๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => 7 Hadis İmamının İttifak Ettikleri Hadisler => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 19 Mart 2011, 15:56:11



Konu Başlığı: Diyetler bölümü
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 19 Mart 2011, 15:56:11

YİRMİBİRİNCİ BÖLÜM
 
DİYETLER BÖLÜMÜ [182]

 
1. Müslümanın Kanın Ancak Üç Şeyden Biriyle Helal Olması

 

229. Abdullah ibn Mes'ud (r.a)'tan rivayet edilmiştir:

Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:

Allah'tan başka ilah olmadığına, benim Allah'ın Resulü olduğuma şehadet eden Müslüman bir kişinin kanı ancak üç şeyden birisiyle [183] helal olur:

1.  Zina eden evli kimse,

2.  (Haksız yere) adam öldüren kimse,

3.  Dinini terk edip (islam) topluluğundan ayrılan kimse.[184]

Bu hadis(in bu şekildeki metnin)i; Buhârî, Müslim, Ebu Dâvud, Tirmizî iie Nesâî rivayet etmiştir.

Yine Nesâî'nin konu ile ilgili bir rivayeti şu şekildedir:

Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki, Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim Allah'ın Resulü olduğuma şehadet eden hiçbir müslümanm öldürülmesi caiz değildir:

1.  (Dinini terk edip) İslam topluluğundan aynlan kimse,

2. Zina eden evli kimse,

3. (Haksız yere) adam öldüren kimse,[185]

Yine Buhârî'nin konu ile ilgili bir rivayetinde şu ifade yer almaktadır:

1. (Haksız yere) adam öldüren kimse,

2.  Zina eden evli kimse,

3.  Dinini terk edip (İslam) topluluğundan aynlan kimse, [186]


[182] İnsan veya insan uzvunun telef edilmesi karşılığı olarak verilmesi gereken tazminat, kan bedeli.

Diyetin meşruiyeti, Kitap, Sünnet ve Sahâbe-i Kiram'in İcmâı ile sabittir. Bilindiği gibi kas-den öldürme hadisesinde "kısas" gündeme girer. Kısas cezasında, hem Altah'ü Teâlâ'nm hukuku, hem kul hukuku bir aradadır. Kısasın İcra edilebilmesi için, öldürülen kimsenin velisinin cezasının tatbikini istemesi esastır. 2ira Kur'ân-ı Kerim'de: "Kim, mazlum olarak öldürülürse, biz onun (öldürülenin) velisine bir salâhiyet vermişizdir. O da (öldürülenin velisi), Öldürmekte aşırı gitmesin. Çünkü o, zaten yardıma mazhar olmuştur" (İsrâ: 17/33) hükmü beyan buyurulmuştur. Öldürülen kimsenin velîsi, kısası talep etmek veya diyete razı olmak noktasında serbesttir.

Kısasın taibîki, affetme veya sulh yapma noktasında tek yetkili, maktulün velîsidir. Esasen, zarara uğrayanların başında da, maktulün velileri gelir.

İnsan veya insanın bir uzvunun telef edilmesi, kasden veya hatâen olabilir. Mümin bir erkek, hatâen bir kardeşini Öldürürse, maktulün velîsine diyet vermek mecburiyetindedir. Bu husus kafi nassla sabittir.

Öldürülen mümin bir erkeğin diyetinin bin dinar altın olduğu Sünnetle sabittir. İmam Azam Ebu Hanîfe (rh.a) diyetin yüz deve (Tirmizî, Diyet 1) veya bin dinar alün veya on-bin dirhem gümüş olarak verilmesinin esas olduğunu söylemiştir.

Öldürülen kimsenin müslüman olup olmamasının diyetin miktarına etki edip etmemesi hususunda İki ayrı görüş vardır. Hanefî fukahası, Rasûlullah'm: "Her ahid sahibinin diyeti bin dinar altındır" (Ebu Davud, Diyet 16) hadisini esas alarak, DarM-İslâm tebaasından olan gayrimüslimin (zimmînin) diyeti, tıpkt müslümanın diyeti gibidir, hükmünde İttifak etmiştir.

İkinci görüş gelince, İmam Şafiî (rh.a) Amr b. Şuâyb (r.a)'dan rivayet edilen: "Zımnînin (gayrimüslimin) diyeti; mttslümanlann diyetinin yarısıdır" (Ebu Davud, Diyet 16-21) hadisini esas alarak, eşitlik sözkonusu olmayacağını beyan etmiştir.

İslâm uleması, "diyetin kim tarafından ve nasıl Ödeneceğini" izah ederken, "âkile" üzerinde durmuştur. Bilindiği gibi, akıl kelimesi, men etmek, tutmak ve korumak gibi mânâlara gelmektedir (Molla Hüsrev, a.g.e., 11,124). Hatâen bir cürüm işleyen kimseden diyet borcunu kaldırmak ve onun suç işlemesini Önlemek, baba tarafından en yakın akrabaların görevidir. Rasûlullah (s.a.v)'ın, Huzeyl kabilesinden İki kadının kavgası sonucu ortaya çıkan cenin cinayetini hükme bağlarken, hamile kadının karnına vuranın akılesine hitaben: "Kalkınız ceninin diyetini (gurreyi) veriniz" (Müslim, Kasame 11; Ebu Davud, Diyet 21; Tirmizî, Diyet 18; İbn Mâce, Diyet 17) emri, bu hususta kati bir delildir. Kasden işlenen cinayetlerde akile herhangi bir ödemede bulunmaz.

Hanefi fukahası: "Beşyüz dirheme kadar olan cezalarda, akile, hiçbir şey ödemekle mükellef değildir. Bunu cinayeti işleyen kimse bizzat kendisi öder. Beşyüz dirhem gümüşü (yaklaşık 100 koyun fiyatını) aştığı zaman, suçlunun akılesine dahil olan (kadın ve çocukların dışındaki her ferd) üç veya dört dirhem ödemek durumundadır. Hz. Ömer (r.a), Ra-sûlullah'tan bu ödemenin üç yıl içerisinde olacağını rivayet etmiştir" (İmam Serahsî, a.g.e., 27, 127; İmam Kâsâni, a.g.e., VIl/256; Molla Hüsrev, 11/125) hükmünü esas almıştır.

Hataen bir cinayet işleyen kimsenin, yakın veya uzak hiçbir akrabası veya bağlı bulunduğu bir divan yoksa, Beytü't-Mâl, âkile görevini üstlenir ve İslâm devleti diyeti öder. B.k.z. Şamil islam Ansiklopedisi, Diyet maddesi, (ç)

[183] Hadiste, belirtilen üç gruptan birisine giren bir müslümanm öldürülebileceği, bunların dışındakilerin kanlarının helal olmadığı bildirilmektedir, (ç)

[184] Buhârî, Diyât 6; Müslim, Kasâme 25 (1676); Ebu Dâvud, Hudûd 1 (4352); Tirmizî, Diyât 10 (1402); Nesâî, Tahrimu'd-Dem 5; İbn Mâce, Hudûd 1 (2534); Ahmed b. Hanbel, 1/382, 444

[185] Nesâî, Tahrimu'd-Dem 5 

[186] Buhârî, Diyât 6