๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Hadisleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 27 Temmuz 2010, 05:00:02



Konu Başlığı: Balık, Çekirge ve Denizde Yaşayan Diğer Canlılar
Gönderen: Zehibe üzerinde 27 Temmuz 2010, 05:00:02
Balık, Çekirge ve Denizde Yaşayan Diğer Canlılar
 

Deniz suyu temiz ve temizleyici olduğu gibi, denizde yaşayan canlıların da temiz ve helâl olduğu bir ictihad konusudur. Karada olduğu gibi denizde de birçok çeşit canlı yaşamaktadır. Bunlar kendi aralarında dengeyi koruyup sağlamakta ve insandan yana yararlanma kaynağı olarak bulunmaktadır.

Karada yaşayan hayvanların hangisinin helâl, hangisinin haram olduğu birtakım genel kurallara bağlanmış ve kısmen de münferid açıklamalarda bulunulmuştur. Denizde yaşayan hayvanlara gelince münferid misaller verilmemiş, biri âyet diğeri hadis olmak üzere iki mücmel kural belirtilmiştir. Kurallar hem kapalı, hem esnek olduğundan birtakım ictihad farkları ortaya çıkmış ve farklı görüşler ileri sürülmüştür.

Mezhep imamlarının ve onlara bağlı müctehid fakîhlerin bu konuda farklı ictihadlarmm ortaya çıkmasıyla genişlik ve rahatlık doğmuştur. Böylece denizde yaşayan canlılardan daha çok yararlanma imkânı doğmuş bulunuyor.

Resûlüllah (a,s.), deniz suyu ve canlıları hakkında birçok hükümlerin çıkmasına delil teşkil eden şu hadîsleriyle içtihadın işlerlik kazanmasına İmkân vermiştir: "Deniz, suyu teiniz ve temizleyicidir, ölüsü de helâldir..." [192]

Kur'ân-ı Kerîm'de deniz avıyla ilgili genel anlamda şöyle buyurulmaktadır: "Deniz avı ve onu yemek size de, gelen misafir kafilelere de halâl kılındı..." [193]

Ayette "deniz avı..." mutlak şekilde ifade edilerek balık ve balık türüne has bir anlatım kullanılmamıştır. [194]

 

Konuyla İlgili Hadisler
 

îbn Ebî Ev fa dan yapılan rivayette, adı geçen şöyle demiştir: "Biz, Resûlüllah'la (a.s.) beraber yedi gaza (savaş) da bulunduk ve onunla beraber çekirge yiyorduk (bu savaşlarda)..." [195]

Câbir-(r.a.) den yapılan rivayette, adı geçen şöyle demiştir: "Ağaç yapraklarını silkip düşüren bir orduyla savaştık. Başımızda emîr olarak Ebû Ubeyde (r.a.) bulunuyordu. Aşırı derecede acıktık. Derken deniz ölmüş bir büyük balığı kıyıya atıverdi ki o balığın (büyüklükte) bir benzerini görmüş değildik. Ona "Anber" deniliyordu. O balıktan tam yarım ay (15 gün kadar) yedik. Ebû Ubeyde onun kemiklerinden bir kemik alıp (elinde) tuttu. Süvari onun altından geçebiliyordu. Sonra dönüp Medine'ye geldiğimizde bu balık olayını Resûlüllah'a (a.s.) anlattık. Resûlüllah (a.s.) şöyle buyurdu: "Azîz ve Celîl olan Allah'ın size çıkarmış olduğu rızıktan yeyiniz. Yanınızda ondan kalan bir şey varsa bize yediriniz." Bunun üzerine bazı kişiler o balıktan kalan az bir şeyi getirip Resûlüllah'a (a.s.) verdiler. O da onu yedi." [196]

Abdurrahman b. Zeyd h. Eşlem'den, o da babasından, babası da İbn Ömer'den rivayet etmiştir. Resûlüllah (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Bize iki ölü ve iki de kan helâl kılınmıştır. İki ölü: Balık ve çekirgedir. İki kan ise, karaciğer ve dalaktır." [197]

Peygamberimizin (a.s.) eshabından Ebû Şurayh (r.a.) den yapılan rivayette, adı geçen, Peygamber (a.s.) Efendimizin şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Şüphesiz Allah (c.c.) denizde olan (canlı) lan Ademoğlu için kesmiş (kesilmiş hükmünde kılmış)tır." [198]

"Size deniz avı helâl kılınmıştır. Deniz taamı da hem size, hem de gelen misafir kafilelere de helâldir" mealindeki Mâide Sûresi 96. âyet hakkında, yani bunun tefsirinde Hz. Ömer (r.a.) şöyle demiştir: "Deniz avı, onda avlananlardır. Deniz taamı, onun (kıyıya) attığı (ölmüş balıklar ve canlılar) dır."

Bu konuda İbn Abbas (r.a.) şöyle yorumda bulunmuştur: "Deniz taamı, ondaki ölmüş canlılardır. Ancak şenin tiksinip hoşlanmadığın müstesna..." İbn Abbas devamla diyor ki: "Deniz avından ye, ister o yahudînin avladığı olsun, isterse nasrânî veya mecusînin avladığı olsun fark etmez." [199]

el-Hasan ise, deniz köpeğinin derisinden imal edilmiş bir eğere binmiştir. Bunu Buharı kendi sahihinden nakletmiş bulunuyor. [200]

 

Hadislerin Işığında Müctehidlerin Görüşleri
 

Bundan önceki kısımlarda kara ve deniz hayvanları üzerinde durmuş ve müctehidlerin görüş, rey, istidlal ve ihticaclarma yer vermiştik. Burada ise bunun bir özetini vermekle yetinmek istiyoruz:

a) Hanefîlere göre, deniz hayvanlarından sadece balık türü helâldir. Diğer canlılar "habâis" kapsamına girer ve baranıdır yenilmez. Ebû Hanîfe bu mesele hakkında A'raf sûresi 157. âyetle istidlal etmiş bulunuyor.

b) Diğer üç mezhep imamı ise, denizdeki canlıların hepsi yenilir. Ancak timsah ve kurbağayı istisna edenler olmuştur, imam Evzaî ise, insanlar tiksinmedikleri takdirde timsah etini yiyebilirler. Çünkü o da deniz avı kapsamına girmektedir.

c)  İmam Şafiî ise, deniz köpeği ve deniz domuzunun yenilmemesini tavsiye etmiş ve sebep olarak da bu ismi taşıdıklarını göstermiştir. Oysa isimden dolayı bu deniz balıklarını mekruh veya haram görmeğe gerek yortur.

Denizde yaşayan balık ve diğer canlılar kesilmeden mubahtır yenilir. Buna muhalefet eden olmamıştır. Şa'bî ise kurbağa hakkında şöyle demiştir: "Eğer çoluk çocuğum kurbağa yemek isteseler onlara yediririm..." [201]

Çekirge de balık gibi başı kesilmeksizin yenilir. [202]. İlim adamlarının  ve müctehid imamların bu hususta icma'ı olmuştur. Yalnız imam Mâlik, çekirgenin kesilmesini savunmuştur. Dalak ve ciğer de böyle. Hayvanın bu iki organı birer kan limanı sayılır. İslâm akıtılmış kanı haram kılmış, bu iki organda bulunan kanı helâl kılmıştır. [203]

 

Tahliller ve Rivayetler
 

563 no'lu İbn Ebî Evfa hadîsi .sahîh olup istidlal ve ihticaca salihtir. Çekirgenin helâl olduğuna, yani yenilmesinde bir sakınca bulunmadığına delâlet etmektedir.

564 no'lu Câbir hadîsi de sahihtir. Müctehidlerin hemen hepsi bu iki hadîsle istidlal ve ihticac etmişlerdir. Hadîs, denizde ölüp kıyıya vuran küçük ve büyük balıkların yenilmesinde bir sakınca olmadığına delâlet etmektedir. Bu.rivayeti destekler anlamda 'Deniz, suyu temiz ve temizleyicidir. Ölüsü de helâldir..." mealindeki sahîh hadis bulunuyor. İmam Ahmed b. Hanbel, "bu, yüz hadîsten daha hayırlıdır" diyerek geniş kapsamlı hüküm ifade ettiğine dikkat çekmiştir. [204]

Denizde ölü olarak bulunan balık, ister insanlar avladıktan sonra ölmüş olsun, isterse deniz dalgasının tesiriyle kıyıya atılarak ölmüş bulunsun, isterse diğer balıklar tarafından öldürülmüş olsun farketmez. Bunun gibi, kayalar arasına itilip oradaki az bir su içinde ölen balık da yenilir.

Hanefîlere göre, su içinde ölüp su üstüne çıkan balık, bir hastalıktan dolayı öldüğü ihtimali kuvvetli olduğundan yenilmez. Diğer müctehid imamlara göre, nasıl ölürse Ölsün bütün balıklar helâldir yenilir. [205]

565 no'lu Abdurrahman hadîsini Ahmed, îbn Mâce ve Dârelhıtnî rivayet etmişlerdir. Ancak Dâi'ekutnî bunu Abdurrahman tarikiyle değil, onun kardeşi Abdullah b. Zeyd b. Eşlem tarikiyle tahrîc etmiştir. İbn Medenfye göre, Abdurrahman zayıftır. Kardeşi Abdullah ise sika (güvenilir) dir. [206]

566 no'lu Ebû Şurayh hadîsini Dârekutnî rivayet etmiş, Buharî ise bunu Ebû Şurayh'ten mevkufen zikretmiştir. Ayrıca Ebû Bekir (r.a.) den yapılan rivayette atıf yapıp O'nun "et-tâfî helâlün" dediğini belirtmiştir. Tâfî sıfatından maksat, denizde ölüp su üstüne çıkan balık demektir.

Hadîs, denizde avlanan balıkların kesilmeden yenilmesinin helâl olduğuna net biçimde delâlet etmektedir. Cumhurun da görüş ve tesbiti bu anlamdadır.

567 no'lu Ömer'den yapılan rivayette, "uhillet leküm saydü'l-bahri ve teâmuhu..." âyetini tefsir etmekte, deniz avından maksat avlanan canlılardır, deniz taamından maksat, denizde ölen deniz hayvanlarıdır...

Çekirge de balık gibi kesilmeden yenilir. Ancak Mâlikîler bunun kesilmesinin gereği üzerinde durmuşlardır.

Buharı balık konusunda şu bilgiyi de vermiştir: "Denizde olan her canlı (hükmen) kesilmiştir."

Bu konuda ayrıca daha çok su üstünde yaşayan ördek, kaz ve benzeri bazı kanatlı hayvanlar bulunuyor. Bunlar deniz dibinde, yani su altında yaşayan hayvanlardan ayrılırlar. Zebh (kesim) hususunda hadîsin kapsamı dışında kalırlar. Bunların mutlaka kesilip öylece yenilmesi mubah olur.

Darekutnî'nin Abdullah b. Serces tarikiyle rivayet ettiği, "şüphesiz ki Allah denizde olan her şeyi âdemoğlu için (hükmen) kesmiş bulunuyor" mealindeki hadîsin senedinde zayıf bir râvi vardır.

Taberânî'nin bu anlamda İbn Ömer'den rivayet ettiği hadîsin de senedinde zayıf bir râvi bulunuyor.

Abdurrezak'm iki sağlam senetle Ömer (r.a.) den ve sonra da Ali (r.a.) den rivayet ettiği, "balık her türüyle kesilmiş (hükmen boğazlanmış) tır" mealinde bir hadîs rivayet etmiştir. Ancak bunda "hud" ismi kulanümıştır ki, bu yalnız balık hakkında kullanılır. O bakımdan umum ifade etmemektedir.

Deniz dışında yaşayan hayvanların helâl olabilmesi için, daha önce de belirtiğimiz gibi, şer'î şekilde kesilmesi ve bu kesim işinin bir müslüman veya yahudi veyahut hıristiyan tarafından yerine getirilmesi şarttır. Denizde yaşayan balık ve diğer canlılar hakkında bu şart söz konusu değildir. Balık kim tarafından avlanırsa avlansın müslümanlar onu alıp yiyebilirler. [207]

 

Çıkarılan Hükümler
 

1- Çekirge helâl kılınmıştır, yenilir. Ancak bundan tiksinenler yemeyebilirler.

2- Çekirgenin protein değerinin yüksek olduğu tesbit edilmiştir.

3- Çekirge her türüyle yenebilir mi? Müctehidler şu ihtimal üzerinde durmuşlardır: Zehirli olduğu tesbit edildiği taktirde yenilmez.

4- Çekirge şer'î şekilde kesilmeden yenilir. Ancak İmam Mâlik'e göı-e başı kesilip öylece yenilir.

5- Denizde dalgaların vurup kıyıya doğru attığı ölmüş balık helâldir yenilir. Ancak bir süre orada Ölü olarak kaldığından dolayı kokuşan balık yenilmez.

6- imam Ebû Hanîfe'ye göre, ölüp su üstüne çıkan balık yenilmez. Bunun bir hastalık neticesi öldüğü ihtimali daha kuvvetlidir, şeklinde bir   sebep   söz   konusudur.   Oysa  Câbir  hadîsi  bu  ihtimale   yer vermemektedir.

7- Balık ve çekirgenin ölüsü de helâldir. Yeter ki bir hastalık söz konusu olmasın.

8- Akıtılmış kan haramdır, yenilmez. Dalak ve karaciğer birer kan limanı mesabesinde olmalarına rağmen bu ikisi helâl kılınmıştır. Buna muhalefet eden olmamıştır.

9- Balıklar (hükmen) kesilmiş kabul edilirler. O bakımdan yakalanan bir balığı kesmeğe gerek yoktur.

10- Avlanan balığın bir müslünıan veya kitap ehlinden biri veya bir başkası tarafından avlanması arasında bir fark yoktur, kitap ehli olsun, olmasın herkesin yakaladığı balık yenilir. Çünkü bunda şer'î boğazlama söz konusu değildir.

11- İbn Abbas'a göre, denizde veya kıyısında Ölü olarak bulunan balık kokuşmamışsa yenilir. Ancak ölmüş bir balıktan tiksinen olursa, yemeyebilir.

12- Kur'ân'da balıktan ve  denizde yaşayan  canlılardan  söz edilirken "lahmen   tariyyen" denilmektedir. Bu, terütaze bir et anlamına gelir. Cenâb-ı Hak, bu cümleyle hem balığın faydasına, hem de taze olarak yenilmesine işarette bulunmakta ve bir süre kalıp kokan balıklardan kaçınmamız dolaylı şekilde bildirilmektedir. [208]


Konu Başlığı: Ynt: Balık, Çekirge ve Denizde Yaşayan Diğer Canlılar
Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 15 Temmuz 2016, 21:19:56
Esselamu aleykum
Denis ürünleri ve deniz temizdir....Denizdeki baliklarin bile insanların kurtulmasi için dua ettikleri bilinir....Buna rağmen deniz urunlerinden midye ,ıstakoz gibi deniz hayvanlarını yemek dinimize yasak....Bunun dışında balık çöl bereketli bir omega 3 beşini....Rabbim sukurler olsun bu nimetleri verdiği için.....Rabbim dilimizdeki helal olan şeylere yaklaştırır inşallah bizleri....Rabbim paylaşım için razı olsun inşallah....


Konu Başlığı: Ynt: Balık, Çekirge ve Denizde Yaşayan Diğer Canlılar
Gönderen: Ruhane üzerinde 12 Ağustos 2016, 02:35:02
Denizde yaşayan hayvanlarla ilgili mezheplere göre yenilme durumunu anlamış olduk  .Allah Razi olsun ..


Konu Başlığı: Ynt: Balık, Çekirge ve Denizde Yaşayan Diğer Canlılar
Gönderen: Yağmur Gmş üzerinde 12 Ağustos 2016, 11:59:37
Bismillah...
Bunların yenilip yenilmediğini de vesilenizle öğrenmiş olduk. Rabbim cc. hepimizden razı olsun.


Konu Başlığı: Ynt: Balık, Çekirge ve Denizde Yaşayan Diğer Canlılar
Gönderen: mehmet5300 üzerinde 29 Ocak 2019, 15:47:24
Balık, Çekirge ve Denizde Yaşayan Diğer Canlılar
 

Deniz suyu temiz ve temizleyici olduğu gibi, denizde yaşayan canlıların da temiz ve helâl olduğu bir ictihad konusudur. Karada olduğu gibi denizde de birçok çeşit canlı yaşamaktadır. Bunlar kendi aralarında dengeyi koruyup sağlamakta ve insandan yana yararlanma kaynağı olarak bulunmaktadır.

Karada yaşayan hayvanların hangisinin helâl, hangisinin haram olduğu birtakım genel kurallara bağlanmış ve kısmen de münferid açıklamalarda bulunulmuştur. Denizde yaşayan hayvanlara gelince münferid misaller verilmemiş, biri âyet diğeri hadis olmak üzere iki mücmel kural belirtilmiştir. Kurallar hem kapalı, hem esnek olduğundan birtakım ictihad farkları ortaya çıkmış ve farklı görüşler ileri sürülmüştür.

Mezhep imamlarının ve onlara bağlı müctehid fakîhlerin bu konuda farklı ictihadlarmm ortaya çıkmasıyla genişlik ve rahatlık doğmuştur. Böylece denizde yaşayan canlılardan daha çok yararlanma imkânı doğmuş bulunuyor.

Resûlüllah (a,s.), deniz suyu ve canlıları hakkında birçok hükümlerin çıkmasına delil teşkil eden şu hadîsleriyle içtihadın işlerlik kazanmasına İmkân vermiştir: "Deniz, suyu teiniz ve temizleyicidir, ölüsü de helâldir..." [192]

Kur'ân-ı Kerîm'de deniz avıyla ilgili genel anlamda şöyle buyurulmaktadır: "Deniz avı ve onu yemek size de, gelen misafir kafilelere de halâl kılındı..." [193]

Ayette "deniz avı..." mutlak şekilde ifade edilerek balık ve balık türüne has bir anlatım kullanılmamıştır. [194]

 

Konuyla İlgili Hadisler
 

îbn Ebî Ev fa dan yapılan rivayette, adı geçen şöyle demiştir: "Biz, Resûlüllah'la (a.s.) beraber yedi gaza (savaş) da bulunduk ve onunla beraber çekirge yiyorduk (bu savaşlarda)..." [195]

Câbir-(r.a.) den yapılan rivayette, adı geçen şöyle demiştir: "Ağaç yapraklarını silkip düşüren bir orduyla savaştık. Başımızda emîr olarak Ebû Ubeyde (r.a.) bulunuyordu. Aşırı derecede acıktık. Derken deniz ölmüş bir büyük balığı kıyıya atıverdi ki o balığın (büyüklükte) bir benzerini görmüş değildik. Ona "Anber" deniliyordu. O balıktan tam yarım ay (15 gün kadar) yedik. Ebû Ubeyde onun kemiklerinden bir kemik alıp (elinde) tuttu. Süvari onun altından geçebiliyordu. Sonra dönüp Medine'ye geldiğimizde bu balık olayını Resûlüllah'a (a.s.) anlattık. Resûlüllah (a.s.) şöyle buyurdu: "Azîz ve Celîl olan Allah'ın size çıkarmış olduğu rızıktan yeyiniz. Yanınızda ondan kalan bir şey varsa bize yediriniz." Bunun üzerine bazı kişiler o balıktan kalan az bir şeyi getirip Resûlüllah'a (a.s.) verdiler. O da onu yedi." [196]

Abdurrahman b. Zeyd h. Eşlem'den, o da babasından, babası da İbn Ömer'den rivayet etmiştir. Resûlüllah (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Bize iki ölü ve iki de kan helâl kılınmıştır. İki ölü: Balık ve çekirgedir. İki kan ise, karaciğer ve dalaktır." [197]

Peygamberimizin (a.s.) eshabından Ebû Şurayh (r.a.) den yapılan rivayette, adı geçen, Peygamber (a.s.) Efendimizin şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Şüphesiz Allah (c.c.) denizde olan (canlı) lan Ademoğlu için kesmiş (kesilmiş hükmünde kılmış)tır." [198]

"Size deniz avı helâl kılınmıştır. Deniz taamı da hem size, hem de gelen misafir kafilelere de helâldir" mealindeki Mâide Sûresi 96. âyet hakkında, yani bunun tefsirinde Hz. Ömer (r.a.) şöyle demiştir: "Deniz avı, onda avlananlardır. Deniz taamı, onun (kıyıya) attığı (ölmüş balıklar ve canlılar) dır."

Bu konuda İbn Abbas (r.a.) şöyle yorumda bulunmuştur: "Deniz taamı, ondaki ölmüş canlılardır. Ancak şenin tiksinip hoşlanmadığın müstesna..." İbn Abbas devamla diyor ki: "Deniz avından ye, ister o yahudînin avladığı olsun, isterse nasrânî veya mecusînin avladığı olsun fark etmez." [199]

el-Hasan ise, deniz köpeğinin derisinden imal edilmiş bir eğere binmiştir. Bunu Buharı kendi sahihinden nakletmiş bulunuyor. [200]

 

Hadislerin Işığında Müctehidlerin Görüşleri
 

Bundan önceki kısımlarda kara ve deniz hayvanları üzerinde durmuş ve müctehidlerin görüş, rey, istidlal ve ihticaclarma yer vermiştik. Burada ise bunun bir özetini vermekle yetinmek istiyoruz:

a) Hanefîlere göre, deniz hayvanlarından sadece balık türü helâldir. Diğer canlılar "habâis" kapsamına girer ve baranıdır yenilmez. Ebû Hanîfe bu mesele hakkında A'raf sûresi 157. âyetle istidlal etmiş bulunuyor.

b) Diğer üç mezhep imamı ise, denizdeki canlıların hepsi yenilir. Ancak timsah ve kurbağayı istisna edenler olmuştur, imam Evzaî ise, insanlar tiksinmedikleri takdirde timsah etini yiyebilirler. Çünkü o da deniz avı kapsamına girmektedir.

c)  İmam Şafiî ise, deniz köpeği ve deniz domuzunun yenilmemesini tavsiye etmiş ve sebep olarak da bu ismi taşıdıklarını göstermiştir. Oysa isimden dolayı bu deniz balıklarını mekruh veya haram görmeğe gerek yortur.

Denizde yaşayan balık ve diğer canlılar kesilmeden mubahtır yenilir. Buna muhalefet eden olmamıştır. Şa'bî ise kurbağa hakkında şöyle demiştir: "Eğer çoluk çocuğum kurbağa yemek isteseler onlara yediririm..." [201]

Çekirge de balık gibi başı kesilmeksizin yenilir. [202]. İlim adamlarının  ve müctehid imamların bu hususta icma'ı olmuştur. Yalnız imam Mâlik, çekirgenin kesilmesini savunmuştur. Dalak ve ciğer de böyle. Hayvanın bu iki organı birer kan limanı sayılır. İslâm akıtılmış kanı haram kılmış, bu iki organda bulunan kanı helâl kılmıştır. [203]

 

Tahliller ve Rivayetler
 

563 no'lu İbn Ebî Evfa hadîsi .sahîh olup istidlal ve ihticaca salihtir. Çekirgenin helâl olduğuna, yani yenilmesinde bir sakınca bulunmadığına delâlet etmektedir.

564 no'lu Câbir hadîsi de sahihtir. Müctehidlerin hemen hepsi bu iki hadîsle istidlal ve ihticac etmişlerdir. Hadîs, denizde ölüp kıyıya vuran küçük ve büyük balıkların yenilmesinde bir sakınca olmadığına delâlet etmektedir. Bu.rivayeti destekler anlamda 'Deniz, suyu temiz ve temizleyicidir. Ölüsü de helâldir..." mealindeki sahîh hadis bulunuyor. İmam Ahmed b. Hanbel, "bu, yüz hadîsten daha hayırlıdır" diyerek geniş kapsamlı hüküm ifade ettiğine dikkat çekmiştir. [204]

Denizde ölü olarak bulunan balık, ister insanlar avladıktan sonra ölmüş olsun, isterse deniz dalgasının tesiriyle kıyıya atılarak ölmüş bulunsun, isterse diğer balıklar tarafından öldürülmüş olsun farketmez. Bunun gibi, kayalar arasına itilip oradaki az bir su içinde ölen balık da yenilir.

Hanefîlere göre, su içinde ölüp su üstüne çıkan balık, bir hastalıktan dolayı öldüğü ihtimali kuvvetli olduğundan yenilmez. Diğer müctehid imamlara göre, nasıl ölürse Ölsün bütün balıklar helâldir yenilir. [205]

565 no'lu Abdurrahman hadîsini Ahmed, îbn Mâce ve Dârelhıtnî rivayet etmişlerdir. Ancak Dâi'ekutnî bunu Abdurrahman tarikiyle değil, onun kardeşi Abdullah b. Zeyd b. Eşlem tarikiyle tahrîc etmiştir. İbn Medenfye göre, Abdurrahman zayıftır. Kardeşi Abdullah ise sika (güvenilir) dir. [206]

566 no'lu Ebû Şurayh hadîsini Dârekutnî rivayet etmiş, Buharî ise bunu Ebû Şurayh'ten mevkufen zikretmiştir. Ayrıca Ebû Bekir (r.a.) den yapılan rivayette atıf yapıp O'nun "et-tâfî helâlün" dediğini belirtmiştir. Tâfî sıfatından maksat, denizde ölüp su üstüne çıkan balık demektir.

Hadîs, denizde avlanan balıkların kesilmeden yenilmesinin helâl olduğuna net biçimde delâlet etmektedir. Cumhurun da görüş ve tesbiti bu anlamdadır.

567 no'lu Ömer'den yapılan rivayette, "uhillet leküm saydü'l-bahri ve teâmuhu..." âyetini tefsir etmekte, deniz avından maksat avlanan canlılardır, deniz taamından maksat, denizde ölen deniz hayvanlarıdır...

Çekirge de balık gibi kesilmeden yenilir. Ancak Mâlikîler bunun kesilmesinin gereği üzerinde durmuşlardır.

Buharı balık konusunda şu bilgiyi de vermiştir: "Denizde olan her canlı (hükmen) kesilmiştir."

Bu konuda ayrıca daha çok su üstünde yaşayan ördek, kaz ve benzeri bazı kanatlı hayvanlar bulunuyor. Bunlar deniz dibinde, yani su altında yaşayan hayvanlardan ayrılırlar. Zebh (kesim) hususunda hadîsin kapsamı dışında kalırlar. Bunların mutlaka kesilip öylece yenilmesi mubah olur.

Darekutnî'nin Abdullah b. Serces tarikiyle rivayet ettiği, "şüphesiz ki Allah denizde olan her şeyi âdemoğlu için (hükmen) kesmiş bulunuyor" mealindeki hadîsin senedinde zayıf bir râvi vardır.

Taberânî'nin bu anlamda İbn Ömer'den rivayet ettiği hadîsin de senedinde zayıf bir râvi bulunuyor.

Abdurrezak'm iki sağlam senetle Ömer (r.a.) den ve sonra da Ali (r.a.) den rivayet ettiği, "balık her türüyle kesilmiş (hükmen boğazlanmış) tır" mealinde bir hadîs rivayet etmiştir. Ancak bunda "hud" ismi kulanümıştır ki, bu yalnız balık hakkında kullanılır. O bakımdan umum ifade etmemektedir.

Deniz dışında yaşayan hayvanların helâl olabilmesi için, daha önce de belirtiğimiz gibi, şer'î şekilde kesilmesi ve bu kesim işinin bir müslüman veya yahudi veyahut hıristiyan tarafından yerine getirilmesi şarttır. Denizde yaşayan balık ve diğer canlılar hakkında bu şart söz konusu değildir. Balık kim tarafından avlanırsa avlansın müslümanlar onu alıp yiyebilirler. [207]

 

Çıkarılan Hükümler
 

1- Çekirge helâl kılınmıştır, yenilir. Ancak bundan tiksinenler yemeyebilirler.

2- Çekirgenin protein değerinin yüksek olduğu tesbit edilmiştir.

3- Çekirge her türüyle yenebilir mi? Müctehidler şu ihtimal üzerinde durmuşlardır: Zehirli olduğu tesbit edildiği taktirde yenilmez.

4- Çekirge şer'î şekilde kesilmeden yenilir. Ancak İmam Mâlik'e göı-e başı kesilip öylece yenilir.

5- Denizde dalgaların vurup kıyıya doğru attığı ölmüş balık helâldir yenilir. Ancak bir süre orada Ölü olarak kaldığından dolayı kokuşan balık yenilmez.

6- imam Ebû Hanîfe'ye göre, ölüp su üstüne çıkan balık yenilmez. Bunun bir hastalık neticesi öldüğü ihtimali daha kuvvetlidir, şeklinde bir   sebep   söz   konusudur.   Oysa  Câbir  hadîsi  bu  ihtimale   yer vermemektedir.

7- Balık ve çekirgenin ölüsü de helâldir. Yeter ki bir hastalık söz konusu olmasın.

8- Akıtılmış kan haramdır, yenilmez. Dalak ve karaciğer birer kan limanı mesabesinde olmalarına rağmen bu ikisi helâl kılınmıştır. Buna muhalefet eden olmamıştır.

9- Balıklar (hükmen) kesilmiş kabul edilirler. O bakımdan yakalanan bir balığı kesmeğe gerek yoktur.

10- Avlanan balığın bir müslünıan veya kitap ehlinden biri veya bir başkası tarafından avlanması arasında bir fark yoktur, kitap ehli olsun, olmasın herkesin yakaladığı balık yenilir. Çünkü bunda şer'î boğazlama söz konusu değildir.

11- İbn Abbas'a göre, denizde veya kıyısında Ölü olarak bulunan balık kokuşmamışsa yenilir. Ancak ölmüş bir balıktan tiksinen olursa, yemeyebilir.

12- Kur'ân'da balıktan ve  denizde yaşayan  canlılardan  söz edilirken "lahmen   tariyyen" denilmektedir. Bu, terütaze bir et anlamına gelir. Cenâb-ı Hak, bu cümleyle hem balığın faydasına, hem de taze olarak yenilmesine işarette bulunmakta ve bir süre kalıp kokan balıklardan kaçınmamız dolaylı şekilde bildirilmektedir. [208]


Alıntının kaynağını yazarmısınız. konuyu araştırıyorumda


Konu Başlığı: Ynt: Balık, Çekirge ve Denizde Yaşayan Diğer Canlılar
Gönderen: ღ۩Bilgin۩ღ üzerinde 30 Ocak 2019, 08:12:21
Ahkam Hadisleri kitabı bölümünden okuyorsunuz. Hadislerin ravi ve senedlerinide arayabilirsiniz. Siz hangi kitabı okuyorsanız o size kaynaktır.


Konu Başlığı: Ynt: Balık, Çekirge ve Denizde Yaşayan Diğer Canlılar
Gönderen: Mehmed. üzerinde 30 Ocak 2019, 17:43:21
Esselamü aleyküm Rabbim bizlerin ilmini artırsın Rabbim paylaşım için razı olsun