Konu Başlığı: Ölenin Mirasçı Olmayanlara Vasiyette Bulunması Gönderen: Ekvan üzerinde 24 Mart 2011, 19:29:07 Ölenin Malının Üçte-Bîrinden Mirasçı Olmayanlara Vasiyette Bulunması Bakara sûresinde Yüce Allah şöyle buyuruyor: Birinize ölüm gelip çattığı zaman bir hayr {yani, Ölümünü meteakib bir mal} bırakacaksa, annesi, babası ve yakın akrabası için ma'rûfbir şekilde vasiyette bulunmak {yani, vasiyet hususunda annesine-babasma, akrabalarına göre bir üstünlük sağlamak ve mirasçı olmayan akrabalara ma'rûf bir şekilde vasiyette bulunmak} muttakiler üzerine bir hak {yani, farz} olarak yazıldı. (Bakara/180) Yüce Allah, böyle bir vasiyetin, miraslardan ödenmesi i gereken bir hak olduğunu beyan etmektedir. Bu âyet, mii! rasın paylaştırılması ile ilgili hükümler inmeden önce nâJ j zil olmuştu. Miras hükümleri nazil olunca anne-babaya j vasiyet neshedilmiş oldu. Bunu, Nisâ/11-12 âyetleri nes^ netti. [172] Miras hükümleriyle anne-babaya belli bir pay aynldı. Miras alamayan akrabaya ise, malın-üçte birinden vasiyet etme hükmü baki kaldı. Artık kim bunu {yani, ölenin vasiyetini} işitmesinin ardından onu değiştirirse (yani, ölenden bu vasiyeti duyup da vasiyetini —âdil olması halinde—yerine getirmezse), günahı ancak onu değiştirenlerin {yani, vasinin} üzerinedir {ve ölen kişi bu işten uzaktır}. Muhakkak Allah her şeyi {yani, ölünün vasiyetini) işitendir, {onu} bilendir. (Bakara/181) Sonra vasilere hitaben buyuruyor ki: Kim vasiyet edenin Eyani, ölenin} mûs'a {yani, kas-dî olarak vasiyetinde haksızlığa} yahut günaha meyletmesinden {yani, hata yapıp adaleti gözetmediğinden} korkar {yani, bilir} de aralarını düzeltir se iyanh vasî, vasiyette bulunanın ölümünden sonra mirasçıların arasını adaletle düzeltir, mirası Allah'ın kitabına göre paylaştırıp ölenin zulmünü bir kenara bırakırsa}, ona bir günah yoktur {yani, bundan dolayı vasî günahkâr olmaz}. Kuşkusuz ki Allah gafurdur {yani, mirasçıların arasını düzelttiği için vasiye karşı bağışlayıcıdır}, rahimdir {yani, ona karşı merhametlidir}. (Bakara/182) Böylece Yüce Allah, vasiye, ölenin vasiyetindeki zulme muhalif uygulama yapmasına müsaade etmiş olmaktadır. Şanı yüce Allah Nisa sûresinde, ölenin vasiyeti sıra- . smda hazır bulunan kimseler hakkında şöyle buyurmaktadır: Arkalarında kendileri hakkında endişe edecekleri {yani, telef olmaktan korkacakları} âciz ve güçsüz çocuklar bırakacak olanlar titresinler. (Nisâ/9) ölüm halinde bulunan bir kişinin ziyaretine giden ona "Falana ve filana vasiyet et, kendin için Önden hayır gönder, sadaka ver!" der ve sözlerini, malını mirasçılarından başkalarına sadaka olarak bırakmcaya kadar sürdürürdü. Bazı hallerde ölenin âciz ve güçsüz mirasçıları da olabiliyordu. İşte Yüce Allah, ölenin vasiyeti sırasında hazır bulunan kimselere bu şekilde davranmayı yasakladı ve ...titresinler buyurdu. Bununla da, ölüm döşeğinde bulunan kimseye, çocukları' dışındakilere vasiyette bulunmasını söyleyen kişi kasdedilmektedir. Bu durumdaki kişi, ölünün geride bıraktığı çoluk-çocuğun fakir kalmasından korkmalıdır. Nasıl kendisi, ölümünün ardından âciz ve zayıf bir vaziyette kalacak çocukları için endişe ediyorsa, ölüm döşeğinde bulunan kimsenin çocukları için de endişe etmeli ve ona, malını mirasçıları dışındakilere vasiyet etmesini söylememelidir. İşte Yüce Allah'ın şu buyruğu bunu ifade etmektedir: Arkalarında {yani, ölümlerinden sonra} haklarında endişe edecekleri âciz ve güçsüz çocuklar bırakacak olanlar, {kendi âciz ve güçsüz çocukları için korktukları gibi, Ölenin âciz ve güçsüz çocukları için de korksunlar} da Allah'a ittika etsinler ve {yanında oturdukları Ölmek üzere olan kişiye) se-dîd söz söylesinler {yani, ona vasiyetinde adaletli davranmasını, zulmetmemesini söylesinler}! (Nisâ/9) Bunun bir benzeri de Bakara (âyet: 266) sûresindedir. Mukâtil dedi ki: Ölümü sırasında vasiyetinde adaletle hareket eden bir kimse, malını Allah yolunda harcamış gibidir. Dedi: Bize Mukâtil'in Sa'd b. Ebî Vakkas'tan tahdis ettiğine göre, Sa'd b. Ebî Vakkas Nebî'ye (s.a) sordu: — Malımın ne kadarını vasiyet edeyim? Nebî cevab verdi: — Üçte-birini, üçte-bir de çoktur ya. Zira aile efradını varlıklı olarak bırakman, onları avuç açacak halde bırakmandan daha hayırlıdır. Dedi: Bize Mukâtil 'Atâ'dan, o da İbn 'Abbas'tan tahdis edip dedi: "Malı olup da, mirasçı olmayan fakir akrabasına vasiyette bulunmadan ölen kimse, amelini bir ma'siyet ile sonlandırmış olur." Mukâtil Hammad'tan, o da İbrahim'den dedi ki: "Ölenin malından, önce kefen masrafları, sonra borçları çıkartılır, sonra vasiyeti yerine getirilir, sonra da miras paylaştırılır. Kefen malın tümünden alınır." Mukâtil dedi: Ölümü yaklaşan kimse malının üçte-birini dilediği şekilde vasiyet edebilir, belli bir şekli yoktur. Yine dedi: Eğer mal çok, mirasçılar az ise malının üçte-birini vasiyet etmesinde bir sakınca yoktur. Şayet mal az, mirasçılar çok ise malının beşte-birini vasiyet etsin. Ebû Bekr es-Sıddîk (r.aj dedi ki: "Ganimetlerden beş-te-bir (devlet hakkı) alınır. Ben de beşte-biri vasiyet ediyorum. Mirasçıya ise vasiyet caiz olmaz." [173] [173] Mukatil B. Süleyman, Ahkam Ayetleri Tefsiri, İşaret yayınları: 155-158. |