๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Hadisleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 02 Ağustos 2010, 11:53:47



Konu Başlığı: Haddi Kazıf
Gönderen: Zehibe üzerinde 02 Ağustos 2010, 11:53:47
Haddi Kazıf
 

İslâm, kitap ve sünnetiyle insan haklarını koruyup teminat altına almış ve namuslu, iffetli kişileri müfterilerin şerrinden korumak için birtakım maddi ve manevî müeyyideler, caydırıcı cezalar koymuştur.

Bu müeyyidelerden biri de "hadd-i kazıf tır. Namuslu, iffetli, suçtan beri bir kişiyi zina suçuyla suçlamak büyük bir bühtan, silinme­si zor bir lekedir. Fertleri ve aileleri böyle bir bühtan ve lekeden uzak tutmak ve korumak için, suçu isnad eden kimseden dört erkek şahit ta­lep edilir. Getiremediği taktirde müfteri durumuna düşer ve hakkında hadd-i kazf uygulanır. Bu da seksen değnek vurmakla gerçekleşir.

Zinadan beri insanları bu çirkin fiille suçlamanın çok büyük bir günah ve ağır bir suç olduğu kitap, sünnet ve icma' ile sabit olmuştur. .

Kur'an-ı Kerim'de hadd-ı kazıf:

"İffetli hür kadınlara zina (suçunu yakıştırıp iftira) atan, sonra da (bunu isbat için) dört şahit getiremiyenlere seksen değnek vurun ve onların şahitliklerini ebediyyen kabul etmeyin ve işte onlar günah işleyip ilâhî yoldan çıkmış kimselerdir.

Ancak bu iftira günahından sonra tevbe edip kendini düzelterek ilâhî yola dönenler müstesna. Çünkü gerçekten Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir." [229]

 

Konuyla İlgili Hadisler
 

Hz. Aişe (r.a.) dan yapılan rivayete göre, adı geçen diyor ki:

'İfk ehlinin bana isnat ettikleri suçtan beri olduğuma dair âyet indirilince, Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz minbere çıkıp ko­nuyu zikretti ve Kur'ân âyetini okudu. Minberden inince İki er­kek ve bir de kadına hadd uygulanmasını emretti." [230]

Ebû Hüreyre (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir:

"Ebû'l-Kasım (s.a.v.) Efendimiz'den duydum, buyurdu ki: "Kim memlûküne zina suçu isnad ederse, kıyamet gününde ona hadd uygulanır. Meğer ki olay dediği gibi olsun (o takdirde hadd) uygulanmaz." [231]

Ebû'z-Zennad'dan yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle haber ver­miştir: "Ömer b. Abdilaziz, bir köleye attığı bir zina iftirasından dolayı bir adama seksen değnek vurdurdu." Sonra Ebû'z-Zennad devamla diyor ki: "Ben zina iftirasından dolayı köleye seksen değnek vurulması hakkında Amir b. RebîVdan sordum. O bana şu cevabı verdi: "Ömer b. Hattab'a, Osman b. Affan'a ve devam. edegelen bazı halifelere yetiştim. Hiç birinin bir köleye zina suçu iftirasından dolayı kırk değnekten fazla vurdurduğunu görmedim." [232]

 

Müctehidlerin İstidlal ve İhticacları
 

a) Hanefilere göre: Zina suçu isnadında bulunan kimse, bu suçu isnad etmekle kişinin şahsiyetini zedelemiş olur ve ona toplum arasında başka bir gözle bakılması sonucunu doğurur. O bakımdan is­natta bulunan kimse bunu dört erkek şahitle belgelemesi gerekir. Aksi halde kendisine ceza olarak seksen değnek vurulur ki konunun başında da değindiğimiz gibi buna şeriâtte "hadd-i kazif' denir.

Zina suçu isnad eden (kazif) de üç şart aranır: Akıl, bulûğ ve bir de isnadını dört şahitle isbat edememe. Aksi halde hadd-i kazıftan kur­tulmuş olur. O halde aklî dengesi bozuk olanın, ergenlik çağma henüz girmemiş bulunanın ve isnadını dört şahitle isbat edenin zina suçlamasında bulunması hadd-i kazfı gerektirmez.

Kendisine zina suçu isnad edilen kişinin ise, akıl, baliğ, hür ve müslüman olması ve zinadan beri olup iffetli bulunması şarttır. O bakımdan çocuğa, deliye, köleye, kâfire, aynı zamanda zinadan beri olmayıp iffetini yitirene zina isnadında bulunmak hadd-ı kazfı gerektir­mez.

Bir de zina isnadında bulunan kimsenin isnatta bulunduğu kişinin babası, dedesi, anası ve ninesi olmaması gerekir. Aksi halde J.add-i kazif gerekmez. [233]

b) Şâfiilere göre: Zina  suçu  isnadında  bulunan  kimsenin nükellef olması, bu isnadı kendi irade ve ihtiyarıyla yapmış bulunması

şarttır. O bakımdan çocuğun ve aklî dengesi bozuk olanın isnadından dolayı hadd-i kazif gerekmez. Çünkü bunlar mükellef değildirler. Tem­yiz çağında olan çocuk böyle bir isnatta bulunursa ta'zîr gerekir, hadd uygulanmaz. Kendi evlâdına zina isnadında bulunan baba ve anneye hadd-i kazif uygulanmaz. Ancak bu arada ilâhi hakkı ihlâl sözkonusu olduğundan ta'zîre tabi tutulur.

Zina isnadında bulunan kimse hür ise seksen değnek, köle ise kırk değnek vurulur. Aynı zamanda zina suçu isnad edilenin evli olması şarttır.

Böyle bir isnatta bulunan kimse dört şahit getirmek zorundadır. Dörtten az salıda şahit getiren hakkında hadd-i kazif uygulanır. Bu hu­susta kadınL'.nn, kölelerin ve kâfirlerin şehadetine itibar edilmez.

İki kişi karşılıklı olarak biri diğerini zina suçuyla suçlarsa bu ta-kaö kabul ecl mez ve ikisine de hadd uygulanır. [234]

c) Harbelîlere göre: Hem karısına, hem de karısının anasına zina suçu isr ad ederek "ey zâniye kızı zâniye" derse, iki kelimeyle iki kişiye zina ; inadında bulunmuş olur ve bundan dolayı kendisine iki hadd gerek;. . Ancak birinci hadd uygulandıktan sonra vücudundaki yara-bere iy  eşmeden ikincisi uygulanmaz.

İffetli, ıanıuslu, evli bir kadına mükerreren zina isnadında bulu­nan kimseye bundan dolayı bir defa hadd-i kazf uygulanır.

Bir defa kazıfta bulunup bundan dolayı hakkında hadd-i kazif uy­gulandıktan sonra yine kazıfta bulunursa artık hadd gerekmez. Çünkü yalancı ve müfteri olduğu artık anlaşılmış bulunuyor. Nitekim ashab-d.^n Ebû Bekre (r.a.), Muğîre b. Şu'be*nin zina ettiğini iddia etmişti. Durum İkinci halîfe Hz. Ömer'e (r.a.) intikal edince, dört şahit istedi. Şahit getirilmeyince hsdîfe, Ebû Bekre'ye hadd uyguladı. Sonra yine Ebu Bekre, Muğîre b. Pu'be'ye aynı suçu isnat etti. Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a.) ona ikinci iefa hadd vurdurmayı irade edince Hz. Ali (r.a.) engel oldu ve şöyle de: i: "Ya Emîrel-mü'minîn! Eğer Ebû:Bekre'ye ikin­ci defa hadd cezası uygulayacak olursan, Muğîre'yi de recim etmen gerekir." Bunun üzev ne Hz. Ömer (r.a.) ikinci defa hadd uygulamaktan vazgeçti. [235] Sadece ta'zîr uyguladı.

Adam karışma zina isnadında bulunur, kadın da bunu bir veya iki vevahut üç defa ikrar edip kabullenirse, kadına hadd cezası gerekmez. Ç^nkü kişi zinada bulunduğunu en az dört defa ikrar ettiği taktirde suç sübut bulur ve ceza uygulanır. Böylece kadının üç defa ikrarı yeterli değildir. Bu ikrarla birlikte Hân hükmü sakıt olur. Çünkü liân, kadın guçu reddettiği için uygulanır. İkrar edince artık buna gerek kalmaz.

Karısına "yâ zâniye!" der, karısı da ben seninle zina ettim derse, artık ne kocasına, ne de kadına hadd gerekmez. Şâfîîlere göre, adama hadd-i kazıf gerekir. [236]

d) Mâlikîlere göre de iffetli evli bir kadın ve erkeğe zina is­nadında bulunan kimseye, dört şahit getirmediği taktirde hadd-i kazıf uygulanır.

Dört veya daha fazla adam bir adamın yanında taşıdığı kadınla zina ettiğini söyler, ancak bu kadının o adamın karısı veya cariyesi olup olmadığını bilmediklerini ifade ederlerse adam hakkında hadd uygu­lanır. Ancak adam o kadının kendi karısı veya cariyesi olduğunu beyy-îne ile isbat ederse hadd düşer, yani uygulanmaz.

Üç adam, bir kişinin zina ettiğine şehadette bulunur, bir adam da başkasının şahitliğine dayanarak şahitlikte bulunursa, zina suçu isbat edilmemiş olur ve bu sebeple o dört kişi hakkında hadd-i kazıf uygu­lanır. [237]                                         

 

Tahliller ve Rivayetler
 

484 no'lu Hz. Aişe hadîsini Tirmizî hasenlemiş ve "biz bunu ancak Muhammed b. İshak hadisinden biliyoruz" diyerek tesbitini belirt­miştir. El-Münzerî ise, "îbn İshak bunu bir defa isnadda, bir diğer defa irsalda bulunmuştur ve o bakımdan bu rivayetinde anâne yapmıştır. Biz onun tedlîsinden dolayı ânânesiyle ihticac edilmiyeceğini söylüyo­ruz" diyerek bu hadîsle ihticac olunmayacağına dikkat çekmiştir. Ancak Buharî bu hadîse işarette bulunmuştur.

485 no'lu Ebû Hüreyre hadîsi sahîh olup istidlale sâlihtir. Hadîsin zahirinden, kölesine zina isnadında bulunup bunu isbat edemiyen efen­disine dünyada hadd cezası uygulanmıyacağı ve onun hakkında sadece uhrevî bir haddin söz konusu olduğu anlaşılıyor.

484 no'lu Hz, Aişe hadîsini açıklayan Fethü'l-Allâm sahibi şu bil­giyi vermektedir:

"Kazıf, sözlükte bir şey atmaktır. İslâm Hukukunda ise, iddiacının aleyhine haddi gerektiren zina suçu isnad edip iftira atmasıdır.

Hz. Aişe (r.a.) hadîsinin zahirinden, Hz. Aişe'ye bu maksatla ifti­rada bulunanlardan ancak üç kişi hakkında hadd-i kazıf uygulanmıştır. Oysa sahîh rivayetlerden elde edilen bilgiye göre, bu iftira olayının başında ünlü münafık Abdullah b. Ubey b. Selûl bulunuyordu. Ancak ResûlüHah'm (s.a.v.) bu kişi hakkında hadd-i kazıf uyguladığına dair kesin bir bilgi tesbit edilememiştir."

îbn Kayyım el-Cevzî bu hususu belirtirken, Abdullah b. Ubeyy'e neden hadd uygulanmadığının sebeplerini sıralar. Muhaddîs Hâkim ise el-İklü'de, hakkında hadd-i kazıf uygulananlardan birinin de bu ünlü münafık olduğunu kaydetmiştir.

Mâverdî'ye göre, Resûlüllah (s.a.v.) bu şeni iftira dolayısıyla hiç kiniseye hadd cezası uygulamamış ve bunun sebebini de şöyle açıklamıştır: "Hadd ancak iftiranın beyyine veya şahsın ikrarı ile sübut bulunca gerçekleşir."   .

Mâverdî'nin bu tesbiti isabetli değildir. Zira bu işin başını çekenin Abdullah olduğu ve hadd-i kazıf cezasına tabi tutulanlardan birinin de Mıstah olduğu sahîh rivayetle sabit olmuştur. [238]

485 no'lu Ebû Hüreyre rivayetinde "Kim memlûküne zina suçu is­nad ederse, kıyamet gününde ona hadd uygulanır" hadîsinin zahirine göre, efendi kendi kölesine zina suçu isnad eder de bunu isbat için beyy­ine ortaya koyamazsa, sadece kıyamet gününde hadd cezasına uğrar; dünyada onun hakkında bu ceza uygulanmaz hükmü ortaya çıkıyor.

Şöyle ki, dünyada uygulanan hadd, keffaret olur ve âhirette artık bu suçtan dolayı cezalandırma söz konusu olmaz. Nitekim bu husus hakkında vârid olan rivayetler vardır ve icma' vaki olmuştur.

Köleye efendisinden başkası zina suçu isnad ettiği taktirde, ilim adamlarına göre müfteri hakkında hadd-i kazıf uygulanmaz. Hanefî fu-kahası da aynı görüşte olup buna muhalefet eden olmamıştır.

Ancak ümmul-veled olan cariye müstesna. Bunun hakkında ise farklı görüşler ortaya çıkmıştır: Ebû Hanîfe ve İmam Şafiî'ye göre, ümmul-veled'e zina isnad edene hadd. uygulanmaz. Zira onun efendisi ölmeden önce o memlûke sayılır. O bakımdan köle ve cariyeye yapılan bu tür isnaddan dolayı suçlamada bulunana hadd-i kazıf gerekmez sa­dece ta'zîre başvurulur.

İmam Mâlik ve Zâhiriyye'ye göre hadd gerekir. Nitekim İbn Ömer'in de böyle dediği sahîh rivayetle sabit olmuştur. [239]

Köle veya câriye zina isnadında bulunur da beyyine getirmezse, onlara da hür kişilere uygulandığı gibi seksen değnek mi vurulur, yoksa bunun yarısı mı vurulur? Ebû Zinnad hadîsi kırk değnek vurulacağına delâlet etmektedir. İlim adamlarından bazısı, bir rivayete göre çoğu, köle ve cariyeye hürlere uygulanan cezanın yarısı uygulanır, yani kırk değnek vurulur, tbn Mes'ud (r.a.), Leys, Zührî, Evzâî, Ömer b. Abdilaziz ve îbn Hazım ise bunlara da seksen değnek vurulur, yani hadd-i kazf aynen uygulanır. Çünkü âyette umum ifade edilmektedir. Yarım hadd vurulur diyenler ise, kıyas yoluyla bu sonucu çıkarmışlardır.

Hâdd-i kazıfta erkekle kadın arasında hiçbir fark yoktur. îlim adamlarından buna muhalefet eden olmamıştır.

Böylece İmam Mâlik hâriç diğer müctehidlerin hemen hepsi, köle ve cariyeye zina isnad edene hadd cezası vurulmayacağını belirt­mişlerdir. Cumhur da aynı görüştedir. [240]

 

Çıkarılan Hükümler
 

1- Hadd-i kazıf kitap, sünnet ve icma' ile sabit olmuştur.

2- İffetli evli bir kadın veya erkeğe zina isnad edip bunu isbat sadedinde dört erkek şâhid getiremeyen kimseye seksen değnek vuru­lur.

3- Zina suçunu isnad edenin âkil ve baliğ olması şarttır. Çocuğun ve delinin yaptığı isnaddan dolayı haad-i kazıf gerekmez ve bu suçlamaya itibar edilmez.

4- Kendisine zina suçu isnad edilen kişinin âkil, baliğ, hür ve müslüman olması aynı zamanda zinadan beri olup iffetli bulunması şarttır.

5- Aklî dengesi bozuk olana zina isnad eden kimseden ne beyy­ine talep edilir, ne de hakkında hadd-i kazıf uygulanır.

6- Ergen olmayan kişiye zina isnadında bulunmak da böyledir.

7- Gayr-i müslime zina isnadından dolayı hadd gerekmez. Sadece ta'zîr sözkonusu olabilir,

8- Daha önce iffetini bozup namusunu lekeleyen bir kimseye zina isnad etmek de haddi gerektirmez.

9- Daha önce zina suçu attığından dolayı hadd-i kazıf ile tecziye edilen kimse yine aynı adama zina isnadında bulunursa artık ikinci defa hadd-i kazıfe tabi tutulmaz, sadece ta'zîr edilir. Ta'zîr, haddin altında bir ceza ile tecziye etmek demektir. Bu da daha çok hâkimin taktirine bırakılmıştır.

10- Köle, cariye ve kâfire zina isnadında bulunan kimseye de hadd uygulanmaz. Bunlara ancak uhrevî ceza verileceği belirtilmiştir.

11- Evlâdına zina isnad eden baba, dede, ana ve nineye hadd ge­rekmez.

12- Zina isnadında bulunan kimsenin mükellef olması şarttır.

13- Zina isnadında bulunan kimsenin bu isnadı kendi irade ve ih­tiyarıyla yapmış olması gerekir. Aksi halde tehdîd edilip zorlanarak is-nadda bulunan kimseye hadd uygulanmaz. Bu daha çok Şâfıîlerin görüş ve içtihadıdır.

14- Temyiz çağında bir çocuk zina isnadında bulunursa, ta'zîr gerekir. Hadd uygulanmaz. Çünkü mükellef sayılmaz. (Bu da Şâfıîlere göredir)

15- Evlâdına zina isnadında bulunan ana veya babaya veya dede ve nineye   hadd uygulanmaz ama ta'zîr     gerekir. (Bu da Şâfıîlere göredir.)

16-  Zina suçuyla suçlanan kimsenin evli olması söz konusudur. Bekâr kişiye zina isnadından dolayı hadd-i kazıf gerekmez, ama onun altında bir ceza gerekir.

17- Zina suçunu isnad eden köle veya cariye ise onlara hür kişilere uygulanan haddin yarısı uygulanır. Yani kırk değnek vurulur.

18- Karşılıklı birbirini zina suçuyla suçlayan iki kişiye de hadd-i kazıf gerekir. Karşılıklı suçlamaları bir takas sayılmaz.

19- Karısıyla onun anasına birden fazla zina suçu isnad eden ada­ma iki hadd uygulanır. Bu daha çok Hanbelîlere göredir.

20- İffetli kişiye mükerreren zina isnadında bulunan kimseye bu tekrarından dolayı tekrar tekrar hadd-i kazıf uygulanmaz. Sadece bir defa yeterli olur.

21- Karısına "yâ zâniye" diyerek zina isnadında bulunur, karısı da "ben seninle.zina ettim" derse, hadd gerekmez.

22- Köle ve cariyeye zina isnad eden kimseye hadd gerekir. Bu Mâlikîlerin görüşüdür.

23- Hadd-i kazıf hususunda erkekle kadın arasında fark yoktur. [241]


Konu Başlığı: Ynt: Haddi Kazıf
Gönderen: Mehmed. üzerinde 24 Nisan 2016, 00:58:59
Esselamü aleyküm ve rahmetüllah.  Seksen değnek cezası yapılan suça denk bir cezadır.  Çünkü böyle bir iftira insanın hem maddi hem de manevi dengesini bozar . Ancak bu ceza ile müfterinin maddi ve manevi dengesi bozulur. Rabbim paylaşım için razı olsun.


Konu Başlığı: Ynt: Haddi Kazıf
Gönderen: Sevgi. üzerinde 24 Nisan 2016, 05:14:25
  Aleyna Ve Aleykümüsselăm. Bu bilgiler için Allah ( c.c ) Razı olsun. Mevlam kimseyi nefsine uydurmasın inşaAllah. Amin