Konu Başlığı: Boşanan Hür Kadınların Süknâ Hakkı Gönderen: Ekvan üzerinde 10 Mart 2011, 03:30:45 Boşanan Hür Kadınların Süknâ Hakkı Talâk sûresinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: O kadınları, gücünüz yettiğince {yani, nafaka ve mesken açısından gücünüz çerçevesinde} oturduğunuz yerin bir kısmında iskân edin {yani, bir ya da iki talâk ile boşadığınız kadına mesken tayin edin}. {Dedi: Üç talâk ile boşanan kadının iddeti süresi içerisinde -hamile olması hali dışında—mesken ve nafaka hakkı yoktur}. (.....) Eğer onlar hamile ise {yani, boşadığınız kadınlar hamile ise} doğuruncaya kadar nafakalarını verin. (Talâk/6) Kocası tarafından boşanmış kadın hakkında da Bakara sûresinde şöyle buyurmaktadır: İçinizden geride eşler bırakarak vefat edecek olanlar -eşleri için- {yani, hanımları için}, senesine kadar çıkarılmayarak faydalanma vasiyet etsinler, {Bu İslâm'ın ilk dönemlerinde idi. Kocası vefat eden kadının, kocasının evinde süknâ ve nafaka hakkı bulunur, mirasçılar onu evden çıkaramazlardı}. Şayet çıkarlarsaiyani, sei, dolmadan kendiliklerinden çıkar ve akrabalarının yanma giderlerse} artık kendileri hakkında yaptıkları ma'rûf hareketten {yani, süslenmelerinden, erkeklere göTünmelerinden ve koca aramalarından} dolayı size 'vebal yoktur. (Bakara/240) oîm Sonra kadınlar için öngörülen bir sene süreyle nafaka, mirastan alması öngörülen "dörtte-bir"lik pay ile nes-hedildi. Bu da kocanın çocuğunun olmaması halinde söz konusudur. Şayet kocanın çocuğu varsa, o takdirde kadınlara "sekizde-bir" verilir (bkz. Nisâ/12). Böylelikle onların bir sene boyunca süknâ hakları ve iddet beklemeleri, Bakara sûresinde yer alan şu âyet tarafından neshe-düdi: İçinizden vefat edenlerin {yani, vefat eden erkeklerin} geride bıraktıkları eşler, kendi kendilerini dört ay on gün gözetlerler (yani, kocası vefat etmiş her kadın -kocası onunla zifafa girmiş olsun ya da olmasın— kocasının öldüğü günden itibaren dört ay - on gün iddet bekler}. Kocasının evde Ölmesi ile : uzak diyarlarda ölmesi arasında fark yoktur. Kadın —iddeti içerisinde- kocasının evinden ayrılıp başka bir yere yerleşmez; o evden başkasında da gecelemez. Nafakası da, mirastaki payından verilir J. Bekleme sürelerini bitirdilermi {yani, dört ay on gün sona erdimi}, artık kendi haklarında yaptıkları ma'rûf hareketten {yani, süslenmelerinden, erkeklere görünmelerinden ve koca beklemelerinden} dolayı size bir günah yoktur. (Bakara/234) Dedi: Hamile iken kocası ölen kadınlar, dört ay on gün iddet beklemekten istisna tutulmuştur. O bakımdan Allah Talâk sûresinde şöyle buyurmaktadır: Yüklü {yani, hamile} olanların iddetleri ise, yüklerini bırakmalarıdır {yani, çocuklarını doğurmalarıdır; hatta kocasının öldüğü gün doğum yapacak olursa, o günden itibaren evlenmesi helâl olur}. (Talâk/4) Dedi: Bize Mukâtil TJbeyy b. Ka'b'tan tahdis edip dedi: "Talâk sûresi Bakara sûresinden sonra indi." Mukâtil dedi: Şayet hilkati belirli bir düşük yaparsa yine evlenmesi helâl olur. Dedi: Bize Mukâtil Hammad'tan naklen, efendisi ölen Umm Veled [efendisinden çocuğu olan câriye] hakkında dedi ki: "Bu üç ay hâli iddet bekler." Dedi: Umm veled satılmaz, hibe edilmez. Efendisi öldüğü takdirde de hür olur. Bize Mukâtil, Katâde'den, o da Osman b. Affan'dan (r.a) tahdis edip dedi ki: "Kocası vefat eden kadın, kocası ile birlikte yaşadığı evden başka bir yerde gecelemez" [yani, kocasının kendisi ile birlikte olduğu evden iddeti bitene kadar ayrılmaz}. Mukâtil Nâfi'den, o da İbn Ömer'den benzeri bir rivayet nakletmiştir. Mukâtil 'Abdu'l-Kerîm'den, o da el-Habîr'den buna benzer bir söz nakletmiştir.[222] Dedi: İbrahim de İbn Mes'ûd'tan naklen dedi ki: "Eğer kadın yolculukta ise, su bulunan en yakın yere gider ve orada iddet bekler, sonra da döneceği yere döner." [223] [222] Hamişte, "Doğrusu el-Hasen'den olmalıdır" şeklindedir. [223] Mukatil B. Süleyman, Ahkam Ayetleri Tefsiri, İşaret yayınları: 219-221 |