๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Hadisleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 22 Ağustos 2010, 01:55:23



Konu Başlığı: Gusleden Kimsenin
Gönderen: Zehibe üzerinde 22 Ağustos 2010, 01:55:23
Gusleden Kimsenin Gözlerden Irak Durması Örtünüp, Öylece Yıkanması

 

İslâm her yerde insanın edep ve terbiye, nezâket ve nezahet ka­idelerine uymasını; şahsiyetini küçültecek söz ve davranışlardan kaçınmasını emreden bir dindir. Özellikle tesettür konusu üzerinde en çok bu din durmuş, kadın ve erkek için bir takım kurallar koyup sınırlar çizmiştir. Aksine hareket edenleri takbih edip uhrevi cezay­la tehdîd etmiş ve yetkili makamların müdahalesine imkân tanımış­tır.                                   

Açık yerde soyunup yıkanmaya cevaz vermemiş, herhalde yı­kanması gerekiyorsa, gözlerden ırak bir yer seçmesini veya ör­tünmesini emretmiştir. Aynı zamanda kimselerin bulunmadığı açık bir yerde yıkanırken de avret mahallini kapalı tutması, yani bir peştemalle örtünmesini vâcib kılmış, açılmayı haram saymıştır. Çün­kü Allah ve melekleri utanılmaya daha lâyıktır...

Konuyla ilgili hadîsler:

Ya'lâ b. Ümeyye'den yapılan rivayette, demiştir ki:

"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz bir adamın açık yerde soyunup yıkandığını görünce (üzüldü), çıkıp Allah'a hamd-u senada bulun­duktan sonra şöyle buyurdu:

"Şüphesiz ki, Aziz ve Celîl olan Allah haya sahibidir ve (günâhları, kusurları) örtüp gizleyendir. O bakım­dan hayâlı olmayı ve örtünmeyi sever. Sizden biri guslettiği zaman örtünsün!"[347]

Ebû Hüreyre (r.a.)'den yapılan rivayette, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in şöyle buyurduğunu söylemiştir: "İsrailoğulları çırılçıplak bir vaziyette yıkanırlar ve birbirlerine bakarlardı. Musa Peygam­ber ise yalnız başına yıkanırdı. Bunun üzerine dediler ki: Vallahi Musa'yı bizimle beraber yıkanmaktan alıkoyan tek şey, onun hâyesinde (yumurta, erkeklik bezi) şişkinlik vardır."

Musa Peygamber bir gün yıkanmak üzere gitmişti, elbisesini çıkarıp bir taş üzerine koydu, taş onun elbisesini alıp kaçtı (veya bir rüzgâr alıp götürdü). Musa da o taşın peşine takılıp, ey taş el­bisemi, ey taş elbisemi! diyerek koşuyordu, derken İsrailoğulları onun edep yerini gördüler, hâyesinde de şişkinlik olmadığını, Mu­sa'da bir arıza bulunmadığını müşahede ettiler. Sonunda Musa el­bisesini yakalayıp aldı ve taşa da bir darbe vurdu."[348]

Ali b. Zeyd'den yapılan rivayette, Enes b. Mâlik (r.a.), Peygam­ber (a.s.) Efendimizin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Şüphesiz ki Musa b. İmrân (a.s.) suya girmek istediğinde, suya iyice girip edep yerleri görülmeyecek seviyeye geldikten sonra elbisesini sokardı."[349]

Hadîslerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:

1- Açık yerde veya insanların bulunduğu kapalı bir yerde yı­kanırken edep yerlerini diğer bir tabirle örtünmesi emredilen yer­leri örtüp öylece yıkanmak gerekir. Bunun için peştemal ve ben­zeri bir bez kullanılabilir.

2- Erkeklerin diz kapağıyla göbek arasını açık tutması haramdır. Kadınların ise, erkekler arasında örtünmüş bir halde bile olsa yıkanması haramdır; kendi kocası, oğlu, babası, kızkardeşleri gibi mahremleri yanında örtülü bir halde yıkanmasında bir sakınca yoktur. Kocasının yanında edep yeri kapalı olmak kaydıyla çıplak bir halde yıkanabilir.

3- Banyoda tek başına yıkanan kimsenin örtünmesi şart değildir.

Hadislerin ışığında müctehid imamların ve diğer ilim adamlarının görüş, istidlal, ihticac ve tesbitleri:

a)  Hanefîlere göre:

İnsanların birbirlerinin mahrem yerlerine bakması dört kısım­la toplanır: Erkeğin erkeğe, kadının kadına, kadının erkeğe, erke­ğin kadına bakması...

Erkeğin erkeğe bakması, avret yeri müstesna caizdir. Bunda icma' vardır. el-Muhtar Şerhi el-İhtiyarda'da aynı husus açıklan­mıştır. Erkeğin avret yeri, göbeğiyle dizkapağı arasıdır. Diz kapağı da çoğuna göre avret yerine girer. Tatarhaniye'de belirtildiğine gö­re, İmam Ebû Hanîfe, hamamcının hamamda yıkanan adamın av­ret yerine bakmasında bir sakınca görmemiştir. Erkeğin erkeğe bakması hususunda, bakması mübah olan yerlere elle dokunmasın­da da bir sakınca yoktur. el-Hidâye'de de bu husus açıklanmıştır.

Kadının kadına bakması, erkeğin erkeğe bakması gibidir. En sahih olan da budur. Ancak bir kadının diğer kadının karın nahi­yesine şehvetle bakması caiz değildir. Saliha bir kadının kendi vü­cudunu ahlâksız bir kadına açıp göstermesi asla lâyık değildir.

Kadının erkeğe bakması, erkeğin erkeğe bakması gibidir. Tabii erkekten maksad, kadının kocası değil de yabancı kimsedir. O hal­de kadın yabancı bir erkeğin göbekle diz kapağı dışındaki yerlerine bakabilir. Şu şartla ki, hem şehevî bir duyguyla bakmayacak, hem baktığında böyle bir his uyanmayacak... Aksi halde bakması caiz olmaz...

Erkeğin kadına bakması ise, dört kısma ayrılır:

1- Erkeğin kendi eşine, cariyesine bakması,

2- Erkeğin kendi mahremleri sayılan kadınlara bakması,

3- Erkeğin yabancı hür kadına bakması,

4- Erkeğin başkasının cariyesine bakması...

Birincisi helâldir, onların tepeden tırnağına kadar her tarafına bakabilir. Ancak daha uygun olanı o ki, onların edep yerlerine bakmamasıdır.

İkincisi, ancak onların dış ve iç, yani açık ve kapalı zinet yer­lerine bakması helâldir; öyle ki, kollarına, boynuna, ayak bilekleri­ne, kulaklarına, yüz ve başına bakabilir.

Üçüncüsü, ancak onların dış zînet kısımlarına -ihtiyâç hasıl olduğu takdirde- bakabilir. Dış zînet kısımları kadının yüzü ve iki elidir.

Dördüncüsü, onların ancak, kendi mahreminin iç ve dış zînet yerine baktığı gibi, zinet yerlerine bakabilir. Bu da şehvetle değil, bir iş ve ihtiyâç sebebiyle caizdir.[350]

O halde gerek erkek, gerekse kadın yıkanırken bu ölçülere riâ­yet etmekle mükelleftir. Aksi halde büyük günâh işlemiş olurlar.

b) Hanbelilere göre:

Halk arasında soyunup bir şey örtmeden, mahrem yerleri ka­patmadan yıkanmak caiz değildir. Çünkü avret yerlerini halka kar­şı açmak haramdır. Ama kimselerin bulunmadığı bir yerde soyu­nup yıkanmak caizdir. Nitekim Musa Peygamber (a.s.) o gibi yer­lerde çıplak bir vaziyette yıkanmıştır. Bunu Buhari rivayet etmek­tedir. Onun gibi Eyyûb Peygamber de kimselerin bulunmadığı yer­de birşey örtünmeden yıkanmıştır. Ama bir başkası elbiseyle onun önünde perde olursa bunda bir sakınca söz konusu değildir. Nitekim Resûlüllah (a.s.) Efendimiz bir elbiseyi perde edinip öylece yıkanır­dı. Bununla beraber kimselerin bulunmadığı bir yerde yıkanırken bir örtü arkasına geçmek veya mahrem yerleri örtmek müstehabdır. Çünkü Peygamber (a.s.) Efendimiz, "Allah kendisinden utanılmaya çok daha lâyıktır..." buyurmuştur.

Ayrıca Resûlüllah (a.s.) Efendimiz, "erkek erkeğin, kadın da kadının avret yerine bakmasın!", "Çıplak bir vaziyette gezip dolaş­mayın!" buyurmuştur.[351]

Bu konuda Ahmed b. Hanbel şöyle demiştir:

"Peştemalsız hamama girmek haramdır. Hamamda bulunanların hepsinin peştemal bulunduğunu biliyorsan, içeri gir, değilse, girme." Saîd b. Cübeyr b: "Hamama peştemalsız girmek haramdır" demiştir.[352]

Konuyla ilgili rivayetler ve tahliller:

943 no'lu Ya'la hadîsinin sened ve ricali sahihtir. Aynı anlamda bir rivayeti biraz daha uzunca Bezzar, İbn Abbas'tan (r.a.) rivayet etmiştir. İbn Hacer de aynı rivayeti nakletmiş ve üzerinde herhangi bir görüş belirtmemiştir.

Hadîsin açık delâleti yıkanırken örtünmenin vâcib olduğunu ifade ediyor. Ne var ki, ilim adamlarının çoğu böyle yapmanın afdal olduğunu belirterek terkinde kerahet vardır, demişlerdir. Şafiîlerin çoğuna göre, örtünmemek haramdır. Nitekim Ümmu Hâni' (r.a.) diyor ki:

"Mekke'nin fetih yılında Resûlüllah'a (a.s.) gittiğim­le yıkanıyordu, Hz. Fatıma da bir örtü tutup Onun görünmemesini sağlıyordu."[353]

Behz b. Hakim (r.a.) ise babasından, o da dedesinden naklen, dedesinin Resûlüllah'a (a.s.) şöyle dediğini rivayet etmiştir:

"Av­ret yerlerimizden neyi örtüp, neyi terketmemiz gerekiyor?" Diye sordum. Buyurdu ki:

"Zevcen ve sâhib olduğun cariyenden başka­sına avret yerini gösterme, koru!" Ben yine:

"Ya adam kimselerin bulunmadığı bir yerde olursa?..." Diye sorduğumda şu cevabı ver­di:

"Allah kendisinden utanılmaya insanlardan daha haklı ve lâ­yıktır."[354]

944 no’lu Ebu Hüreyre hadîsinde İsrail oğulları'nın çıplak vazi­yette örtünmeden yıkandıkları iki şekilde yorumlanmıştır: Ya on­ların şeriatında çıplak yıkanmaya cevaz verilmiştir, ya da onlar bu hususlarda Musa Peygamberi dinlemiyorlardı. Bu ikinci şıkkın di­nî kurallara daha uygun olduğuna bakılınca daha sahih olduğu an­laşılıyor. Çünkü semavî dinlerin hemen hepsi insana yakışanı emretmiştir. Erkek veya kadının mahrem yerlerini açık tutup halkın gördüğü bir yerde yıkanmasına hiçbir hak din cevaz vermez. Nite­kim İbn Battal da bu ikinci yorumu benimsemiştir.

945 nolu Ali b. Zeyd hadîsinin ricali güvenilir kişilerse de Ali b. Zeyd hakkındaki görüşler farklıdır. Tabiînden olan Ali hakkında el-Cerîrî şöyle demiştir:

"Basra fakıyhleri şu üç kişi hakkında göz­leri gerçeği pek görmez olmuştur : Katade, Ali b. Zeyd ve Eş-âs el-Huddanî..."

İbn Uyeyne ise onun zayıf olduğunu belirtmiştir. Hammad b. Zeyd ise, "Ali b. Zeyd hadisleri alt-üst eden bir kimsedir" demiştir. Yahya el-Kattan ise, Ali b. Zeyd'in hadîsini almaktan çekinirdi. İmam Ahmed gibi kadri yüce bir müctehid de onun zayıf olduğuna dikkatleri çekmiştir. Ancak Ebû Hatim, "Onun hadîsleri yazılabi­lir" demiştir.[355]

Musa Peygamber'in peştemalsız suya girmesine gelince, ilim adamlarımız bu hususu inceleyip bazı yorumlarda bulunmuşlar.

Ahmed b. Hanbel, peştemalsız suya girmesinin mutlaka mek­ruh olduğunu söylemiştir. O halde, ya Musa'nın şeriatında buna ce­vaz verilmiştir, ya da o sırada örtünecek bir peştemal bulunama­mıştır.

İshak b. Rahuye göre, peştemal ile girmek efdaldır. Diğer müc­tehid imamlara göre, bir zaruret söz konusu değilse peştemalsız gir­mek mekruhtur.[356]

 
Çıkarılan Hükümler:

 

1- Gerek erkek, gerekse  kadın bir zaruret olmadıkça açık yerde örtüsüz yıkanması haramdır.

2- Kadınların kendi evlerinin banyosunda yıkanması sünnet­tir. Mecbur kalmadıkça hamama gidip yıkanmaları mekruhtur.

3- Kadınların, erkeklerin bulunduğu bir yerde, örtünmüş de olsa yıkanması tahrimen mekruhtur.

4- Peştemalsız suya girmek veya hamama gitmek mekruhtur.

5- Hamamda yıkananlar peştemal tutunmuyorlarsa, oraya gi­rip yıkanmak da mekruhtur.

6- Evde kapalı yer kabul edilen banyo ve benzeri yerde yalnız başına yıkanan kimsenin peştemal tutunmadan yıkanması caizdir. Ancak edep yerlerini örtmesi efdaldır. Çünkü, herkesten çok Allah utanılmaya çok daha lâyıktır.


Konu Başlığı: Ynt: Gusleden Kimsenin
Gönderen: Ceren üzerinde 12 Mart 2018, 17:41:57
Esselamu aleykum.rabbim bizleri gusul gerektirdiği durumda guslunu hakkiyla gusulunu alan kullardan olalim inşallah. Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim. ..


Konu Başlığı: Ynt: Gusleden Kimsenin
Gönderen: Sevgi. üzerinde 12 Mart 2018, 19:10:24
Aleyküm Selam. Bilgiler için Allah Razı olsun. Mevlam bizleri bu hususda dikkat edenlerden eylesin


Konu Başlığı: Ynt: Gusleden Kimsenin
Gönderen: Mehmed. üzerinde 12 Mart 2018, 19:26:25
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri her daim temiz kimselerden eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun