Konu Başlığı: Müstehazanın yıkanması ve namaz kılması Gönderen: Safiye Gül üzerinde 05 Nisan 2011, 15:09:46 15. Müstehazanın Yıkanması Ve Namaz Kılması
26. Hz. Aişe (r. anhâ)'dan rivayet edilmiştir: "Resulullah (s.a.v)'in baldızı, Abdurrahman b. Avfın hanımı Ümmü Habîbe bint. Çalış yedi yıl istihaze [287] olmuştu ve bu hususu Resulullah (s.a.v)'e sordu. Resulullah (s.a.v): Bu, hayz (kanı) değil, bir damar (kam)dır. Boy abdesti al [288] namazım kıl buyurdu." Aişe der ki: Ümmü Habîbe, kız kardeşi Zeyneb bint. Cahş'ın odasında bir leğen içinde yıkanır, kanın kırmızılığı suyun yüzüne çıkardı. İbn Şihâb'da der ki: "Bun bu hadis, Ebu Bekr b. Abdurrahman b. Haris b. Hişâm'a anklettim. Ebu Bekr: Allah, Hind' [289] rahmet etsin. Bu fetvayı o işi t şeydi, vallahi ağlardı. Çünkü o, (müstehaza olması nedeniyle) namaz kılmazdı' dedi. [290] Bu lafız, Müslim'e aittir.[291] Buhârî'nin kısa bir şekilde naklettiği rivayet ise şu şekildedir: Ümmü Habîbe, yedi yıl istihaza oldu ve bu hususu Resulullah (s.a.v)'e sordu. Resulullah (s.a.v), ona, yıkanmasını emredip: Bu, (hayz kanı değil,) bir damar (kam)dır' buyurdu. Bunun üzerine Ümmü Habîbe, her namaz için boy abdesti alır oldu.[292] Buna benzer bir rivayet, kanın kırmızılığı suyun yüzüne çıkardı" ifadesine kadar nakledilmiş, bundan sonrası rivayet edilm em iştir.[293] Başka bir rivayette ise Hz. Aişe şöyle demektedir: Ümmü Habîbe bint. Cahş, Rg s ulu İlah (s.a.v)'den fetva isteyerek: Ben, istihazalıyım1 dedi. Resulullah (s.a.v): Bu, hayz (kanı) değil, bir damar (kanı)dır. Boy abdesti al ve namazını kıl' buyurdu. Bunun üzerine Ümmü Habîbe, her namaz için boy abdesti alır oldu. Leys b. Sa'd der ki: "İbn Şihâb, Resulullah (s.a.v)'in, Ümmü Habîbe bint. Cahş' her namaz için yıkanmasını emrettiğini söylemedi. Her namaz için boy abdesti alma işi, Ümmü Habîbe'nin kendiliğinden yaptığı bir şeydir.[294] Yine Müslim'in bir rivayeti şu şekildedir: Abdurrahman b. Avfın hanımı Ümmü Habîbe bint. Cahş, Resulullah (s.a.v)'e, (istihaze) kan (in) dan şikayet etti. Resulullah (s.a.v), ona: Hayz in seni hapsettiği müddet bekle, sonra boy abdesti al " buyurdu. Bunun üzerine Ümmü Habîbe, her namaz için boy abdesti alır oldu.[295] Yine Müslim'in bir rivayetinde, Daha sonra yıkan ve namazım kıl" ifadesi yer almaktadır. Bu rivayetin içinde, Aişe dedi ki: Ben, Ümmü Habîbe'nin leğenini kanla dolu olduğunu gördüm [296] ifadesi de yer almaktadır.[297] Ebu Davud'un konu ile ilgili bir rivayeti şu şekildedir: Abdurrahman b. Avfın hanımı Ümmü Habîbe bint. Cahş, yedi yıl istihaza oldu. (Resulullah (s.a.v)'den, istihaze kanı ile ilgili fetva istedi.) Resulullah (s.a.v), ona: Hayz vakti geldiğinde namazı terk etmesini, bittiğinde ise boy abdesti alıp namaz kılmasını emretti' emretti." Ebu Dâvud (devamla) der ki: "Bu sözü, Zührî'nin arkadaşlarından Ev-zaî'den başka hiç kimse söylememiştir." (Ebu Dâvud ilave olarak der ki:) İbn Uyeyne: Resulullah (s.a.v), Ümmü Habîbe'ye, hayz günlerinde namazı terk etmesini emretti" ifadesini ilave etmiştir. Ebu Dâvud (devamla) der ki: Fakat bu, İbn Uyeyne'nin bir zannıdır.[298] Ebu Dâvud, bu hadisi, başka bir rivayetinde, kanın kırmızılığı suyun yüzüne çıkardı" ifadesine kadar rivayet etmiştir.[299] Yine Ebu Dâvud, bir rivayetinde, Aişe dedi ki: Bunun üzerine Ümmü Habibe, her namaz için boy abdesti alır oldu" ifadesini rivayet etmiştir.[300] Yine Ebu Dâvud, başka bir rivayetinde, Zeyneb bint. Cahş istîhaza oldu. Resulullah (s.a.v), ona: Her namaz için boy abdesti al" buyurdu. (Süleyman b. Kesir bunu naklettikten sonra bahsin başındaki) hadisi ilave etti" ifadesine yer vermiştir.[301] Yine Ebu Dâvud, diğer bir rivayetinde; Abdussamed, Süleyman b. Kesîr'den bu hadisi Her namaz için abdest al" şeklinde rivayet etti. Fakat bu, (hadisin ravisi) Abdussamed'in zannidir" ifadesine yer vermiştir.[302] Nesâî'nin bir rivayeti ise şu şekildedir: Abdurrahman b. Avfın hanımı Ümmü Habîbc bint. Cahş isti haz e oldu. Kendisinden devamlı kan geliyordu. Onun bu durumu, Resulullah (s.a.v)e bildirildi. Resulullah (s.a.v): Bu, hayız (kanı) değildir. Şeytanın rahme musallat olmasından meydana gelen bir kandır. [303] Hayız gördüğü günler beklesin. Namazı bıraksın. Daha sonra (hayız müddeti bittiğinde, istihaze kanı sırasında) kalkıp her namaz için boy abdesti alsın' buyurdu.[304] Yine Nesâî'nin bir diğer rivayeti ise şu şekildedir: Ümmü Habîbe bint. Cahş, yedi yıl boyunca istihaze oldu. Bu durumunu Peygamber (s.a.v)'e sordu. O da, ona; bu kanın hayız olmadığını, damardan gelen bir kan olduğunu, sağlıklı iken gördüğü hayız ve temizlenme müddet kadar namaz kılmamasını, daha sonra boy abdesti alarak namazını kılmasını söyledi. Bunun üzerine Ümmü Habîbe, her namaz için boy abdesti alır oldu.[305] 27. Hz. Aişe (r. anhâ)'dan rivayet edilmiştir: "Fatıma bint. Ebi Hubeyş, Ebu Hubeyş, [306] Muttalib ibn Es e d in oğludur- Resulullah (s.a.v)'e: Ben, (daimi surette) istihazalı bir kadınınım. Hiç temizlenemiyorum. Acaba namazı bırakayım mı? diye sordu. Resulullah (s.a.v), ona: Bu, hayz (kanı) değil, bir damar kamdır. Hayız kanın geldiğinde namazı kılma. Hayız(ın) bittiği zaman kanı yıka ve namaz kıl. buyurdu.[307] Süfyân'm rivayetinde, Hayız kanı geldiğinde namazı kılma. Hayızın) bittiği zaman boy abdesti al ve namazı kıl" ifadesi yer almaktadır.[308] Diğer bir rivayette şu ifade yer almaktadır: Fakat namazı, içinde hayızh bulunduğun günler sırasında kılma. (Hayızm bittikten) sonra boy abdesti al ve namaz kıl. [309] Ebu Davud'un bir rivayeti şu şekildedir: Fatıma bint. Ebi Hubeyş, Peygamber (s.a.v)'e geldi. (Burada hadisin ravisi Urve,) yukarıda geçen [310] Fatima ile ilgili haberi nakletti... Resulullah (s.a.v): (Hayızm bittikten) sonra boy abdesti al. Her namaz (vakti) için kıl abdest al ve namaz kıl1 buyurdu.[311] Nesâ nin bir rivayeti ise şu şekildedir: Fatıma bint. Ebi Hubeyş, istihaze olmuştu. (Resulullah (s.a.v)'e gelip durumunu sordu.) O da: Hayız kanı, bilinen siyah bir kandır. [312] Hayız günleri(nde), namazı kılma. Hayız günleri(n) bittiğinde abdest al' buyurdu.[313] Nesâî'nin bir rivayetinde, şu ilave yer almaktadır: Resulullah (s.a.v)'e: Boy abdesti almayacak mı?' diye soruldu. Resulullah (s.a.v)'de: Zaten hiç kimse bunda şüphe etmiyor diye cevap verdi. [314] [287] İslam hukukçuları, kadınların gördükleri kanı üçe ayırmışlardır: 1. Hayız (=adet) Kanı, 2. Nifas {=Ioğusa) Kanı, 3. İstihaze Kanı. İstihaze Kanı: Rahim içi damarlardan hayız ve nifas hali dışında bir hastalık veya yapısal bir bozukluk sebebiyle gelen özür kanıdır. Diğer bir ifadeyle, İstihaze; kadının hayız ve loğusalık dışındaki kanamalarının genel adıdır. İstihaze kanı konusunda, her bir kadının kendi tecrübe ve kanaatinin önemli olduğu ve nihai olarak tıp biliminin tespitlerinin ölçü alınması gerektiği bilinmelidir. İstihaze kanı; dinmeyen burun kanaması, tutulamayan idrar ve yaradan sürekli kan akması gibi sadece abdesti bozan bir özür halidir. Bu durumdaki kadın, gerekli maddî-bedenî temizliği yapar, gerekli tedbirleri alır ve özürlü kimselere tanınan ruhsat ve muafiyetleri kullanarak her bir namaz vakti için ayrı ayrı namaz abdesti alıp ibadetlerini yerine getirir. Hanefi mezhebine göre; adet hali belli olan müstehaza bir kadının hayzının bittiği, adet halinin geçmesiyle bilinir.Kadın adet zamanını şaşırırsa araştırır. Adet günlerinin geçtiğine kanaat getiremezse, bildiği günlerin en azıyla amel eder. Yeni hayız görmeye başlayan bir kızın adet hali, sabit olmaksızın kanı kesilmeyip devam edecek olursa, her ayın on günü adet haline sayılır, yirmi gün de temizlik müddeti sayılır. (Ç) [288] Bu kanın, hayız kanı değil de, damardan gelen bir kan olması nedeniyle boy abdestini gerektirmemesi gerekir. O halde Resulullah (s.a.v), istihaze halinde boy abdesti alınması gerektiğini niçin emretmiştir? Resulullah (s.a.v)'in bu emri, hayızdan yıkanma şeklinde yorumlanır. Resulullah (s.a.v)'in sözünün özeti: "Bu devam eden kan, hayız kanı değil, istihaze kanıdır. Hayız günlerin geçince boy abdesti al ve namazını kıl" şeklindedir. İmam Şafiî {ö. 204/819), istihaze olan Ümmü Habîbe'nin, her namaz için tetavvu olarak boy abdesti aldığını söylemektedir. Cumhura göre, Resulullah (s.a.v), Ümmü Habîbe'ye; her namaz için boy abdestini emretmemiştir. Müslim, Hayz 63 .{334); Tirmizî, Taharet 96 (129)'de de geçtiğine göre; bu hanım, boy abdesti alma işini, kendi başına yapmıştır. Ebu Dâvud, Taharet 109 {285)'de, bunun, Evzaî (ö. 157/774)'den başka hiç bir kimsenin söylemediği belirtilmiştir. Ayrıca her namaz için boy abdesti alma işini, kanın azalmasını sağlamak için bir tedavi metodu olduğu şeklinde yorumlamak ta mümkündür. Ümmü Habîbe hadisinin, Fatıma bint. Ebi Hubeyş hadisiyle nesh edildiği de ileri sürülmüştür. Hattabî (ö. 388/998)'ye göre; bu hadis, kısa bir şekilde rivayet edilmiştir. Kadının hali, genişçe bir şekilde açıklanmamıştır. Her istihazalı ^kadına boy abdesti almak vacip değildir. Boy abdesti alma emri; gelen kanın, hayız kanı mı, yoksa istihaze kanı mı olduğunu ayı-ramayan yada gününü, vaktini ve sayısını unutan kimse kadın İçin geçerlidir. Böylesi bir kadın, hiçbir namazını terk edemez ve her namaz için yıkanması gereklidir, (ç) [289] Burada geçen "Hind"in, hadisin ravisi olan Ebu Bekr ibn Abdurrahman'ın hanımı mı, yoksa akrabası mı olduğuna dair hiçbir yerde bir bilgiye rastlanılmam ıştır. İbn Hacer (ö. 852/1447)'in, "el-İsâbe" adlı eserinin sonunda bir "Hind"den bahsedilmiş, fakat kim olduğu açıklanmamıştır, (ç) [290] Buhârî, Hayz 26; Müslim, Hayz 63-66 (334); Ebu Dâyud, Taharet 110 (288, 289, 290, 291}; Tirmizî, Taharet 96 (129); Nesâî, Hayz 2, 3, 4; İbn Mâce, Taharet 115; Ahmed b. Hanbel, 6/71, 215, 296 [291] Müslim, Hayz 64 [292] Buhârî, Hayz 26; Ebu Dâvud, Taharet 110 (288} [293] Ebu Dâvud, Taharet 110 (288) [294] Müslim, Hayz 63 (334); Tirmizî, Taharet 96 (129) [295] Müslim, Hayz 66 [296] Leğenin kanla dolu olmasından maksat; saf kanla dolu olması demek değildir. İşin aslı, o leğen içinde yıkandığında leğendeki suyun içerisine damlayan kan, suyun rengini kan rengine çevirmiş olmasıdır, (ç) [297] Müslim, Hayz 65; Ebu Dâvud, Taharet 107 (279) [298] Ebu Dâvud, Taharet 109 (285); Nesâî, Hayz 2, 4 [299] Ebu Dâvud, Taharet 110 (288) [300] Ebu Dâvud, Taharet 110 (289, 290, 291) [301] Ebu Dâvud, Taharet 110 (292); Müslim, Hayz 63 (334); Nesâî, Hayz 4 [302] Ebu Dâvud, Taharet 110 (292) [303] Kadınların öteden beri gelen adetlerinin biyolojik sebeplerine uymadığı İçin şeytanın vur-masıyla adet kanamasının meydana gelmeyeceği bir gerçektir. Bu tür kanamalar, bazı kadınlarda olduğu malumdur. Bunun, bünye ve hastalık sebebiyle, özellikle de sıcak ülkelerde kanamanın fazla olması sebebiyle damar çatlamasında olacağı açıktır. Böyle bir durumda Peygamber (s.a.v)'in tavsiye buyurduğu yol; belli bir müddet sonra yıkanmak ve özürlüler gibi, her namaz ayrı birer abdest alarak namazını kılmaktır. Ayrıca şu mananın da netlik kazanması lazımdır ki; şeytanın vurması, onun fırsat gözetleyip kadını kandırması, insanın en zayıf olduğu yönünden gelip istediğini yaptırması demektir. B.k.z: G. Scognamillo & A. Arslan, Doğu ve Batı Kaynaklarına Göre Şeytan, Karizma Yay. 3. baskı, İst. 2002, s. 217 [304] Nesâî, Taharet 135, Hayz 4 [305] Nesâî, Taharet 135 [306] Ebu Hubeyş'in asıl adı, Kays b. Muttalib'dir. (ç) [307] Buhârî, Hayz 19, 24; Müslim, Hayz 62 (333); Ebu Dâuud, Taharet 108 (282), 112 (298); Tirmizî, Taharet 93 (125); Nesâî, Hayz 4, 6; İbn Mâce, Taharet 115 (621, 624); Ahmed b. Hanbel, 6/128, 129 [308] Buhârî, Hayz 24 [309] Buhârî, Hayz 24 [310] Ebu Dâvud, Taharet 108 (282) [311] Ebu Dâvud, Taharet 112 (298) [312] Bu ifade, hayzın başlangıcını ve bitiş zamanını belirtmek içindir. İstihazalı kadın, ya kanın sıfatından yada adet günlerinde kanın gelmesinden, gelen kanın hayız kanı olduğunu bilir. Fatıma bint. Ebu Hubeyş'in de, adet hali bilinen bir kadın olduğu ihtimal dahilindedir. Hanefiler İle İmam Ahmed (ö. 241/795)'in meşhur olan görüşüne göre; bu meselede, kanın rengine değil, adet haline itibar edilir, (ç) [313] Nesâİ, Taharet 138, Hayz 6 [314] Nesâî, Taharet 138, Hayz 6 Konu Başlığı: Ynt: Müstehazanın yıkanması ve namaz kılması Gönderen: Sevgi. üzerinde 10 Ağustos 2022, 02:33:15 Esselamü Aleyküm. Bu bilgileri bizlerle paylaşan kardeşlerimizden Allah razı olsun
|