๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => 7 Hadis İmamının İttifak Ettikleri Hadisler => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 16 Mart 2011, 20:27:17



Konu Başlığı: Edeb bölümü
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 16 Mart 2011, 20:27:17
OTUZBİRİNCİ BÖLÜM
 
EDEB BÖLÜMÜ [1]

 
1. Saça Saç Ekleyen, Ekletme Yapan, Dövme Yapan Ve Yaptıran Kadınların Bu Yaptıklarının Haram Olması

 

274. Abdullah ibn Mes'ûd (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

"Allah dövme yapan ve yaptıran kadınlara, yüzden kıl yolan ve yolduran kadınlara, güzellik için [2] diş törpilettiren kadınlara, Allah'ın yarattığı şekli değiştiren kadınlara lanet etmiştir.

Bu söz, Esed oğullan (kabilesi) nden Ümmü Ya'kûb denilen bir kadının kulağına gitmişti. Bu kadın, (o sırada) Kur'an okuyordu. Hemen Abdullah ibn Mesuda gelip (ona):

Senden benim (kulağım)a gelen bu söz de ne? Sen dövme yapanlara ve yaptıran kadınlara, yüzden kıl yolduran kadınlara, güzellik için diş törpületenler kadınlara, Allah'ın yarattığı şekli değiştiren kadınlara lanet okumuşsun! dedi. Abdullah ibn Mes'ûd:

Resulullah (s.a.v)'in lanet ettiklerine ben neden lanet etmeyecekmişim. Hem bu, Allah'ın Kitabı'nda da var dedi. Kadın:

Doğrusu ben mushafin iki kapağı arasındakileri okudum. Fakat böyle bir şey bulamadım' dedi. Abdullah ibn Mes'ûd:

Gerçekten Kur'an-ı okudunsa, mutlaka bulmuşsundur. Yüce Allah, "Peygamber size neyi getirmişse onu alın! Sîzi neyden yasakladı ise hemen (ondan) vazgeçin [3] (mealindeki) buyurdu' dedi. Bunun üzerine kadın:

Gerçekten ben şimdi senin hanımının üzerinde bundan bir şey görüyorum1 dedi. Abdullah ibn Mes'ûd:

Git de bak! dedi.

Bunun üzerine kadın, Abdullah ibn Mesudun hanımının yanına girdi. Fakat (onda bununla ilgili) bir şey göremedi. Abdullah ibn Mes1-ûd'un yanına gelip:

Bir şey göremedim' dedi. Abdullah ibn Mes'ûd:

Bana bak! Böyle bir şey onda olsaydı, onunla bir arada olamazdık diye cevap verdi.[4]

(Hadisin lafzı, Müslim'e aittir.) [5]

Konu ile ilgili kısa bir rivayette ise şu ifade yer almaktadır:

Peygamber (s.a.v), dövme yapan kadınlara lanet etmiştir."

Bu (cümleye) herhangi bir ilave yapılmamıştır.

Bu hadisfin hu şekildeki metnin)i; Buhârî ile Müslim rivayet etmiştir.

Tirmizî, bu hadisin sadece bir kısmını rivayet etmiş, kadın ile ilgili olayı anlatmamıştır.

Saç ekleyen kadınlara" ilavesiyle

Ebu Dâvud ise, bu hadisi, O rivayet etmiştir.

Nesâî ise, bu hadisi şu şekilde rivayet etmiştir:

Bir kadın, Abdullah ibn Mes'ûd'a gelip (ona):

Ben, saçları az olan bir kadınım. Saçlarıma (ilave saç) takmam uygun olur mu?' diye sordu. Abdullah ibn Mes'ûd:

Hayır diye cevap verdi. Kadın:

Bunu(n caiz olmadığını); Resulullah (s.a.v)den mi duydun, yoksa Allah'ın Kitabı'nda da mı gördün?' diye sordu. Abdullah ibn Mes'ûd:

Hayır, Resulullah (s.a.v)'den duydum ve bunu Allah'ın Kitabında da bulurum' diye cevap verdi. [6]

Yine Nesâî'nin konu ile ilgili başka bir rivayeti şu şekildedir:

Resulullah (s.a.v) dövme yapan ve yaptıran kadınlara, [7] yüzden kıl yolan ve yolduran kadınlara, [8] güzellik için diş törpilettiren kadınlara lanet etmiştir.[9]

Yine Nesâî'nin konu ile ilgili diğer bir rivayette, Abdullah ibn Mes'ûd şöyle der.

Resulullah (s.a.v)'i; yüzden kıl yolan ve yolduran kadınlara, yüzden kıl yolduran kadınlara ve yüce Allah'ın yarattığı şekli değiştiren kadınlara lanet ederken işittim.[10]

Yine Nesâî'nin konu ile ilgili başka bir rivayette, Abdullah ibn Mes'ûd öyle der; şöyle der;

Resulullah (s.a.v) dövme yapan ve yaptıran kadına, saça saç ekleyen ve ekleten kadına, faiz yiyen ve yediren kimseye, (üç talakla boşanan kadının tekrar ilk kocasına helal olması için) hülle (geçici nikah) yapan ve kendisi için hülle yapılan (kocay)a [11] lanet etmiştir.[12]

275. Abdullah ibn Ömer (r.anhümâ)'dan rivayet edilmiştir: Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

Allah, saça saç ekleyen ile ekleten kadına [13] ve dövme yapan île yaptıran kadına lanet etmiştir.[14]



[1] Edeb: Bir toplumda örf, adet ve kural halini almış iyi tutum ve davranışlar veya bunları kazandıran bilgilerdir.

Başta Kur'an-ı Kerim ve hadis külliyatı olmak üzere, bütün bu ve benzeri kaynaklarda yüksek bir ahlaka ulaşmanın şartlarına ve kuralların, dolayısıyla gerçek müslüman kimliğinin ölçülerine yer verilmiştir.

İslam kültüründe "edeb" terimi, erken dönümlerden itibaren dinî literatürde geniş bir kullanım alanı bulmuştur. Buhârî (ö. 256/870)'nİn "Câmiu's-Sahîh"i gibi diğer bir çok hadis mecmuasında "Edeb" bölümleri yer almaktadır. Daha sonraları Edeb ile ilgili birçok kitaplar yazılmıştır, (ç)

[2] Teknolojik ve cerrahî tıptaki gelişmelere paralel olarak günümüzde giderek yaygınlık kazanan ve tedaviden ziyade vücudun dış görünüşünü güzelliştirmeyi amaçlayan estetik ameliyatlar hakkında, klasik fıkıh literatüründe özel bir açıklamanın bulunmayışı gayet doğaldır. Ancak vücuda yapılan estetik veya tıbbî müdahalelerle ilgili söz konusu hadislere ilave olarak sünnette ve fıkıh literatüründe yer alan bazı açıklamalar bu konuya ışık tutacak niteliktedir.

Hz. Peygamber (s.a.v) döneminde Urfece adlı sahabinin savaşta burnu kopmuş, yerine gümüşten sun'i bir burun yaptırmıştı. Ancak bu gümüş burnun koku yapması üzerine Hz. Peygamber {s.a.v), bu sahabinin altından burun yaptırmasına izin verdi (Tirmizî, Ubâs 31). Burada Allah'ın yarattığı şekii değiştirme değil, ihtiyacın bulunması ve tedavi amacı söz konusudur.

Klasik dönem fakihlerinin muhtemel ve farazi olaylar üzerine yaptığı açıklamalr dikkate alınırsa, onların vücut üzerinde yapılacak tasarruflarda tedavi kastının, ihtiyaç veya zaruretin bulunmasını esas aldıkları görülür. Nitekim doğuştan fazla bir uzvu, örneğin parmağı, dişi kestirmeyi, şaşılık, zihinsel engellilik, yanıklar, yaratıldığı hal ve şekli değiştirme değil, hilkate, normale dönüş ve bir zararın izalesi olarak değerlendirdiklerinden bu tür tedavi amaçlı müdahaleleri caiz görürler.

Halbuki günümüzde oldukça yaygın olan estetik cerrahî müdahalelerin önemli bir kısmı; burun, çene, kulak, gogüs, bacak gibi organların daha güzel görünüp sahibini daha genç göstermeyi sağlama gayesine matuftur. Yaşlanma ile ciltte meydana gelen kırışıklıkların giderilmesi, yüz cildinin gerilmesi, vücut yağlarının ameliyatla alınması gibi estetik ameli­yatlarda, tedaviden ziyade estetik duygusu insanlar arasında daha genç ve güzel görünme gayesi hakimdir.

Vücut üzerindeki tasarruflar, özellikle estetik cerrahî müdahalelerle ilgili olarak şu kural ve ölçüler zikredilerek genel bir değerlendirme yapılabilir:

1.  Vücut üzerinde tasarrufa, estetik cerrahî ve müdahaleye ancak bir tür tedavi olarak tıbbî ihtiyaç ve zaruret halinde başvurulmalı, bu ölçünün dışına çıkılmamalidır.

2.  Daha kolay ve basit başka bir yol ve usulün bulunmaması gerekir.

3.  Gaye aslî yaratılışı değiştirmek olmamamh, doğuştan (^genetik olarak) taşıdığı özellik ve şekli, yaşın ve tabiatın icabı meydana gelen gelişmeleri değiştirme kastı taşımamalıdır.

4.  Hile, aldatma ve yanlış anlamaya yol açmamalı, böyle bir amaç taşımamalıdır.

5.  Karşı cinse benzeme kastının bulunmaması gerekir.

6.  Müdahalenin yapılmasının galip zanna dayanan bir yararı, yapılmamasının da fiilî ve halen mevcut bir zararı bulunmalıdır.

B.k.z: Komisyon, İlmihal, T.D.V., İstanbul 1999, 2/83-84 (ç)

[3] Haşr: 69/7

[4] Buhârî, Libâs 82, 84, 85; Müslim, Ubâs 120 (2125); Ebu Dâvud, Teraccüî 5 (4169); Tirmizî, Edeb 33 (2782); Nesâî, Zînet 23, 24; İbn Mâce, Nikâh 52 (1989); Ahmed b. Hanbel, 1/454

[5] Müslim, Libâs 120 (2125)

[6] Nesâî, Zînet 23

[7] İslam bilginleri, dövme yaptırmayı, Allah'ın yarattığı şekil ve surette kalıcı değişiklik meydana getirdiği İçin caiz görmemişlerdir. Bundan dolayıda hem yapanı ve hem de yaptıranı bu eylemden kaçınmaları gerektiğini belirtmişlerdir. B.k.z: Komisyon, İlmihal, T.D.V, 2/82 (ç)

[8] Kadına nispetle yüz, güzelliğin aynası ve odak noktasıdır. Yaratılışın güzelliği de onda tezahür eder. Allah her şeyi olduğu gibi yüzü de, ahenkli, dengeli ve mükemmel bir şekilde yaratmıştır. Gerek bu anlayışın esas alınması ve gerekse de Hz. Peygamber (s.a.v)'den rivayet edilen bazı hadisler sebebiyle, yüzdeki kılları yolmanın, kaşları inceltme ve kirpikleri uzatmanın şer'i hükmü İslam alimlerini bir hayli meşgul etmiştir. Konu ile ilgili yasaklamayı bildiren hadislerin, hangi tür fiilleri kapsadığı İslam hukukçuları arasındas tartışma konusu olmuştur.

Çoğunluğa göre; kadının, kocası için ve onun izniyle yüzünde biten kılları alması, makyaj yapması, hatta kaşını düzeltmesi/inceltmesi caiz olup hadisteki yasak, kadının dışarı çıkmak için yüz kıllarını yolması ve kal aldırması ile ilgilidir.

Hadiste yasaklanan kıl koparmayı; yüzde sonradan biten ve yüzü çirkinleştiren yüz kıllarını koparma değil de, kaşları inceltmek yada yukarı kaldırmak İçin kaş kıllarını yolma olarak anlamak daha doğru görünmektedir.

Hadiste, gerek saç ekleme ve boyama ve gerekse de yüz kıllarını yolma hakkında gelen yasak; yaratılışı değiştirme, insanları aldatma, farklı görünme gibi gayelerle yapılan sun'i müdahalelerle ilgilidir. Yoksa saçları bitmeyen veya anormal bir şekilde dökülen kimsenin, erken yaşta saçı ağaran, yüzü/vücudu anormal bir şekilde kıllanan çocuğun tıbbî müdahale ile, ilaçla veya ameliyatla tedavi olup normal bir yapıya kavuşturulmasında bir sakıncanın olmadığı açıktır.

Günümüzde yanlış ve bilinçsiz bir şekilde kullanılan ilaçların, tabiat dengesindeki bozuklukların vücudun hormonal dengesini de bozduğu ve bazen bu tür tedavi ve müdahaleleri kaçınılmaz kıldığı aşikardır.

B.k.z: Komisyon, İlmihal, T.D.V., İstanbul 1999, 2/81-82 (ç) 

[9] Nesâî, Zînet 24 

[10] Nesâî, Zînet 26

[11] Muhallil; Hulİeci koca demektir. Dolayısıyla Muhallil; üç talakla boşanmış bir kadının,

boşayan kocasına helal olması niyetiyle veya boşamak şartıyla o kadınia evlenen adama denilir.

Muhallel leh: Kendisi için hülle yapılan koca. Buna göre kendisi İçin bu iş yapılan kadının eski kocası, sözde boşadiği kadın, başka bir adamla evlendirilmek suretiyle onun İçin helal kılındığından ona bu ad verilmiştir, (ç)

[12] Nesâî, Talâk 13

[13] Bazı İslam bilginleri, konu ile ilgili sahabe arasında meydana gelen olayların ve taleplerin hepsini dikkate alarak hadislerdeki yasağı; Allah'ın yarattığı şekli değiştirme ve insanları aldatma illetine dayandırarak saça saç eklemeyi ve dökülmüş saçın yerine başkasının saçını takmayı caiz görmezler.

Çoğunluk ise, hadislerdeki yasağı; insanın herhangi bir parçasını kullanmanın insanoğluna hürmeten caiz olmayışı illetine dayandırarak insan saçı haricinde ipek, İplik, yün gibi şeylerden peruk yapmayı caiz görmüşlerdir. Yalnız dinen necis sayılan kıl ve tüylerden yapılan peruğun kullanılmasının ise caiz olmadığı belirtilmiştir.

Hadiste, kadınlara vurgu yapılması, o zaman da bu tür uygulamaları kadınların yapmasından kaynaklanmaktadır. Yoksa hüküm, hem erkekler ve hem de kadınlarla ilgilidir, (ç)

[14] Buhârî, Libâs 83, 85, 87; Müslim, Libâs 119 (2124); Ebu Dâvud, Teraccül 5 (4168); Tirmizî, Edeb 33 (2783); Nesâî, Zînet23; İbn Mâce, Nikâh 52 (1987); Ahmed b. Hanbel, 2/21


Konu Başlığı: Ynt: Edeb bölümü
Gönderen: Sevgi. üzerinde 31 Aralık 2022, 16:50:04
Esselamü Aleyküm Rabbim bizleri herdaim rızasına uygun şekilde yaşayan kullarından eylesin
 


Konu Başlığı: Ynt: Edeb bölümü
Gönderen: Mehmed. üzerinde 10 Ocak 2023, 12:56:35
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri doğru yolllara iletsin Rabbim paylşaım için razı olsun