> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Ahkam Hadisleri > Bıyığını Fazlasını Almak Sakalını Kendi Haline Bırakmak
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bıyığını Fazlasını Almak Sakalını Kendi Haline Bırakmak  (Okunma Sayısı 12529 defa)
24 Ağustos 2010, 10:36:18
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 24 Ağustos 2010, 10:36:18 »



Bıyığını Fazlasını Almak Sakalını Kendi Haline Bırakmak

 


Resûlüllah (a.s.) Efendimiz zamanında Arap Yarımadası'nda yaşayan kabilelerin çoğu sakal bırakırdı. Yüzde tüy bitmeye başladığı günden itibaren sakal kendi haline terkedilir, kişilerin, aile ve aşiretlerin kendi âdet ve gelenekleri doğrultusunda uzayan sakala çeki düzen verilirdi. Bir kısmı da hiç dokunmayıp salıverirdi. Resûlüllah (a.s.) Efendimiz kıyafet inkılâbı yapmadığı gibi, bıyık ve sa­kal inkılâbı da yapmamıştır. O, ipek, atlas, dibâc gibi lüks sayılan ve değeri yüksek olan kumaştan yapılan elbiseleri giymemiş, aynı zamanda ümmetinin erkeklerine haram kılmıştır. Ayrıca erkek ve kadın için tesettürü getirmiş, bunun herbirine göre ölçülerini belir­lemiştir. Yoksa putperest Arapların kıyafetine karşı çıkmamış, Şam ve Yemen taraflarında dokunan kumaşlar, hazırlanan entariler ve üstlükler Mekke ve Medine pazarlarında satılmış; bunu putperest­ler dokumuş veya dikmiş, şunu Hıristiyanlar hazırlamış diye bir ayrım yapılmamıştır. Onun gibi bıyık ve sakal konusuda sadece ıslâh edilmiş, dudakların kırmızılığı gözükecek şekilde bıyıkların kırpılması, boyun ve yanakların az da olsa gözükmesi şeklinde sa­kalların düzeltilmesine gidilerek temizliğe, koruyucu hekimliğe önem verilmiştir.

Kirli paslı, üst başları yağlı ve boyalı Araplara medenîce giyin­meleri, elbise ve vücutlarını tertemiz tutmaları öğretilmiştir. İslâm Dini, şekilci değildir, o şekle ve surete değil, imân ve amele değer verir. Ancak pejmürdelikten kurtarıp temiz ve düzenli giyilmesini emreder. Nitekim Resûlüllah (a.s.) Efendimiz, İslâm'ın şekilcilikten uzak, cihanşümul bir din olduğunu, kalb ve kafaları aydınlatır mahiyette Allah'ın insanlara son mesajı bulunduğunu şöyle belirtmiş­tir:

"Şüphesiz ki Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz, ama O, kalblerinize ve amellerinize bakar."[377]

İlk nazarda Resûlüllah (a.s.) Efendimiz sakal bıraktığı ve onu düzene sokup çekicilik kazandırdığı için sakal güzel sünnetlerden biri sayılır. Sonra da o devirde İran Mecûsileriyle, Hıristiyan Roma­lılardan kimi bıyık ve sakal hiç bırakmaz, kimi de bıyıkları ağzını örtecek şekilde bırakırdı. Hatta Bizans'tan gelen iki kişiyi bıyıksız ve sakalsız gören Peygamber (a.s.) Efendimiz'in bu hali çok yadır­gadığı ve "sizi bu hale kimler soktu?!" diyerek hayretini belirttiği bazı siyer kitaplarında geçer. Gerçekten erkeğe yakışan ve fıtratın­da mevcut olan bıyık ve sakal, onu kadınlara benzemekten koru­makta ve şahsiyet kazandırmaktadır.

Konuyu bu açıdan değerlendirirken özetliyecek olursak: Araplarda câri bir âdet halinde süregelen sakal, Peygamberimiz (a.s.) Efendimiz tarafından da benimsenmiş ve ona çeki düzen, temizlik ve güzel bir görünüm verilerek ıslâh edilmiştir. Böylece Müslüman­lara, Peygamberlerine uyma bakımından güzel sünnetlerden biri olarak miras kalmıştır.

Diyebiliriz ki, sakal ve bıyık hakkında birçok ictihadlar, istid­laller ve görüşler vardır. İlim adamları, dinî konuların her bölüm ve dalında olduğu gibi, bu kabil sünnetler üzerinde de yeterince durmuş ve tesbitler yapmışlardır. Hepsini nakletmeye ne vaktimiz, ne de kitabımızın hacmi müsaittir. Biz sadece sahih rivayetleri nakletmek, zayıf görüşleri belirlemek ve müctehid imamların farklı görüş ve ictihadlarını ortaya koymakla yetineceğiz.

Konuyla ilgili hadisler ve rivayetler:

Zeyd b. Erkam (r.a.)’den yapılan rivayette, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz'in şöyle buyurduğunu söylemiştir:

"Bıyığından (fazlasını kesip) almayan bizden değildir."[378]

Tirmizi bu hadîs için "hadîsün hasenün" demiştir.

Ebû Hüreyre (r.a.)'den yapılan rivayette, Resûlüllah (a.s.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

"Bıyıkları (dudak kırmızılığı gözükecek şekilde) kesin, sakalı salıverin de Mecûsiye muhalefet edin!"[379]

İbn Ömer (r.a.)'den yapılan rivayette Peygamber (a.s.) Efen­dimiz şöyle buyurmuştur:

"Müşriklere muhalefet edin, sakalı çoğaltın, bıyıkları (dudak kırmızılığı gözükecek şekilde) iyice kırkın."[380]

Buhari bu hadîsin sonuna şunu ilâve etmiştir:

"İbn Ömer (r.a.) haccettiği veya umre yaptığı zaman eliyle sakalını tutar da bir tu­tamdan fazlasını kesip alırdı."

Hadîslerin açık delâletinden şu hükümler anlaşılmaktadır:

1- Dudakların kırmızılığı gözükecek şekilde bıyığı kırkıp dü­zeltmek sünnettir. Bunun aksine dudakları örtecek şekilde uzatmak mekruhtur.

2- Mecûsî'ye muhalefet için sakalı kendi haline bırakıp uzat­mak sünnettir. Ateşe, ineğe, timsaha ve benzeri eşyaya tapanlara ve daha çok ateşperest olanlara mecûsî denir ki o devirde bıyık­larını iyice uzatır, sakallarını ya çok kısa bırakır, ya da tamamen keserlerdi.

3- Allah'a eş-ortak koşan müşriklere sakal ve bıyık hususun­da da muhalefet sünnettir. Putperest Araplar saç ve sakallarına çe­ki düzen vermez, gelişigüzel bırakırlardı.   

4- Sakalın bir tutamdan fazlasını kesmekte bir sakınca yoktur.                 

Hadîslerin ışığında müctehid imamların ve diğer ilim adamlarının tesbit, istidlal, ihticac ve görüşleri:

a) Selef-i sâlihînden birçoğu hadîsteki "ahfû" emrinin zahirine bakıp bıyığın çok az kalacak şekilde kökünden kesilmesine kail olmuşlardır.[381]                                                                         

Selef bu hususta "isti'sal" tabirini kullanmış ki, kökünden kesmek, kesmekte mübalâğa etmek, iyice sonuna varmak gibi mânalara delâlet eder.                                                                         

b) İmam Mâlik, hadîste geçen "ahfû" emrini mutlak mânaya hamletmemiş, diğer fiilî ve takriri hadîslerle birleştirip dudak kır­mızılığı gözükecek şekilde kesip kısaltınız, şeklinde mânalandırarak kayıtlamıştır. Hattâ bıyığını kökünden kesenin te'dîb edilmesi gerektiğini belirterek sünnete muhalefetin doğru olmayacağını söylemiştir.                                                                                             

b) İmam Nevevî, bıyığın kökünden kesilmeyip dudak kırmızı­lığı gözükecek şekilde kesilmesiyle ilgili kavlin muhtar olduğunu söylemiştir. "Ahfû'ş-şâribe" cümlesindeki emrin mânası, dudaklara doğru sarkıp aşan kısmın kesilmesiyle ilgili olduğunu ayrıca belirtmiştir.

Nitekim İmam Mâlik de el-Muvatta'da, dudakların etrafı gözükecek şekilde bıyık kesilip kısaltılır, demiştir.

c) İmam Ebû Hanîfe, İmam Züfer, İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e göre, gerek baştaki saçların, gerekse bıyığın kökün­ün kesilmesi efdaldir. Bununla beraber kırkıp az bırakmakta da bir sakınca yoktur.[382]

d) Mâlikî'lerden bazısı Şafiî mezhebinin bıyık konusundaki görüşü, Hanefîlerinkinin aynıdır, demişlerdir. et-Tahavî diyor ki:

"Bu hususta İmam Şafii'den kesin bir şey bulamadım, ancak onun yakın arkadaşları el-Müzenî ve er-Rabi'nin bıyıklarını kökünden kestiklerini gördüm. Bu da onların kendi imamlarına uyduğuna delâlet eder."

Ebû Cafer et-Tahâvi yine bu konuyla ilgili hadisleri ve ashab-ı kirâmdan bıyıklarını kökünden kesenleri misal vererek şöyle diyor:

"Bıyığı kırkıp kısaltmak iyidir, ama onu tamamen kesmek daha iyi ve afdaldır."[383] "Ve bu, Ebû Hanîfe'nin, Ebû Yusuf'un ve Muhammed'in mezhebidir." Diye ilâve ediyor.[384]

el-Esrem'in İmam Ahmed b. Hanbel'den yaptığı rivayete göre, İmam Ahmed bıyıklarını iyice kökünden keserdi. Bununla beraber biraz kırkıp biraz bırakmakta da bir beis yok derdi.

O bakımdan Ebû Muhammed İbn Kudame el-Muğnî'de bu konuya temas ederek şöyle diyor:

"Kişi bıyığını kökünden kesmekle iz bırakmak arasında muhayyerdir."[385]

Sakalla ilgili istidlal ve görüşler:

Hadîslerde daha çok şu dört emir kipi kullanılmıştır:

1) A'fû,

2) Evfû,

3) Erhû,

4) Veffiru...

Eş anlamlı fiiller olup, kendi haline terketmek anlamına gelir­ler.

Sakal ve bıyık hakkındaki emrin illeti bir yerde Mecûsî'lere, bir yerde müşriklere, bir yerde de Yahudilere benzemeyip muhalif kalma gösterilmiştir. Nitekim Şevkani'nin de belirttiği gibi, o devir­de Fürs (İran mecûsî) lerinin yaygın olan âdetlerinden biri de saka­lı iyice kırkıp az şey bırakmaktı. O bakımdan şâri' onlara bu husus­ta da uymamak veya benzememek için sakalı iyice uzatmayı emretmiştir.

a) Kadı Iyaz diyor ki:

"Sakalı tıraş etmek, kırkıp kısaltmak, yakmak mekruhtur. Ama boyundan ve eninden biraz alıp düzelt­mek iyidir."

b) Selef-i sâlihîn ise sakal hakkında farklı görüş ortaya koy­muştur: Kimine göre uzatılır ama göbek seviyesine kadar değil, fazla kısımları kesilir. Kimi de bir tutamdan fazlası kesilir, demiştir.

c) İmam Mâlik çok uzatmayı mekruh görmüştür. Nitekim Tenvîrü'l-Havalik müellifi İmam Süyutî diyor ki: Sakal cidden fazla uzadığı takdirde ne yapılır? Diye Mâlik'e sorulmuş, o da şu cevabı vermiştir: Fazlasının kesilip alınmasını, uygun görüyorum."[386]

d) Şâfiîlerden çoğuna göre, sakalın, bıyığın kenarlarını tıraş etmek veya kırkmak, çeneyle dudak arasındaki kılları tıraş etmek veya bunları yolmak mekruhtur.

Sakalı tamamen kesip tıraş etmek İmam Şafiî'ye göre haram­dır.[387]

e) Hanefilere göre, sakal bırakmak sünnettir. Müstehab diyen­ler de olmuştur. Bir tutamdan fazlasını kesmekte bir sakınca yok­tur. Bununla beraber bir tutamı aşar şekilde bırakılması da caiz­dir. İmam Muhammed'e göre, bir tutamdan fazlasını kesmek sün­nettir. İmam Ebû Hanîfe'den de bu anlamda bir rivayet söz konusu­dur.[388]

Diğer hadîsler ve tahliller:

Amr b. Şuayb'in babasından, dedesinden yaptığı rivayette, de­desi demiştir ki:

"Resûlüllah (a.s.) Efendimiz sakalının eninden ve boyundan fazla kılları alır. (ona çeki düzen verir) di."[389]

Tirmizî   bu   hadîsin   garip   olduğunu   kaydetmiştir. et-Takrîb'de bunun metruk olduğ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bıyığını Fazlasını Almak Sakalını Kendi Haline Bırakmak
« Posted on: 24 Nisan 2024, 14:28:25 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bıyığını Fazlasını Almak Sakalını Kendi Haline Bırakmak rüya tabiri,Bıyığını Fazlasını Almak Sakalını Kendi Haline Bırakmak mekke canlı, Bıyığını Fazlasını Almak Sakalını Kendi Haline Bırakmak kabe canlı yayın, Bıyığını Fazlasını Almak Sakalını Kendi Haline Bırakmak Üç boyutlu kuran oku Bıyığını Fazlasını Almak Sakalını Kendi Haline Bırakmak kuran ı kerim, Bıyığını Fazlasını Almak Sakalını Kendi Haline Bırakmak peygamber kıssaları,Bıyığını Fazlasını Almak Sakalını Kendi Haline Bırakmak ilitam ders soruları, Bıyığını Fazlasını Almak Sakalını Kendi Haline Bırakmak önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes