๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Hadisleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 02 Ağustos 2010, 11:50:35



Konu Başlığı: Emzirme veTahrim Sonuçları
Gönderen: Zehibe üzerinde 02 Ağustos 2010, 11:50:35
Emzirme veTahrim Sonuçları
 

İslam hukunun aile bölümünde "reda" başlığı altında bir bap yer almaktadır. Emzirme anlamına gelen reda kelimesi islam şeriatında ayrı hükümler taşıyan iki meseleyi kapsamına alır: Birincisi annenin kendi Öz çocuğunu emzirmesi, ikincisi kadının başkasına ait çocuğu em­zirmesi... Annenin kendi öz çocuğunu emzirmesini ayrı bir bölümde açıklayacağımızdan burada sadece başkasının çocuğunu emziren sütanne üzerinde duracağız.

Başkasının çocuğunu emzirmek suretiyle sütanne, sütkardeş, sütbaba gibi sonuçlar hukuki meseleler ortaya çıkmaktadır. Buna dala­let eden hükümler kitap, sünnet ve icma ile sabit olmuştur.

Konuya bu açıdan bakılınca, İslam hukuku nesebin karışmaması, aile yapısının her türlü şaibeden uzak kendi sağlam ölçülerine bağlı kalabilmesi ve miras hukukuyla evlenme hukukunda bir takım yanlışlıklara meydan verilmemesi için reda meselesine ağırlık vermiş ve üç kaynağın ışığı altında birtakım kesin sonuçlar ortaya koymuştur.

Kur'an'da "reda" meselesinin ana çizgileri verilerek şöyle buyurulmaktadır:

"Sizi emziren süt analarınız, süt kardeşlerinizle... evlenmeniz haram kılınmıştır." [305]

 

İlgili Hadisler
 

Hz.Alişe (r.a.) dan yapılan rivayete göre, Peygamber (s.a.u.) Efen­dimiz şöyle buyurmuştur: "Bir ve iki emme (emerek çekme) tahri-mi gerektirmez." [306]

Ümmu'l-Fazİ'dan yapılan rivayete göre, adı geçenjöyle haber ver­miştir:

"Bir adam Peygamber (s.a.v.) Efendimizden bir def a emmek (evlenmeyi) haram kılar mı? (Tahrimi gerektirir mi?) diye sordu. Efendimiz ona şu cevabı verdi: "Bir defa, iki defa emme; bir defa, iki defa emip çekme haram kılmaz." [307]

Diğer bir rivayette adı geçen şöyle demiştir: "Bir bedevi Peygam-er (s a v.) Efendimizin yanma girdi ki o sırada Peygamber (s.a.v.) be-im evimde idi. Bedevi şöyle sordu: "Ey Allah'ın Peygamberi! Benim bir arım vardır. Onun üzerine bir diğer kadınla evlendim. Bunun üzerine enim birinci karım bu sonradan evlendiğim yeni karımı bir veya iki efa emzirdiğini söylüyor?" Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.).Efendimiz şöyle buyurdu: "Ne bir, ne de iki defa emmek haram kılmaz." [308]

Abdullah b. Zübeyir (r.a.) dan yapılan rivayete göre, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdu: "Süt emzirmede bir ve iki defa imme haram kılmaz." [309]

Bu konuda yukarıdaki hadislerin hilafına Hz.Alişe (r.a.) danbir-iakım rivayetler yapılmıştır ki Müslim, İbn Mace, Ebu Davut, Nesai,  ve Ahmed bunlara yer vermiş bulunuyorlar. Şöyle ki:

Uz. Aişe (r.a.) dan yapılan rivayete göre adı geçen şöyle demiştir: \ "Kur'an'dan inen hükümlerden biri de malum olan on defa inme idi ki bu (süt anne ile emzirdiği kimsenin ve süt kardeşlerinin evlenmesini) haram kılıyordu. Sonra bu on defa emme hükmü malum olan beş defa emme hükmüyle kaldırıldı. Rasülullah (s.a.v.) Efendimiz vefat ettiğinde bu beş defa em­meyle ilgili hüküm Kur'an'da bulunuyor ve okunuyordu." [310]

Diğer bir rivayette ise: "İşte emzirme olayında haram kılmayı zik-r/eden hüküm şöyleydi: Kur'an'da on defa malum emzirme hükmü indi. Sonra da beş defa malum emzirme hakkında ikinci hüküm indi."

Bir rivayette ise şöyle demiştir: "Kur'an'da on defa malum em­zirme hükmü indi.  Sonra bundan beş  defası  neshedildi (hükmü kaldırıldı). Rasülullah (s.a.v.) Efendimiz vefat ettiğinde durum (ve hüküm) böyle idi." [311]

Hz. Aişe (r.a.) dan yapılan diğer bir rivayette, adı geçenin şöyle dediği belirtilmiştir: "Rasülullah (s.a.v,) Efendimiz Ebu Huzayfe'nin karısına emretti de kadın Salim'i beş defa emzirdi. Böylece Salim bu beş defa emmekle sütannesinin yanma girip çıkardı." [312]

Diğer bir rivayette şöyle denilmektedir: "Ebu Huzayfe (r.a.)   Sa­lim'i evlatlık edindi ki Salim Ansar'dan bir kadının kölesi idi. Nasıl ki Rasülullah (s.a.v.) Efendimiz Zeyd'i evlat edinmişti. Cahiliyye devrinde de adam birini evlat edinince halk onun evlatlığı o adamın oğlu diye çağırır ve öyle hitap ederdi. Aynı zamanda edinilen evlat o adamın mi­rasçısı olurdu. Bu hal Allah'ın "Evlatlıklarınızı babalarına nisbetle çağımı. Bu, Allah yanında daha adil ve daha doğrudur. Eğer babalarım bilmiyorsanız artık onlar dinde kardeşleriniz ve yakın dostlarmızdır..." Böylece onları babalarına çevirip nisbet edin. Kimin babası bilinmiyor­sa artık dinde dost ve kardeştir. Sonra Sehl'e gelip şöyle dedi: "Ya Rasu-lallah! Biz Salim'i kendi evladımız olarak görüyorduk, benimle ve Ebu Huzayfe ile birlikte   ve beni bir tek gecelik üzerimde olduğu halde görürdü. Şimdi ise Cenab-ı Hak evladlıklar hakkında bildiğiniz üzere ayeti indirdi. (Bundan böyle nasıl hareket etmeliyiz?) "Efendimiz (s.a.v.) ona şöyle buyurdu: "Onu beş defa emzir. Böylece senin süt ev­ladın olur." [313]

Süt anneliğin, süt kardeşliğin gerçekleşebilmesi için ilim adamları hadislerin ışığı altında dokuz mesele tesbit edip belirlemişlerdir:

1- Sütten ne miktar emildiği takdirde tahrimi gerektirir?

2- Çocuk kaç yaşma kadar yabancı kadının sütünü emdiği tak­dirde süt annelik gerçekleşir?

3- Süt emziren kadının ve kocasının Özel bir vakit diliminde sütanne ve süt baba olabilmeleri?

4- Sütün göğüsten emilerek mi verilmesi şarttır, yoksa ne suretle olursa olsun mücerred kadının sütünün çocuğun midesine ulaşması mı söz konusudur?

5- Emzirilen sütün katıksız olması, yani içine başka bir maddenin karıştırılmamış olması gerekir mi?

6- Çocuğun boğazına ulaşmasına veya ulaşmamasına göre mi dur­um itibar edilir?

7- Süt emziren kadının kocası çocuğun süt babası olur mu?   

8- Süt emzirme hususunda şahitlere ihtiyaç var mıdır?

9- Süt emziren kadının sıfatı ne olmalıdır?'

işte müctehid imamlar bu konuda sıraladığımız dokuz kadar me-ele üzerinde durup içtihadlarım sürdürmüşlerdir.

a) Hanefilere göre, reda'dan maksat, süt emen çocuğun hakika-en veya hükmen halis (katıksız) veya başka şeyle karıştırılmış olan an-Lenin sütünü emmesiyle veya ağzından veya burnundan o sütün mide-ine ulaşmasıyla gerçekleşen süt bağıdır.

Süt anne olacak kadının sütü bir aletle alınıp çocuğun ağzına veya burnuna akıtıldığında veya çocuk o kadının göğsünü emdiğinde sütün mideye ulaştığı bilindiği takdirde süt bağı gerçekleşir. Bu sabit ol­madığı takdirde hürmet de sabit olmaz. Şüphesiz çocuğun yabancı bir kadının göğsünü vakt-i mahsusda emmesiyle reda' hükmü sabit olur. İsterse çocuk bir tek defa emmiş olsun, isterse emdiği süt nisbeti az veya çok olsun fark etmez.

Aynı zamanda bu süt emme olayının şeriatte belirlenen müddet içinde gerçekleşmiş olması sözkonusudur ki, bu süre çocukla ilgilidir ve otuz aydır. Yani süt emme olayı bu süre içinde gerçekleşirse reda1 hükmü ortaya çıkar ve aralarında tahrîm başlar. Bu süreden sonra,. yani çocuk otuz ayını aştıktan sonra emerse süt annelik ve süt kardeşlik gerçekleşmez. Bu İmam Ebû Hanife'ye göredir. İmameyne göre, süt emme süresi iki yıldır. Çocuğun yaşı iki yılını doldurup üçüncü yıla ayak basınca artık reda' hükmü sabit olmaz.

Neseb yoluyla haram olan süt emme yoluyla da haram olur. [314], Böylece Ebû Hanîfe, Sevrî ve Evzâî'ye göre, emilen süt veya çocuğun ağzına akıtılan sütün az veya çok olması fark etmez; her iki durumda da süt kardeşliği,  süt anneliği ve  dolayısıyla tahrîm gerçekleşir. [315]

b) Şâfiîlere göre, süt annelik, süt kardeşlik ve dolayısıyla reda' sebebiyle tahrim hükmü hayatta olup dokuz yaşına erişen kadının sütüyle gerçekleşir. Sözü edilen yaştaki kadının sütü diri iken göğsünden alınır ve vefatından sonra o süt çocuğa içirilirse en sahîh tesbite göre yine de tahrîm hükmü gerçekleşir. Kadının sütünden pey­nir veya kaymak yapılır da öylece çocuğa yedirilirse, yine tahrîm Irukmü gerçekleşir. Süt başka bir sıvıyla karıştırılıp Öylece çocuğa içirilirse, ister karışımın çoğunu süt, isterse diğer sıvı oluştursun reda' hükmü sabit olur. Mezhebin en zahir görüş ve içtihadı budur. Alman süt çocuğun boğazına veya burnuna akıtılırsa yine hüküm değişmez, reda' sabit olur.

Ancak süt anneliğin ve süt kardeşliğin reda1 hükmü çerçevesinde gerçekleşebilmesi için emen çocuğun da.diri olması ve iki yaşma ulaşmamış bulunması; aynı zamanda beş defa ayrı ayrı vakitlerde emmiş olması şarttır. Kadının bir memesini biraz emdikten sonra ikinci memesini emerse, bu bir emme sayılır. Aynı zamanda kadının göğsündeki mevcut süt alınıp beş kısma bölünür ve böylece çocuğa içirilirse, bu da bir emme kabul edilir.

Beş defa emzirdiğinde şüpheye düşer veya çocuğa süt emzirirken onun iki yaşma girmiş bulunup bulunmadığında şek ederse, tahrîm hükmü gerçekleşmez. [316]

c) Hanbelîlere göre, Tahrîm hükmünde geçerli olan reda' (emzirme, emme) beş defa veya daha fazla emzirileni ve emilenidir. Mezhebin en sahih kavli ve tesbiti budr.r. Nitekim belirtilen bu beş defa emzirme ve emme Hz. Aişe, îbn Mes'ud, îbn Zübeyr, Atâ' ve Tavus'tan da rivayet edilmiştir. Allah hepsinden razı olsun... İmam Şafiî'nin de kavli böyledir.

İmam Ahmed'den yapılan ikinci bir rivayette ise, emzirmenin, em­menin azı da çoğu da tahrîmi gerektirir şeklindedir. Nitekim bu Hz. Ali ve İbn Abba,s (r.a.) dan da rivayet edilmiştir. Tabiînden Saîd b. Müseyyeb'in, el-Hasan'm, Mekhul ve Zührî'nin görüşü de bu anlam­dadır. Katade, Hammad ve İmam Mâlik'in de içtihadı böyledir. Rey ta-rafdarlarmm da içtihadının böyle olduğunu (a) maddesinde belirt­miştik.                                       

Üçüncü bir rivayete göre ise, tahrîmi. gerektiren reda' üç defa olanıdır. Yani yabancı anne çocuğa üç defa ayrı ayrı vakitlerde süt em-zirirse reda' hükmü sabit olur. Bir ve iki emzirme tahrîmi gerektirmez. Nitekim konumuzu oluşturan hadîslerde bu husus açıklanmış bulunuy­or.

Hz. Hafsa'dan yapılan rivayete göre, on emzirmeden az olursa tahrîm sabit olmaz. Ancak Hz. Aişe (r.a.) dan yapılan sahîh rivayete göre on defa emzirme hükmü kaldırılmış ve onun yerine beş defa em­zirme hükmü konulmuştur. Resûlüllah (s.a.v.) efendimiz vefat edince bu hüküm yürürlükte bulunuyordu. Nitekim Sehle hadîsi buna delâlet etmektedir.

Açık bir kesinti sebebiyle her dönüşü bir emme sayılır. Ahmed b. Han-itel'in zahir olan görüşü de budur. Şâfîîlere göre ise, çocuğun emerken ?asılah emmesi, kesintiler meydana getirmesi sayıya te'sir etmez, hepsi 3İr emme sayılır.

Kadından alman sütün çocuğun burnundan akıtılması veya ağız ^oluyla boğazına dökülmesi de emme kabul edilir ve tahrîmi gerektirir, Başka bir sıvıyla veya maddeyle  karıştırılan süt, hâlis  süt hükmündedir, yani tahrîmi gerektirir.

Ayrıca ölünün sütü de bu hususta dirinin sütü gibidir. Zira bu du­rumda süt ölmemiştir. Rey tarafdarlarmm da görüş ve içtihadı böyledir. [317]

Reda' hükmünün sabit olabilmesi için çocuğun iki yaş içinde bu­lunması gerekir. İki yaşını doldurup üçüncü yaşa ayak basan çocuğun emmesi tahrîmi gerektirmez. Yani süt analık, süt kardeşlik gerçekleşmez. [318]

d) Mâlikîlere göre, İbn Kasım'a soruldu: "Bir veya iki emme tahrîmi gerektirir mi?" Cevap olarak "Evet gerektirir" dedi, imam Mâlik'e: "kadının sütünün çocuğun burnuna akıtılması veya ağızdan boğazına dökülmesi tahrîmi gerektirir mi?" diye sorulunca, "evet gerek­tirir" dedi ve ilâve etti: "Dökülen süt çocuğun midesine ulaşırsa öyledir."

Bu mezhebe göre, müşrike olsun müslime olsun her kadının sütü ile tahrîm vaki olur. İmam Mâlik: "Dini ne olursa olsun kadınlar [arasında bu hususta fark söz konusu değildir" demiştir. : Çu mezhebe göre de emilen süt az olsun, çok olsun tahrîmi gerek­tirir. Birden fazla emmesi de şart değildir. Bir defa ile reda' hükmü vaki olur. Aynı zamanda bu tahrîm hükmü iki yıla kadardır. İki yaşını jdoldurup üçüncü yaşa ayak basan çocuğun emmesi tahrîmi gerektirmez. [319]

 

Tahliller ve Rivayetler
 

541 no'lu Hz. Aişe hadîsi sahîhtir. O bakımdan müctehidlerin bir kısmı bu hadîsle istidlal ve ihticacda bulunmuştur. Böylece bir ve iki emmenin tahrîmi gerektirmediği anlaşılıyor. Ancak bu hadîsle 545 no'lü Hz. Aişe hadîsi arasında mânâ ve hüküm bakımından farklı bir durum var. Burada bir iki emmenin tahrîmi gerektirmediği, diğerinde ise beş defadan az bir emmenin tahrîmi gerektirmediği belirtiliyor. İki hadîs arasını te'lîf edecek olursak şöyle bir yorumda bulunabiliriz: Bir iki emme sözü tahdidî değildir, yani emzirme hususunda tavan olarak belirlenmemiştir. Bir iki emzirme, olayına yönelik cevap anlamında bir anlatım tarzıdır. O bakımdan tavanın üç değil, beş olduğu ortaya çıkıyor.

542 ve 544 nolu hadîsler de Hz. Aişe hadîsiyle birleşmekte ve bir iki emmenin tahrimi gerektirmeyeceği hükmüne ağırlık ka­zandırmaktadır.

544 nolu Abdullah b. Zübeyr hadîsim aynı zamanda îbn Hibban tahrîc etmiştir. Tirmizi ise bu rivayet üzerinde durarak şöyle demiştir: "Hadîs ehlince sahîh olan şudur ki, îbn1 Zübeyr'den yapılan rivayette Hz. Aişe ismine yer vermektedir, yani İbn Zübeyr bunu Hz. Aişe (r.a.) dan rivâyet-etnıiştir." [320]

İbn Cerır et-Taberî'ise bu rivayetin muzdarip olduğunu belirterek ta'lîlde bulunmuştur. Şöyle ki, bu anlamda birkaç rivayet bulunuyor ve onlar arasında tam bir tercih yapmanın zor olduğu ortaya çıkıyor. Mu­allel olmasının sebebi buradan kaynaklanıyor.

Sonuç olarak bu rivayetlerde, üç defa emzirmenin tahrîmi gerek­tirdiği ortaya çıkıyor. Nitekim Zeyd b. Sabit, Ebû Sevr ve îbnü'l-Münzir'in de içtihadı böyledir. Ancak az yukarıda da belirttiğimiz üzere, üç emzirme tavan olmayabilir.

545 no'lu Hz. Aişe hadîsiyle 547 nolu Hz. Aişe hadîsi çeşitli tarik­lerle yapılan rivayetleriyle birbirini desteklemektedir.

Böylece yabancı kadının çocuğu beş defa emzirdiği malum olduğu takdirde tahrîm hükmü sabit olur. Malûm olmayıp şüphede kalındığı takdirde şüpheyle amel edilmiyeceğine göre tahrim gerçekleşmez. Nite­kim ashabdan İbn Mes'ud, Aişe ve Abdullah b. Zübeyr ile Tabiînden Ata', Tavus, Saîd b. Cübeyr ve Urve b. Zübeyr de aynı görüştedirler. İmam Şâfıî, İmam Ahmed, İshak, İbn Hazm ve ilim ehlinden bir cemaat de bu rivayetlerle istidlal ve ihticacda bulunmuşlardır. Ali b. Ebî Ta-lib'in de (r.a.) mezhebinin böyle olduğu sahîh rivayetle sabit olmuştur. Cumhur ise, "çocuğun midesine ulaşan süt az olsun, çok olsun tahrîmi gerektirir" görüş ve ictihadmdadır. Nitekim İmam Mâlik ile Irnam Ebû Hanîfe'nin de mezhebi böyledir. Hammad ve Evzaî de aynı görüştedirler.

Cumhurun delili ise, Kur'ân'da beş defa emzirmenin haram olduğuna dair mütevatir bir âyet mevcut değildir. Başka kıraatlerde böyle bir cümleye yer verilmiş olsa bile, Kur'ân'm tamamı mütevatir olduğuna bakılınca tevatür derecesine ulaşmayan bir kıraat hüccet ola­rak alınamaz... Bazı imamlar ise ahad derecesinde olan kıraatlerle amel etmişlerdir. Meselâ İbn Mes'ud kıraatinde "üçgün ardarda oruç..." âyetinin cümledendir. Ayrıca Ubey kıraatinde "Onun bir ana bir erkek veya -j.z kardeşi olursa" sözü yer almakta ve onunla amel edilmektedir.

Sonuç olarak "beş malum emzirme" sözü âyet olsaydı, muhafazası .özkonusu olurdu. Muhafaza edilmediğine göre, âyet olduğu iddia edi­lebilir mi? Lafzı kaldırılmış, mânası kalmıştır denilebilir mi? Hz. Aişe hadîsi bu mânayı ifade mi etmektedir? Hulasa konu oldukça karmaşık ye izahı son derece zordur. [321]

 

Çıkarılan Hükümler
 

1- Neseb yoluyla haram olanlar süt emzirme yoluyla da haramdır. Ancak bunun bazı istisnaları vardır.

2- Süt emziren kadının en az dokuz yaşında olması gerekir. Daha aşağı yaşta olan bir kadının sütü tahrimi gerektirmez.

3- Süt emen çocuğun da müctehidlere göre iki yaşım bitirmemiş olması şarttır. Yani emzirmenin tahrimi gerektirebilmesi için çocuğun iki yaşını geçmemiş olması söz konusudur.

4- İmam Ebû Hanîfe'ye göre bunun tavanı otuz aydır. Bu süre içinde annesi dışında bir kadının göğsünü emen çocuk o kadınının süt evlâdı olur.

5- Kadının sütünün bir kaba alınıp öylece çocuğa içirilmesi de tahrîmi gerektirir.

6- Sütün ağzından verilmesi nasıl tahrimi gerektiyorsa, burundan akıtılması da öylece tahrimi gerektirir. Yeter ki akıtılan sütün mideye ulaştığı kesinlik arzetsin.

7- Mideye ulaşan sütün az ye çok olması farketmez. Bu İmam Ebû Hanife ile İmam Mâlike göredir.

8- Çocuğa içirilen sütün hayatta olan bir kadından alınmış olması gerekir. Ölmüş bir kadının sütü tahrimi gerektirmez. Bu îmam Şafiî'ye göredir.

9- Kadın hayatta iken sütü alınır ve sonra o kadın vefat ettikten sonra alman sütü bir çocuğa içirilirse tahrîmi gerektirir.

10- Sütün halis olması nasıl tahrîmi gerektiyorsa, başka bir sıvı veya maddeyle karışık olanı da Öylece tahrîmi gerektirir. Bazısına göre, hüküm galibe göredir; yani süte karıştırılan madde galip ise tahrîmi ge­rektirmez, az ise tahrimi gerektirir.

11- Kadının sütü peynir veya kaymak yapılarak öylece çocuğa ver­ilirse yine de tahrimi gerektirir. Bu İmam Şafiî'ye göredir.

12- Tahrîm hükmünün gerçekleşebilmesi için emen çocuğun da diri olması gerekir.

13- Kadının göğsünden bir defada boşalan süt bir bardağa alınıp beşe bölünür ve bunlar ayrı ayrı olarak beş defa çocuğa içirilirse, bu beş defa emme olarak sayılmaz, sadece bir emme kabul edilir.

14- Kadın süt emzirdiği çocuğun İki yaşından aşağı olup olma­masında şüphe ederse, bu şüpheyle amel edilmeyeceğinden tahrîm hükmü sabit olmaz.

15- Kadın süt emzirdiği çocuğa beş defa mı üç defa mı süt emzir­diğinde şüphe ederse, tahrîm hükmü sabit olmaz.

16- Süt emmenin müteferrik olması gerekir. Bu da örfe göre tak­dir edilir.

17- Çocuğun emerken nefes alması veya ilgisini çeken bir şeye bakıp emmeyi bırakması ve tekrar emmeye başlaması sayıya tesir et­mez

18- Ölünün sütü dirinin sütü gibidir, tahrimi gerektirir. Bu, imam Ahmed ile îmam Ebu Hanife nin görüşüdür.

19- Kadın ister müslüman, ister müşrike, ister başka bir dinden olsun süt emzirme hususunda tahrim hükmü caridir.

20- Süt emeri çocuk emziren kadının süt evladı olur ve artık ne onunla ne de onun öz evladından biriyle evlenebilir. Bu tahrim de­vamlıdır.                                       

21- Süt emen çocuğun öz kardeşleri emziren kadının çocuklarıyla evlenebilirler. Kardeşlerinin o kadından süt emmesiyle ortaya çıkan tahrim böylece belli sınırda kalır.

22- Süt emzirme ihtilâf konusu olursa, olayı şahitle belgelendir­mek gerekir. Nitekim ileride buna yer verilecektir. [322]


Konu Başlığı: Ynt: Emzirme veTahrim Sonuçları
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 22 Haziran 2014, 22:03:10
Çok detaylı bir şekilde anlatılmış süt kardeşliği Rabbim razı olsun. Süt bağı önemli birr bağ bu yüzden basite alınmamalı. Anneler bu konuda çok dikkatli olmalı ve süt çocuğuna gerekli yakınlığı ve hakları da göstermeli.  


Konu Başlığı: Ynt: Emzirme veTahrim Sonuçları
Gönderen: Ceren üzerinde 22 Haziran 2014, 22:47:34
Esselamu aleyküm.Allah razı olsun bu kadar derin bilmiyordum bu konuyu bilgilendim.