๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ahkam Ayetleri Tefsiri => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 25 Mart 2011, 13:01:18



Konu Başlığı: Bir Müminin Kasden Öldürülmesi
Gönderen: Ekvan üzerinde 25 Mart 2011, 13:01:18
Bir Mümini Öldürdükten Sonra Şirke Girip Müşriklere Katılan         
 Ve Onlarla Birlikte İkâmet Eden   Kimsenin Durumu

Nisa sûresinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:     

Kim bir mümini kasden öldürürse cezası cehen-, nemdir. (Nisâ/93)

Dedi: Bu âyet, Mıqyas b. Hubâbe [161] el-Kinanî el-Leysî hakkında inmiştir. Çünkü o ve kardeşi Hişam b. Dubar be[162] İslâm'a girmişler ve Medine'de bulunuyorlardı. Mıq-yas kardeşinin Ensar'dan olan Adiyy b. en-Neccar oğulla-i rı arasında öldürülmüş olarak buldu. Nebî'ye (s.a) gitti, durumu bildirdi. Allah'ın Nebisi (s.a), Kureyş'ten Fihr oğullarına mensup birisini Mıqyas ile en-Neccar oğulları­na gönderdi. Evleri Küba'da idi. Onlara, "Mıqyas'm kar­deşini öldüreni eğer biliyorsanız Mıqyas'a teslim edin. Aksi takdirde ona kardeşinin diyetini ödeyin" dedi. Onlar da Mikyas'a kardeşinin diyeti olarak yüz deve verdiler, Mıqyas ve Fihr oğullarından olan beraberindeki kişi Kü­ba'dan Medine'ye hareket ettiklerinde -iki yer arasında bir saatlik mesafe vardır- Mıqyas, Rasûlullah'ın (s.a) el­çisi olan Fihr oğullarına mensub kişi üzerine hücum ede­rek onu Öldürdü ve İslâm'dan irtidad etti. Develerden bi­risine bindi, diğerlerini de önüne katıp götürdü. Kâfir ola­rak Mekke'ye sığındı. O sırada şu şiiri söylüyordu:

Ona [kardeşime] karşı Fihrliyi öldürdüm, kardeşi­min diyetini de Üstün kişiler olan Neccar oğullarının ileri gelenle­ri yüklendi.

Hem intikamımı aldım, hem de yaslanarak uzan­dım, Ve böylelikle putlara ilk geri dönen ben oldum.

Dedi: Mıqyas b. Subabe'nin, kardeşinin diyetini alma­sından, adam öldürmesinden, İslâm'dan irtidad edip kâfir olarak Mekke'ye dönmesinden sonra Medine'de şu âyet nazil oldu:

Kim bir mü'mini kasden öldürürse cezası, {kâfir ol­ması sebebiyle} orada ebediyyen kalmak üzere ce­hennemdir. Allah ona gazab etmiş, lanet etmiş ve ona pek büyük bir azab {yani, İslâm'dan döndüğü için ona kesintisiz ve şiddetli bir azab} hazırlamış­tır. (Nisâ/93)

Nitekim Yüce Allah Nisa süresindeki şu buyruğu ile miras hükümlerini kabul etmeyenlere böyle bir ceza vazetmiştir:

Kim de Allah'a ve O'nun Rasûlü'ne isyan eder (ya­ni, Allah'ın mirasla ilgili hükümlerini inkâr eder -ki bunlar kadınların ve küçük çocukların miras­tan pay sahibi olduklarını kabul etmeyen müna­fıklardır-} O'nun sınırlarını aşarsa {yani, beyan buyurduğu miras hükümlerinin dışına çıkarsa}, onu da orada ebedî kalmak üzere bir ateşe sokar {yani, miras hükümlerini inkar etmesi sebebiyle cehennemde ebediyyen kalır}, hem onun için mü-hîn bir azap da vardır. (Nisâ/14)

Müslüman iken başkasını Öldüren, sonra şirk koşup kâfirlere katılan kimse hakkında da Yüce Allah Hacc sû­resinde şöyle buyurmaktadır:

Kim orada zulümle, ilhadla bir (kötülük) irâde ederse... (Hacc/25)

Dedi: Âyet Kureyşli 'Abdullah b. Enes b. Hatal hak­kında inmiştir. Şöyle ki: Nebî (s.a) onu biri muhacirlerden, diğeri Ensar'dan olan iki kişi ile birlikte göndermiş­ti. Bunlar neseblerini ileri sürerek övünmeye koyuldular. 'Abdullah b. Enes öfkelendi, Ensar'a nıensub olan zatı öl­dürdü. Sonra da İslâm'dan irtidad edip kâfir olarak Mek­ke'ye sığındı. Bunun üzerine Allah Teâlâ buyurdu ki:

Kim orada {yani, Harem bölgesindel zulümle, il-hadla bir (kötülük) irâde ederse (yani, İslâm'dan irtidad ile ilhadı isterse: daha önce Müslümanken, Harem bölgesine müşrik olarak girerse}, Biz ona pek elim bir azab {yani, çok acıtıcı bir azab: kılıçla Öldürülme azabı} tattırırız. (Hacc/25)

Mekke fethedildiği gün Nebî (s.a), 'Abdullah b. Enes ile Mıqyas b. Dubâbe'nin fSubâbe'nin] öldürülmelerini emretti. Her ikisi de müşrik olarak öldürüldü. İşte Müs­lüman olduktan sonra adam öldürenin, sonra şirk koşa­rak Müslümanlar tarafından ele geçirilinceye kadar müş­rikler arasında ikâmet edenin durumu budur. Bu kimse­nin dünyadaki cezası ölümdür, âhiretteki cezası ise ce­hennem ateşidir. Müslüman iken kasden birini Öldürenin ve Müslümanların yurdunda Müslümanlarla birlikte Müslüman olarak ikâmet edenin hükmü ise başkadır. [163]


[161] Doğrusu, Mıqyas b. Subâbe'dir. Mecmau'z-Zevâid, VI/168; İbn Hacer, Fetku'l-Bârî, VIII/11. Ayrıca bkz. Beyhakî, es-Sünenu'l-Kübrâ, VTTJ/205; Nesai, SüTien, VII/106 ve es-Sünenu'l-Kübrâ, 11/302; İbn Ebî Şeybe, Musannef, VII/399, 402-404 vs. (Çeviren)

[162] Doğrusu, Hişam b. Subâbe'dir. (Çeviren) 

[163] Mukatil B. Süleyman, Ahkam Ayetleri Tefsiri, İşaret yayınları: 140-143.