> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Adab-ı Fethullah K.S > Abdullah İbn Amr İbn el-As (r.a.)
Sayfa: 1 [2]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Abdullah İbn Amr İbn el-As (r.a.)  (Okunma Sayısı 4738 defa)
03 Aralık 2013, 18:55:23
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #5 : 03 Aralık 2013, 18:55:23 »





       AMR BİN ÂS (Radıyallahü Anh)

Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden. Tahminen m. 574 yıllarında Mekke-i Mükerreme’de doğdu. 43 (m. 663) yılında, doksan yaşlarında Mısır’da vefât etmiştir. Amr bin Âs hazretlerinin nesebi: Amr bin Âs bin Vail bin Hâşim bin Suayd bin Sehm bin Amr bin Hesis bin Kâb bin Le’vi Kureyşî Sehmî’dir. Âs bin Vâil Es-Sehmî’nin oğludur, Ebû Abdullah, Ebû Muhammed künyeleri vardır. Annesi beni Aneze’den Nâbigâ’dır.

Hz. Amr bin Âs’ın mensûb olduğu, Benî Sehm kabilesi, İslâmiyet’ten önceki cahiliyye devrinde, Kureyşin ileri gelen, tanınmış ailelerinden idi. Müslüman olmadan önce, babası Âs bin Vâil sağ iken ismi pek duyulmazdı. Ancak ikinci derecede reisler arasında ismi geçerdi. 8 (m. 629) yılında müslüman olduktan sonra kendini göstermeye başlamıştır. Müslüman olmadan önce, müslümanlar ikinci defa Habeşistan’a göç ettikleri zaman, Kureyş kâfirleri tarafından, Habeş’teki müslüman muhacirlerini teslim etmesini teklif için Habeş hükümdarı Necaşî’ye elçi olarak gönderilmişti.

Amr bin Âs, önceleri kabilesine uyarak İslâm aleyhinde çalışmış olmakla beraber, Hendek savaşından sonra, İslâmiyet üzerinde düşünmeğe koyuldu. Düşünüyor, düşündükçe değişiyordu. Amr bin Âs’ın durumundaki bu değişiklik kabilesinin gözünden kaçmıyordu. Zira artık müslümanlara muhalefet etmediği gibi, muhalefet edenlerden de kaçıyordu. Meseleyi kendisine açtılar. Açık açık konuştular. Fakat Amr bin Âs (r.a.) artık kalbini İslâma çevirmişti. Kendisini kınayanlara “Aldanıyorsunuz.” diyordu. Onları ikna etmeğe, yola getirmeğe çalışıyordu. Mekke’nin fethinden önce bir ara çarşıda Hâlid bin Velid ve Ebâ Süleyman ile tesadüfen görüştü. Fikrini onlara açıkladı. Resûl-i Ekrem’in (s.a.v.) hizmetine baş koymak istediğini söyledi. Meğerse onlar da aynı düşüncede imişler. Teklifi hemen kabul ettiler. Hicretin sekizinci yılı, Mekke’nin fethinden altı ay önce üçü birlikte Medine’ye gelerek müslüman oldular. Fetihten önce imâna gelenlerin şereflerine ve yüksek derecelerine kavuştular. Diğer bir rivâyette, Hudeybiye anlaşması ile Hayber’in fethi arasında müslüman olmuştur.

Amr bin Âs (r.a.) İslâmiyeti kabul ettikten sonra eski hatalarından dolayı çok pişman oldu. İslâma hizmet etmeyi, müşriklere karşı savaşmayı şiddetle arzu etti. Böylece İslâm dininin yaman ve yiğit mücâhidi oldu.

Vâkıdî’nin (r.a.) ifade ettiğine göre; Amr bin Âs, Peygamberimize “Yâ Resûlallah, nice müddettir, şeriat sarayını yıkmağa kasdettim. Şimdi muradım odur ki, İslâm’a geldiğim belli ola.” deyince, Resûl aleyhisselâm “Yakında seni bir hizmete gönderirim” buyurdu. Sonra Peygamber efendimiz (s.a.v.) tarafından bir seriyye ile (bir bölük askerin kumandanı olarak) babasının dayıları olan Belî bin Ömer bin Lihaf kabilesine karşı gönderildi. Zat-üs-selâsil adındaki yere gelince, kâfirlerin başka kabilelerle birleştiğini haber aldı. Durumu Resûlullaha arz edip, yardım istedi. Resûl aleyhisselâm, Ebû Ubeyde bin Cerrah (r.a.)’ın emri altında, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer’in de bulunduğu bir birliği gönderip, Amr’a yardım etmelerini emr eyledi. Amr, Ebû Ubeyde’nin yardımı ile kuvvet buldu. Düşman cezalandırıldı. Selâmet ve ganimet ile Medine’ye döndüler. Bu Seriyyeden sonra, Amr bin Âs (r.a.), Resûlullaha sordu ki, Yâ Resûlallah, en ziyade kimi seversin? Resûl aleyhisselâm, “Aişe’yi” buyurdu. Erkeklerden kimi sevdiğini sordu. Resûlullah, “Âişe’nin babasını” buyurdu. Amr, ondan sonra kimi deyince, Resûlullah, “Ömer’i” buyurdu. Amr, sordukça Resûl aleyhisselâm bir bir Eshâbın isimlerini zikretti. Böylece Amr (r.a.), beylik ve emirliğin, fazilete sebep olmadığını ve ziyade muhabbete delil olamayacağını anladı.

Amr bin Âs, müslüman olduktan sonra, Mekke fethine iştirak etti. Bunun arkasından Huneyn gazvesinde bulundu. Sonra Resûlullah ile birlikte Medine’ye döndü. Mekke fethinden bir müddet sonra Suva ve Benî Hüzeyl kabileleri putperestlikte ısrar ettikleri için bunların üzerine Hz. Amr bin Âs kumandasında küçük bir ordu gönderilerek müslümanlığı kabul etmeleri sağlandı.

Mekke’nin fethinden sonra Resûl-i Ekrem bazı hükümdarlara, İslâma davet eden mektûblar gönderdi. Umman’a da Amr bin Âs’ı (r.a.) göndermişti. Resûl aleyhisselâmın (s.a.v.) mektubunu okuyan Umman hükümdarları müslüman olmuştu. Bunun üzerine Amr bin Âs (r.a.), Resûlullah tarafından Umman’a vali tayin edildi. Hiç azl olunmadı. Resûl-i Ekrem’in vefâtına kadar bu vazifeye devam etti.

Hz. Ebû Bekir’in hilâfeti sırasında, önce Umman’daki mürtedleri (İslâm’dan dönenleri) sonra da Hz. Ebû Bekir tarafından çağrıldığında, Medine’ye gelerek, Benî Kadaa mürtedlerini yola getirdi. Sonra Umman’a döndü. Hz. Amr bin Âs irtidat kargaşalığını başardıktan sonra, Hz. Ebû Bekir tarafından Irak ve Şam’ın fethine gönderildi. 13 (m. 634) yılında Ecnadin muharebesini yaparak, Bizanslıları mağlûb etti. Bu savaştan sonra Şam’ın fethi İslâm ordusuna nasîb oldu. Şam’ın fethinden sonra, Bizanslılarla Fahl ve Yermük savaşlarını yaptı. İslâm ordusu, Bizans ordularını üst üste mağlubiyete uğrattı. Bu arada Dımaşk, Fahl, Yermük, Kansereyn ve diğer birçok yerler alındı. Haleb, Menbee ve Antakya halkı ile sulh yapıldı. Yermük savaşı neticelendikten sonra, Amr bin Âs’a (r.a.) başka işler düşüyordu. Durmak yoktu. Gazze, Sabastin, Nablus, Ledda, Mabni, Beyt, Cirin, Amvas arka arkaya feth olundu. Ancak, Kudüs daha feth edilememişti. Hz. Amr bin Âs, Kudüs’ü kuşattı. Kudüs hükümdarı, Halife’nin bizzat gelmesi halinde şehri teslim edeceğini bildirdi.

Bunun üzerine Hz. Ömer, Şam’a geldi. Sulh ile işi halletti. Kudüs böylece müslümanların eline geçti. Hz. Amr bin Âs, Filistin’in fethi tamamlanınca, Hz. Ömer tarafından Filistin valisi oldu. Halife’den izin alarak Mısır’ı fethe koyuldu. Mısır’a girdi. Bazıları çok uzun süren, peşpeşe savaşlardan sonra Mısır feth edildi. Amr bin Âs (r.a.) Mısır’dan sonra, Kuzey Afrika’ya yönelerek Trablusgarb ve Siyre’yi de fethetti. Trablus ve civarının, feth edildiğini Halife’ye bildirdi, Tunus, Merakeş ve Cezayir’in de fethi için izin istedi. Fakat daha fazla ileri gitmenin mahzurlu olacağı, orada kalmanın daha uygun olduğu halife tarafından bildirilince, Amr bin Âs daha fazla ilerlemedi. Amr bin Âs (r.a.), Hz. Osman zamanında Mısır Valiliği’nden alınarak Medine’ye getirildi. Halife’nin müşaviri oldu.

Sıffîn muharebesinde ictihâdı, Hz. Muaviye’nin ictihâdına uygun oldu. Hz. Muaviye’nin halifeliği sırasında tekrar Mısır’a vali oldu. Vefatına kadar bu vazifede kaldı. 43 (m. 664) tarihinde 93 yaşında iken vefât etti. Cenaze namazını Ramazan bayramının birinci günü oğlu Abdullah bin Amr hazretleri kıldırdı. Mukattam mevkiine defn edildi.

Amr bin Âs hazretlerinin Abdullah ve Muhammed adında iki oğlu vardı. Bu oğullarının ikisinin de Riyta binti Münebbih’den veya Havle binti Hamza’dan olduğu rivâyet edilmektedir. Orta boylu, cesur, edip ve beliğ olan Hz. Amr bin Âs, hemen hemen ömrünün tamamını savaş meydanlarında geçirmiştir. Bu bakımdan ilimle fazla uğraşamadı. Ancak çok temiz ve fasih bir Arapça ile Kur’ân-ı kerîm okur ve bundan derin bir zevk duyardı. Savaştan fırsat buldukça, halka öğüt verir, Resûl-i Ekrem’in söz ve davranışlarını anlatır ve bunu pek şerefli bir vazife sayardı. Bilhassa dünyâya fazla bağlı olmamak gerektiği üzerinde ısrarla dururdu. Ayrıca bazı fıkhî meselelerde kıyas ve ictihadlarda da bulunmuştur. Zamanının en iyi edip ve hatiblerindendi. Kısa ve toplu yazmak, mükemmel tesbihler yapmak onun özelliklerindendi. Yaratılıştan hak sever bir zât idi. Resûl-i Ekrem’e karşı duyduğu çok derin sevgisi hemen hissedilirdi. Amr bin Âs hazretleri akıllı, bilgili, siyasette usta ve asker bir sahabî idi. Çok zeki idi. Şa’bî İslâm’daki Arab dâhileri dörttür. Amr onlardan biridir. O çetin günler içindir.” demiştir. Hayırlı işlerde aceleci ve atak idi. Bilhassa savaşlarda bu özelliği daha çok belli olurdu.

Hz. Amr, sadece savaşlarda değil, devlet idaresinde de dâhi idi. Memleket idaresi, mahkemelerin tanzimi, vergi toplanması gibi işlerde de pek büyük başarılar göstermiştir. Bu arada ilk defa Fustat şehrinde, bugünkü Anadolu camilerinin minarelerine benzeyen minareli bir cami yaptırdı. Kahire ile Kızıldeniz arasında ondokuz kilometrelik bir kanal açtırarak, hicaz bölgesine gemilerle yiyecek sevketti.

Birisi Amr bin Âs’a (r.a.), siz akıllı adamdınız. Niçin İslâma girmekte geciktiniz? deyince, O cevap olarak “Biz, yaş ve bilgi bakımından, bizim önümüzde olan insanlarla beraberdik. Onların yalancılıkları, akılsızlık derecesinde idi. Resûlullah (s.a.v.) Peygamber olarak gönderilince, O’nu kabul etmediler. Bu hepimize tatlı geldi. Onlar gidip, sıra bize gelince, düşündük, inceledik Hakkın çok açık olduğunu gördük. Böylece İslâm kalbime yerleşti. Resûlullahın (s.a.v.) iyilik yapana öldükten sonra iyilik, kötülük yapana kötülük yapılacağı, sözünü içimde doğru buldum.

Bozuk ve bâtıl olan bir şeye devamda hiçbir fâide görmedim.” buyurdu.

Hz. Ömer, bir defa yürürken Hz. Amr’a baktı. “Ebû Abdullah’a yeryüzünde emir gibi yürümek yakışır” buyurdu.

Kabise bin Câbir “Amr ile arkadaşlık ettim. Kur’ân-ı kerîmi onun gibi açık okuyan, onun gibi güzel ahlâklı, onun gibi içi dışına benzeyen görmedim.” der.

Amr İbn-i Âs (r.a.), Resûlullah’dan birçok hadîs rivâyet etti. Kendisinden de iki oğlu Abdullah ve Muhammed, ayrıca, Kays bin Ebû Hâzim, Ebû Seleme bin Abdurrahman, kölesi Ebû Kays, Abdurrahman bin Şemâme, Ebû Osman Hindî ve başkaları hadîs bildirdi.

Resûlullah (s.a.v.) Âmr İbn-i Âs için buyurdular ki: “Amr İbn-i Âs, Kureyş’in sâlihlerindendir.” “Allahım, Amr İbn-i Âs’a rahmet et. Zira o hem seni seviyor, hem de Resûlünü”, “İyi kimseye malın iyisi ne güzel yakışır.”

Resûlullah’tan bizzat işiterek rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden bazıları:

Amr İbn-i Âs a...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Abdullah İbn Amr İbn el-As (r.a.)
« Posted on: 29 Mart 2024, 04:19:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Abdullah İbn Amr İbn el-As (r.a.) rüya tabiri,Abdullah İbn Amr İbn el-As (r.a.) mekke canlı, Abdullah İbn Amr İbn el-As (r.a.) kabe canlı yayın, Abdullah İbn Amr İbn el-As (r.a.) Üç boyutlu kuran oku Abdullah İbn Amr İbn el-As (r.a.) kuran ı kerim, Abdullah İbn Amr İbn el-As (r.a.) peygamber kıssaları,Abdullah İbn Amr İbn el-As (r.a.) ilitam ders soruları, Abdullah İbn Amr İbn el-As (r.a.) önlisans arapça,
Logged
03 Aralık 2013, 23:53:12
Rüveyha
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.764


« Yanıtla #6 : 03 Aralık 2013, 23:53:12 »

Efendimizin övgüsüne mashar olan bir sahabe..Rabbim onlardan razı olsun..Onların sayesinde bir çok şeyi öğreniyoruz...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: 1 [2]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes