Konu Başlığı: Allah'ın Haram Kıldığı Canı Haksız Yere Öldürmek Gönderen: Ekvan üzerinde 25 Mart 2011, 13:05:26 Allah'ın Haram Kıldığı Canı Haksız Yere Öldürmek Ve Bu İşi Yapanın Cezası En'âm sûresinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın... imlag'tan {yani, fakirlik haşyetiyle/endişesiyle} çocuklannızı öldürmeyin... (En'âm/151) Yine Yüce Allah îsrâ sûresinde şöyle buyurmaktadır: Onları öldürmek gerçekten büyük bir hatadır. (İs-,;,iV,;r râ/31) Fevâhişin {yani, zinanın} açığına da, gizlisine de yaklaşmayın! Allah'ın haram kıldığı canı {yani, Allah'ın öldürülmesini haram kıldığı mü'min canı} hak ile olması dışında {yani, kısas yoluyla ve öldürülmesi gerekmesi hâli dışında} öldürmeyin. İşte akledesiniz diye size bunları emretti, fEn'âm/151) Bu işleri yapanların cezası ise Furkân sûresinde söz konusu edilmektedir: Onlar ki, Allah ile birlikte diğer bir ilaha çağırmazlar (yani, Allah'tan gayrısma ibâdet etmezler}, hak ile olması dışında, Allah'ın öldürülmesini haram kıldığı bir nefsi (yani, mü'min bir kimseyi} öldürmezler ve zina etmezler. Kim bunları {yani, bu üç günahın tümünü} işlerse, esâm {yani, cehennemdeki bir vadi} ile karşılaşır. Kıyamet Gününde onun azabı katlanır ve onda ebediyyen hor ve hakir bir halde kalır. (Furkân/68-69) Dedi: Bu âyet Mekke kâfirleri hakkında inmiştir. Hicretten sonra Mut'am b. Adiyy b. Nevfel'in kölesi Vahşi, Nebî'ye (s.a) -yazarak-, "Ben hem şirk koştum, hem zina ettim, hem adam öldürdüm" -Vahşi aynı zamanda Uhud gününde Hamza b. Abdi'l-Muttalib'i de öldürmüştü- "benim tevbem kabul edilir mi?" diye sordu. Bu âyet onun hakkında nazil oldu ve böylelikle tevbe etmemiz istendi}.[158] ..Ancak {şirkten} dönen, îmân eden {yani, Allah'ın tevhidini tasdik eden} ve sâlih amel işleyenler müstesna, işte Allah bunların günahlarını sevaba değiştirir {yani, şirki İslâm, öldürmeyi ondan vazgeçmek, zinayı iffet ile değiştirir). Allah gafurdur (yani, onlara İslâm'da bağışlayıcıdır}, rahimdir {yani, onlara İslâm'da merhametlidir}. (Fur-kân/70) Dedi: Vahşi Müslüman oldu ve Nebî'nin (s.a) yanma Medine'ye hicret etti. Mekke'deki kâfirler, "Biz de Vah-şi'nin işlediklerini işlemiştik. Onun tevbesi kabul edildi, bizim hakkımızda ise herhangi bir şey nazil olmadı" dediler. Bunun üzerine Mekke kâfirleri hakkında şu buyruklar indi: Ey nefisleri aleyhine {yani, şirk koşmak, adam öldürmek ve zina etmek suretiyle büyük günahların tümünü işleyerek} haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları bağışlar {yani, tevbe eden kimseler için bu üç büyük günahı da affeder). Muhakkak ki O, gafurdur {yani, büyük günahlara karşı da bağışlayıcıdır}, rahimdir {yani, Müslüman olduklarından ötürü onlara karşı da merhametlidir). (Zümer/53) İşte bu, adam öldürmüş ve müşrik iken bu işleri yapmış bir müşrikin durumu. Eğer müşrik olarak ölürse cehenneme girer. Şayet Müslüman olursa, müşrik iken yaptıklarından ötürü sorgulanmaz. Dünyada da, âhirette de ancak Müslüman olduktan sonra şirk koşan kimse muaheze edilir. [159] [158] Festutibnâ [tevbe etmemiz istendi] lafzı, festetbebnâ [biz de bu işlerden vazgeçtik] şeklinde olabilir mi? [159] Mukatil B. Süleyman, Ahkam Ayetleri Tefsiri, İşaret yayınları: 136-138. |