๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Hadisleri => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 29 Temmuz 2010, 06:30:49



Konu Başlığı: Ahkam-i Riddet ve Murteddin Katli
Gönderen: Zehibe üzerinde 29 Temmuz 2010, 06:30:49
Ahkam-i Riddet ve Murteddin Katli
 

Murted, müslüman olduğu halde dinden dönüp küfre giren kimse demektir. Kur'ân-ı Kerîm'de murteddin durumu belirtilirken şöyle bu-yurulmaktadır: "Sizden kim dininden döner de kâfir olduğu halde ölürse, artık böylelerinin amelleri dünyada da âhirette de boşa gitmiştir ve işte cehennemlikler ve orada devamlı kalıcılar bunlardır." [1] Bu âyetin ışığında Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz: "Kim dinini değiştirirse onu öldürünüz..." buyurmuştur. [2]

Bu âyet ve ilgili hadîse dayanan, yani bunlarla istidlal ve ihticac-da bulunan ilim adamları murteddin katlinin vacip olduğunu söylemişlerdir. Nitekim Ebû Bekir, Ömer, Osman, Ali, Muâz, Ebû Musa ve îbn Abbas (Allah hepsinden razı olsun) da aynı görüş ve ictihad-dadırlar. Böylece bu mesele hakkında icma' vaki olmuş oluyor.

Dinden dönen kimsenin öldürülmesi için akıl ve baliğ olması şarttır. Aksi halde sadece te'dib cezası uygulanabilir. Bu da baliğ olma­yan çocuklar hakkında söz konusudur.

Riddet, İslâm hukukunda önemli bir yer işgal eder. Hemen hemen bütün müctehid imamlar bunu ayrı bir başlık altında ele alıp incelemiş ve açıklamışlardır. Zira islâm'a mensup olup sonra bu dinden döneri kimse önce münafık olduğunu ilân ediyor, sonra da hem itikadı zayıf kimselere, hem de islâm'a ısınan gayr-i müsiimlere kötü örnek oluyor. O bakımdan hakkında ağır bir müeyyide söz konusu olmuştur. [3]

 

İlgili Hadisler
 

Tabiinden İkrime'den yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle haber vermiştir:

"Birkaç zındıkı alıp mü'minlerin emîri Hz. Ali'ye (r.a.) getir­diler. Hz. Ali onları ateşte yakıp hayatlarına son verdi. Bu haber ve olay İbn Abbas'a (r.a.) ulaşınca şöyle dedi: "Eğer ben (yetkili) olsaydım, onları yakmazdım. Çünkü Peygamber (s.a.v.) Efendi­miz "Allah'ın ta'zibiyle azab etmeyin" buyurarak insanları ateşte yakmayı men'etmiştir. Onları elbette Öldürürdüm. Çünkü Resûlüllah (s.a.v.) "Kim dinini değiştirirse onu öldürünüz" buyur­muştur. [4]

Ebû Musa'dan (r.a.) yapılan rivayete göre, Peygamber (s.a.v.) ona şöyle emir vermiştir; "Yemene git..." Sonra da arkasından Muâz b. Cebel'i (r.a.) göndermiştir. Muâz Yemen'e ulaşıp Ebû Musa'nın yanına girince, ona bir yastık hazırlayıp koydu ve 'İn otur" dedi. O sırada Ebû Musa'nın yanında bağlı bir adam bulunuyor­du. Muâz (r.a.): "Bu nedir?" diye sordu. O da: "Bu yahudi idi İslâm'a girdi ve sonra (pişman olup) tekrar yahudi dinine dön­dü" diye cevap verdi. Muâz (r.a.) "Allah ve Resulünün hükmet­tiği şekilde bu adam öldürülmedikçe ben oturmam " dedi. [5]

Ahmed b7 Hanbel'in rivayetinde ise hadîsin son kısmı şu lâfızla tesbit edilmiştir: "Allah ye Resulünün dininden dönen kimseyi öldürün diye hükmetmiştir..."

Ebû Davud'un rivayetinde ise şöyle denilmektedir: "Ebû Musa'ya İslâm'dan dönen bir kişi getirildi. O da onu yirmi gece veya ona yakın bir süre İslâm'a davet edip dönüş yapmasını telkin etti ve sonra da Muâz geldi, o da onu İslâm'a davet .ettiyse de adam dönmekten kaçındı ve bunun üzerine (Ebû Musa veya Muâz).onun boynunu yurdu (katletti)."

Muhammed b. Abdillah b. Abdilkarî'den yapılan rivayete göre, adı geçen şöyle demiştir: "Ebû Musa (r.a.) tarafından bir adam Hz. Ömer b. Hattab'a gelmiş bulunuyordu. Ömer  (r.a.)  ondan (Yemen'deki) insanların durumundan sordu, o da haber verdi. Sonra Ömer (r.a.) ona:

- "Yeni bir haber var mıdır?" diye sordu. O da:

- "Evet vardır; bir adam İslâm'a girdikten sonra dönüp kâfir oldu" diye cevap verdi. Bunun üzerine Ömer (r.a.) ona:

- "Peki ona ne yaptınız?" diye sordu. O da:

- "Onu yakınımıza çekip boynunu vurduk" diye cevap verdi. Hz. Ömer (r.a.)ı

- "Onu üç gan hapsedip ona her gün bir ekmek verseydiniz ve tevbe etmeye davette bulunsaydınız ya, belki tevbe edip Al­lah'ın emrine dönerdi. Allah'ım, ben (olaya) hazır olmadım ve haber bana ulaşınca razı da olmadım" dedi. [6]

 

Müctehid İmamların Görüş ve İstidlalleri
 

a) Hanefîlere göre, dinden dönen kimseye Önce İslâmiyet arzedi-. Ur. İsterse bu dönüş birkaç defa tekrar etmiş olsun, İslâm'a dönmesi is-tihbaben kendisine telkin ve tavsiye edilir.

İkinci defa dinden döndükten sonra tevbe ederse, imam (sultan veya hakim) onun hakkında dayak cezası uygular. Sonra da salıverir. Üçüncü defa dinden dönerse dayaktan sonra hapsedilir. Bu durumda halisane bir niyet ve tavırla İslâm'a dönerse artık serbest bırakılır. Bir daha dinden dönerse aynı şey uygulanır. Ama İslama dönmemekte inad ederse artık öldürülür. [7]

Hz. Ömer,"Hz. Ali ve İbn Ömer'e göre, üçüncü'dönüşten sonra tev-besi kabul olunmaz. Çünkü o bu durumda alaycı, olayı hafife alıcıdır, gerçek anlamda tevbe edici değildir. Ve öldürülür.

İslâm'dan dönüp küfre giderse yakalanır ve tevbe etmesi teklif ed­ilir. Mühlet isterse, üç giın hapsedilir. Üç günden sonra tevbe edip iki şehadet kelimesini açık ve net biçimde söylerse, artık öldürülmeyip serbest bırakılır.

Murteddi, İslâm'a dönmesini arzetmeden öldürmek,, mendup olanı terketmek olur. Bundan dolayı tazminat ve diyet gerekmez.

Kişi İslâm'dan dönüp küfre girince mülkü de kendisinden zail olur. Çünkü bu durumda o ölmüş hükmündedir, islâm'a dönerse mülkü kendisine avdet eder. İmameyne göre mülkü zail olmaz.

Murteddin İslâm dininde bağlı bulunduğu süre içinde kazandığı mal vârislerine verilir. Murted olduktan sonra kazandıkları beytülmale intikal ettirilir. İmameyne göre, bu da vârislerine intikal eder. Diğer üç mezhebe göre, müslümanlara fey' olup beytülmale intikal eder. [8]

b) Şâfiîlere göre, riddet (dinden dönme) niyet ile İslâm'dan kopup ayrılmakla ve bir de küfre delâlet eden bir söz veya fiille gerçekleşir. İsterse küfre açık biçimde delâlet eden sözü istihza veya inat veya itikat yoluyla söylemiş olsun farketmez. Meselâ kâinatı ya­ratıp düzen ve dengede tutan o yüce kudret sahibi Allah'ı veya peygam­berleri inkâr eden veyahut Peygamberi yalanlayan veya haramı helâl sayan kimse dinden çıkıp murted olur.

Ancak bu belirtilen durumlarda kişinin murted olabilmesi için aklî melekesi yerinde ergen bir mükellef olması şarttır. O bakımdan çocuğun, delinin ve tehdit edilip zorlananın riddeti sahîh değildir.

Sarhoşun riddeti sahihtir. Kendine gelip sarhoşluk hali gelince İslâm'a dönmesi teklif edilir.   .

Riddet konusunda şahitlerin şehâdeti yeterli sayılır. Riddet eden adamın bu durumunda red ve inkâr etmesine itibar edilmez. Şahitlikle hükmedilir.

Dinden dönen erkek ve kadının tevbe edip İslâm'a dönmeleri teklif edilir. Bu bazı fakihlere göre vâcib, bazısına göre ise müstehabdır. Diğer bir kavle göre murted ve murtedde üç gün bekletilir, bu süre içinde tevbe edip dönüş yaparsa serbest bırakılır; küfürde ısrar ve inad ederse katledilir.

Murteddin çocuğu müslüman sayılır. Bununla beraber bu mesele hakkında farklı görüş ve içtihatlar vardır. [9]

c) Hanbelîlere göre, riddet Allah'a ortak koşmak,  O'nun rübubiyetini inkâr etmek veya sıfatlarından bir sıfatı kabul etmemek veya Allah'a evlâd ve eş nisbet etmek veya bir peygamberi veya semavî kitabı inkâr etmek veya Kur'ân'dan bir âyeti red ve inkâr etmek veya Allah'a ve Peygambere sövmekle gerçekleşeceği gibi farz ibadetleri ka­bul etmemek, haram olan bir fiili helâl saymakla da gerçekleşir. [10]

d) Mâlikîlere göre, dinden dönüp murted olan kimse henüz baş kaldırmadan yakalanırsa erkek ise hemen öldürülür. Kadın ise cumhu­ra göre tevbe edip İslâm'a dönmesi teklif edilir. Kabul etmediği taktirde öldürülür. İmam Mâlik'ten yapılan bir rivayete göre, erkek olsun kadın olsun tevbe teklif edilmeden öldürülmez. Bu şarttır.

Irtidat eden, yani dinden dönen kimse baş kaldırıp savaşmaya başlarsa, artık yakalandığı taktirde tevbe teklif edilmeden Öldürülür. [11]

 

Tahliller ve Rivayetler
 

3 no'lu İkrime rivayeti sahihtir. Hadîs, ateş ile ceza vermenin har­am veya mekruh olduğuna delalet etmektedir.

Zindîk, Ebû Hatim Sicistanî'ye göre Farsça'dır, sonradan Arap-caya geçmiştir. Aslı "zende" , "kerd" dir. Daha çok hakkı red ve inkar edip kâinatın öncesizliğini ve sonrasızlığını inkâr eden mülhid hak­kında kullanılır. Bazı ilim adamlarına göre Allah'la birlikte başka ilâhların varlığına itikat eden kimse hakkında da kullanıldığı vakidir. Bunu Manî ve Mazdek itikadına bağlı olanlar, nur ve zulmete inanıp bu ikisinin birleşmesiyle kâinatın meydana geldiğini iddia edenlere nis-bette bulunanlar da olmuştur. Kısacası her müşrik hakkında kullanılabilir.

4 no'lu Ebû Saîd hadîsinin senedi hasendir. Bu konudaki ihtilafı bertaraf etmede delil olarak gösterilebilir. Nasıl zina, hırsızlık, kazf konularında kadın ile erkek arasında fark gözetilmemişse, riddet konu­sunda da gözetilmemelidir. Nitekim Ebû Saîd hadîsi buna açık biçimde delâlet etmektedir. Ayrıca Hafız İbn Hacer de aynı görüşü izhar etmiştir. [12]

Riddetten maksat, İslâm'dan çıkıp başka bir dine intisab etmek veya dinsiz kalmayı yeğlemektir. Zira    küfür tek bir millettir. O bakımdan yahudi veya hırıstiyan vatandaşın kendi dininden dönüp İslâm'a girme veya kendi dinini bırakıp başka bir dine intisap etmesi  riddet sayılmamıştır.

Yapılan rivayete göre, birkaç kişi Hz. Ali'ye (r.a.) gelip şu haberi verdiler:

-  "Ya Emîrel-mü'minîn! Mescidin kapısında beklemekte olan bir­kaç kişi bulunuyor ki, bunlar senin Rab olduğunu iddia ediyorlar ve Ali bizim Rabbımızdır diyorlar." Bunun üzerine Hz. Ali (r.a.) onları çağırdı ve:

- "Veyl olsun size, neler söylüyorsunuz?" dedi. Onlar da:

-  "Sen bizim rabbımızsm,  halıkımızsm, razıkımızsm" diye cevap verdiler. Hz. Ali (r.a.) onlara:

- "Yazıklar olsun size, ben de sizin gibi bir kulum; sizin gibi yemek yerim, sizin gibi su içerim. Allah'a itaat edersem, inşallah sevaba erişirim. O'na isyan edersem Onun azabından korkarım. Artık Al­lah'tan korkun ve islâm'a dönün" diye uyarıda bulundu.. Buna rağmen onlar islâm'a, Tevhîd'e dönmekten kaçındılar. Ertesi gün olunca Kam­ber gelip onların aynı şeyi iddia ettiklerini haber verdi. Hz. Ali (r.a.):

- "Onları benim yanıma getir" diye emretti. Aynı şeyleri hatırlatıp uyanda bulundu. Üçüncü gün yine uyarısını tekrarladı ve: "Eğe'r vaz-geçmeyip aynı iddiayı tekrarlarsanız sizi en kötü şekilde öldürtürüm" diye son ihtarını yaptı.  Onlar yine Hakk'a, Tevhîd'e dönmekten kaçındılar, Bunun üzerine Hz. Ali Mescid'le kendi konağı arasında bir çukur kazdırdı. Bol miktarda odun getirip yaktırdı ve o kişileri ateşe atıp yaktı."

Hafız Ibn Hacer bu rivayetin isnadının sahîh olduğunu belirt­miştir.

Müctehidlerin çoğuna göre zindîk de önce tevbe etmeye, pişmanlık duymaya çağrılır.. Inad ederse o taktirde öldürülür. Nitekim imam Şâfıî ile imam Ebû Hanîfe'nin görüş ve içtihadı bu anlamdadır. Ebû Hanîfe'den bunun hilâfına bir diğer rivayet daha bulunuyor.

-Hz. Ömer (r.a.) Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz'in: "Dinini değiştireni Öldürünüz" mealindeki hadîsini şu manada anlayıp yorumlamıştır: "Dini değiştirip dönüş yapmayanı öldürünüz." Nitekim 5 no'lu Mu-hammed b. Abdillah rivayeti bu manayı desteklemekte ve Hz. Ömer'in (r.a.) "Onu üç gün hapsedip her gün bir ekmek yedirseydiniz ve tevbe etmesi için teklifte bulunsaydınız ya... Umulur ki tevbe edip Allah'ın emrine dönerdi..." diyerek uygulamanın.böyle olmasını istemiş bulu­nuyor. Hanefî ile Şâfîî de bu rivayet ile istidlal etmişlerdir. Zira Hz. Ömer'in bu görüş ve içtihadına karşı sahabe-i kiram susarak katılmışlar ve böylece belirtilen görüş ve ictihad cumhurun görüş ve iç­tihadı olmuştur. [13]

 

Çıkarılan Hükümler
 

1- Dinden dönüp murted olan kimseye tevbe edip islâm'a dönmesi teklif edilir. Böyle yapmak müstehabdır.

2- islâm'a döndükten sonra yine irtidad ederse, yine tevbe edip islâm'a rücu' etmesi teklîf edilir... Bu daha çok Ebû Hanîfe'nin görüşüdür.

3- ikinci defa irtidad edeni yetkili makam dayak ile cezalandırır. Tevbe edep islâm'a dönerse salıverir.

4- Üçüncü defa irtidad ederse, bu defa hem dayak, hem de hapisle cezalandırır. Tevbe edep islâm'a dönerse salıverir. Bu sayıyı artırmak mümkün...

5-  îrtidad eden tevbe etmeyip murted kalmakta ısrar ederse öldürülür,

6- Hz. Ömer, Hz. AH ve îbn Ömer'e göre, üçüncü defa irtidad ederse artık tevbesi kabul olunmaz ve öldürülür.

7- Murteddi, islâm'a dönmesini teklif etmeden Önce öldürmekten dolayı tazminat gerekmez. Çünkü bu teklif sadece müstehabdır.

8- irtidad edenin mülkü kendisinden zail olur. Çünkü o artık ölmüş hükmündedir. İslâm'a dönerse mülkü kendisine avdet eder.

9- Murteddin  irtidaddan  önce  kazandıkları  vârislerinedir. Irtidaddan sonra kazandıkları beytülmale intikal eder. (Bu maddeler Ebû Hanîfe'ye göredir).

10- îmameyn'e göre irtidaddan önce ve sonraki kazancının tamamı vârislerinedir.

11- Riddet niyet ile ve bir de küfre açık şekilde delâlet eden söz veya fiil ile gerçekleşir.

12- Küfre delâlet eden söz isterse alay, isterse inad, isterse itikadî anlamda olsun farketmez.

13-  Sarhoşun irtidadı sahihtir. Sarhoşluk hali geçince tevbe et­meye ve islâm'a dönmeye çağrılır.

14- Riddet konusunda şahitlerin şehadeti yeterli kabul edilir.

15- Riddei konusunda kadın ile erkek eşittirler.

16- Murteddin çocuğu müslüman sayılır.

17- imam Mâlik'e göre, irtidad eden erkek ise, tevbe teklif edil­meksizin öldürülür. Kadın ise tevbe teklif edilir, İslâm'a dönmesi teklif edilir.

18- irtidad eden kimse henüz yakalanmadan devlete baş kaldırırsa, o taktirde yakalanınca tevbe teklif edilmeden öldürülür.

19-  Allah'ın varlığını ve birliğim kabul etmemek küfürdür. Kişi bununla murted olur.

20- Allah'ın sıfatlarından bir sıfatını kabul etmemek de böyle...

21- Allah'a evlâd veya eş nisbet etmek de küfürdür.

22- Allah'a veya Peygamberine sövmek de küfür olup irtidadı sahîh kılar.

23- Dinen haram  olan  şeyi helâl  saymak, kabul  etmek de küfürdür.

24- Kur'ân'ı   küçümsemek,   hafife   almak  veya     bir   âyeti küçümsemek, beğenmemek de küfürdür.

25- Nass ile sabit olan bir hükmü red ve inkar etmek de küfürdür.

26- Peygamber   (s.a.v.)   Efendimize   hakaret   etmek,   O'nu küçümseyip alaya almak da küfürdür. [14]


Konu Başlığı: Ynt: Ahkam-i Riddet ve Murteddin Katli
Gönderen: Mehmed. üzerinde 10 Şubat 2019, 08:21:32
Esselamu aleyküm Rabbim bizlerin ilmini artırsın Rabbim paylaşım için razı olsun