๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Hadisleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 13 Ağustos 2010, 14:22:41



Konu Başlığı: Alım Satımda Hile ve Aldatmadan Uzak Kalma Şartı
Gönderen: Zehibe üzerinde 13 Ağustos 2010, 14:22:41
Alım-Satımda Hile ve Aldatmadan Uzak Kalma Şartı
 

îslâm Dini, piyasada bir narh koyma ve uygulama prensibini koymamış; bir bakıma serbest ekonomi sistemini getirerek bunu iman, ahlak, uhrevi sorumluluk ve maddi, manevi müeyyide ve sağlam örfe bağlayarak kalıcı bir ticari ahlak bütünlüğü ortaya koy­muştur.

"Kendi nefsin için arzu edip istediğini din kardeşin için de arzu edip istemedikçe (kâmil) mü'min olamazsın" prensibi doğrultusunda gerçek anlamda din kardeşliğini sağlam temele oturtmuş ve böylece karşılıklı hakların korunmasını sağlamıştır.

Belirtilen ideal anlamdaki prensiplerden kopuk bir serbest ekonomi, şüphesiz ki tüketici aleyhine işler ve toplum yapısında den­gesizlik ve huzursuzluk doğurur. [156]

 
Konuyla İlgili Hadisler   
 

İbn Ömer (r.a.) dan yapılan rivayete göre, adı geçen şu haberi vermiştir:

"Bir adam Resulüllah'a (s.a.v.) kendisinin ahş-verişte al­datıldığını haber verdi. Bunun üzerine Resulüllah (s.a.v.) ona şöyle buyurdu: "Kiminle ahş-verişte bulunur da bir şey satın alırsan ona: (Dinde) hiçbir aldatmak yoktur de."[157]

Enes (r.a.) den yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle haber ver­iştir:

"Resulüllah (s.a.v.) Efendimiz zamanında bir adam bir ^y satın alırdı, ancak aklında bir zayıflık vardı. Onun ev alkı Resulüllah'a (s.a.v.) gelerek dediler ki: 'Ta Resulellah! alan adamı alışverişten alıkoy, çünkü aklında zayıflık ardır." Bunun üzerine Resulüllah (s.a.v.) o adamı çağırdı ve hş-verişten men'etti. Adam (üzüldü ve) şöyle dedi: "Ey Al-ıh'ın Peygamberi! Doğrusu ben ahş-veriş yapmadan dura-iam." Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) ona şöyle bu-yurdu:  (satıcıya) de ki: İşte, işte... (Dinde) hiç aldatma yoktur." [158]

îbn Ömer (r.a.) dan yapılan rivayete göre:

"Munkız (adındaki) adamın başına cahiliyet döneminde )ir darbe vurulmuş ve bu beyin zarına kadar tesir etmişti. O güzden dilinde bozukluk meydana gelmişti. Bir şey satın Ilırken alış-verişte aldatılırdı. Resulüllah (s.a.v.) ona şöyle tmyurdü: "Alım-satımda bulun ve de ki: (Dinde) aldatmak yok­tur." Sonra da sen üç günlük bir hiyar (muhayyerlik hakkına) sahipsin." [159]

Muhammed b. Yahya b. Hibbaridan yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle haber vermiştir: "Dedem Münkiz b. Ömer, başına bir darbe vurulup dili rahat telaffuz edemiyen bir adamdı. Bu­nunla beraber o ticareti bırakmaz, devam ederdi. O sebeple de hep aldatılırdı. Bunun üzerine o, Peygamber (s.a.v.) Efen-dimiz'e gelip durumunu anlattı. Peygamber (s.a.v.) ona şöyle buyurdu: "Mubayaada bulunduğun zaman, (dinde aldatma yoktur de; sonra da sen satın aldığın her meta1 ve kumaş hu­susunda üç gece muhayyerlik hakkına sahipsin, razı olduğun zaman aldığın meta'ı yanında tut; razı olmadığın zaman onu sahibine geri çevir." [160]

 

Müctehidlerin İstidlal ve İhticacları
 

a) Hanefîlere göre: Fahiş fiatla satıp müşteriyi aldatmak, eğer piyasada belirlenen kıymet ölçülerini aşıyorsa, o takdirde "gabn-i fahiş" kapsamına girer. Meselâ on dirheme satın aldığı bir malı, bilir kişilerden bir kısmı beş dirhem, bazısı altı dirhem, bazısı da yedi di­rhem olarak kıymetlendiriyorsa ve hiçbiri onu on dirhem olarak kıymetlendirmiyorsa bu aldatmadır ve gabn-i fahiştir. Ama bilir kişilerden biri yedi, biri sekiz ve biri de on dirhem diyorsa, o tak­dirde bir aldanma ve aldatma söz konusu değildir.

Fahiş fiatla satıp aldatmanın hükmü, satın alman mal ancak açık bir aldatma söz konusu olduğu takdirde satıcıya geri verilir. Me­sela satıcı alıcıya: "Şu kumaş şu ülkenin imalatıdır ve met-resi dörtbin liradır" der, satıştan sonra o kumaşın başka bir ülkenin ima­latı olduğu ve metresinin de iki bin lira değer taşıdığı anlaşılırsa, bu durumda müşteri o malı satıcıya reddetme hakkına sahip olur. [161]

b) Şafiîlere göre: Gabn-i fahiş (fahiş fiatla satıp aldatma) ted-(ayıbını örtüp sahteleştirme) den uzak kaldığı takdirde müşterinin u satıcıya reddetmesini gerektirmez. Çünkü sünnete göre, alıcı ile tıcıdan biri diğerini aldatmadıkça zor duruma sokmaz. Meselâ (ıir pazarında satmak üzere malını getirmekte olanları şehre girm­en karşılayıp onları aldatmak suretiyle ucuz fıata mallarını satın şnak nafiz bir ahm-satım sayılmaz ve bu satıştan rücu' etme hak-n söz konusudur, yani onlar için satıştan rücu' etme hakkı vardır. [162]

c) Hanbelîlere göre: Gabn-i fahiş (fahiş fıatla mal satıp aldat-a) suretiyle yapılan satıştan dolayı müşterinin o malı geriye verme-için şu üç suretten birinin gerçekleşmesiyle caiz olur:

1- Şehir pazarına getirip satmak üzere yola çıkan satıcıları ihir dışında karşılayıp mallarını satın almak,

2- Alıcı olmadığı halde araya girip müşteriyi aldatmak için satın ıiinmak istenen malın fîatmı artırmak,

3- Satıcı ile alıcının piyasayı ve satılmakta olan şeyin fiatmı bil-Lemeleri ve satın aldıkları malın bedelinden indirim yapmayı iyice Bcerememeleri söz konusu olduğu durumda.

d) Malikîlere göre: Fahiş fîatla satın ahnan bir malı, adetin stünde de bir fiat artışı söz konusu olsa bile reddedilmez; ancak şu urumlarda reddedilmesi bir hak olarak belirlenir:

1- Böyle bir alım-satımda bulunan satıcı ile alıcı vekil veya va-iy olurlarsa,

2- Satıcı ile alıcıdan her biri diğerine uyarak alıcının satıcıya: Şu malı başkalarına sattığın gibi bana sat" demesi veya satıcının tlıcıya: "Şu malı başkalarından satın aldığın gibi benden satın al" de­nesi,

Bu durumda biri diğerini aldatır da fahiş fîatla satar veya çok ıoksan bir fıatla satın alırsa, satın alman malı reddetmek hakkına iahip olur.

3- Satıcı ve alıcıdan birinin diğerine güvenmesi ve bu durumda karşısındakinin güvenini kötüye kullanıp o malı fahiş fîatla satıp /eya alması suretiyle aldatması da satın alman malın reddini gerek­tiren sebeplerden biridir. [163]

 

Tahliller ve Diğer Rivayetler
 

899 nölu Ibn Ömer hadisi sahih olup istidlal ve ihticaca salihtir.

900 nolu Enes hadisini Tirmizî sahihi emiştir. Bunu aynı za­manda Hakim tahric etmiştir. Hadis, sefih kişiler üzerine hacr koy­mak, yani onları alım-satımdan men'etmenin sıhhatma delalet et­mektedir. Aynı zamanda birinci hadisle birbirini kuvvetlendirmekte olup satıcıyı insaf çizgisinde tutmaya ve dinde aldatmanın yeri ol­madığını hatırlatmaya yönelik bir uyarı hükmünü taşımaktadır.

901 nolu îbn Ömer hadisini aynı zamanda Buharı kendi tari­hinde, Hakim de Müstedrek'inde tahric etmiştir. Ancak isnadında Muhammed b. İshak bulunuyor. Raviler arasında bu ismi taşıyan onüç kişi vardır ki, hepsi de pek muteber sayılmamış, kimi meçhul, kimi zayıf, kimi yalancı olarak belirlenmiştir.

Ancak yukarıdaki iki hadis bunun bir bölümünü kuvvetlendir­mektedir. O bakımdan ilim adamlarından bir kısmı bununla istidlal etmiştir.

Ayrıca bu bapta imam Şafiî'nin, İbn Carudun, Hakim ve Dare-kutnî'nin Hz. Ömer b. Hattab'dan yaptıkları bir rivayet bulunuyor ki orada söz konusu olan adamın Hiban b. Münkir olduğu belirtilmiştir. Aynı rivayeti hem Darekutnî, hem de Taberânî tahric etmişlerdir. Nevevî bu rivayetin sahih olduğuna dikkat çekmiştir.

Böylece mal satın alındıktan sonra müşteri aldatıldığını anlar­sa, malı geriye verebilir sonucu ortaya çıkıyor. [164]

 

Çıkarılan Hükümler
 

1- Fahiş fıatla satılıp müşteri aldatıldığı takdirde, onun o malı geri reddetme hakkı vardır.

2- Fahiş fîatla satış yapıp alıcıyı aldatmanın smın şöyledir: Piy­asa değeri kimine göre beş, kimine göre altı, kimine göre yedi lira olur ve bu mal on liraya satılırsa, o takdirde müşteri aldatılmış kabul edilir.

3- Bir tesbite göre yedi, birine göre dokuz, bir diğerine göre on lira değer taşıyor ve piyasada bu doğrultuda alım-satım cereyan ediy­or ve o malın satıcısı onu on liraya satıyorsa, bu gabn-i fahiş kap­samına girmez ve müşterinin o malı geriye verme hakkı yoktur. Bu daha çok Hanefî'lere göredir.

4- Sattığı malı, imal edildiği ülkeye değil de başka bir ülkenin lalatı olduğuna atfedip değerinin üstünde bedel aldığı takdirde, taşteri farkına varınca o malı geriye verme hakkına sahip olur.

5- Satılan mal tedlisten uzak tutulduğu takdirde, müşterinin hı geri verme hakkı söz konusu değildir. Bu daha çok Şanîlerin icti-adıdır.

6- Pazara getirilmekte olan malı şehir dışına çıkıp satın almak; lıcısı olmadığı halde almak isteyen adamı aldatmak için araya girip ızla fıat vermek ve satıcı ile alıcının piyasayı, malın gerçek değerini d bilmemek gibi hallerde yapılan satış gabn-i fahiş kapsamına girer, u, Hanbelîlere göredir.

7- Aldatılan müşteri vekil veya vasiy olursa; Satıcı ile alıcı birbi-ine uyar veya güvenir de satış yapar ve bu satışta taraflardan biri ldanırsa, satın alman malı geri vermek caiz olur. Bu daha çok Ma­kilere göredir. [165]


Konu Başlığı: Ynt: Alım Satımda Hile ve Aldatmadan Uzak Kalma Şartı
Gönderen: Ceren üzerinde 15 Haziran 2018, 14:13:43
Esselamu aleykum. Alım satım işlerinde islama uygun olarak alisveris yapan yapana hileden aldatmadan uzak kalan kullardan olalim inşallah. ..


Konu Başlığı: Ynt: Alım Satımda Hile ve Aldatmadan Uzak Kalma Şartı
Gönderen: Mehmed. üzerinde 15 Haziran 2018, 14:23:55
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri İslam'a uygun yaşayan kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Alım Satımda Hile ve Aldatmadan Uzak Kalma Şartı
Gönderen: Ceren üzerinde 02 Şubat 2019, 20:24:13
Esselamu aleykum. Islama uygun şekilde helal noktada alışveriş yapan ve feyze erisen kullardan olalim inşallah. ..


Konu Başlığı: Ynt: Alım Satımda Hile ve Aldatmadan Uzak Kalma Şartı
Gönderen: Sevgi. üzerinde 03 Şubat 2019, 01:48:06
Aleyküm Selam. Her işimizde Rabbimizin rızasına uygun olmasına gayret eden hayırlı kullardan olalım inşaAllah
Bilgiler için Allah razı olsun