> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > 7 Hadis İmamının İttifak Ettikleri Hadisler > Şarkiyatçılar ve hadis
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şarkiyatçılar ve hadis  (Okunma Sayısı 7354 defa)
07 Nisan 2011, 12:35:57
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 07 Nisan 2011, 12:35:57 »



Şarkiyatçılar Ve Hadis

 

Şarkiyatçılar, Hz. Peygamber (s.a.v)'in hadisleri yasaklaması sebebiyle sahabiler tarafından pek az hadisin rivayet edildiğini, hadis külliyatını doldu­ran rivayetlerin çoğunun Hz. Muhammed (s.a.v) ile ilgisi bulunmadığını, bun­ların, ortaya çıkan yeni meselelere çözüm getirmek için II. (8.) ve III. (9.) yüz­yıllarda İslam hukukçuları tarafından uydurulduğunu ileri sürerler.

Ayrıca hadislerin farklı görüşlere mensup kimseler tarafından ortaya atıl­ması yüzünden birbiriyle çeliştiğini esasen bir kısmının Tevrat'tan, İncil'den ve eski hurafelerden derlendiğini iddia ederler.

Şarkiyatçıların hadis konusunda farklı sonuçlara varmasının sebebleri arasında İslam alimleri tarafından güvenilir kabul edilmeyen Vâkidî, Ebu'l-Ferec el-İsfehânî gibi kişilere, ayrıca delil olarak kullanılmayan şaz, garîb, hat­ta mevzu rivayetlere fazlaca değer vermeleri zikredilebilir.

Şarkiyatçıların, ilmîlik iddiasıyla hadisleri tarihî olaylara göre uygun dü­şüp düşmediğine bakarak açıklamaya kalkışmalarını, en sahih hadislerin bile belli bir zamanda ve belli maksatlarla uydurulduğunu ileri sürmelerini ilmîlikle bağdaştırmak mümkün değildir. Onların bu tutumunun ardında yatan te­mel fikir ise islam'ın ilahî vahye dayanmadığı ön yargısıdır. [21]

G. H. A Juynboll'ün belirttiğine göre; hadislerin büyük bir kısmının uy­durma olduğunu ilk defa Avusturyalı şarkiyatçı Aloys Spren ger iddia et­miştir. [22]

Hadis hakkında en geniş araştırmayı yapan ve daha sonraki şarkiyatçılar tarafından sözü senet kabul edilen Ignaz Goldziher'in kendini tarafsız gös­termeye gayret eden tavrı ile, açıkça İslam aleyhtarlığı yapmaktan kendilerini alamayan İtalyan şarkiyatçısı Leone Caetani ve papaz Henri Lammens gi­bilerinin tavırları ve kanaatleri; hadisin, Kur'an'dan sonra İslam'ın ikinci kay­nağı sayılabilecek güvene sahip olmadığı noktasında birleşmektedir.

Goldziher, başlangıçta hadislerin fazla bir yekûn tutmadığını, fakat son­radan uydurulan rivayetlerle bu miktarın arttığını ileri sürmekte, buna delil ol­mak üzere sahabilerin pek az hadis rivayet ettiklerini, rivayet sırasında son derece titiz davrandıklarını, ayrıca ilk zamanlarda Hz. Peygamber (s.a.v)'in hadislerin yazılmasına izin vermediğini, bunun sonucu olarak ta daha sonraki zamanlarda bir çok alimin hadislerin yazılmasını uygun görmediğini söyle­mekte ve buradan hareketle, "Bana Kitap ile birlikte onun bir benzeri ve­rildi" mealindeki hadisi müslümanların uydurduğunu iddia etmektedir.[23]

Hadislerin, başta sahabiier olmak üzere son derece raviler tarafından da­ha sonraki nesillere aktarıldığını gösteren delilleri, Goldziher'in yaptığı gibi hadislerin aleyhine olacak şekilde değerlendirmek, en iyimser bir yorumla İslam'ın ilk temsilcilerinin dinî heyecanlarını, Resulullah (s.a.v)'e bağlılıklarını ve dinin ancak onun uygulamalanyla doğru bir şekilde anlaşılabileceğine olan inançlarını bilmemekle izah edilebilir.

Nitekim bazı sahabiler, hadis rivayetinde titiz olmakla beraber kişiyi bil­diğini gizlemekten sakındıran ayetler karşısında ölüm döşeğinde bile ken­dilerini hadis rivayetine mecbur hissetmişlerdir.

Öte yandan uzun bir hayat süren bir kısım sahabilerin karşılaştıkları olaylar üzerine Resulullah (s.a.v)'den duyup öğrendiklerini aktarmaları ve kı­sa ömürlü arkadaşlarına nispetle daha fazla rivayet etmeleri tabiî görülmeli­dir.

Aşere-i mübeşşerenin ittifakla naklettiği, Kütübü Sitte müellifleri başta ol­mak üzere bir çok hadis aliminin eserlerinde yer verdiği, en titiz muhaddis­lerin bile mütevatir hadisin yegane örneği kabul ettikleri, "Kim benim ağzımdan bilerek hadis uydurursa cehennemdeki yerine hazırlansın [24] mealindeki hadisi, uydurma hareketini önlemek amacıyla muhaddislerin Ürettiğini söylemesi [25] esasen Goldziher'in hiçbir bilimsel ölçeğe değer vermediğini göstermektedir.

Dinde önemli bir yeri bulunan "Yapılan işler, niyetlere göre değer kazanır [26] mealindeki hadisin de güvenilir bütün hadis kitaplarında yer alma­sına, hem İslam'ın ruhuna ve hem de "Herkes kendi mizaç ve meşrebine

göre iş yapar" mealindeki ayete [27] uygun olmasına, aynca Goldziher'in hadisleri değerlendirirken dikkate aldığı tarihi gelişmeyle ilgili bir yanının bulunmamasına rağmen sonradan uydurulduğunu ileri sürmesi [28] şaşırtıcıdır.

Goldziher'in "Hadislerin büyük bir kısmının eyaletlerde kendiliğinden ortaya çıktığı", bunlann "mevziî bir görüşü desteklemek için vücut bulduğu [29] şeklindeki iddiası, şarkiyatçıların ha­disler hakkındaki genel kanaatinin yansıtmaktadır. Onun, bizzat müslüman münekkitlerin pek çok rivayetin bölgesel özelliğine işaret ettiğini söyleyerek görüşünü desteklemek üzere "Süneni Ebu Dâvud" ve "Süneni Tirmi-zî"den verdiği örnekler, aslında bir şehre yerleşen bir sahabinin belki de tek başına Resululİah (s.a.v)'den duyduğu sebeplerle bölgesel özellik taşıyan ri­vayetleridir.

Hadislerin Hz. Peygamber (s.a.v) zamanında yazılmaya başladığı konu­sundaki delilleri görmezlikten gelen, aynca tedvin ve tasnif çalışmalannı birbi­rine karıştıran Goldziher, meselenin içinden çıkamayınca İslamî kaynaklarda bu konuda çelişkili bilgiler bulunduğunu ileri sürmekte ve bu sebeple tedvinin başlangıcını III. (9.) yüzyılına kadar götürmektedir.

Böyle düşünen şarkiyatçılar ile tedvin faaliyetinin II. (8.) yüzyılında baş­ladığını söyleyerek daha mutedil görünenlerin maksatları farklıdır. Bu ikinci gruptakilerin amacı, o tarihten itibaren yazıya güvenildiği, bu sebeple hadis­leri ezberleyerek muhafaza etme geleneğinin terk edildiği düşüncesini ortaya atmaktadır.

III. (9.) yüzyılında başlatanların gayesi ise, geç bir tarihe kadar yazrlma-dığı için hadisleri sağlam bir şekilde korunamadığı kanaatini uyandırarak ha­dis tedvin edenlerin kendi görüşlerine uyan rivayetleri toplandıkları ve işlerine geldiği şekilde hadis uydurdukları hususundaki görüşlerine zemin hazırla­maktır.

Goldziher, hadislerin sonraki dönemlere güvenilir bir şekilde intikal etmediğişeklindeki tezine dayanak hazırlamak üzere önemli bazı hadis otori­telerinin güvenirlilii hakkında şüphe uyandırmaya çalışmış, bunun için de ha­dislerin resmi tedvininde birinci derecede rol oynayan İbn Şihâb ez-Zührî'yi seçerek onu hadis uydurmacılığıyla suçlamıştır.

İtalyan şarkiyatçısı Leone Caetani "Annali dell'Islam" İslam Ta­rihi adlı eserinde, "en mükemmel olan ve en şâyân-ı İ'timad isimlerden te-rekküb eden isnadlann bile II. Asır sonunda, belki III. asırda hadis uleması ta­rafından tertip ve adeta icat edilmiş olduğunu" iddia etmiştir.[30]

Hadislerin güvenirlilik ölçüsünü ilk kademede ortaya koyan isnad sistemi hakkındaki bu ağır ithamını hiç bir belgeye dayandırmaması, onun en öenmli konularda bile zan ve tahmin ile konuşmakta sakınca görmediğini kanıtla­maktadır. Kendi kaynaklarından biri olan ve II. (8.) yüzyılın başlarında yazı­lan İbn İshâk'ın küçük hacimli "es-Sîre"sinde bile 200'e yakın isnadın kul­lanılmış olduğunu görmezlikten gelmesi, tıpkı hadis metinleri gibi isnadınların da daha sonraları icat edildiğini kabul etmesi [31] sebebiyledir.

Caetani'nin hadisler hakkındaki peşin hükmünün örneklerinden biri de şudur: Hollandalı şarkiyatçı Reinhart Dozy'nin bütün müsteşrikler gibi Hz. Peygamber (s.a.v)'in uydurup Allah'a nispet ettiğini ileri sürdüğü Kur'an'a ve Resululİah (s.a.v)'e ağır hakaretler etmesi yanında "Sahihi Buhârî"nin yarı­sını "en titiz münekkitlerce bile sahih sıfatına layık" bulması, hadislerin çoğu­nun şifahî olarak korunduğunu ve bunların genellikle hicretin II. asrında ya­zıldığını söylemesi [32] gibi olumlu sayılabilecek tavırlarını Ca­etani "ihtiyatsızca kendisini bıraki vermiş iyimser bir güven" olarak nitele­mektedir [33] Zira ona göre "Sahihi Buhârî" ile "Sahihi hadisler, İslamiyet'in en gelişmiş bir devresindeki dinî, siyasî, içtimaî şartların bir çevresinden ibarettir.

Bu hadisler, Hz. Peygamber (s.a.v)'in söylediği sözler değil, hicretin II. (8.) yüzyilındaki müslümanların onun söylemiş olmasını istedikleri şeylerdir.[34]

Henri Lammens, Hz. Muhammed (s.a.v)'in erken vefat etmesinin Kur'-an'ı yeniden ele alıp ondaki bazı boşlukları doldurmasına fırsat vermediğini söylemekte, var olmayan sünneti ortaya çıkarmak veya mevcut fikirleri yer­leştirmek hadisin başvuru kaynağı olması gerektiğini, bu sebeple diğer hadis metinlerinin çok dikkatli ve titiz bir şekilde yeniden üretildiğini ileri sürmekte­dir.

David Samuel Margoliouth, Hz. Muhammed (s.a.v)'in kendinden son­ra bir hüküm ve dinî bir karar bırakmadığını söylemekte, ilk İslam cemaatinin uygulandığı sünnetin eski Arapların örfü olduğunu, bunların onun sünnetiyle bir ilgisi bulunmadığını, Peygamber'in temeli Kur'an'da olmayan bir kural ortaya koymadığını ileri sürmekte [35] şarkiyatçıların, fıkhı hüküm ve kararların Hz. Pey­gamber (s.a.v)'e izafe edildiği şeklindeki genel kanaatini paylaşmaktadır.

Reynold Alleyne Nicholson da, muhaddislerin birbirine zıt bir çok ha­disi Hz. Peygamber (s.a.v)'e isnad ettiklerini ve bunları te'lif imkanı bulama­dıklarını iddia etmekte, buna örnek olarak köpeklerin bir yerde öldürülmesini emreden, başka bir yerde de bunu yasaklayan rivayetleri göstermekte, ayrıca Ebu Hureyre gibi bazı sahabilerin tarlaları bulunduğu için köpek beslemeyi mubah gördüklerini, nitekim Abdullah ibn Ömer'in "Ebu Hureyre'nin tarlası vardır" diyerek onun bu konudaki açığını ortaya çıkardığını ileri sürmektedir.[36]

Nicholson'un, birbirini nakzeden pek çok hadis bulunduğu ve bunların metin tenkidine tabi tutulmadığı yolundaki iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Esasen birbirine zıt gibi görünen hadisler bulunmakla beraber bunlar diğer hadislere nispetle oldukça azdır.

İslam ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şarkiyatçılar ve hadis
« Posted on: 19 Nisan 2024, 20:34:06 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şarkiyatçılar ve hadis rüya tabiri,Şarkiyatçılar ve hadis mekke canlı, Şarkiyatçılar ve hadis kabe canlı yayın, Şarkiyatçılar ve hadis Üç boyutlu kuran oku Şarkiyatçılar ve hadis kuran ı kerim, Şarkiyatçılar ve hadis peygamber kıssaları,Şarkiyatçılar ve hadis ilitam ders soruları, Şarkiyatçılar ve hadisönlisans arapça,
Logged
27 Temmuz 2022, 02:35:24
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.957


« Yanıtla #1 : 27 Temmuz 2022, 02:35:24 »

Esselamü Aleyküm. Bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

29 Temmuz 2022, 11:57:08
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #2 : 29 Temmuz 2022, 11:57:08 »

Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes