๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => 7 Hadis İmamının İttifak Ettikleri Hadisler => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 22 Mart 2011, 13:53:36



Konu Başlığı: Azad edilen kimsenin başkasının velayetine girmesi
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 22 Mart 2011, 13:53:36
3. Azad Edilen Kimsenin, Kendini Azad Eden Kimselerden Başkasının Velayeti Altına Girmesinin Haram Olması

 

182. Yezîd b. Şureyk b. Târik et-Temîmî (rh.a)'den rivayet edilmiştir: "Ali'y' minberde hutbe verirken gördüm. Onun şöyle dediğini işittim: Hayır, Vallahi! Beraberimizde, Allah'ın Kitabı ile (kılıcının kılıfında asılı bir sahifeye işaret ederek) şu sahifeden başka hiçbir şey yoktur. Bu sahifeyi yaydı. İçerisinde, develerin yaşları [26] ile yaralara ait bazı şeyler vardı. Yine bu sahife de,  (şunlar yazılı)  idi:  Peygamber (s.a.v):

Medine, Âir ve Sevr arası [27] (olmak üzere) haremdir. Buna göre kim (orada) bir bidat ortaya koyar yada bid'atçıyı barındırırsa, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti [28] onun üzerinedir. Kıyamet gününde Allah, o kimsenin farz veya nafile [29] hiçbir ibadetini kabul etmez. [30]

Müslümanların zimmeti [31] birdir. Bu zimmet uğrunda onların en aşağı olanı, gayret gösterir. Kim bir müslümana vermiş olduğu ahdî bozarsa, (kıyamet gününde) Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerinedir.

(Hürriyetine kavuşturulmuş kölelerden) birisi, (eski) efendilerinin izni olmadan bîr başkasını efendi edinecek olursa, [32] (bir rivayette ise: Kendisini, babasının dışında birisine nispet ederse) (kıyamet gününde) Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerinedir. Kıyamet gününde Allah, o kimsenin farz veya nafile hiçbir ibadetini kabul etmez' buyurdu. [33] (Birinci rivayet)

Bu hadis(in bu şekildeki metnin)i, Buhârî ile Müslim rivayet etmiştir.

Yine Buhârî'nin, konu ile ilgili Ebu Cuhayfe'den yaptığı rivayet ise şu şekildedir: Ali'ye:

Allah'ın kitabında bulunandan başka yanınızda vahiyden bîr şey var mıdır?' diye sordum. Ali:

Hayır (yoktur.) Taneyi toprak içinde yaran ve insanı yaratan Allah'a yemin ederim ki, benim bildiğim şey, ancak Allah'ın Kurandaki hükümleri anlama hususunda insana ihsan etmekte olduğu anlama kabiliyeti ile (bir de, kılıcının kınındaki şeyi işaret ederek) şu s ah i fede yazılı olan hükümlerdir' diye cevap verdi. Ben:

Bu sahifedeki hükümler nelerdir?1 diye (tekrar) sordum. Aile:

Bu sahifede; öldürülen kimsenin diyeti, esirin kurtarılması ve bir kafire karşı bir müslümanın öldürülemeyeceği hükümleri vardır' dedi, [34] (İkinci rivayet)

Tirmizî ise birinci rivayeti [35] ve ikinci rivayeti [36] hem kısa ve hem de tam olarak nakletmiştir.

Ebu Dâvud ise Medine'nin haram kılınması ve Müslümanların zimmeti ile ilgili hususu İbrahim et-Teymî yoluyla babasından,[37] bu rivayetin bir benzerini de Ebu Hassan yolundan [38] nakletmiştir.

Nesâî'de, Ebu Cuhayfe rivayetini nakletmiştir. [39]

Yine Nesâî'nin konu ile ilgili Ebu Hassân'dan naklettiği rivayet ise şu şekildedir:

Ali: Resulullah (s.a.v), kılıcımın kınındaki sah i feden başka, başkalarına yapmadığı bir vasiyeti bana yapmadı' dedi.[40]

(Orada bulunan kimseler,) bu sahifeyi görmede ısrar edince, sahifeyi çıkardı. Bu sahifenin içinde şunlar (yazılı) idi:   

Mü minlerin kanları birbirlerine eşittir. Onlardan en aşağı mertebede olan (herhangi) biri, (düşmana) eman verebilir. Onlar, kendilerinin dışında olan kimselere karşı tek vücutturlar. Mü'min, kafire karşı öldürülmez. Eman verdiğiniz kimse, emamna bağlı kaldığı müddetçe öldürülmez. [41]


[26] Develerden maksat; diyet olarak verilen develerdir. Hz. Ali'nin sahifesinde bunların kaçar yaşında olmaları lazım geldiği belirtiliyormuş (ç)

[27] £.r ye gevr Medine civarında bulunan iki dağdır. Âir, Medine'nin güneyinde Medine'ye iki saatlik bir mesafededir. Sevr ise; Uhud'un kuzeyinde kızıl renkte küçük bir dağdır. İşte bu iki dağ arası, Medine'nin haremidir.

İmam Mâlik, İmam Şafiî İle İmam Ahmed'e göre; Medine'nin haremi de, Mekke'nin haremi gibidir. Avını öldürmek ve ağacını kesmek yasaktır. Hanefilere göre ise; Medine'nin harem kılınmış bir bölgesi yoktur. Çünkü Medine'nin sınırları içerisinde bulunan ağaçları kesmekte ve orada avlanmakta herhangi bir sakınca yoktur. Hanefiler bu konuda Re-sululfah (s.a.v), Enes'in kardeşi Umeyr'e, "Nuğayr" adı verilen kuşla oynamasına izin vermesini kendilerine delil olarak almışlardır, (ç)

[28] Lanet: Gazap ve reddetmek, hayrdan uzaklaştırmak demektir. Fakat burada lanet ile kast edilen; Medine'de günah işleyen bir müslümanın ebediyen cennet yüzü görememesi de­ğil, cennete doğrudan doğruya giremeyip bir müddet azab görmesidir. Yani bu lanet, kafirler hakkında olan lanetle aynı manada değildir. Çünkü kafirler, ilahi rahmetten tamamen mahrum kalacak ve ebediyen cennet yüzü göremeyeceklerdir. B.k.z: A. Davudoğlu, Sahih-i Müslim Tercüme ve Şerhi, 7/579-580 (ç)

[29] Hadisin metninde geçen "Sarf' kelimesi, farz olan ibadet anlamındadır. "Adi", ise, nafile ibadettir. Bunun aksini iddia edenler de olmuş, yine bu ikisine başka anlamlar yükleyenler de olmuştur, (ç)

[30] Yani o kimsenin ibadetini rızasıyla kabul etmez. Yoksa o kimsenin ibadetiyle hak ettiği mükafatı verir, (ç)

[31] Müslümanların zimmeti; kafirleri koruyacaklarına dair verdikleri sözdür. Buna "Emân vermek" denir. Bir Müslüman, kafirin birine eman verirse, bütün Müslümanların bu söze riayet etmeleri gerekir. Artık o kafire hiçbir Müslüman tasallut edemez. Yalnız verilen bu eman, kafirlerin belli kimseleri için geçerlidir. Hepsi için verilen bir eman geçerli değildir. (Ç)

[32] Konumuzu teşkil eden bu hadis; hürriyetine kavuşturulmuş bir kölenin kendisini azad eden eski efendisinin izni olmadan, kendisini, başka birine nispet etmesi; Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lanetine sebep olacak çirkin bir iş olarak gösterilmiştir. Çünkü hürriyetine kavuşmuş bir kölenin mirası, kendisini nispet ettiği kişiye kalacağından, kölenin yaptığı bu işte başkalarının hukukuna saldırı, nankörlük ve akrabadan ilgiyi kesmek gibi isyanlar vardır, (ç)

[33] Buhârî, İlm 39, Cihad 171, Dİyât 24, 31; Müslim, Hac 467 (1370), Itk 20 (1370); Ebu Dâvud, Menasik 95-96 (2034, 2035); Tirmizî, Velâ 3 (2127); Nesâî, Kasâme 12; İbn Mâce, 21 (2658); Ahmed b. Hanbel, 1/81

[34] Buhârî, Cihad 171, Diyât 24, 31 

[35] Tirmizî, Velâ 3 (2127)

[36] Tirmizî, Diyât 16 (1412}

[37] Ebu Dâvud, Menasik 95-96 (2034) 

[38] Ebu Dâvud, Menasik 95-96 (2035) 

[39] Nesâî, Kasâme 12

[40] Bir kısım Rafızîlerin: "Hz. Ali'nin yanında, Kur'an'dan olmayan pek çok ilim vardır. Bunların sayısı, bin baba ulaşmaktadır" diyerek bir takım asılsız haberler yaymaları üzerine Hz. Ali'nin yakınları bu yaygarayı önlemek için hakikati bizzat Hz. Ali'nin dilinden dinlemek ve tespit etmek istemişlerdir. Bu maksatla, Hz. Ali'nin yanında Resulullah (s.a.v)'in özel bir uasiyeti,bulunup bulunmadığını sormuşlar. Bunun üzerine Hz. Ali, Resulullah (s.a.v)'-in, kendisine kılıcının kınında bulunan sayfadan başka özel olarak hiçbir sır vermediğini ifade etmiştir, (ç)

[41] Nesâî, Kasâme 12


Konu Başlığı: Ynt: Azad edilen kimsenin başkasının velayetine girmesi
Gönderen: Sevgi. üzerinde 30 Eylül 2022, 03:31:52
Esselamu Aleyküm bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim


Konu Başlığı: Ynt: Azad edilen kimsenin başkasının velayetine girmesi
Gönderen: Mehmed. üzerinde 13 Ekim 2022, 07:47:37
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun