๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Hadisleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 18 Ağustos 2010, 06:33:29



Konu Başlığı: Cuma Namazı Ve Önemi
Gönderen: Zehibe üzerinde 18 Ağustos 2010, 06:33:29
Cuma Namazı Ve Önemi
 

İslam'da cuma namazının yeri ve önemi kelimeyle an­latılamayacak kadar büyüktür. O kadar ki, İslam cumasız, cuma da İslamsız düşünülemez. Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz küfrün amansız saldırı ve ablukasından kurtulup Medine'ye hicret ettiğinde, henüz Medine'ye varmadan yolda Beni Salim b. Avf ka­bilesinde cuma vakti olunca ilk cumayı orada kıldırarak İslam’ın devlet hüviyetine girmenin ilk adımını atmış ve bunun için cu­manın lüzumunu belirtmiş oldu. Ondan sonra da hayatı boyunca -seferi durumlar dışında- cuma namazına devam etmiş ve devam edilmesini hep emretmiştir.

Böylece cuma namazının farziyeti, kitap, sünnet ve icma' ile sabit olmuş; terki büyük günah, inkarı ise küfür kabul edilmiştir.

 

Konuyla İlgili Hadisler:
 

İbn Mes'ud (r.a.) den yapılan rivayette, Rasulüllah (s.a.v.) Efendimizin, cumaya gitmeyip geri kalan bir kavme şöyle buyurduğu belirtilmektedir:

"Azmettim ki, insanlara namaz kıldırması için bir ada­ma emredeyim, sonra da cumaya gitmeyip geri kalanların üzerine evlerini yakıp (yıkayım)."[414]

Ebu Hüreyre ve İbn Ömer'den (r.a.) yapılan rivayette, Rasulüllah'ın (s.a.v.) minberi üzerinde şöyle buyurduğunu işittikleri belirtilmektedir:

"Ya şu kavim ve topluluklar cumayı terketmekten vaz geçerler ya da Cenab-ı Hak onların kalplerinin üzerini mühürler de hepsi de gafillerden olurlar."[415]

Ebu Ca'd ed-Dameri'den rivayet edilmiş ki, onun Rasulüllah (s.a.v.) ile sohbeti vardır. Rasulüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Kim gevşeklik göstererek üç cumayı (üstüste) terkederse, Allah onun kalbini mühürler."[416]

Abdullah b. Amr (r.a.) dan yapılan rivayete göre, Peygamber (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

"Cuma (namazı) nidayı (cuma ezanını) işiten kimseye gereklidir (farzdır)."[417]

Hafse (r.a) dan yapılan rivayete göre, Peygamber (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

"Ergen olan her erkeğe cumaya gitmek vacibdir."[418]

Tarık b. Şihab (r.a.) dan yapılan rivayete göre, peygamber (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

"Cuma namazı cemaat halinde her müslüman üzerine vacib bir haktır; ancak şu dört kimse müstesna: Başkasının mülkü olan köle, kadın, çocuk ve hasta"[419]

 
Hadislerin Işığında Fakih İmamlarının İstidlal Ve İhticacları
 

a) Hanefîlere göre: Cuma namazı kendisinde şu yedi şartı toplayan herkese farz-ı ayndır:

1- Erkek olmak,

2- Hür olmak,

3- Mukim (eyleşik) olmak,

4- Şehir, kasaba veya bunların sınırına giren yerde bulun­mak,

5- Zalimden güven içinde olmak,

6- İki gözden ve iki ayaktan, arızalı ve sakat bulunmamak, hasta olmamak,

7- Aklı başında ergen olmak.

İmam Ebu Hanife ile İmam Ebu Yusuf’a göre: Vaktin farzı, öğle namazıdır. Cuma onun yerine geçmektedir. Bu, hem özürlü olmayan, hem de özürlü olan hakkında caridir. Ne var ki, özürlü olmayan kimse cuma namazını bilfiil kılıp yerine getirmekle me'murdur ve bu onun hakkında kesinlik arzeden bir hükümdür. Özürlü olan kimse ise, cuma namazını ruhsat yollu kılmakla me­murdur. O bakımdan cumayı kıldığı takdirde öğle namazı üzerinden kalkmış olur ve kıldığı cuma, farz yerini alır. Ruhsatı terkedecek olursa, emir azimete döner ve kendisine öğle namazı farz olur.

İmam Muhammed'e göre ise, yapılan bir rivayette, vaktin farzı cumadır. Ruhsat sebebiyle öğle farzı onun yerine geçer ve farziyetîni düşürür.

O halde cuma namazı akli dengesi yerinde olmayanlara, çocuklara, yolculuk halinde bulunanlara, bunaklara, hastalara, köle ve esirlere, hapis ve zindanda yatanlara farz değildir.

Bunun gibi şehir ve kasabaya bağlı olmayan köylerde de cuma kılmak farz değildir. Ancak fakihlerin bir kısmına göre, köyler şehre veya kasabaya bağlı bulunur da devleti temsil eden görevliler orada yer alırsa, a takdirde köylerde cuma kılmak farz olur. Aynı zamanda cuma namazını ya sultan, ya da onun naibi­nin kıldırması şarttır. Hutbe ve cemaat de cumanın şartları arasındadır. Cuma namazı kılınan yerin herkese açık olması da şarttır. Buna "izn-i'amm" denir.

Cemaate gelince, İmam Ebu Hanife'ye göre, imamdan başka en az üç kişi, İmam Ebu Yusuf'a göre, imamdan başka iki kişi ce­maat kabul edilir ve cuma bunlarla sahih olur.[420]

b) Şafiilere göre: Cuma namazı, mükellef, hür, mukim olan, sıhhati yerinde olup cumaya gidemeyecek kadar hasta bu­lunmayan ergen, aklı başında her erkeğe farzdır.

Cemaati terke ruhsat verilen kimseye cuma namazı fara; değildir.

Kimin öğle namazı sahihse, cuma namazı da sahih kabul ed­ilir: Temyiz çağında olan çocuğa, köle, kadın ve misafire öğle na­mazı farzdır ve sahihtir. O bakımdan öğleyi bırakıp cuma na­mazını ruhsat yollu kılarlarsa, cumaları da sahih olur. O bakımdan sözünü ettiğimiz bu kimseler cuma camiinden henüz namaza başlanmadan çıkıp ayrılabilirler. Çünkü bu durumda on­lara cuma namazı değil, öğle namazı farzdır. Ancak hasta ve iki gözünden arızalı kimse cuma için camiye gelirse, namaz kılmadan ayrılmaları caiz değildir; fakat cuma namazını beklerken hastalık ve vücutlarındaki arızanın artma endişesi varsa, o takdirde ayrılabilirler.

Köylerde oturanlara gelince: Şehir veya kasabada okunan ezan sesini duyabiliyor veya duymadıkları halde cuma şartlanın haiz kırk kişi bulunuyorsa, o takdirde cuma namazı kılmaları fa­rzdır.

Kendilerine cuma farz olmayanların öğle namazını cemaat halinde kılmaları sünnettir.

Cuma namazının vakti öğle namazının vaktidir. Aynı za­manda ancak cemaatle kılınır. Bu da imamla birlikte kırk kişi ol­masıyla gerçekleşir.[421]

c) Hanbelilere göre: Cuma namazının vakti, güneş bir mızrak boyu yükselince başlar ve her şeyin gölgesi bir mislini bu­luncaya kadar devam eder. Kırk kişiyle kılınır.

Hanefî ve Şafii mezheplerinde cuma namazı kimlere farzsa, bu mezhepte de öyle.[422]

d) Malikilere göre: Cuma namazının vakti, güneş batıya meylettikten sonra başlar ve batıncaya kadar devam eder. Cuma namazı ancak camilerde kılınır.[423] Sultan ve naibinin, vali veya naibinin imam olması şart değildir.[424]

 
Tahliler Ve Diğer Rivayetler
 

400 nolu İbn Mes'ud hadisi ve 401 nolu Ebu Hüreyre hadisi sahihtir.

402 nolu Ebu Ca'd hadisine gelince, onu aynı zamanda İbn Hibban, Hakim ve Bezzar tahric etmişlerdir. İbn Sikkin ise onu sahihlemiştir. Tirmizi ise Buhari'den naklen onu tanımadığını be­lirtmiş ve Ebu Hatim de aynı görüşe katılmıştır. Taberani onun künyesini açıklarken, isminin Edra’ veya Cünade veya Amr olduğu hakkında birtakım söylentilerin bulunduğuna değinmiştir.

Bu konuda Cabir (r.a.) den yapılan rivayette Rasulüllah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

"Kim özürsüz olarak üç cumayı (üstüste) terkederse, kalbi mühürlenir."

Bu hadisi Nesaî, İbn Huzeyme ve Hakim rivayet etmişlerdir. Darekutni ise bu hadis hakkında şunu söylemiştir:

"Bu, Ebu Ca'd hadisinden daha sahihtir."           

Ayrıca bu konuda Cabir'den (r.a.)  ikinci bir hadis daha ri­vayet edilmiştir:

"Şüphesiz ki Allah, şu ayınızda cumayı size farz kılmıştır. Artık kim onu hafife alarak veya önemsemeyerek terkederse, haberiniz olsun ki Allah onun işlerini bir araya getirmesin! Bilin ki, Allah onu mübarek kılmasın!... Haberiniz olsun ki, onun hiçbir namazı (makbul) değildir."[425]

Ancak bu hadisin isnadında Abdullah el-Belvi (veya Belevi) bulunuyor ki, onun hadisi vahi (zayıf ve aciz) kabul edilir.[426]

Aynı hadisi Bezzar tahric etmiş, ancak başka bir vecihle ri­vayetini sağlamıştır. Onun bu rivayetinde ise Ali b. Zeyd b. Ced'an bulunuyor. Bu zat hakkında farklı tesbit ve görüşler vardır; çoğu onun iyi bir hadis hafızı olduğunu söylemiştir. Zeyd b. Zürey' ise onun Rafızi olduğunu iddia etmiştir, İmam Ahmed'e göre, o zayıftır. Yahya ise onun kavi olmadığına dikkat çekmiştir.[427]

O bakımdan Darekutni her iki hadisin de sabit olmadığına kail olmuştur. Nitekim İbn Abdi'l-Ber'de: "Bu hadisin isnadı vahidir" diyerek ona katılmıştır.

Yine bu konuda Taberani'nin: "Kim özürsüz olarak: üç cu­mayı (üstüste) terkederse münafıklardan yazılır" mealinde rivayet ettiği bir hadis vardır. Ancak bunun isnadında Cabir ec-Cu'fî bu­lunuyor ki cumhur onun zayıf olduğunu belirtmiştir.[428]

Bu konuda bir hadis de Enes (r.a.) den rivayet edilmiştir ki Deylemi onu Müsned-i Firdevs'de nakletmiştir:

"Kim üstüste üç cumayı özürsüz olarak terkederse, Allah onun kalbini mühürler."

Taberani el-Kebir'de Abdullah b. Ebi Evfa'dan şu hadisi ri­vayet etmiştir:

"Kim cuma günü nidayı (yani ezanı) işitir de cumaya gelmez­se, sonra yine onu işitir yine gelmez ve bunu üç defa böyle yapar­sa, kalbi mühürlenir ve kalbi münafığın kalbine çevrilir."

el-Iraki "Bunun isnadı iyi ve güzeldir" demiştir.

400 nolu İbn Mes'ud hadisine dayanıp cuma namazının mükellef olan her müslüman erkeğe farz olduğunu istidlal eden­ler olmuştur.                                             

el-Hattabi ise, cuma namazının farz-ı ayn ve farz-ı kifaye olduğu hakkında bir takım farklı görüş ve yorumların bulun­duğunu, ancak fukahadan çoğuna göre, farz-ı kifaye olduğunu nâkletmiştir. Aynı zamanda bunu İmam Şafii'ye isnad edenler de olmuştur. Ebu İshak el-Mervezi, böyle bir görüşün İmam Şafii'ye isnadının caiz olmadığını belirterek ortada bir hatanın bulun­duğuna dikkat çekmiştir. Zira dört mezhebin de cuma namazının farz-ı ayn olduğunda ittifakı vardır.

403 nolu Abdullah b. Amr hadisini Ebu Davud kendi süneninde nâkletmiştir. Ayrıca bir cemaat de onu Abdullah b. Amr'den rivayet ederken onu Rasulüllah'a (s.a.v.) kadar refi' et­memişlerdir. Ancak Kubeyse onu Rasulüllah'a (s.a.v.) isnat etmiştir.

Hadisin isnadında Muhammed b. Said et-Taifi bulunuyor ki bu zat hakkında hayli sözler söylenmiştir. et-Takrib sahibi onun "saduk" olduğunu; Ebu Bekir b. Ebi Davud onun "sıka" yani "güvenilir" olduğunu söylemiştir.[429]

Zehebi ise, bunun Tavus'tan ve Süfyan es-Sevrî'den yapılan rivayete göre, "meçhul" olduğunu yazmıştır.[430]

Bu konuda Darekutni'nin Velid'den, onun da Züheyr b. Muhammed'den yaptığı rivayet vardır ki, bu iki ravi de ricali sahih­ten sayılmıştır. Ancak el-Iraki, Züheyr'in Şam ehlinden bazı menakir rivayet ettiğine dikkat çekmiştir. Aynı zamanda Velid'in de tedlisde bulunduğunu belirtmiştir.       

Nesai'nin Hz. Hafsa'dan rivayet ettiği hadisin isnadında yer alan ricalin sahih olduğu tesbit edilmiş; ancak Ayyaş b. Ayyaş'ın sahih olmadığını söyleyenler vardır. Bununla beraber el-Aceli onun güvenilir olduğunu söylemiştir.[431]

Zehebi ise üç Iyaş ismini naklederken hiçbirinde "Iyaş b. Iyaş" dememiştir.                               

404 nolu Tarık b. Şihab hadisini aynı zamanda Hakim tahric etmiştir. el-Hafız İbn Hacer bu hadisi; birçok kimsenin sahihlediğini belirtmiştir. el-Hattabi ise, bu hadisin isnadı üzerinde dur­muş ve "Tarık b. Şihab'in Peygamber (s.a.v.) den işittiği sahih değildir. Ancak Peygamber'e (s.a.v.) ulaştığı kesindir" demiştir. el-Iraki bu son tesbiti dikkate alarak onun hadisinin sıhhati sübut bulmuş oluyor demiştir.[432]

 
Çıkarılan Hükümler
 

1- Cuma namazı ergen, aklı başında, hür, sıhhatli ve mukim olan her müslüman erkeğe farzdır.

2- Misafire, kadına, çocuğa, köleye, esir ve tutukluya, deliye, bunağa ve hastaya farz değildir.

3- Cuma namazını özürsüz terkeden kimsenin kalbi mühürlenir.

4- Üç cumayı üstüste özürsüz terkeden kimse münafık yazılır ve kalbi mühürlenerek gafiller zümresine dahil edilir.

5- Cuma namazı imam hariç iki kişiyle de kılınabilir. İmam Şafii'ye göre ancak 40 kişiyle kılınması sahih olur. Malikilere göre 12 kişiyle kılınması gerekir.

6- Kadın, köle, hasta ve misafir cuma namazına katılıp ce­maatle kılarlarsa, bu kafi gelir ve öğle farzının yerine geçmiş olur.


Konu Başlığı: Ynt: Cuma Namazı Ve Önemi
Gönderen: Kaan Han üzerinde 26 Aralık 2014, 22:06:33
Cuma namazi onemli ve farz namazlarindan biridir


Konu Başlığı: Ynt: Cuma Namazı Ve Önemi
Gönderen: SeLiNaY 8 üzerinde 14 Ocak 2016, 22:44:22
selamun aleykum  Cuma namazı ,öğle vaktinde kılınır. Yalnızca cemaatle kılınan bir namaz olduğu için bu namazı kaçıran kişi günün öğle  namazını kılmakla sorumludur.. Cuma namazı kılan kişinin ayrıca öğle namazı kılmasına gerek yoktur. Çünkü cuma namazı o günün ögle namazı yerine geçer . Cuma namazının bir kişiye farz olması için o kimsenin,müslüman  akıllı ve ergenlik çagına gelmiş olması gerekir.
Allah razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Cuma Namazı Ve Önemi
Gönderen: İkraNuR üzerinde 14 Ocak 2016, 22:48:46
selamun aleyküm.
namazlarımızı eksiksiz kılalım inş. cuma namazları ise sadece cemaat ile kılınır. bir kişi cuma namazını kaçırırsa eğer öğle namazını kılmakla sorumludur. cuma namazı aklı yerinde olan ve ergenlik çağına girmiş kişilere farzdır.
Allah c.c. razı olsun.


Konu Başlığı: Ynt: Cuma Namazı Ve Önemi
Gönderen: Fatma Karadere üzerinde 14 Ocak 2016, 23:41:44
Cuma namazının en önemli özelliklerinden biri de cemaatle kılınmasıdır.Namaz,cemaatle kılındığında insanlar arasında ki sevgi ve saygı artar,dargınlar barışır,insanların toplumlarla etkileşimi ve iletişimi artmış olup Allah c.c nin namazını onun için kıldığımızı anımsayarak namazımızı sevgi ve huşu içinde kılmalıyız.


Konu Başlığı: Ynt: Cuma Namazı Ve Önemi
Gönderen: Hatice Akdağ 8 üzerinde 15 Ocak 2016, 00:01:55
Ve Aleyküm Selam:
Namazlarımızı tam vaktinde kılalım. Geçiksekte kaza kılalım.Peygamberimizin ayakları şişerdi ama bizim gibi gezmekten değil sabahlara kadar ibadet etttiğinden ,namaz kıldığından.Bu yüzden namaz kılalım bahane etmeyelim.
Paylaştığınız için Allah Razı Olsun...


Konu Başlığı: Ynt: Cuma Namazı Ve Önemi
Gönderen: Pelinay üzerinde 24 Şubat 2016, 18:52:50
Ve aleykumusselam ve rahmetullah;
üst üste üç cumayı mazeretsiz kılmayanın kalbinin mühürleneceğini söylüyor Efendimiz.
ne kadar dehşet verici.artık bu hadsii duyup da üzerine cuma farz olanın kılmamasına şaşılır...


Konu Başlığı: Ynt: Cuma Namazı Ve Önemi
Gönderen: Mehmed. üzerinde 24 Şubat 2016, 18:59:38
Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah . Cuma namazı öyle güzel şeylere vesile olan bir namaz ki. Rabbim paylaşım için razı olsun.


Konu Başlığı: Ynt: Cuma Namazı Ve Önemi
Gönderen: Mustafa/Samed üzerinde 24 Şubat 2016, 19:12:25
Ve Aleykümüsselam. Rabbim cuma namazını kılmayı biere nasip eylesin.


Konu Başlığı: Ynt: Cuma Namazı Ve Önemi
Gönderen: Sevgi. üzerinde 24 Şubat 2016, 19:12:50
  Aleyna Ve Aleykümüsselăm ecmain.İslam'da cuma namazının yeri ve önemi kelimeyle an­latılamayacak kadar büyüktür. O kadar ki, İslam cumasız, cuma da İslamsız düşünülemez.
 Paylaşım için Rabbim Razı olsun inşaAllah kardeşim..