๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Hadisleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 29 Temmuz 2010, 06:18:30



Konu Başlığı: Borçlu Adam Ancak Alacaklı şahsın Rızasıyla Cihada Çıkar
Gönderen: Zehibe üzerinde 29 Temmuz 2010, 06:18:30


Borçlu Adam Ancak Alacaklı şahsın Rızasıyla Cihada Çıkar
 

islâm, insan haklarım en üstün çizgide tutan, hak ve hürriyetleri en âdil ve en anlamlı şekilde koruyan son dindir. Kul ve millet hakkını, ödemedikçe veya affedilme dikçe hiçbir ibâdet ve duâ, tevbe ve istiğfarla affedilmeyeceğini ilân eden ve kalb ve kafalara işleyen yine bu din olmuştur. Çünkü îslâm hem Allah'ın son mesajı olarak insanlara katkısız rahmet anlamında indirilmiş, hem de bütün esas ve hükümleriyle ilâhî olma özelliğini korumuştur.

Ciddi araştırmalar ve sahîh rivayetler şu gerçeği ortaya koy­muştur: Peygamberlikten sonra en yüksek derece ve makam olan şehitlik bile kul hakkını bağışlamasına kâfi gelmemektedir. Ancak de­niz savaşında islâm'ın yücelmesi uğrunda savaşıp şehit düşenlerin kul hakkından kurtarılacaklarına dair müjde vardır. Bu da üç yönlü bir hikmeti yansıtmaktadır:

a) Denizlere sahip olmak,

b) Deniz işletmeciliğine ağırlık vermek,

c)  Deniz ürünlerini ve denizlerin taşıdığı kaynakları değerlen­dirmek.

islâm'ın insan haklarına verdiği önemin en açık iki belgesini zik­retmeden ilgili hadîslere geçmek istemiyoruz:

Birincisi, vefat eden kişinin tekfin, teçhiz ve defin işlemi tamam­landıktan sonra ilk yapılacak şey, kullara olan borçlarının Ödenmesidir. Bu borçlar, haklar ödenmedikçe ne kişinin vasiyyet ettiği hayırları ye­rine getirirler, ne de kalan mal mirasçılarına taksim edilir.

ikincisi ise, farz-ı kifaye düzeyinde meydana gelen bir savaşa katılabilmek için şahsın önce üzerindeki vaadesi dolmuş borçlarını ödemesi veyahut alacaklılarının müsadesini alması gerekir. Aksi halde savaşa çıkması doğru olmaz, çıkacak olursa günahkar olur. Zira yapılar savaşlar her bakımdan küfrü, tuğyanı, fitne ve fesadı, ahlâksızlık ve if­fetsizliği durdurmak, insan hak ve hürriyetlerinin korunmasını sağlamak ve en ulvî gaye olarak İslâm'ın yani Allah sözünün en yüce ol­masını gerçekleştirmektir, insan hak ve hüriyetinin çiğnendiği, din ve vicdan hürriyetinin Önüne sed konulduğu bir ülkede savaşmanın hiçbiı anlamı kalmaz. [64]

 

İlgili Hadisler
 

Ebû Katade (r.a.) den yapılan rivayete göre, Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz ashabı arasında iken ayağa kalkıp onlara Allah yo­lunda cihadın ve Allah'a imanın en üstün amellerden olduğunu anlattı. Bu arada bir adam ayağa kalkıp şöyle dedi: 'Ya Resû-lallah! Allah yolunda savaşırken öldürülecek olursam benim hatam ve günahlarım temizlenip bağışlanır mı?" Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz ona: "Evet, eğer Allah yolunda sabrettiğin, karşılığını yalnız Cenâb-ı Hak'tan beklediğin ve düşmana yöne-lip arkanı çevirip kaçmadığın taktirde öyledir." Sonra da şöyle ilâve etti: "Sen nasıl sordun?" buyurdu. Adam da: "Allah yolunda savaşırken ölürsem hata ve günahlarım bağışlanır mı?" diye ce­vap verdi. Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle cevap verdi: "Evet, sen sabreder, karşılığını yalnız Allah'tan bekler, düşmana yönelip arkanı döndürmezsen -üzerindeki borç dışında- bağışla­nırsın. Çünkü Melek Cibril bana bu konuda böyle bilgi verdi..." [65]                                                                         .

Abdullah b. Amir (r.a.) dan yapılan rivayette, Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Allah şehidin bütün günahlarını bağışlar, ancak üzerindeki borcu bağışlamaz. Çünkü gerçekten Melek Cibril bu konuda bana böyle bilgi verdi..." [66]

Enes (r.a.) den yapılan rivayette, adı geçen, Resûlüllah (s.a.v,) Efendimiz'in şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Allah  yolunda öldürülmek bütün günah ve hataları temizleyip bağışlanmasına vesile olur. Melek Cibril "Ancak borçtan dolayı olan günah bağışlanmaz" diye bana bilgi verdi." [67]

 

Müctehidlerin İstidlal ve İhtiicacları
 

a) Şâfiîlere göre, ister müeccel (vadeli) isterse muaccel (hemen ödenmesi gerekli) olsun borçlu bulunan kimse ancak alacaklısının izni­ni almak suretiyle savaşa çıkabilir. Ödeyecek durumda değilse ya bir kefîl belirlemesi veya rehin olarak bir eşya bırakması gerekir.

b) Hanbelîlere göre de hüküm böyledir. Çünkü kefîl tayin et­meden veyahut rehin bırakmadan savaşa katılacak olur ve bu olayda öldürülürse, alacaklının hakkı Ödenmedik kalır. Bu da doğru değildir. O bakımdan alacaklının iznini alması vaciptir.

c) Mâlikîlere göre, borcunu ödeyecek durumda olmayan kimse­nin alacaklısından izin almasına gerek yoktur. O bakımdan savaşa katılması gerekir.

Ancak savaşa katılması farz-ı ayn durumunda tecelli eder, eli si­lah tutan her mükellefin katılması farz olursa, o taktirde borçlunun al­acaklısının iznini talep etmesine lüzum kalmaz. [68]

d)  Hanefîlerin çoğunun da görüş ve içtihadı Hanbelîlerle birleşmektedir. [69]

 

Tahliller ve Rivayetler
 

79 no'lu Ebû Katade hadîsini Tirmizî tahrîc ettikten sonra sahîhlemiştir. Hadîs, kullara olan borcun affedilmesi için ancak ala­caklının onu affetmesiyle veyahut borçlunun veya vârislerinin onu ödemesiyle mümkün olacağına delâlet etmekte ve şehîdliğin bile kişiyi bu haktan ve doğurduğu günahtan temizlemeye yetmiyeceğini açıklamaktadır. [70]


Konu Başlığı: Ynt: Borçlu Adam Ancak Alacaklı şahsın Rızasıyla Cihada Çıkar
Gönderen: Ceren üzerinde 09 Şubat 2019, 15:37:51
Esselamu aleyküm. Rabbım bizleri her konuda  İslama uygun olarak yasayan kullardan eylesin insallah. Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim...


Konu Başlığı: Ynt: Borçlu Adam Ancak Alacaklı şahsın Rızasıyla Cihada Çıkar
Gönderen: Mehmed. üzerinde 09 Şubat 2019, 18:45:24
Ve Aleykümüsselam Rabbim bizleri hak yolda malı ve canıyla cihad edenlerden eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun