> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tefsir Eserleri > Ahkam Ayetleri Tefsiri > Nebinin Eşlerine İftira Edenler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Nebinin Eşlerine İftira Edenler  (Okunma Sayısı 1003 defa)
09 Mart 2011, 01:31:59
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 09 Mart 2011, 01:31:59 »



Nebinin, Pisliklerden Arınmış Sıddîka Eşlerine İftira Edenler Ve
 Müminlerin Bu Hususta Riâyet Etmeleri İstenen Âdâb Ve Onlara Verilen Öğüt


Dedi: Nebî (s.a), beraberinde eşi ve nıü'minlerin annesi -Ebû Bekr es-Sıddîk'ın kızı- Âişe de olduğu halde ga­zaya çıktı. Nebî fs.a) ile birlikte Süleym oğullarından Saf-van b. Muattal adındaki yol arkadaşı da vardı. Nebî (s.a) geceleyin yola devam ettiğinde, Safvan sabaha kadar ko­nak yerinde bekler, Mü., lümanlarm geride bıraktıklarını karargaha götürür, sahibine teslim ederdi. Bir gece yola devam edileceği ilan edildi, Aişe de deveye binip hevdeci-ne girdi. Sonra bir ziynet eşyasını konak yerinde bırak­mış olduğunu hatırladı ve onu almak üzere indi. Deveyi yeden kişi bunu farketmediği için deveyi kaldırıp ordu ile birlikte yola koyuldu. Aişe gerdanlığını bulup döndüğün­de, ordunun gitmiş olduğunu gördü. Ağlayarak ordunun arkasından gitmeye başladı. Konaklama yerinde bulunan Safvan sabah olunca Nebî'nin peşinden yola koyuldu. Derken yüzünü kapatmış ağlayan Âişe'yi gördü ve sordu:

— Kimsin? Şu cevabı aldr

— Âişe'yim,

Bunun üzerine istircâda bulundu {innâ lillâh... dedi) ve devesinden inerek tekrar sordu:

— Bu ne hal, ey mü'minlerin annesi?

Onun durumu anlatması üzerine Âişe'yi devesine bin­dirdi.

Nebî fs.a) ve ashabı konakladıklarında Âişe'yi aradılar, fakat bulamadılar. Allah'ın dilediği kadar bir süre öylece kaldıktan sonra Safvan -Allah'ın rahmeti üzerine olsun-Âişe'yi devesine bindirmiş olduğu halde çıkageldi. Bunun üzerine 'Abdullah b. 'Ubeyy -ki münafık idi-, Hassan b. Sabit, Mıstah b. Usâse, Esed oğullarından Hamne bt. Cahş ona iftira ettiler. Münafık 'Abdullah b. 'Ubeyy dedi ki:

— Âişe Safvan'dan, Safvan da Âişe'den kurtulamadı.

Herkes bunu diline doladı. Hatta bazıları, "Şöyle şöyle oldu", bazıları "Şunu şunu duydum" dedi, bazıları üstü kapalı ifadeler kullandı, bazıları da bu durumdan hoşlan­dı. Bunun üzerine Allah, peşpeşe onsekiz âyet"[243] inzal bu­yurarak zina isnad edenlerin yalancı olduklarım bildirip Âişe'yi temize çıkardı ve münafıkları te'dib etti. Nazil olan buyruklardan biri şudur:

îfk ile gelenler {yani, yalan söyleyenler} sizden bir topluluktur {yani, 'Abdullah b. 'Ubeyy —ki münafık idi-, Hassan b. Sabit, Mıstah b. Usâse ve Hamne bt. Cahş'tır}. Bunu hakkınızda bir şer sanmayın, aksine o sizin için bir hayırdır (yani, ey Âişe ve Safvan, hakkınızda söylenen bu yalanı kendiniz ,  için bir kötülük sanmayın, siz bundan dolayı ecir alacaksınız}. (Nûr/11)

Sonra şöyle buyurmaktadır:

Onlardan {yani, Âişe hakkında kötü sözlere dalan­lardan! her birine, o günahtan kazandığı vardır  (yani, bu hususta konuştuğu ileri-geri söz kadar günah kazanmıştır}. Aralarından onun büyüğünü   söyleyene (yani, en büyük ma'siyeti gerektiren sözü söyleyen münafık 'Abdullah b. 'Ubeyy'e —ki "Âişe ondan kurtulamadığı gibi, o da ondan kurtulamamiştır" demişti-! ise, büyük bir azab vardır. (Nûr/11)

İşte bu, bütün Müslümanlar için bir ibrettir. Günah gerektiren bir duruma söz, fiil yahut üstü kapalı ifadelerle destek veren ya da bundan hoşnut olan kimseler de, o günaha ortak olurlar. Aralarından onun büyüğünü söyle­yen ise, bizzat bu iftiranın başını çekmek suretiyle günah işleyen, Allah nezdinde günahı en büyük olan o münafık­tır. Bu günah sebebiyle asıl sorgulanacak olan odur.

Dedi: Müslümanlardan sâdır olan günahı görüp, on­dan hoşlanmadığını ortaya koyan kimse, ayıplayan kimse gibidir. Ayıplayıp razı olan bir kimse ise, ona tanık olan gibidir.

Sonra Yüce Allah Âişe hakkında dedikoduya dalanla­ra öğüt vererek şöyle buyurmaktadır:

Onu (yani, Safvan'ı ileri sürerek Âişe'ye yapılan zina iftirasını} işittikleri vakit mü'nıin erkekler ve kadınlar (bu kadınlardan biri de Hanine bt. Cahş idi} kendi kendilerine güzel bir zanda bulunup {yani, birbirleri hakkında güzel zan besleyerek, zinaetmediklerini kabul edip}, "Bu, apaçık bir ifktir"demeli değil miydi {yani, "Bu zina iftirası, apaçık bir yalandır" demeliydiler!. (Nûr/12)

Ona {yani, attıkları zina iftirasına}, dört şâhid getirmeli değil miydiler? Madem ki şâhid getiremediler, o halde onlar Allah indinde {söyledikleri o sözlerinde: Aişe'ye iftiralarında} yalancıların ta kendileridir. (Nûr/13)

Sonra Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

Eğer dünya ve âhirette Allah'ın lütuf ve rahmeti  üzerinizde olmasaydı,[244] içine daldığınızda {yani, dilinize doladığınız o iftiradan ötürü} size mutlaka azîm bir azap dokunurdu {yani, size dünya ve âhi­rette büyük bir ceza isabet ederdi}. (Nûr/14)

O sıradaki dillerinizle onu {yani, Âişe hakkındaki dedi-koduları} telakki ediyordunuz (yani, onları dinliyor, aktarıyor, onlara dalıyordunuz: kiminiz ben "Filanın şöyle dediğini duydum", kiminiz "Ben filandan dinledim" diyordu} ve ağızlarınızla, hak­kında hiçbir bilginiz olmayan {yani, dilinize dola­dığınız iftiranın gerçek olup olmadığını bilmeden} bir şeyi {yani, Aişe'ye edilen iftirayı) söylüyordu­nuz {dillerinizle söylüyordunuz}. Onu kolay /önem­siz bir şey sanıyordunuz. Halbuki o Allah indinde azimdir {yani, günahı çok büyüktür}. (Nûr/15)

Sonra Yüce Allah, Aişe'ye iftirayı dillerine dolayanla-öğüt vererek şöyle buyurmaktadır:

 Onu {yani, o iftirayı} işittiğinizde, "Bunu söylemek bize yakışmaz {yani, gözlerimiz görmemişken, bu  iftirayı dilimize dolamanıalıyız}. Sen sübhansın  îyani, Seni tenzih ederiz Rabbimiz}. Bu azîm bir bühtandır" demeli değil miydiniz {yani, niçin Ensar'dan Sa'd b. Muaz'm dediği gibi "Bu, büyük bir ''iftiradır" demediniz}? (Nûr/16)

Şöyle ki: Sa'd b. Muaz, Âişe hakkındaki ileri-geri ko­nuşmaları duyunca, "Seni tenzih ederiz (Rabbimiz), bu pek büyük bir bühtandır" demişti.

Bühtan, "olmadık bir şeyi söyleyerek karşısındakini dehşete düşüren söz" demektir.

Sonra Âişe hakkında ileri-geri konuşanlara öğüt ver­meye devam ederek şöyle buyurmaktadır:

Eğer mü'min iseniz, bunun misline {yani, böyle bir iftiraya} ebediyyen dönmeyesiniz diye Allah size öğüt veriyor ve Allah sizin için âyetleri (yani, sözü edilen öğütleri) beyan ediyor. Allah alimdir, ha­kimdir. Kuşkusuz îmân edenler içinde {yani, Âişe ile Safvan hakkında} fahişenin yayılmasını {yani, zina işlenip ortalığa yayılmasını ve hayasızca söz­lerin ortaya çıkmamasını} sevenler için, dünya ve âhirette elim {yani, çok can yakıcı} bir azab vardır. {'Abdullah b. TJbeyy'in dünyadaki azabı celde idi; âhiretteki azabı ise cehennem ateşi olacaktır}. Al­lah bilir, siz bilmezsiniz. Eğer Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı ve hakikaten Allah . ra'ûf, rahim olmasaydı {yani, size karşı rikkatli ve merhametli olmasaydı, sizi, Âişe hakkında söyle­dikleriniz dolayısıyla cezalandıracaktı, ama O ağızdan ağıza dolaştırdığınız iftiranın günahı do­layısıyla sizi cezalandırmadı, affetti}. (Nûr/17-20)

Sonra Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

Ey îmân edenler! Şeytanın adımlarını {yani, Âi-şe'ye iftira hususundaki adımlarını} izlemeyin. Kim şeytanın adımlarını izlerse, kuşkusuz o, fah-şâyı {yani, ma'siyeti} ve münkeri {yani, Âişe hak­kındaki gibi, tanınmayan/kabul edilmeyen şeyleri söylemeyi} emreder. Eğer Allah'ın lütuf ve rahmeti {yani, nimeti} üzerinizde olmasaydı, sizden hiç kimse ebediyyen temize çıkamazdı {yani, ıslâh olup

ü'-îh hâlini düzeltemezdi}. Fakat Allah dilediğini temize çıkarır {yani, dilediğinin hâlini ıslâh eder düzel­tir}. Allah semidir, alimdir. (Nûr/21)

Yüce Allah masumiyetini bildiren buyrukları indirerek Âişe'yi temize çıkartıp, ona zina isnad edenlerin ya-lancı-iftiracı olduklarım ortaya koyunca, Ebû Bekr, Âişe hakkındaki iftiranın yayılmasında rol oynayanlardan Mıstah b. Usâse'yi bundan böyle asla görüp gözetmeyece­ğine yemin etti. Oysa Mıstah, hem Muhacir, hem de Ebû Bekr'in kızkardeşinin oğlu idi. Üstelik onun himayesinde büyümüş fakir bir yetimdi. Onu görüp gözetmeyeceğine dâir yemin edince, Ebû Bekr hakkında şu buyruk nazil oldu:

Sizden fazl {yani, zenginlik} ve genişlik {yani zıkta genişlik} sahibi olanlar {yani, Ebû Bekr es- Sıddîk}, yakınlık sahihlerine {Ebû Bekr'in kızkar-'deşinin oğlu olan Mıstah b. Usâse'ye} miskinlere {çünkü Mıstah aynı zamanda fakirdi} ve Allah yolunda muhacir olanlara {yani, Allah yolunda hic­ret edenlere: ki Mıstah, aynı zamanda muhacirler­dendi} infak etmemeye yemin etmesinler, affetsinler {yani, yeminin gereğini yerine getirmeye kalkış­masınlar} ve aldırmasınlar {yani, Mıstah'ın kusur­larını görmesinler}. Allah'ın size mağfiret etmesini sevmez misiniz {yani, ey Ebû Bekr, Allah'ın seni 'bağışlamasını sevmez misin}?! Allah gafurdur {ya­ni, günahları çok bağışlayandır}, rahimdir {yani, mü'minlere karşı merhametlidir}. (Nûr/22)

Bunun üzerine Nebi (s.a) Ebû Bekr'e şöyle dedi:

— Allah'ın sana mağfiret etmesini sevmez misin?! Ebû Bekr cevab verdi:                                 

— Elbette severim ey Allah'ın Rasûlü.           

Nebi dedi:                                                   

— Öyleyse affet ve aldırma!"               

Ebû Bekr de şu karşılığı verdi:

— Affettim ve aldırmadım. Bundan böyle yapabilece­ğim hiçbir iyiliği ondan esirgemeyeceğim.

Sonra Yüce Allah, Âişe'yi söz konusu ederek şöyle bu­yurmaktadır:

Doğrusu, muhsanâta {yani, namuslu-iffetli kadınlara}, gafilâta {yani, fevâhişten habersiz kadmlara: Âişe'ye}, mü'minâta {yani, tasdik eden kadınlara} atanlara {yani, zina iftirası atanlara} lanet vardır: dünyada {yani, seksen celde vardır} ve âhirette /4         {yani, 'Abdullah b. 'Ubeyy'e ateşle azab vardır, çünkü o bir münafıktır—}. Onlar için azîm bir azab da vardır. (Nûr/23)

Dedi: Nebî (s.a) 'Abd...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Nebinin Eşlerine İftira Edenler
« Posted on: 25 Nisan 2024, 22:40:59 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Nebinin Eşlerine İftira Edenler rüya tabiri,Nebinin Eşlerine İftira Edenler mekke canlı, Nebinin Eşlerine İftira Edenler kabe canlı yayın, Nebinin Eşlerine İftira Edenler Üç boyutlu kuran oku Nebinin Eşlerine İftira Edenler kuran ı kerim, Nebinin Eşlerine İftira Edenler peygamber kıssaları,Nebinin Eşlerine İftira Edenler ilitam ders soruları, Nebinin Eşlerine İftira Edenlerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes