๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Hadisleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 15 Ağustos 2010, 05:31:15



Konu Başlığı: İhramla İlgili Mikatlar
Gönderen: Zehibe üzerinde 15 Ağustos 2010, 05:31:15
İhramla İlgili Mikatlar
 

Hac ibadeti için biri zaman, diğeri mekan olmak üzere iki ayrı mikat, yani belirlenmiş zaman ve belirlenmiş mekan vardır. Cenab-ı Hakk Kur'an'da haccm vaktini şöyle belirlemiş bulunuyor: "Sana hi­lallerden soruyorlar, de ki: O, insanların yararına ve bir de hac için vakit ölçüleridir.." [112]. "Hac bilinen aylardır (Şevval, Zilkade, Zilhicce); kim o aylarda haccı (ihrama girerek sesini lebbeyk nidasıyle yükseltip) kendine farz ederse, artık ne cin­si yaklaşma ve benzeri davranışlar, ne şer'i sınırı aşma, ne sövüşme, tartışma, ne de sürtüşme ve kavga vardır.." [113].

Burada ise mekanla ilgili inikatlardan söz edeceğiz. Hac için ih­rama girip niyet ederken ve telbiye getirirken mutlaka belirlenen mi-katta mı buna başlamak gerekiyor, yoksa mikat yerine gelmeden önce de ihrama girmek caiz midir?

Bu konuda farklı yorum ve ictihadlar söz konusudr. O bakımdan önce ilgili hadisleri, sonra da müctehidlerin istidlal ve ih-ticaclarmı nakledeceğiz. [114]

 

İlgili Hadisler
 

îbn Abbas (r,a.) dan yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle haber vermiştir:

"Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz, Medineli'ler için Zülhuleyfe'yi, Şamlı'lar için Cuhfe'yi» Necdli'ler için Karne'l-menazil'i ve Yemenliler için Yelemlem'i tevkît etti, (mikat ola­rak belirledi) ve şöyle buyurdu: "Bunlar onlar için ve bir de onlardan başka hac ve umre yapmak üzere gelenler için (mikat'dır). Artık sözü edilen yerlerin (dışında değil) içinde (mikatla Mekke arasında) bulunanların ise, mikatları kendi ehlinin bulunduğu yerdir. Böylece Mekke halkı da (hac için) Mekke'de telbiye için seslerim yükseltip (mikat olarak Mekke'de ihrama girerler)." [115]

îbn Ömer (r.a.) dan yapılan rivayete göre, Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Medine halkı Zülhuleyfe'den iti­baren telbiye ile seslerini yükseltirler; Şam ehli Cuhfe'den iti­baren telbiye ile seslerini yükseltirler; Necd ehli Karn'den i -baren telbiye ile seslerini yükseltirler."

îbn Ömer (r.a.) devamla diyor ki: "Bana anıldı ama ben Re-sulüllah'ın (s.a.v.) "Yemen halkının telbiye ile sesini yükselteceği yer (mikat) Yelemİem'dir" dediğini duymadım." [116]

îbn Ömer (r.a.) dan yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle habervermiştir:

"Şu iki şehir (Basra ile Küfe) fetholunduğu zaman, ora halkı Ömer b. Hattab'a (r.a.) gelip dediler ki: "Ya Emirel-mü'minin! Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz Necd halkı için (mikat olarak) Karn'ı belirlemiş ve orası bizim yolumuzdan meyi et­mekte (biraz sapa kalmakta) dır. (Hac veya umre için) Karn'e gelecek olursak, bu bize meşakkatli olur.." Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a.) onlara: "Siz artık kendi yolunuzdan (gelin ve) Karn'ın hizasını gözetin" diye buyurdu. Ravi îbn Ömer devamla diyor ki: "Hz. Ömer (r.a.) böylece onlara mikat olarak Zat-i Irk'ı belirlemiş oldu." [117].

Hz. Aişe (r.a.) dan yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir:

"Şüphesiz Peygamber (s.a.v.) Efendimiz Irak halkı için Zat-i Irk'ı (mikat olarak) belirledi." [118].

Ebu Zübeyr 'den yapılan rivayete göre, Cabir (r.a.) den mikat ye­rinden sorulduğunu ve Cabir'in (r.a.) şöyle cevap verdiğini duy­muştur: "Medine halkının mikatı Zülhuleyfe'dendir ve diğer bir yol olarak da Cuhfe'dendir. Irak halkının mikatı, Zat-i Irk'dandır; Necd halkının mikatı Karn?dendir; Yemen halkının mikatı, Yelemlem'dendir,"[119]

Enes (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle haber ver­miştir:

"Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz dört umreyi Zilkade ayında yaptı, ancak haccıyla birlikte yaptığı umreyi değil (onu Zil­hicce ayında yapmış oldu). Dört umresine gelince: Biri Hudey-biye'de, biri ondan sonraki yılda, biri Ci'rane'de ki -o sırada Hunayn ganimetlerini taksim ediyordu-, biri de haccıyla bir­likte yaptığı umre.." [120]

Hz. Aişe (r.a.) dan yapılan rivayette, adı geçen diyor ki:

"Resulüllah (s.a.v.) Bendimiz el-Muhassaba inip konak­ladı ve Ebu Bekr oğlu Abdurrahman'ı çağırarak ona şöyle buyurdu: "Kızkardeşini al da Harem'in dışına çık; o umre için telbiye getirip niyet etsin. Sonra gelip Beytullah'ı tavaf etsin ve ben sizi burada bekliyeceğim."

Hz. Aişe (r.a.) devamla diyor ki: tfKardeşimle birlikte çıktık ve (belirlenen yerde, yani mikatta) niyet edip telbiye getirdim ve sonra gelip Beytullah'ı tavaf edip Safa ile Merve arasında sa'yettim ve dönüp Resulüllah'a (s.a.v.) gittiğimizde, O bulun­duğu yerde bizi bekliyordu ki, vakit gece idi. Bana: "Tamamlayıp geldin mi?" diye sordu. Ben de: "Evet.." dedim ve Resulüllah (s,a.v.) ashabına yola çıkmak için duyuruda bulun­du. Kendisi de çıkıp Beytullah'ı tavaf etti, sonra sabah na­mazını kıldı ve Medine'ye hareket etti." [121]

Ümmu Seleme (r.a.) dan yapılan rivayete göre, adı geçen .şöyle haber vermiştir:

"Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz'den duydum, buyurdu ki: "Kim Mescid-i Aksa'dan umre veya hac için niyet edip telbiye ile sesini yükseltirse, geçmiş günahları bağışlanır." [122]

İbn Mace bu hadisi sadece "umre için niyet.." lafzıyla naklet­miş, "hac için" lafzına değinmemiştir. [123]

 

Hadislerin Işığında Müctehidlerin İstidlal ve Îhticacları
     

a) Hanefîlere göre: Mevakıyt, "mikat" m çoğuludur. Buj tabir veya isim, belirli vakit ile belirli yer arasında müşterek bir anlam taşımaktadır. Burada ise, sadece belirli yer kasdedilmiştir. Çünkü konu, hac veya umre için Mekke dışından gelenlerin nerede ihrama girip telbiye getirmeleriyle ilgili bulunuyor. Öyle ki belirlenen bu yer­lerden ancak ihramlı bir vaziyette geçmek caizdir.

Mekke dışından gelenler için beş mikat belirlenmiştir. Mekke ve Haram ehli için ise, inikat onların bulunduğu yerin kendisidir.

1- Medineli'ler için Zülhuleyfe

2- Şamlılar için Cuhfe,

3- Iraklılar için Zat-i Irk,

4- Necdli'ler için Kam,                 

5- Yemenliler için Yelemlem..                                       

Zülhuleyfe, Medine'yle Mekke arasında olup Medine'ye döjrt mil, Mekke'ye 300 mil uzaklıkta bulunan bir yerin ismidir.           

Cuhfe, İmam Nevevî'nin tesbitine göre, Mekke'ye üç merhale (konak) Medine'ye sekiz merhale mesafede bulunan bir yerin ismidir.

Zat-i Irk, Mekke'ye 46 mil Uzaklıkta "Irk Dağı" mn bulunduğu yerin adıdır.

Karn, Arafat'a yakın uzunca bir dağın adıdır ki Mekke'ye iki merhale mesafededir.

Yelemlem, Tihame dağlarından birinin adıdır ki, Mekke'nin güneyinde olup arada iki merhale bir mesafe bulunmaktadır.

Mekke dışından gelenin hangi yoldan gelirse gelsin, bu inikat­lardan birine varınca veya onun hizasına ulaşınca ihrama girmesi kracip olur. Buraları ihramsız geçmek haram sayılır. [124]

Bununla beraber hac veya umre için Mekke'ye gelenlerin, mika-!ta varmadan ihrama girmelerinde bir sakınca yoktur. Bundan dolayı bir mahzur söz konusu değilse, daha önce ihrama girmenin efdal olduğunu söyleyenler var..

Mikatla-Mekke arasında eyleşen kimselerin ihramsız bir vaziy­ette Mekke'ye girmeleri helaldir. Bunların ise, gerek hac, gerekse umre için belirlenen mikatı, hil sınırlarının dahilidir, yani inikatlarla Mekke arasındaki yerdir. Yoksa Harem dışındaki "hil" değildir.

Mekke halkının hac için mikatı, Harem'dir; umre için ise, hildir. Aynı zamanda hil sınırlarındaki Ten'im'i seçmeleri efdaldır. [125]

b) Şafiîlere göre: Hac için ihrama girmenin vakti, Şevval, Zil­kade ve Zilhicce'nin ilk on günüdür. Belirtilen bu ayların dışında başka bir zaman hac için niyet edip ihrama giren kimsenin bu ihramı umre için geçerli olur. Sahih olan görüş ve tesbit de budur. Zira yılın her vakti umre için ihrama girmeye müsaittir.

Mikat-ı Mekani, yani yerle ilgili mikat ise, Mekke'de ikamet edenler için Mekke'nin kendisidir. Bazısına göre, Harem'in her yanıdır. Mekke dışından gelenler için, mikat, Mekke'nin veya Ha­rem'in kendisi değil, onlar için geldikleri bölgeye göre bir takım yerl­er belirlenmiştir:

Medineli'ler için Zülhuleyfe; Şam ve Mısırlılar ve bir de batı ci­hetinden gelenler için Cuhfe; Yemenliler için Yelemlem; Necdli'ler için Karn ve doğu cihetinden gelenler için Zat-i.Irk mikat olarak be­lirlenmiştir.

Efdal olan şudur ki, hac veya umre için gelenlerin mikatm evve­linden ihrama girmeleridir. Bununla beraber mikatm son sınırında da ihrama girmek caizdir.

Bir yol tutup gelen ve yolu sözü edilen inikatlardan birine uğramayan kimse, geldiği cihete yakın olan. mikatm hizasına gelince ihrama girer. Bu hizayı kesin bilmeyenler ise, Mekke'ye iki merhale (konak) kala ihrama girerler.

Evi mikatla Mekke arasında olan kimsenin mikatı, kendi evidir.

Mikatı ihramsız geçen kimsenin geri dönüp orada ihrama girmesi gerekir. Ancak vakit dar olur da buna imkan bulamazsa, veya yolda düşman ve benzeri engeller bulunursa, o takdirde dönmez, fa­kat vacibi terkettiğinden dolayı bir koyun keserek kan akıtır.

Harem'de oturanlar, umre için ihrama girmek istediklerinde, hil sınırına geçerler, bununla beraber o sınıra geçmeden ihrama girip umre yaparsa, bu da kafi gelir. Ancak bir koyun kesmesi vacip olur. [126]

Harem dahilinde oturan kimse, hil sınırına girmeden ihrama girer ve sonra gelip o sınırı aşarsa, o takdirde kendisine kan akıtmak vacip olmaz.

Hil sınırına girince en üstün mikat, Ci'rane'dir, sonra Ten'im, sonra da Hudeybiyye'dir. [127]

c) Hanbelîlere göre: Diğer iki mezhepte olduğu gibi, Mekke dışından hac veya umre için gelenlere, geliş yollarına ve cihetlerine göre beş mikat belirlenmiştir. Böylece Hanbelîler de diğer mezhep imamları gibi, ilgili hadislerle istidlal ve ihticac etmişlerdir.

Mekke halkı ise, Mekke'de niyet edip ihrama girerler; yani on­lar için mikat Mekke'nin kendisidir. Ayrıca doğu cihetinden gelenler için Zat-i Irk mikat olduğu gibi el-Akiyk de olabilir. Bununla ilgili ha­disi imam Tirmizî hasenlemiştir. îhn Abdilber de el-Akiyk'in evla olduğuna dikkat çekmiştir. [128]

Mekke halkı umre yapmak istedikleri zaman, onlar için mikat, hil bölgesidir. Hac yapmak istedikleri zaman, inikatları Mekke'nin kendisidir. Mekke halkı ister yerlisi olsun, ister bir süre orada ikam­et eder olsun farketmez. Her ikisi için de durum aynıdır.

Nitekim umre yapmak isteyen Hz. Aişe'nin (r.a.) Ten'im'e gidip niyet etmesi, bunun açık delil ve misallerinden biridir. Çünkü o sırada Hz. Aişe Mekke'de hac menasiki için bulunuyordu. Ten'im ise, Mekke'ye en yakın olan mikattır.

Evi mikatla Mekke arasında olanların mikatı, yani ihrama gire­cekleri yer, kendi bulundukları yerdir.

Yolu mikata uğramayanlar kendilerine en yakın olan mikatm hizasına gelince niyet edip ihrama girerler.

Muhtar olan kavle göre, mikata gelinmeden ihrama girmemek laha uygundur. Bununla beraber mikata gelmeden niyet edip ihrama Tiren kimse için de bu kafi gelir.

Hac ve umre ibadetini kasdetmeyip mikatı ihramsız geçene bir şey gerekmez. î^itekim Resulüllah (s.a.v.) Efendimizle ashabı iki defa Bedir mevkiine geldikleri halde Zülhuleyfe'yi geçince ihrama girme­diler. Çünkü amaçları nüsük değil, cihad idi. [129]

Ama Mekke'yi kasdedip gelenlerin, niyetleri, nüsük olmasa bile, ihrama girmeleri uygun olur. Bu, İmam Mâlik, İmam Sevrî, İmam Şafiî ve İmam Ebû Yusuf ile Muhammed'in görüş ve içtihadıdır. [130]

d) Malikîlere göre: Malikî'ler de yukarıdaki hadislerle istidlal ve ihticac etmişlerdir. Diğer mezheplerle çoğu meselede birleşmektedirler. Hac ve umre için yola çıkan kimsenin mikatı ih­ramsız geçmesi haramdır. Ancak önünde başka bir mikat bulunuyor­sa, kendisine kan akıtmak gerekmez, ikinci mikatta niyet edip ihra­ma girer. İmam Ebû Hanife de aynı görüştedir. Diğer -iki mezhep imamlarına göre, ilk mikat'a dönmesi gerekir. Buna imkan bula­madığı takdirde bir kan akıtması vacip olur. [131]

 

Çıkarılan Hükümler
 

1- Hac için belirlenmiş zaman olduğu gibi, belirlenmiş mekan da vardır. Buna mikat denilir.

2- Hac ayları, Şevval, Zilkade ve ilk on günü olmak üzere Zil-hicce'dir.                                                              -

3- Mikat olarak belirlenen yerler, beştir: Zülhuleyfe, Zat-i Irk, Kam, Cuhfe ve Yelemlem.

4- Umre için mikat-ı zamanî, yani belirlenmiş bir zaman yoktur, sadece Arafe, Kurban Bayramı ve bir de üç gün Teşrik günleri müstesna..

5- Hac veya umre yapmak üzere Mekke'ye dışarıdan gelen kişilerin, geliş cihetlerine ve yollarına göre, belirlenmiş mikatta niyet edip ihrama girmeleri vaciptir.

6- Mikati ihramsız geçenlerin, vakit dar değilse, yol da emniyet-teyse dönüp mikatta ihrama girmeleri gerekir. Aksi halde vacibi terk­ten dolayı kendilerinin kan akıtması vacip olur.

7- İmam Ebû Hanife ile İmam Mâlik'e göre, mikatı ihramsız geçen kimsenin yolu üzerinde bir diğer mikat bulunuyorsa, ilk mika­ta dönmesi gerekmez, ikinci mikat'a niyet edip ihrama girer ve bu yeterli olur, kan akıtması da gerekmez.

8- Mikatla Mekke arasında bulunan halk için, mikat, bulunduk­ları yerdir.                                                               

9- Mekke ehlinin hac için mikatı, Mekke'dir. Umre için mikatı, hildir.                                                   

10- Menasik için değil de bir ihtiyaçtan veya benzeri zaruri.bir sebepten dolayı Mekke'ye girmek isteyen kimse, ihrama girmediği takdirde haram işlemiş olmaz. Ama nüsük için veye Mekke'yi görmek için giren kimsenin ihramlı olması gerekir. Özellikle hac veya umre için girenlerin behemahal mikatta ihrama girerek öylece Mekke'ye girmeleri vaciptir. Mekke'de yerli veya misafir olarak oturanlar, bir ihtiyaçtan dolayı Harem dışına çıktıkları takdirde, dönerken ihrama girmelerine gerek görülmemiştir. [132]


Konu Başlığı: Ynt: İhramla İlgili Mikatlar
Gönderen: Ceren üzerinde 14 Şubat 2019, 16:37:10
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri hac ve umre görevini ihya ederken hakkiyla ihrama giren feyze erisen kullardan eylesin inşallah. ...


Konu Başlığı: Ynt: İhramla İlgili Mikatlar
Gönderen: Mehmed. üzerinde 14 Şubat 2019, 17:26:27
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: İhramla İlgili Mikatlar
Gönderen: Sevgi. üzerinde 15 Şubat 2019, 03:45:50
Aleyküm Selam. Rabbim bizlere hac ve umre ibadetini güzel bir şekilde yerine getirip ihrama girenlerden eylesin inşaAllah