Konu Başlığı: Cenaze Namazında Kıraat Salavat Ve Dua Gönderen: Zehibe üzerinde 17 Ağustos 2010, 06:54:41 Cenaze Namazında Kıraat, Salavat Ve Dua
Cenaze namazı, yukarıda da belirttiğimiz gibi, hem ölen mü'mine saygı ifade eder, hem de mü'minin mü'min kardeşine karşı birtakım vazifelerinin bulunduğunu, ölünce de o vazifenin devam edeceğini yansıtır. Mesela, ölen kardeşimizi yıkayıp kefenlememiz, namazını kılıp defnetmemiz, sonra da zaman zaman onun için istiğfar edip Allah'tan rahmet ve gufran dilememiz ve yeri geldikçe sevabı ona ulaşmak üzere tasaddukta bulunmamız bu vazifenin birer uzantısı sayılır. Konuyla İlgili Hadisler İbn Abbas (r.a.) dan yapılan rivayete göre, adı geçen bir cenazenin namazını kılarken Fatiha suresini okumuş ve sonra şöyle demiştir: "Bilesiniz ki bu sünnettir."[201] Ebu Ümame b. Sehl'den yapılan rivayete göre, adı geçene Rasulüllah'ın ashabından bir adam şunu haber vermiştir: "Cenaze namazında sünnet odur ki, imam tekbir getirdikten sonra gizli olarak Fatiha suresini okur. Sonra da Peygamber (s.a.v.) Efendimize salavat getirir ve cenaze için ihlas ve ciddiyetle dua eder ve bunları tekbirleri getirerek yapar ve başka bir şey okumaz. Sonra da gizli olarak selam verir."[202] Ebu Hüreyre (r.a.) den yapılan rivayette, Rasulüllah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Ölen kimsenin cenaze namazını kıldığınızda, onun için ihlas (ciddiyet ve samimiyet) üzere dua ediniz."[203] Yine Ebu Hüreyre (r.a.) den yapılan rivayete göre, diyor ki: "Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz bir cenazenin namazını kılarken şöyle dua ederdi: Türkçesi: "Allah'ım! Dirimizi, ölümüzü, hazır olanımızı, hazır olmayanımızı; küçüğümüzü, büyüğümüzü, erkeğimizi, kadınımızı, mağfiret edip bağışla. Allah'ım! Bizden kimi diriltip hayata getirirsen onu İslam üzerine dirilt; bizden kimin ruhunu alırsan, iman üzerine ruhunu al."[204] Avf b. Malik'den (r.a.) yapılan rivayete göre, diyor kî: "Rasulüllah (s.a.v.) Efendimizin bir cenazenin namazını kılarken şöyle dua ettiğini işittim: "Allah'ım! Bu kulunu bağışla ve ona merhamet et, onu affedip afiyete erdir. İneceği yeri şerefli, keremli kıl, gireceği yeri genişlet ve onu su, kar ve dolu (soğuk sıvı) ile yıka; hatalardan temizleyip arındır, nasıl ki beyaz elbise kir ve pastan arındırılıyorsa... Ona yurdundan daha hayırlı bir yurt, ehlinden daha hayırlı ehil, eşinden daha hayırlı eş ver. Onu kabir fitnesinden ve cehennem ateşinin azabından koru." Ravi Avf diyor ki: "Rasulüllah’ın (s.a.v.) bu duasına mazhar olmak için kendimin o ölen kişinin yerinde olmamı temenni ettim."[205] Vasile b. Eska' (r.a.) diyor ki: "Rasulüllah (s.a.v.) Efendimiz, müslümanlardan bir adamın cenaze namazını bize kıldırdı. Onun şöyle dua ettiğini işittim: "Allah'ım! Şüphesiz falan oğlu falan senin zimmetinde ve komşuluğun hablinde bulunuyor. Artık sen onu kabir fitnesinden ve cehennem ateşinin azabından koru. Sen vefaya daha ehilsin ve övülmeye daha çok layıksın. Allah'ım! Onu bağışla ve rahmet eyle. Şüphesiz ki sen çok bağışlayan ve çok merhamet edensin."[206] Hadislerin Işığında Müctehidlerin İhticacları a) Hanefilere göre: Ebu Hüreyre (r.a.) den rivayet edilen hadiste belirtilen duanın okunması sünnettir. Ancak duaya Allah'a hamd ve Peygambere (s.a.v.) salat-ü selamla başlamak da sünnettir. [207] b) Şafiilere göre: Bu mezhebin zahirine göre, Ebu Hüreyre'den rivayet edilen dua okunur ve şu cümleler ilave edilir: "Allah'ım! Bizi bunun ecrinden mahrum etme ve ondan sonra bizi fitneye düşürme. Allah'ım! Bu senin kulundur, kulunun oğludur; dünyanın rahatlık ve genişliğinden çıktı, kabrin karanlığına indi. Senin bu kulun Senden başka ilah olmadığına, Muhammed'in de Senin kulun ve resulün olduğuna şehadet ederdi. Onun bu durumunu Sen daha iyi bilirsin. Allah'ım! Bu kulun sana konuk olarak geldi, Sen konak sahiplerinin hayırlısısın. Fakir olarak Senin rahmetine geldi, Sen ona azap etmekten müstağnisin. Biz Sana rağbet ederek gelmiş bulunuyoruz, onun için şefaat ediyoruz: Allah'ım! Eğer o iyi bir insansa, onun iyiliğini artır; kötü bir insansa, onun kötülüklerini bağışlayıp geç; onu rahmetinle, rızanla karşılaştır; kabir fitnesinden ve azabından koru. Kabrini genişlet... ve güven içinde cennetine eriştir. Ey merhametlilerin en çok merhamet edeni..."[208] c) Hanbelilere göre: Cenaze namazında belirlenmiş bir dua yoktur. Ancak dua okumak vaciptir ve dua eden kimse önce kendi nefsi, sonra ana-babası, sonra da diğer bütün müslümanlar için rahmet, mağfiret ve atıfet diler. Bununla beraber Ebu Hüreyre ve o anlamda İbrahim el-Eşheli hadislerinde belirtilen duayı okumak uygun olur.[209] d) Malikilere göre: Birinci tekbirde eller kaldırılır, diğerlerinde kaldırılmaz. Her tekbirden sonra dua edilir ve böylece cenaze namazında her tekbirden sonra dua edilerek dört defa bu ameliye yapılır.[210] Tahliller Ve Diğer Rivayetler 710 nolu İbn Abbas (r.a.) hadisini aynı zamanda İbn Hibban ve Hakim tahric etmişlerdir. İsnadı sahihtir. İmam Şafii ve Ahmed b. Hanbel bu ve bunu kuvvetlendiren diğer rivayetlerle ihticac etmişlerdir. 711 nolu Ebu Ümame hadisinin isnadında Mutarrif bulunuyor. Ancak Mizan'da üç Mutarrif ismi üzerinde durulmuş ve her üçü hakkında da müsbet ve menfi tesbit ve görüşlerin bulunduğuna değinilmiştir.[211] Beyhaki ise onun kavi olduğunu söylemiştir. Aynı manaya delalet eden bir hadisi Hakim ve ayrıca Nesai tahric etmişlerdir. Ne var ki bu rivayetlerde "tekbirden sonra" ve bir de "Sonra da gizli şekilde selam verir" cümlelerine yer verilmemiştir. Gizli selamdan maksat, aşikar verilmeyenidir. Bu babda ayrıca Tirmizi ve İbn Mace şunu rivayet etmişlerdir: "Peygamber (s.a.v.) cenaze namazını kılarken Fatihayı okudu." Şu kadar ki, bu hadisin isnadında İbrahim b. Osman Ebu Şeybe e1 Vasıtî bulunuyor ki, bu zat cidden zayıftır.[212] İbn Main onun sıka olmadığını söylerken, İmam Ahmed de zayıf olduğuna dikkat çekmiştir.[213] Hakimin İbn Abbas (r.a.) dan yaptığı bir rivayette şöyle denilmiştir: "İbn Abbas Evba mevkiinde bir cenaze üzerine namaz kıldı; Tekbir getirdi ve Fatiha'yı okudu, okurken sesini yükseltti. Sonra Peygamber'e (s.a.v.) salavat getirdi ve sonra da şöyle dua etti: "Allah'ım! Bu senin kulundur ve kulunun oğludur. Senin rahmetine fakir olarak geldi, Sen ise ona azap etmekten ganîsin. Allah'ım! Bu kulun temiz ise Sen onu tezkiye et, günahkar ise onu bağışla. Allah'ım! Bizi onun ecrinden mahrum bırakma ve bizi ondan sonra saptırma." Sonra üç tekbir getirdi ve namazı tamamladı. Sonra da şöyle dedi: "Ey insanlar! Ben bunu, siz sünnet olduğunu bilesiniz diye aşikar okudum." Ancak bunun isnadında Şürahbil b. Sa'd bulunuyor ki, bu zat hakkında farklı sözler söylenmiştir. Nesai, Hakim, Şafii ve Ebu Leyla'nın Cabir'den yaptıkları rivayette deniliyor ki: "Peygamber (s.a.v.) cenaze namazında Ümmu'l-Kur'an (Fatihay)ı okudu." Bu konuda birkaç rivayet daha vardır ki, hepsi de cenaze namazında Fatihanın okunacağına delalet etmekte ve İbn Abbas rivayetini kuvvetlendirmektedir. 712 nolu Ebu Hüreyre hadisini İbn Hibban tahric etmiş ve Beyhaki sahihlemiştir. Ancak isnadında İbn İshak bulunuyor ki, bu zat hakkında "Muanan rivayette bulunmuştur" denilmiştir. Yani senedinde sözleri açıkça belirtilmeden "falan filandan" şeklinde bir ifade kullanmıştır. Ne var ki İbn Hibban başka bir tarikle bunu "sima" lafzını kullanarak tahric etmiştir. 713 nolu Ebu Hüreyre hadisini Nesai, İbn Hibban ve Hakim tahric etmiştir. Bu rivayetin, başta Hz. Aişe'den (r.a.) olmak üzere şahitleri bulunuyor. Nitekim Tirmizi o şahidi rivayet edip İkrime b. Ammar ile muallel göstermiştir. Yani sıhhatini zedeleyen bir kusuru söz konusudur. Böylece rivayetlerin tamamı biraraya getirilince, asıl murad olan mana ve hüküm kuvvet kazanmış oluyor. O bakımdan istidlal ve ihticaca salih sayılabilir. 714 nolu Avf hadisini aynı zamanda Tirmizi muhtasar olarak tahric etmiştir. İsnadı sahihtir. 715 nolu Vasile hadisi hakkında Ebu Davud ve el-Münzeri susup bir şey dememiştir. Ancak isnadında Mervan b. Cenah bulunuyor ki, bu zat hakkında Ebu Hatim: "Onun rivayetiyle ihticac edilmez" demiş, Beyhaki ise "bir sakınca yoktur" diyerek farklı bir tesbit ortaya koymuştur.[214] Bu ve benzeri iki rivayetten, Rasulüllah'ın (s.a.v.) cenaze namazında duayı aşikar yaptığı anlaşılıyor. Bununla beraber ilim adamlarından bir cemaat duanın gizli yapılmasının müstehab olduğunu belirtmişlerdir. Rasulüllah'ın (s.a.v.) bazan aşikar dua etmesi, talim için olabilir. O bakımdan duayı iki şekilde yapmak da caizdir denilebilir. Çıkarılan Hükümler: 1- Cenaze namazında birinci tekbirden sonra fatiha okumak sünnettir. Bu, İmam Şafii ile İmam Ahmed'in ictihadıdır. 2- Cenaze namazında zamm-i sure okunmaz. 3- Müctehidlerin bir kısmına göre istiftah duası yapılmaz. Bazısına göre yapılır. İmam Ebu Hanife'ye göre de yapılır. 4- İkinci tekbîrden sonra Peygamber'e (s.a.v.) salavat getirmek kimine göre vacip, kimine göre sünnettir. 5- Üçüncü ve dördüncü tekbirlerde dua edilir ve hiç birisinde fatiha ve ayet okunmaz. 6- Duayı ihlas üzere yapmak sünnettir. 7- Cenaze namazında kesin belirlenmiş bir dua olmamakla beraber, Rasulüllah'tan ve ashabdan rivayet edilen birkaç çeşit dua şekli söz konusudur. Onlardan herhangi biri seçilebilir. Bunun dışında ayrı bir dua yapmakta bir sakınca yoktur. 8- Kendine göre ayn bir dua tertipleyen kimse, önce kendi nefsi için, sonra ana-babası için, sonra da bütün müslümanlar için rahmet ve gufran dileyerek bir tertip gözetir. Böyle yapmanın müstehab olduğunu söyleyenler çoğunluktadır. 9- Cenaze için dua fazla uzatılmaz, Rasulüllah'ın yaptığı dua kadar uzun tutulması müstehabdır. 10- Dua, salavat ve kıraatin gizli okunması sünnettir. Bu, müctehidlerden çoğunun ictihadıdır. 11- Cenaze namazından sonra başka dua edilmez ve cenaze bir an önce defnedilmek üzere kabristana taşınır. 12- Cemaat, imamın dua ve salavatiyla yetinmez, yani imam dua ederken cemaat de kendi içlerinden dua eder. Salavat da öyle... |