zamanda kılmak afdaldır. Iztırarî hallerde ise güneş sararmaya yüztutmaya başlayınca kılınabilir. Tesbitler ve tahliller: Abdullah hadisi, ikindi namazının güneş sararıncaya kadar vaktinin uzadığına delâlet ediyor. Böylece güneş batmadan önce kılındığı takdirde eda edilmiş sayılır. Cumhur da bu görüştedir. İmam Ebû Hanîfe ise, ikindi vaktinin sonu, güneşin sarardığı, gözün fer'ini almayıp batmaya yaklaştığı zamandır, demiştir. Cibril hadîsiyle istidlal edenler ise, ikindi vaktinin sonunun dikey cisimlerin gölgesinin -fey-i zeval hariç- iki mislini buluncaya kadar devam edeceğini, ondan sonraya geciktirildiği takdirde ancak kaza edilebileceğini söylemişlerdir. Hatırlanacağı üzere, Melek Cibril birinci gün, her şeyin gölgesi bir mislini bulunca, ikinci gün iki mislini bulunca ikindi namazını kıldırdıktan sonra "ikindi vakti bu iki vaktin ortasıdır" demiştir. Cibril'in bu açıklaması, ihtiyarî vakti belirlemeye yöneliktir, ikindi vaktinin tamamını kapsayan bir ölçü değildir. Aynı zamanda Cibril hadisi diğer hadisleri neshedir mahiyette de değildir. Cumhur da aynı görüştedir. Güneş sarardıktan sonra kılınacak ikindi namazı -zorlayıcı bir sebep yoksa- münafık namazı sayılır. Çünkü kişi bu hususta mazur kabul edilemez. Yine cumhurun mezhebine göre, ikindi namazının ilk vakti, her şeyin gölgesi bir mislini bulunca başlar. Cibril hadisinde de bu net biçimde belirtilmiştir. İmam Ebû Hanife'nin, iki mislini bulunca başlar, diye ictihadda bulunması pek rağbet görmemiştir. İlim adamlarının çoğu, bir mislini bulunca başlar görüş ve ictihadını benimsemiştir. İmam Nevevî sıraladığımız hadîslerin ışığı altında ikindi vaktinin beş vakti vardır, demiştir: 1- Fazilet, 2- İhtiyar, 3- Kerahetsiz cevaz, 4- Kerahetle birlikte cevaz, 5- Özür vakti... Fazilet vakti: İlk vakittir, yani her şeyin gölgesi bir mislini bulduğu zamandır. İhtiyar vakti: Her şeyin gölgesi iki mislini buluncaya kadar devam eder. Cevaz vakti: Güneş sararmaya yüz tuttuğu zamandır. Kerahetle birlikte cevaz vakti: Güneş sarardıktan sonra batıncaya kadar geçen zamandır. Özür vakti: Yolculuk halinde olup, öğle ile ikindi namazını birleştirip bir arada kılındığı zamandır. İkindi namazı bu beş vakitten birinde kılınınca eda sayılır. Güneş battıktan sonraya kalırsa, kazaya kalmış olur. Hadîslerin delâletinden ayrıca, akşamın iki vakti olduğu ve batı ufkunda beliren şafakın kızıllık olduğu ve öğle namazı vaktinin bitmesiyle ikindi vaktinin girdiği anlaşılıyor. Sonra da yatsı namazını gece yarısına geciktirmenin caiz olduğuna delâlet ediyor. Akşam namazının vaktinin kızıllığın kaybolmasıyla sona ereceğine delâlet eden bir diğer hadisin meali şöyledir: "Şafak (ufukta beliren) kızıllıktır. Şafak kaybolunca (ikindi) namazı vâcib olur."[65] Beyhakî bu hadîsi sahihlemiştir: 27 Nolu Enes hadisini Ebû Davud, "İşte o münafık namazıdır" ve "şeytanın iki boynuzu arası..." lâfızlarıyla birlikte rivayet etmiştir. Şeytanın iki boynuzundan maksat nedir? İlim adamları farklı yorumlarda bulunmuşlardır: Kimine göre, bu zahiri ve hakikati üzeredir. Böylece güneş doğarken ve batarken şeytanın boynuzları arasına muvazi olarak doğar ve batar, denilmiştir. Çünkü kâfirlerden Güneş'e tapanlar, ona doğarken ve bir de batarken secde ederler. Kimine göre ise, bu mecazî bir tabirdir. Şeytan bir anda doğu ve batıda bulunabilir. Güneş doğarken ve batarken mü'minleri namazdan alıkoymak için durmadan sinyal verir. O bakımdan Resûlüllah (a.s.) sözü edilen tabiri kullanmıştır. İkindi namazını güneş sararıncaya kadar geciktirmenin de mekruh olduğu bu hadîsten anlaşılıyor. 29 nolu Ebû Musa hadîsi sahihtir. Aynı zamanda akşam namazı için iki vakit bulunduğunu isbatlar ve ikindi namazının güneş sararıncaya kadar geciktirilmesinin caiz olduğuna delâlet eder. Bu hadis, Cibril hadîsinden, sonra söylenmiştir. Beyhâki ve Darekutnî'ye göre, Cibril hadîsi Mekke'de, bu hadis ise Medine'de söylenmiştir. Çıkarılan Hükümler: 1- İkindi namazı, dikey cisimlerin gölgesi bir mislini bulunca kılınır. Bu onun afdal olan vaktidir. Ancak İmam Ebû Hanife'nin ictihadı buna muhaliftir, ona göre iki mislini bulunca başlar ve afdal olan vakitte odur. 2- İkindi vakti güneş iyice sararıp batmasına az kala bir zamana kadar devam eder. 3- Güneş iyice sararınca ikindi namazını kılmak kerahetle caizdir. 4- Akşam namazının vakti, çoğu ilim adamlarına göre, batı ufkunda beliren kızıllığın kaybolmasına kadar devam eder. İmam Ebû Hanîfe'ye göre, kızıllıktan sonra beliren beyazlığın kaybolmasına kadar devam eder. 5- Yatsı namazının vakti, akşam namazının vakti sona erince başlar ve fecir doğuncaya kadar devam eder. Afdal vakti, ilk vaktidir. Gecenin üçte biri geçinceye kadar geciktirmek de uygundur. Gece yarısına geciktirmekte bir sakınca yoktur. |