> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Klasik Tarih Eserleri > 20.Yüzyıl Tarihi > Tarihte Nato
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tarihte Nato  (Okunma Sayısı 1175 defa)
12 Eylül 2010, 01:50:20
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 12 Eylül 2010, 01:50:20 »



Tarihte Nato

NATO (North Atlantic Treaty Organization) (Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı), İkinci Dünya Savaşı?nın sona ermesini izleyen yıllarda Avrupa dengesinin bir türlü sağlanamaması ve özellikle, SSCB?nin çok üstün askerî gücüne dayanarak tek yanlı girişimlere başlaması nedeniyle oluşturulan askeri savunma örgütüdür.

İkinci Dünya Savaşı?nın ve özellikle Avrupa?daki savaşın yükünü ağır bir biçimde SSCB çekmişti. 19 Ekim 1939 tarihli Türk-İngiliz-Fransız İttifakı koşulları uyarınca İkinci Dünya Savaşı sırasında tarafsız değil, savaş dışı kalmış olan Türkiye?yi savaşa girme konusunda ikna edemeyen Müttefikler, Doğu Cephesi?ni tümüyle SSCB?ye bırakmak zorunda kalmışlardı. Bunun sonucu olarak da önemli ölçüde Müttefikler tarafından donatılan güçlü ve kalabalık bir Sovyet ordusu Avrupa?nın içlerine dek ilerlemişti.

Amerikan-İngiliz ve Sovyet kuvvetleri arasında çıkan anlaşmazlıkların çözümü için toplanan Yalta Konferansı?nda, bir anlamda paylaşım yapılmış ve çeşitli ülkeler, değişik ülkelerin etki alanı olarak kabul edilmişlerdi. Ancak, Yalta?nın yapıldığı Şubat 1945?i izleyen aylarda da bu karşılıklı huzursuzluk devam etmişti.

ABD?nin atom bombasını kullanması ve nükleer tekele sahip olması bile, SSCB?yi Yalta paylaşımına uyma konusunda zorlayıcı olamıyordu. Örneğin, kendi etki alanının dışında kalmış olan Yunanistan?da iç savaş sırasında solcu güçleri desteklemesi ve Türkiye?den belirli taleplerle ortaya çıkması, SSCB?nin kendini çok rahat hissettiğinin göstergeleriydi.

Müttefiklerin ordularını önemli ölçüde terhis etmelerine karşılık, SSCB, ordusunu terhis etmemişti ve bu ordunun önemli bir bölümü Avrupa?da bulunuyordu. Savaş sonrasında dünyada barışı kuracağı ve koruyacağı umut edilen Birleşmiş Milletler de, işlevini yerine getirmekten çok uzak bir yapı içinde pasifize olmuştu.

Şubat 1948?de Çekoslovakya Komünist Partisi?nin yaptığı darbe, Batı Avrupa?nın özgürlükçü demokrasileri için en ciddi uyarıcı oldu. 17 Mart 1948?de, yani, Çekoslovakya?daki darbeden bir ay kadar sonra İngiltere, Fransa, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg arasında ?Brüksel Antlaşması? imzalandı. Buna göre, beş devlet, olası bir saldırı karşısında kuvvetlerini birleştirmeyi ve ortak davranmayı kabul ediyorlardı.

Brüksel Antlaşması, NATO?ya giden çizginin başlangıcıydı. Fakat bu beş devletin askeri gücü, muhtemel bir SSCB saldırısını durdurabilmekten çok uzaktı. ABD?nin yer almayacağı askeri bir ittifakın, fazla bir gücü olamazdı. ABD ise Avupa politikasına karışmama konusundaki geleneksel politikasından uzaklaşmış bulunuyordu. Sınırlarının bütünlüğünü korumak için, bir ?Atlantik Duvarı? oluşturulmasından yana idi. İşte bu nedenle Nisan 1949?da ABD, İngiltere, Fransa, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, İtalya, İzlanda, Kanada, Danimarka, Norveç ve Portekiz arasında Kuzey Atlantik Antlaşması imzalandı. Antlaşmaya daha sonra Türkiye, Yunanistan, F. Almanya ve İspanya katıldılar.

NATO Antlaşması?na göre taraflardan birine ya da birkaçına yapılacak bir saldırı, üye ülkelerin tümüne yapılmış sayılacaktı. Fakat, aradan geçen yıllar boyunca, kimi esnek karşı saldırı anlayışları ortaya çıktı.1990 yılı başlarında SSCB ve Doğu Bloku ülkelerinde yaşanan baş döndürücü siyasal ve sosyal gelişmeler sonucunda sosyalist sistemin çökmesi, beraberinde NATO?nun karşıt gücü Varşova Paktı?nın da dağılmasını (Şubat 1991) getirdi.

ABD önderliğindeki yeni dünya düzeninde NATO?nun işlevinin sona ereceği düşüncesi, Körfez Savaşı (Ocak-Şubat 1991) ve Yugoslavya?nın dağılmasının ardından Sırpların Bosna Hersek Cumhuriyeti?ni haritadan silme çabaları (1992-1996) karşısında boşa çıktı. Örgüt üyeleri, her iki savaşa da caydırıcı bir güç olarak BM emrinde katıldı.

NATO, en azından bugünkü dünya konjoktöründe varlığı gerekli bir askeri örgüt olarak önemini korumaktadır. Askeri bir ittifak olmasına karşın, NATO?nun ekonomik yönü de gözardı edilemez. Gerçekten aynı ittifak zinciri içinde yer alan ülkeler arasında, ekonomik alanlarda da daha iyi bir diyalog ve işbirliği olanağının bulunması son derece doğaldır.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tarihte Nato
« Posted on: 20 Nisan 2024, 16:28:53 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tarihte Nato rüya tabiri,Tarihte Nato mekke canlı, Tarihte Nato kabe canlı yayın, Tarihte Nato Üç boyutlu kuran oku Tarihte Nato kuran ı kerim, Tarihte Nato peygamber kıssaları,Tarihte Nato ilitam ders soruları, Tarihte Natoönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes